14 Ocak 2021 Perşembe

Chicago

 


Carl Sandburg’un “Chicago” isimli şiiri

Çeviri: Elif Mat Erkmen

 

Dünyanın Domuz Kasabı,

Sanayicisi,

Buğday Deposu,

Demiryolu Sahibi,

Memleketin Baş Nakliyatçısı

 Fırtınalı, İriyarı, Kavgacı,

Geniş Omuzluların Şehri,

 

Senin kötü olduğunu söylediler, inanırım çünkü boyalı kadınların 

Lambaların altında çiftçi delikanlılarını tavladıklarını gördüm,

Düzenbaz olduğunu söylediler, cevabım;

Evet doğru, serserilerin adam öldürdüğünü, 

Sonra -yeniden öldürmek için- serbest bırakıldıklarını gördüm.

Acımasız olduğunu söylediler, cevabım:

Kadınların ve çocukların yüzünde korkunç açlığı gördüm

Bütün bu cevapları verdikten sonra benim şehrimi beğenmeyenlere döndüm ve

Onlara aynı şekilde tepeden bakarak:

-Bana   kaba saba, sapa-sağlam, kurnaz ve hayat dolu olduğu için

Başını böylesine bir gururla, dik tutabilen bir başka şehir gösterin- dedim.


Üst üste yığılmış bin bir zahmetli iş, savrulan suntalı küfürler;

Burası zayıf, naif şehirlerin arasına dalmış iri kıyım -vurdu mu deviren- bir baş oyuncudur.

 

Dili dışarıda, heyecanla avına atılmayı bekleyen bir köpek gibi azgın,

Vahşi doğanın içinde ayakta kalmayı beceren bir yerli gibi kurnaz.

 

Başı çıplak,

Kar kürer;

Dağıtır,

Planlar,

Yapar, Bozar, Yeniden Yapar,

Toz duman ağzına dolar, aldırmaz inci gibi dişlerle güler;

Kaderin ağır yükü altında kalmış genç bir adam gibi gülümser.

Hic kavga kaybetmemiş cahil bir delikanlı gibi güler.

Övünür, kahkaha atar çünkü halkın nabzını bileğinde,

Kalbini göğsünde taşır.

Güler!

Gençliğin fırtınalı, boğuk, kavgacı sesiyle kahkaha atar,

Yarı çıplak, terli, gururlu Domuz Kasabı,

İmalatçı, Buğday Deposu,

Demiryolu Oyuncusu ve

 Memleketin Baş Nakliyatçısı olmaktan gurur duyar.

 

CARL SANDBURG 1878-1967

 

Amerikan Edebiyatının önde gelen şair ve yazarlarından olan Carl Sandburg, İsveç asıllı bir ailenin çocuğu olarak Illinois eyaletinin Galesburg şehrinde doğmuş, 13 yaşında okulunu bırakıp çalışmak zorunda kalmış, o yaşta kamyonet kullanarak sütçülük yapmış, otellerde, inşaatlarda, buğday tarlalarında çalışarak, Amerika’nın çeşitli şehirlerinde yaşamıştır.

Chicago Daily News’ de gazeteciliğe başlamış, tarih edebiyat, kültür ve sinema konuları, çocuk kitapları olmak üzere çeşitli konularda yazılar ve şiirler yazmış. Bir ara askeri okula yazılmak istemiş ama sınavda başarılı olamamış. Sonra, Lombard College’ e başlamış, orayı da yarım bırakıp gazeteciliğe dönmüş.

Wisconsin de yaşarken sosyalist bir partiye girmiş. Bu partide tanıştığı Lilian Steicher ile evlenmiş, üç kızları olmuş. 1912 de Chicago’ya yerleşmişler. Burada şiirlerini yayınlamış, şiir kitapları için iki defa Abraham Lincoln biyografisi için de tarih alanında olmak üzere üç defa Pulitzer ödülü kazanmış. Amerika’daki zencilere haklar verilmesi için insan hakları mücadelesini (Civil Rights Movement) desteklemiş.

 Carl Sandburg’un Chicago için yazdığı şiirler bu şehrin insanlarınca çok sevilmiş.

 

CHİCAGO ŞEHRİ

ABD’nin New York ve Los Angeles’tan sonra üçüncü büyük kenti olan Chicago, ulaşım bakımından kritik bir noktaya kurulmuş. Göller bölgesiyle Mississippi ırmağı arasında bulunuyor.

Kanada’da bulunan Saint Lawrence ırmağı, Ontario Gölünden kaynaklanıp, Atlantik Okyanusuna açılır. Bu okyanustan gelen gemiler, St. Lawrence ırmağına girerek, Québec eyaletinin başkenti Québec City’ye doğru ilerlerler. (Québec dar boğaz anlamına geliyor Kızılderili dilinde, bu bölge yüzyıllardan beri kabilelerin toplanıp ticaret yaptığı bir yermiş.)

Avrupalıların gelişiyle kunduz* kürkü ticareti Atlantik okyanusu üzerinden yapılmaya başlamış. Fransız tüccarlar Avrupa’daki kürklü şapka modası için tavşan veya kunduz kürkünü Kızılderililerden alıp satmaya başlamış

Bu ırmakta ilerleyen gemiler Québec City’ den sonra Trois Riviere ve Montreal’e ulaşırlar. Montreal dünyanın en büyük iç limanlarından biridir. Vieux Montréal denilen şehrin tarihi merkezi çok turistik bir yerdir. Aynı şekilde Quebec City (Ville de Québec) de Kuzey Amerika’da bulunan en eski yerleşim yerlerinden biridir. Avrupalıların gelip inşa ettiği en eski cadde orada bulunuyor.

Montreal St. Lawrence ırmağının üzerinde bir adadır. Daha Batıda Ontario gölünün kıyısında Toronto şehri yer alıyor.

Lake Ontario ve kaynağını bu gölden alan St. Lawrence ırmağının bir kısmı Kanada ve ABD arasında sınır teşkil ediyor. (Montreal tarafı Kanada sınırları içinde)

Niagara Şelalesi de aynı şekilde Kanada- ABD sınırında bulunuyor. Oradan Lake Erie ve kanalla Lake Huron ve Lake Michigan’a ulaşılarak Chicago şehrine geliniyor gemilerle. Dolayısıyla okyanustan ABD’nin merkezinde, bu önemli şehrine kadar gelinmiş olunuyor. Oradan kara yoluyla Mississippi ırmağına ulaşmak mümkün. (Daha sonra su kanallarını geliştirmişler)

Demiryolu 1820 ve 1850 tarihleri arasında yaygınlaşmış, demiryolu yapılıncaya kadar deniz ve ırmak yoluyla taşımacılık tek çareydi. Michigan gölünden Mississippi ırmağına kadar yük karadan taşındıktan sonra bu ırmak vasıtasıyla Meksika körfezine kadar gönderiliyordu. Karadan yük taşıyıp, tekrar ırmağa indirmeye Fransızca olarak portage deniyor.

Chicago böyle kilit bir coğrafyada kurulmuş olduğu için ticaret merkezi olmuş, peşinden demiryollarının yapımıyla önemi artmış, Çiftçilerin ürünleri, canlı hayvan taşımacılığı, sanayinin gelişmesiyle zenginleşmiş. 1871’ de büyük bir yangın geçirmiş, sonrasında çelik konstrüksiyonla büyük binalar inşa edilmiş, ilk büyük alışveriş mağazası açılmış.

Bugün de mimarisi sanat kültür hayatına katkısı, üniversiteleri ve bankacılık sektörü, spor takımlarıyla önemli bir merkez. O’Hare havaalanı da dünyanın en işlek hava limanlarından biri.

*Kunduz, (İngilizce Beaver, Fransızca Castor) Kanada’nın simgelerinden biridir.

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder