Hiciv
Elif Mat
“Paylaş bakalım pastayı” dedi Mafya babası. “Hep bana, hep
bana yok! Madem çöktünüz marinaya biz de görelim kârdan bir parça! En iyisi bu.”
“Bana mı diyorsun? Dağıtırım burayı, batırırım dünyanızı”
dedi Derin Mehmet. “Bak ben ne için çalışıp duruyorum. Binali gibi ben de minik
yavrumu beslemeye uğraşıyorum. Ne istiyorsun bizim ekmeğimizden, ıstakozumuzdan,
yatımızdan katımızdan, toz paramızdan?”
“Ulan, ne doymaz minik yavrularınız varmış sizin? Latin
Amerika’dan gemilerle esrar geldi, kokain geldi, pudra şekeri, kağıt helva Araplara
sattınız gene yetmedi size. Kıbrıs, mıbrıs size çalışıyor. Olmadı bir de kırmızı
pabuç getirip satın. Malum Arap’ın derdi kırmızı pabuç”
“O eskidendi, modası geçti. Arap’ın derdi kırmızı pabuç
derlerdi. Şimdi yüksek ökçe, üstü değil tabanı kırmızı istiyorlar, İtalyan
malı.”
“Oldu, onu da İtalya’dan getirt bari, bir gemi”
“Ulan sen benle alay mı ediyorsun?” dedi yerinden zor
kalkarak. “Eskiden pek çeviktim, şimdi göbek ağır geliyor kalkamıyorum. Yoksa
fırlayıp gözüne yumruğu çakmıştım, bu kadar konuşturmazdım seni.” Dedi ağır
Mehmet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder