Allah
katında Isa'nın durumu Adem' in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol" dedi. Artık o olur.
Ali Imran 59. Ayet
Kanto 13
Cennet
Dante
Ilahi Komedya
Şimdi ne yazacağımı
daha iyi anlamak isterseniz,
Gökyüzünün
en parlak on beş yıldızını hayal edin ve
Bu imgeyi
aklınızda -sanki elinizde sert bir taş tutarcasına- tutun
O
yıldızların ışığının puslu havayı nasıl deldiğini düşünün
Bu
yıldızlara büyük ayı gurubundan yedi yıldız ve iki daha ilave edin
Bu
yıldızların- aslında ruhların- iki halka halinde
benim bulunduğum nokta etrafında dans ettiklerini,
ve bu dansla Üç'ü-
aslında üçün temsil ettiği- Bir'i kutsadığını hayal edin
ve Bir'in
içindeki Iki'yi
Iki'nin
içindeki Bir'i
Eğer insan oğlu bunu hayal edebilirse...
Ruhlar bu dansları yaparken ve bu ilahileri söylerken
durup bize baktılar
zevkten (Allah için ilahi söylemekten)
bir başka zevke (Allah‘ın
kulunu aydınlatma zevkine )geçerek
Aziz Thomas anlatmaya başladı:
"Beşinci
yıldızın-Hazreti Süleymanın- insanlarin en
akıllısı olduğunu
Onunla
bilgelikte kimsenin yaraşamayacağını söylediğimde şaşırmıştın değil mi?"
Gözlerini aç, iyi dinle şimdi beni;
Senin düşüncen ve benim anlatacaklarım birbirine uyuşacak
ve
tek doğru olacak
sonunda
Bütün ölümlüler ve hiç ölmeyecek olanlar
(canlı ve cansız varlıklar)
Allahın sevgisiyle nuruyla nurlanırlar
O nur dünyaya inerken yaratıcı kaynaktan asla ayrılmaz
Tanrının sevgisinden ve Rahmetinden de asla ayrılmaz
Zekanın 9 kademesinden geçer de iner
Rahmeti öyle yayılır aleme
diğer yıldızlara
değer de iner
Maddenin özellikleri değişiktir;
onun için kiminde
çok parlar, kiminde az,
Her tohumdan başka başka meyveler çıkar;
Aynı cins ağacın kiminden daha iyi meyve çıkar,
Kiminde daha az lezzetli meyve.
Insanın tohumundan da, bazan daha yeteneklisi çıkar, daha
değerlisi;
Her zaman iyi bir adamın iyi bir evladı olmaz.
Kiminin üzerinde nur daha çok parlar,
Kimi ressamın elinden hakiki sanat çıkar.
kimi
sanatı iyi bilse de, eli titrer yapamaz,
iyi netice alamaz.
Ama iki kişi var ki;
( Hazreti Adem ve Hazreti Isa)
Yaratadının ilk yarattığına nur aracısız geçmiştir.
Parıl parıl parıldar.
O ikisinde olana insanlık ulaşamayacaktır.
Ama sana daha iyi anlatabilmek için,
Hazreti Suleymanın hikayesini hatırlatayım.
Allah ona, " sana ne vereyim?” dediğinde
O bir kral
olarak halkını daha iyi idare edebilmek için, Allah‘ tan "bilgelik" istemişti
Gereksiz sorulara cevap aramamıştı.
Benim kastettiğim Krallık bilgeliğiydi
Bu konuda benzersiz bir zekası vardır Hazreti Süleyman‘
ın.
Dikkat edersen "yükseldi"
demiştim
Bildiğin gibi çok kral vardır ama aklı başında olanı
azdır.
Bu söylediklerim ilk atamız Hazreti Adem ve
En çok Sevdiğimiz Hazreti Isa ya olan inancımızla
bağdaşmaktadır.
„Evet” veya
“hayır” diye bir sonuca varmadan önce acele etme
“Hakikate” doğru, ağır adımlarla ilerle.
Çünkü
körlemesine giden,
ne olduğunu bilmeden bir konu hakkında hemen
hüküm veren
akranları arasında akıllı sayılmaz.
Hemen fikir
sahibi olmaya çalışan, kendi gururunu ön planda tutar ve hataya düşer.
Hakikate
varmak için yola çıkmak;
Aslında bir
beceri gerektirir.
Nasıl
sanatını bilmeyen balıkçılar bazan eli boş dönerse
Bazan kıyıdan
ayrılmamak,
denize hiç açılmamak daha iyidir.
Monet
Arıus ve Sabelliıus ta hataya düştüler
Kutsal kitabı çarpıttılar
Kendi mantığına çok güvenmemeli insan
Bazan kışın da gül açabilir
Bazan koca denizi geçen gemi gelir de limanda batar.
Bazan bakarsın bir hırsız hidayete erer, cennete girer.
Bazan bakarsın zekatı bol veren saygıdeğer biri sonradan
yoldan çıkar,
Kimin sonunun ne olacağını bilemeyiz..."
Çeviri: Elif Mat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder