Elini
boynuna bağlayıp cimri kesilme ve büsbütün de açıp tutumsuz olma!
Yoksa pişman
olur, açıkta kalırsın.
Isra
29
Pape Satan, Aleph
7. Kanto bu
sözlerle başlıyor. Zenginlik Tanrısı Plutus büyük düşman olarak tanıtılmıştı geçtiğimiz
bölümün sonundaç Incil'in Timothy (6 10) bölümünde "Para aşkının bütün
kötülüklerin temeli olduğu" söylenmiş bu yüzden para hırsı büyük düşman olarak
görülmüş.
Kesik kesik
bu sözleri sıralıyor. Papa diyerek başlıyor ve bu bölümde anlatılacak para ve
mal düşkünü papazları haber veriyor. Sonra Şeytan; sonra da Aleph.
Aleph
İbranice de ilk harf. Yunanca Alpha,
Arapça Alif gibi başlangıcı simgeliyor
İbranice de
numara olarak karşılığı 1 (Arapça da da öyle Ebcet hesabında.)
Bunun
yanısıra kelime anlamı boğa başı (Kral başı anlamına da geliyor.)
Hazreti
Musa, Mısır’dan kavmini çıkardığında bir ara onları bırakıp, dağa çıkıyor Tanrı’dan
“on emri” alıyor. O kırk günlük sürede kavmi başlarında peygamber olmadığı için
tekrar eskiye dönmek istiyor kendilerine altından boğa yapıp ona tapıyorlar.
Hazreti
Musa, dağdan on emirle birlikte döndüğünde, bu sahne karşısında çok üzülüp,
onlara kızıyor boğa heykelini parçalıyor.
Insaoğlunun
yoldan çıkmaya hep hazır olması, paraya karşı zayıf olması, Allah’tan başkasına
tapmak tehlikesinin sanılandan yakın olması vurgulanıyor bu hikayede.
Bu konu
aynı zamanda Kuran’ da da anlatılıyor.
Bu üç
kelimeyi bir üçgenin köşeleri gibi düşünürsek; din adamı, şeytan ve para hırsı,
üçü “üç köşeyi kapmış, hep birbirlerinin etrafında dolanıyor” gibi
düşünebiliriz.
Michael
Dört büyük
Melekten Mihael
İncil’in
Revelation (Vahiy) bölümüne göre Meleklerle şeytanlar arasında mücadelede
Mihael şeytanları Cennet’ ten atmış. Şeytan’ ın Cennet’ten kovulma hadisesini
anlatıyor.
Mihael’in
olduğu yerde (yani Cennet’ te) Dante’ nin ahireti görmesi için özel izin
çıktığını söylüyor.
Vahiy 12
Gökte savaş oldu.
Mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte
karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. 9 Büyük ejderha
–İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan– melekleriyle
birlikte yeryüzüne atıldı.
Dali
Cimrilik – Avarice
Yedi büyük günahtan biri olan cimrilik bu
bölümde anlatılıyor. Para hırsı olanlar parayı malı yığanlar öbür dünyada o
yığdıkları malların ağırlığıyla başbaşa kalacak. O ağırlığı kaya şeklinde
sürekli oradan oraya taşımak zorunda kalacaklarç Bunu taşırken nefesleri
tükenecek sıkıntı çekecekler.
Bunlar ihtiyaç sahibini görmüyor mallarından
infak etmiyorlardı; burada da kendilerin görünmez olmuşlar sisin altındalar.
Kim oldukları isimlerini belirtmeye gerek görülmüyor. “Bunlardan çok var” diyor Virgil.
Başları traş edilmiş olanlar:
Bunlar ortaçağdaki keşişler; başları tepelerinden
traş edilmiş bunu bir tevazu göstergesi olarak yapıyorlar ama onlardan mal
düşkünü olanlar Cehenneme düşmüş.
Savurganlar:
Bir de savurgan olanlar var müsrifler onlarda
cimrilerle beraber aynı yerde ama onların gittiği istikametin tersine
gidiyorlar, her iki gurupta halka çizmeye çalışıyor ama belli bir yerde karşılaşıp
geri dönüyorlarö sonra öbür uçta tekrar karşılaşıyorlar. Halkayı tamamlayamadan
geri dönmüş oluyorlar. Birbirlerindeki zaafları görüp, “ niye sen çok cimriydin?;
Niye sen çok müsriftin?” diye soruyorlar.
Aristo’ da orta yolu seçmenin en iyisi olduğu,
“ ne çok cimri ne de çok savurgan ol” düşüncesini burada gösteriyor şair.(Altin
orta- Golden mean)
Fortuna:
Şans, talih simgesi olarak antik çağdaki
Tanrıça Fortuna örnek veriliyor. Çark-ı felek dediğimiz Wheel of Fortune veya
Latince adıyla bilinen Rota Fortunae’ yı çeviriyor. Insanların talihi dönüyor;
iyiyken biraz sonra düşüşe geçiyor; kötüyken düzeliyor. En dipteyken üzülmemek
gerek, çünkü bundan sonra düzelecek. En yukardayken çok güvenmemek gerek, çünkü
biraz sonra inişe geçecek.
Bazıları talihi kötü gittiğinde, feleğe, talihe,
kadere, Feleğin çarkına falan küfrediyor. Geçmiş zamanlarda bu çarkı döndüren
Fortuna’ nın keyfi hareket ettiğine inanılmış. Burada Dante, O’nun Tanrı dan
aldığı emir doğrultusunda hareket ettiğini vurguluyor.
Dante’ ye yöneltilen eleştirilerden biri, “ Hrıstıyan kavramlarıyla birşeyi anlatırken
arada Yunan mitolojisine felsefesine yer veriyorsun. O dönemin Tanrılarından
bahsediyorsun” şeklinde olmuş. Ama tabii, Dante din kitabı yazmıyor; burada
bir tiyatro eseri gibi çeşitli karakterler var; sonuçta bu bir şiir ve alabildiğine
hayal dünyasını kullanıyor.
Bu bölümde de Fortuna
için, diğer tanrılarla beraber diyor. Hem melek diyor; hem
Tanrı diyor. Antik çağ düşüncesiyle Hrıstıyan kavramlarını karıştırıyor.
Fortuna hem para hem makam mevki dünyada değer
verilen şeylerin kime gideceğini düzenliyor. Hem insanlar için hem milletler
için.
Öfke:
En son olarak “öfkesini kontrol edemeyenlerin”
yanına gidiyorlar. Bunların cezası da dünyada olduğu gibi ahirette de günlerini
kavga- dövüş içinde geçirmek.
Aslında boşa bağırıyorlar, düştükleri çamur boğazlarını
da kaplamış, ne dedikleri anlaşılmıyor. Bu da güzel bir benzetme çünkü
öfkeliyken insan saçma sapan bir manası olmayan şeyler söyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder