11 Mayıs 2019 Cumartesi

Inferno 9 Açıklamalar



Korku


Dante ve Virgil Cehennemin başşehri Dis’ e geldiler ve kapının açılmasını bekliyorlar ama kapı onlara açılmıyor.  Buradaki Zebaniler Cennet’ ten Şeytan’ la birlikte kovulmuş İblisler. Açmıyorlar kapıyı ve yaşayan bir adam olduğunu anladıkları Dante’ nin de geri dönmesini istiyorlar.
Onlarla konuştuktan sonra Virgil, morali bozulmuş olarak geliyor Dante nin yanına. Dante’ nin de korkudan yüzü sararmış vaziyette, geri dönmeyi istiyor. Virgil onun halini görünce kendi korkusunu, kendi düşüncelerini içinde saklamak istiyor; kesik kesik konuşuyor.
Bekledikleri bir Melek var gelip kapıyı açacak.
Dante merak edip soruyor: “Acaba Limbo’ dan buraya daha evvel gelen oldu mu?” Asıl merak ettiği; “Acaba rehberi Virgil, gerçekten kendisini bu zorlu yolculukta, Cehennemin dibine kadar gömötürebilecek mi? Bu yolculuğu tamamlayıp buradan çıkabilecekler mi?”
Virgil daha önce bir Cadı tarafından kandırılıp,  Sezar ile Pompey’in yaptığı savaşın sonucunu öğrenmek için geldiğini söylüyor.
Hem iç ferahlatıcı bir bilgi bu; evet gelip bu yolculuğu yapmış ve geri dönebilmiş; hem debir sorun var: kötü cadı tarafından kandırılmış. Cevap, başka soru işaretini doğuruyor.



Bu arada diğer cadılar gelip, ( Yunan mitolojisinden figürler bunlar  tapınaklara zarar vermiş adam öldürme ve başka günahlardan dolayı buradalar)  Virgil’ le Dante’ yi tehdit ediyorlar. Medusa’ yı yardıma çağırıyorlar “gelsin, bunu taş etsin” diyorlar.
Medusa, mitolojide çok güzel bir genç kız ve tapınak rahibesiyken tanrılardan birinin tecavüzüne uğramış onu kıskanan bir Tanrıça Medusa’ yı canavar haline getirmiş;  saçları yılandan, erkekleri korkutan bir karakter olmuş. Medusa, kendisine direkt olarak bakan erkekleri taş haline getiriyor. Daha sonra Perseus kendisine verilen bir kalkanı ayna gibi kullanarak Medusa’ nın direkt yüzüne bakmadan, aynadaki imajına bakarak onu yenip, kafasını kesiyor.



Erkek egemenliğine karşı çıkan güçlü kadının sonu.
Kadının gücü karşısında adamın hareketsizliği, bir çeşit impotans hali sözkonusu. Öbür taraftan aslında masum bir genç kız tapınak rahibesiyken bu tecavüz sonucu, diğer kadının kendisini kıskanmasıyla, güç kazanan acımasız olan bir kadına dönüşen  Medusa.
Bu konudan pek çok öyküler çıkabilir; psikolojik tahliller yapılabilir. Melek gibi kadındı ne oldu diyen erkekler uzun uzun düşünebilir.
Dante’ nin de daha evvel Donna Petra (Stone Lady Taş Kadın) isminde  yazmış olduğu şiirler var. Burada hem güzel kadının karşısında heyecandan hareketsiz kalmak, hem de kadının soğukluğu tasvir ediliyor. En son kıtasında bütün güzelliğiyle yeşil bir elbise giymiş olarak geliyor,  onda da “yosun tutmuş bir taşa” benzetiliyor. Kadının hem kendisi taş(veya taş kalpli de diyebiliriz), hem de kendisine bakan adamı taşa çeviriyor.


Kanto’ ya dönecek olursak, bu sahnede, evet meleğin gelip kapıyı açacağını biliyorlar ama gene de korkuyorlar. Medusa çağırılıyor, gelmiyor ama gene de gelir, diye korkuyorlar; yani aslında onları taşa çeviren, korkunun kendisi.
Bu Medusa’ nın gelme ihtimaline karşı Virgil, Dante’ ye gözlerini kapamasını söylüyor ama yine de güvenmeyip, kendi ellerini de Dante’nin gözlerini üzerine koyup, gözlerini açmasına tamamen mani oluyor, taa ki tehlike geçene kadar.
İnsanın kendi iradesine hakim olamaması, bakmayım derken gene parmaklarının arasında bakması tehlikesi var.
En sonunda Melek, hışımla geliyor asasıyla bir dokunuşta kapıyı açıyor; “ hala akıllanmadınız “ diye İblisleri azarlıyor; “ yukarıdan gelen emrin her ne olursa olsun yerine getirileceğini” söylüyor. Meleği gören iblisler kaçışıyor. Ama melek gelene kadar kötülüğe devam etmişlerdi. Virgil’ de akıl mantık yoluyla yaptığı konuşmasıyla onları ikna edememişti. Kötülere karşı akıllı birinin yaptığı konuşmada tesir etmiyor meleğin gelişiyle, ancak Tanrı tarafından verilen güçle kötü yenilmiş oluyor.

Kapıdan geçtiklerinde eski Roma nekropolleri gibi bir mezarlığa geliyorlar.Mezarlardaki ruhlar ahirete inanmayanlar,  Kurandaki tabirle “Biz bir yığın kemik olduğumuz un ufak hale geldiğimiz zaman mı gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” diyenler.
Epiküryenler,  sadece dünyadaki hayata inananlar;  yiyip, içip eğlenelim, sonrasını düşünmeyelim” diyenler; dini alaya alanlar.
Bu kişilerin cezası, “ hani ölümden sonrki hayata inanmıyordunuz ya,  tabutta herşeyin biteceğini sanıyordunuz ya,  şimdi yaşayın tabutta!” demek olmuş.
Kor halindeki demirden tabutların içindeler.

Dediler ki: "Biz, bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

Isra Suresi 49. Ayet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder