Cennet
Kanto 1
Dante Ilahi Komedya
Çeviri ve Yorumlar
Elif Mat
Alemleri harekete getiren Tek Tanrı’nın nuru
Kainata yayılır, ışık bazı yere daha fazla,
Bazı yere daha az düşer.
Ben semanın
daha çok ışık alan kısmındaydım
Bu kadar
yükseklere çıkanın inişte unutacağı
veya hatırlasa da anlatamayacağı şeyler gördüm
Arzuladığı
zirveye ulaşan aklımız
Hedefe
varınca öyle bir dibe vurur ki;
Hafıza
almaz artık görülenleri;
Herneyse,
bundan sonraki kısımda
Aklımın
alabildiği kadarıyla şiirimde
“Allah’ın
hükümranlığını” anlatacağım.
“Ey Apollo!”
bu son vazifede bana yardım et;
Beni mükemmeliyetine
bir araç yap
O defne
dalına layık olabileyim
Şu ana
kadar Parnasus’ un bir tepesi yetti
bana;
Ama bundan sonraki görevde her iki zirve de gerekli.
Gir göğsüme, bana nefesini üfle;
Kuvvetinden ver;
Eğer kuvvetinden verir de aklıma kazıdığım
Kutsal alemlerin
gölgesini olsun yazmam yardım edersen
Sevdiğin ağacın altında beni defne dalından tac giyerken
görebilirsin
Anlattığım konu ve senin yardımınla buna layık olabilirim
Bu şerefe çok az kişi erişebilir
Bazan küçük kıvılcımlar büyük yangınlar başlatabilir
Belki benden sonra daha iyi sesler gelir
daha iyi anlatabilmek için yine sana dua eder.
Dünyanın lambasi (Günes) ölümlülere farklı yollardan
yaklaşır
Bir yere gün doğarken bir yerde akşam olur
Beatrice’i farkettiğimde
güneş en tepedeydi
Beatrice güneşe öyle doğrudan bakıyordu ki;
hiç bir kartal
onun kadar gözünü kırpmadan bakamamıştır ışığa...
Ben de ondan etkilendim;
normalde bakabilecegimden daha uzun baktım güneşe.
Evine hevesle dönen bir hacı gibi hızla yükseliyordum.
Burada biz insanlara mevcud olan kudretimizden
daha fazla
kullanmamıza müsade edilir.
Çünkü burası Cennettir yani gerçek evimizdir.
Daha fazla dayanamadım artık bakmaya
Güneşin etrafı ateşten yeni çekilmiş
erimiş demir
rengindeydi.
Her şeye kadir olan Allah iki güneş bahşetmis gibi
etraf daha da
aydınlandı birden
Gözlerimi gezegenlere bakmakta olan
Beatrice e çevirdim yeniden
Ona bakarken Glaucus
gibi kendi içimde değistim
O denizdeki sihirli otu yiyerek deniz tanrısına
dönüşmüştü
Diğer tanrılara yoldaş olmuştu
Insanken insan
üstü varlığa dönüşmek kelimelerle anlatılamaz
Siz de o
mevkiye varıncaya kadar
Glaucos sadece bir örnek olsun diye zikredilmistir
Buraya ruhumla mı yoksa bedenimle mi yükseltildiğimi
Ancak
kainatın idarecisi olan sen bilirsin Allah’ım
Beni yükselten sadece
senin Nur’undur
Bütün kainat her hareketinde sana varmaya
çalışır
Ben de o
çekime kapıldım
Güneşin
ışığı semaya öyle bir yayıldı ki
Dünya da
gördüğümüz bütün okyanuslardan daha genişti bu ışığın yayıldığı alan
Bu yeni
duyduğum sesler ve bu yeni gördüğüm ışık
beni öğrenmeye her zamankinden daha fazla teşvik
etti
Beni benden
iyi tanıyan Beatrice, daha ben sormadan
cevapladı aklımı karıştıran soruları:
“Hayallerin yanıltıyor seni,
Gerçeği göremiyorsun.
Zannettiğin gibi dünyada değilsin artık
Yıldırım hızıyla yol almaktasin Cennet’ e,
gerçek evine doğru yükselmektesin.
Anladım derken, aklım yine karıştı:
“Nasıl oluyorda benim bedenim daha hafif bedenleri
ruhları hızla geciyor?”
Sabırlı bir anne gibi iç çekti ve
„Bütün herşey kendi
içinde bir düzene bağlıdır;
Bu evrenin düzenidir
ki onu Tanrıya yaklaştırır
Burada daha yüksek
varlıklar
Sonsuzlugun izini
görürler.
Her şey bir düzen içinde aslına
Yaratıcısına
yaklaşır.
Bazısı daha çok yaklaşır bazısı daha az
Herkes kendi
meşrebince kendi limanına yanaşır
Her varlık kendi içgüdüsüne göre hareket eder
Bu ölümlüleri
harekete geçiren kudrettir
Dünyayı ayakta tutan
aya ışığını veren
Bu kudret canlı
cansız varlıkları
akıl ve kalp
sahiplerini harekete gecirir;
Rahmanın alemlere nurunu yağdırmasıyla
Dünyalar döner ahenkle
Yayı gerip oku
atanın kudretiyle ilerlemekteyiz
Hedefe varacağız
Ama bazı yaratıklar
sağırdır, duymazlar;
Yaratılış gayesinin
aksine hareket ederler.
Nasıl yıldırım düşerse
bulutlardan dünyaya,
Ilk hatayı yapan
insan da yanlış bir heves uğruna dünyaya düşmüştür.
Yukarı ışık hızıyla çıkışına
hayret etme
Bu dağlardan
şelalelerin akması gibi doğal bir hadisedir.
Artık yükünden
kurtulmuş halinle hafifleyip uçmasaydın,
asil bu
dünyadaki bir alevin hareketsiz,
kıpırtısız
yanması gibi şaşılacak bir şey olurdu…”
Gözlerini
tekrar göklere çevirdi.
Şüphesiz biz Allah'tan geldik ve o'na
döneceğiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder