Sanat eserlerinde kitap okuyan veya elinde kitapla resmedilmis kadınlar.
Eskiden herkes okuma yazma bilmiyordu. Mesela Ingiltere' de ya zengin olup ozel hocalardan evinizde malikanenizde ders alacaksiniz ya da yoksulsaniz cocukluktan kilisenin hizmetine girip orada ozellikle erkek cocuklar icin eğitim alacaksınız. Kliseye girenler için başka ulkelere de gönderilip lisan öğrenmek imkanı da vardı. Devrin gereği Latince, Eski Yunanca bilmek: klasik dönem filozoflarını tanımak kulturun zirvesi oluyordu.
Sonra okullar açılınca yine aristokrat çocukları gitti. Çok çocuklu fakir ailelerde, " hiç olmazsa birini kiliseye verelim de bir kişi ailede okumuş olsun" demeye devam etti. Sonradan da o çocuk papaz olarak gönderildiği yerdeki insanları eğitti.
Daha sonrakı devırlerde okur yazarlık arttı. Roman yazmak roman okumak moda oldu. Evinde kitap okuyan kadını resmetmek modası da çıktı
Aynı zamanda "okuyan, akıllı, düşünen: o anda okuduğu konuya göre yüzünde beliren ifadeyi yakalayabilmek" ressamlar için ayrıca sanatlarını gösterebilmenin de bir yolu oldu.
Kadının "okuyup özgürleşmesi" kimine göre tehlikeli görüldü. Romanlarda okuduğu başka dünyalara açılması ruhunun kanat açması...Belki artık eski sistemden; eski usullerden ailenin yaptığı evlilik sözleşmelerinden memnun kalmaması da sözkonusu.
Bir başka açıdan bakarsak; ressam genellikle erkek, kadın orada masumane oturmuş kitap okurken, biraz da bazı resımlerde avcının gördüğü yanına sessizce yaklaştığı bir av izlenimi de veriyor.
Değişik resimlerden, değişik yorumlar çıkıyor.
Buradakı resim Ingıltere Kraliçesi Birinci Elizabeth' in prenses olduğu dönemde yapılmış bir resmi; aklını bilgisini sembolize ediyor Arkadaki kitap İncil olabilir o da dini anlam ifade ediyor.
Gerçekten de onun zamanında Ingıltere büyük güç kazandı.
Ressam: William Scrots
Princess Elizabeth, c. 1546-7.
Attr. to William Scrots.
Windsor Castle.
The Royal Collection.
Stephan Kuhn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder