Carl Sandburg’un “Chicago” isimli şiiri
Çeviri: Elif Mat Erkmen
Dünyanın Domuz Kasabı,
Sanayicisi,
Buğday Deposu,
Demiryolu Sahibi,
Memleketin Baş Nakliyatçısı
Fırtınalı, İriyarı, Kavgacı,
Geniş Omuzluların Şehri,
Senin kötü olduğunu söylediler, inanırım çünkü boyalı
kadınların
Lambaların altında çiftçi delikanlılarını tavladıklarını
gördüm,
Düzenbaz olduğunu söylediler, cevabım;
Evet doğru, serserilerin adam öldürdüğünü,
Sonra -yeniden öldürmek için- serbest bırakıldıklarını
gördüm.
Acımasız olduğunu söylediler, cevabım:
Kadınların ve çocukların yüzünde korkunç açlığı gördüm
Bütün bu cevapları verdikten sonra benim şehrimi
beğenmeyenlere döndüm ve
Onlara aynı şekilde tepeden bakarak:
-Bana kaba saba, sapa-sağlam, kurnaz ve hayat
dolu olduğu için
Başını böylesine bir gururla, dik tutabilen bir başka şehir
gösterin- dedim.
Üst üste yığılmış bin bir zahmetli iş, savrulan suntalı küfürler;
Burası zayıf, naif şehirlerin arasına dalmış iri kıyım -vurdu
mu deviren- bir baş oyuncudur.
Dili dışarıda, heyecanla avına atılmayı bekleyen bir köpek
gibi azgın,
Vahşi doğanın içinde ayakta kalmayı beceren bir yerli gibi kurnaz.
Başı çıplak,
Kar kürer;
Dağıtır,
Planlar,
Yapar, Bozar, Yeniden Yapar,
Toz duman ağzına dolar, aldırmaz inci gibi dişlerle güler;
Kaderin ağır yükü altında kalmış genç bir adam gibi
gülümser.
Hic kavga kaybetmemiş cahil bir delikanlı gibi güler.
Övünür, kahkaha atar çünkü halkın nabzını bileğinde,
Kalbini göğsünde taşır.
Güler!
Gençliğin fırtınalı, boğuk, kavgacı sesiyle kahkaha atar,
Yarı çıplak, terli, gururlu Domuz Kasabı,
İmalatçı, Buğday Deposu,
Demiryolu Oyuncusu ve
Memleketin Baş Nakliyatçısı
olmaktan gurur duyar.
CARL SANDBURG 1878-1967
Amerikan Edebiyatının önde gelen şair ve yazarlarından olan Carl
Sandburg, İsveç asıllı bir ailenin çocuğu olarak Illinois eyaletinin Galesburg
şehrinde doğmuş, 13 yaşında okulunu bırakıp çalışmak zorunda kalmış, o yaşta kamyonet
kullanarak sütçülük yapmış, otellerde, inşaatlarda, buğday tarlalarında çalışarak,
Amerika’nın çeşitli şehirlerinde yaşamıştır.
Chicago Daily News’ de gazeteciliğe başlamış, tarih
edebiyat, kültür ve sinema konuları, çocuk kitapları olmak üzere çeşitli
konularda yazılar ve şiirler yazmış. Bir ara askeri okula yazılmak istemiş ama sınavda
başarılı olamamış. Sonra, Lombard College’ e başlamış, orayı da yarım bırakıp
gazeteciliğe dönmüş.
Wisconsin de yaşarken sosyalist bir partiye girmiş. Bu
partide tanıştığı Lilian Steicher ile evlenmiş, üç kızları olmuş. 1912 de
Chicago’ya yerleşmişler. Burada şiirlerini yayınlamış, şiir kitapları için iki
defa Abraham Lincoln biyografisi için de tarih alanında olmak üzere üç defa Pulitzer
ödülü kazanmış. Amerika’daki zencilere haklar verilmesi için insan hakları
mücadelesini (Civil Rights Movement) desteklemiş.
Carl Sandburg’un
Chicago için yazdığı şiirler bu şehrin insanlarınca çok sevilmiş.
CHİCAGO ŞEHRİ
ABD’nin New York ve Los Angeles’tan sonra üçüncü büyük kenti
olan Chicago, ulaşım bakımından kritik bir noktaya kurulmuş. Göller bölgesiyle Mississippi
ırmağı arasında bulunuyor.
Kanada’da bulunan Saint Lawrence ırmağı, Ontario Gölünden kaynaklanıp,
Atlantik Okyanusuna açılır. Bu okyanustan gelen gemiler, St. Lawrence ırmağına
girerek, Québec eyaletinin başkenti Québec City’ye doğru ilerlerler. (Québec
dar boğaz anlamına geliyor Kızılderili dilinde, bu bölge yüzyıllardan beri kabilelerin
toplanıp ticaret yaptığı bir yermiş.)
Avrupalıların gelişiyle kunduz* kürkü ticareti Atlantik
okyanusu üzerinden yapılmaya başlamış. Fransız tüccarlar Avrupa’daki kürklü
şapka modası için tavşan veya kunduz kürkünü Kızılderililerden alıp satmaya
başlamış
Bu ırmakta ilerleyen gemiler Québec City’ den sonra Trois
Riviere ve Montreal’e ulaşırlar. Montreal dünyanın en büyük iç limanlarından
biridir. Vieux Montréal denilen şehrin tarihi merkezi çok turistik bir
yerdir. Aynı şekilde Quebec City (Ville de Québec) de Kuzey Amerika’da
bulunan en eski yerleşim yerlerinden biridir. Avrupalıların gelip inşa ettiği
en eski cadde orada bulunuyor.
Montreal St. Lawrence ırmağının üzerinde bir adadır. Daha
Batıda Ontario gölünün kıyısında Toronto şehri yer alıyor.
Lake Ontario ve kaynağını bu gölden alan St. Lawrence
ırmağının bir kısmı Kanada ve ABD arasında sınır teşkil ediyor. (Montreal
tarafı Kanada sınırları içinde)
Niagara Şelalesi de aynı şekilde Kanada- ABD sınırında
bulunuyor. Oradan Lake Erie ve kanalla Lake Huron ve Lake Michigan’a ulaşılarak
Chicago şehrine geliniyor gemilerle. Dolayısıyla okyanustan ABD’nin merkezinde,
bu önemli şehrine kadar gelinmiş olunuyor. Oradan kara yoluyla Mississippi
ırmağına ulaşmak mümkün. (Daha sonra su kanallarını geliştirmişler)
Demiryolu 1820 ve 1850 tarihleri arasında yaygınlaşmış,
demiryolu yapılıncaya kadar deniz ve ırmak yoluyla taşımacılık tek çareydi. Michigan
gölünden Mississippi ırmağına kadar yük karadan taşındıktan sonra bu ırmak
vasıtasıyla Meksika körfezine kadar gönderiliyordu. Karadan yük taşıyıp, tekrar
ırmağa indirmeye Fransızca olarak portage deniyor.
Chicago böyle kilit bir coğrafyada kurulmuş olduğu için
ticaret merkezi olmuş, peşinden demiryollarının yapımıyla önemi artmış, Çiftçilerin
ürünleri, canlı hayvan taşımacılığı, sanayinin gelişmesiyle zenginleşmiş. 1871’
de büyük bir yangın geçirmiş, sonrasında çelik konstrüksiyonla büyük binalar
inşa edilmiş, ilk büyük alışveriş mağazası açılmış.
Bugün de mimarisi sanat kültür hayatına katkısı,
üniversiteleri ve bankacılık sektörü, spor takımlarıyla önemli bir merkez. O’Hare
havaalanı da dünyanın en işlek hava limanlarından biri.
*Kunduz, (İngilizce Beaver, Fransızca Castor)
Kanada’nın simgelerinden biridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder