Uyumakta olduğum derin uykudan bir gök gürültüsüyle uyandım,
Nereye gelmiş olduğumu
anlamak için etrafıma baktım.
Cehennem çukurunun
kenarındaydım.
Bitmek bilmez inlemeler hıçkırıklar ve gök
gürültüleri duyuyordum.
Önümdeki çukur o kadar
karanlık o kadar derin ve o kadar sisliydi ki,
ne kadar çabalasam da bir şey göremedim.
“Şimdi o kör karanlığa
inelim” dedi şair.
Tamamen solgundu yüzü,
“Ben önden gideyim sen
arkadan gel” dedi.
Virgil’ in solgun yüzünü
görünce,
“Sen hep beni
cesaretlendiriyordun, ama şimdi çok korkmuş görünüyorsun” dedim.
“Sen de korkarsan, ben seni nasıl takip edebilirim?”
“Korkmuyorum, sadece bu
adamların çektikleri azab beni bu hale getirdi,
Korkudan, değil üzüntüden.
Haydi yürü, yolumuz uzun”
Bunun üzerine Limbo ya
Cehennem’n ilk halkasina geldik.
Burada çok yüksek bir ses
yoktu, sadece inlemeler gelıyordu kulağa
o inlemeler ki havayı titretiyordu.
Buradaki ruhlar işkence
görmüyorlardı, suçları yoktu.
Kadınlar, çocuklar erkekler
kalabalıklar…
Şair “Bunların kim olduğunu
sormayacak mısın?
Daha fazla ilerlemeden önce
öğrenmem gerekir” dedi.
“Bunların suçu günahı yok
hatta iyilikleri de var ama bunlar senin dininden değiller,
vaftiz olmamışlar” diyerek
Hristiyanlik öncesi Pagan dönemde doğan kişilerin ahiretteki durumunu açıkladı.
“Ben de bu guruba dahilim
Hristiyanlıktan evvel doğan ve Hazreti Isa’nın dininden olmayanlar gurubuna”
Bizim Cennet’e girme
umudumuz yok, ama arzumuz çok”
Bu sözleri duymak beni çok
üzdü.
Limbo da bulunanlar arasında
çok değerli ruhlar vardı:
“Üstadım söyle bana,
buradaki ruhlardan hiç kurtulan Cennet e giden oldu mu?”
“Evet benim buraya yeni
geldiğim sıralarda Hz Isa gelip bazılarını kurtardı”
Burada hem konuşup hem
yolumuza devam ettik
İlim adamlarını,
sanatkarları, fılozof ve yazarları gördük.
“Buradakiler seni biliyor”
dedi Virgil bana,
Birisi; “Değerli şairi
selamlayalım” dedi ve bize doğru yaklaşmakta olan dört büyük ruh gördük.
Bunlar ne neşeli
görünüyorlardı, ne de üzgün.
Gelenlerden biri Homer’
di,büyük şair elinde kılıç diğerlerinin efendisi gibi yürüyordu.
Öbürleri Horace, Ovid ve
Lucan’ dı.
Hepsi beni selamladılar.
Bu önemli grubu görmüş oldum
Homer hepsinin üstünde,
adeta yüksekten uçan bir kartal gibiydi.
Bu dört büyük şair, Virgil
ve ben;
Bu gruba dahil edilmiş
olmak, yani 6 büyükten biri sayılmak;
bu şairlerce onlardan biri
sayılmak, benim için büyük bir onurdu.
Işığa doğru yürüdük.
bir büyük kalenin yanına
geldik;
Kalenin etrafında kaleyi
yedi kez çevreleyen surlar vardı;
Surların çevresinde de güzel
bir ırmak akmaktaydı.
Bu bilgelerle beraber yedi kapıdan geçtik,
çayır çimen yeşillik çiçekli güzel bir yere geldik.
Burada bulunan zatlar,
çok otorite sahibi, ağır başlı kişilerdi,
az ve öz konuşuyorlardı,
Konuşmaları ince ve kibardı,
Daha yüksek ve havadar bir alana geldik,
Burası daha aydınlıktı.
Çıktığımız yerden topluluğun tamamını görebiliyorduk.
Bu yüce gönüllü insanlar bana gösteriliyordu
ve onları görmek benim için büyük bir şerefti.
Arkadaşlarıyla Elecrtra; Hector, Aeneas ve Sezar
beraberdiler.
Sezar şahin bakışlı ve üstünde zırhı vardı.
Latin dünyasının önemli kişileri kadınlı erkekli bir
aradaydılar
ve diğer uçta yalnız başına Selahaddin Eyyubi.
Biraz daha yukarı bakınca filozofları gördüm,
Sokrat, Plato, Demoritus, Diojen ve diğerleri;
Alimler, tıp doktorları, Hipokrat, Galen...
Ve Avicenna (Ibni Sina)
Averroes (Ibni Rüşd) Şarih (Yorumcu- the Great Commentator)
Onları tamamen
anlatabilmeme imkan yok
buradan ayrılıp yoluma devam etmeliyim.
Zaten gördüklerimi anlatmaya sözler yetmez.
Altı kişilik gurubumuz ikiye ayrıldı,
Benim bilge rehberim ikimizi başka yola yöneltti.
O sukunetten ayrılıp, yine sarsıntılı yere geldik.
Artık geldiğimiz yerde hiç bir şey parıldamıyordu.
Buradaki kale felsefeyi temsil ediyor; 7 rakamı da 7
sanat dali 7 bilim dali ve insanlarin sahip olmasi gereken 7 erdem.
Felsefe evinin ışığı kendinden oradan ayrılınca yine
karanlık basıyor. Nasıl kuşun iki kanadı varsa insanlarda bir tarafta bilim bir
tarafta inancı dengelemeli. Dante'ye göre bu filozoflar ve devlet adamları
Hristiyan olmadıkları için Cennet e giremiyor bir suçları günahları olmadığı
için Cehenneme de girmiyor ama insanların faydasına olan bilimsel çalışmaları
nedeniyle burada güzel bir ortamda kendi eş ve dostları arasında ilim konuşarak
sanat konuşarak varlıklarını sürdürüyorlar.
Limbo Italyanca da bir şeyin kenarı kıyısı, demek onlara
da Cehennemin kıyısı düşmüş...
Bu değerli filozoflar arasında üç tane de Müslüman
sayılmış Dante onlara duyduğu saygıdan ötürü bu en çok değer verdiği kişilerle
beraber tutmuş.
Selahaddin'in ordusu Fransiz Manuskripti 1337
Mısır ve Suriye sultanı, Eyyubi hanedanının kurucusu olan
hükümdar. Hıttin Muharebesi ile 2 Ekim 1187'de Kudüs'ü Haçlı
kuvvetlerinden alarak
kentte 88 yıl süren Hıristiyan egemenliğine son verdi, akabinde
Hıristiyanların düzenledikleri III.
Haçlı Seferi'ni etkisiz
hale getirdi.
İbni Sina d. 980 AfşanaKöyü, Buhara ö. 21Haziran 1037 Hamedan) Tıp adamı, fizikçi, yazar, filozof ve bilim adami
Ibni Rust
Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhcı, matematikçi ve tıpçı. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü. İbn Rüşd'e göre biricik filozof Aristo'ydu
Ibni Rüşd, Batıda
Averroes ismiyle biliniyor Aristo’ nun eserlerini Arapçaya cevirmiş ve Şerhler
yazmış bu eserler üzerine.
Daha sonra Arapçadan Latince ye çevriliyor bu eserler ve
bir anlamda Batı da Rönesans’ ın başlamasına kaynaklık ediyor. Thomas d’Aquinas
Aristo ya "Filozof", Ibni Rüşd’ e” the Great Commentater” yani "Şarih" veya 'Yorumcu' diyor kitaplarında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder