1 Mayıs 2019 Çarşamba

Inferno 6 Oburlar



O ikisinin üzüntüsü benim aklımı karıştırmıştı;
Kendime geldiğimde yeni fırtınalar;
Fırtınaya tutulmuş yeni ruhlar gördüm.
Ben hareket ettikçe onlar da etrafımda dönüyorlardı.
Baktığım her yerde onlar vardı;
Böylece üçüncü halkaya gelmiştik.
Ağır bir yağmur hiç durmaksızın yağıyordu;
Soğuk, belalı,
Hiç değişmeden, hiç azalmadan;
Hiç çoğalmadan yağıyordu...

Kocaman dolu parçaları ve yağmur pis sudan;
Kar, pis havadan oluşuyordu.
Toprak kötü kokuyor,  ıslandıkça daha beter oluyordu.


Cerberus, acaip yaratık,
Zalimce üç ağzından birden,
-Yerde sürünen çamura batmış ruhlara doğru-
Kurt gibi uluyordu.

Kırmızı gözleri, siyah yağlı sakalı vardı;
Karnı şiş,  pençeleri kocamandı.
Onu gören kaçıyordu.
Yağmur altında ruhlar da hayvanlar gibi sesler çıkarıyor;
Yağıştan kurtulmak için birbirlerini siper almaya çalışıyor,
Dönüp duruyorlardı.

Cerberus, pis solucan, bizi görünce üç ağızından birden sövmeye başladı.
Her yeri nefretle titriyordu

Liderim ellerini açtı kocaman, yerden bolca çamur alarak,
Canavarın ağızlarına doğru fırlattı.

Kemik için havlayan köpeğin istediği verilince,
 hemen sakinleşip kemiğe yumulması gibi
Susup yemeğe başladı.

Onun susması ruhları mutlu etti;
“Sağır olsak da bunu duymasak” diyorlardı.

Ağır yağmurun altında, hepsi yerde sürünen ruhlar arasında yürüyorduk
Et kemik insan şeklinde ama hiçbirşeydiler...

İçlerinden sadece biri bizi görür görmez,
doğrularak oturur duruma geldi.

“Inferno’ dan geçmekte olan ruh, lutfen döndüğünde benden bahset;
Ben daha oradayken doğmuştun sen” dedi bana.

“Çekmekte olduğun acıdan olacak tanıyamadım seni” dedim;
“Sanki hiç birbirimizi tanımıyor gibiyiz.
Ama bana kendini tanıt ve niye burada olduğunu; bu acıyı  çekmekte olduğunu anlat!
Bundan beteri varsa da bu kadar iğrenç değildir.”

“Güneşin altında yaşarken o şehirde kıskançlık hüküm sürüyordu;
Senin şehrin aynı zamanda benim şehrimdi.
Orada bana Ciacco (Domuz) derlerdi.
Oburluk cezası çekmekteyim
Dertli bir ruhum ama yalnız değilim
Buradakilerin hepsi aynı dertten muzdarip,
Benimle aynı suçun cezasını çekmekteler.”

Daha fazla birşey demedi. Ben sordum;
“Ciacco, o kadar perişan haldesin ki; senin haline ağlıyorum,
Ama söyle bana; eğer söyleyebilirsen
Ne olacak o bölünmüş şehrin hali?
Orada adil kimse var mı?
Niye bu kadar bölündü o şehir?”



“Pek çok kavga olacak ve çok kan dökülecek
Kırsaldaki parti (Beyazlar- Dante’nin partisi)
 Diğerini (Siyahlar)  atmak için şiddete başvuracak.
Ama sonra hakimiyeti kaybedecek.
Üç sene içinde öbür parti muzaffer olacak.
O tarafsız gözükenin sayesinde. (Papa Boniface)

Bu parti (siyahlar) diğerini yere batıracak.
Kendi kafası da göklerde olacak.
Suçlamalar olacak.
Senelerce şikayet edecekler.
‘Bir iki iyi’ var aralarında, ama o kadar.
İsmini duymazsın bile onların.
Kıskançlık, Aç gözlülük ve Kibir, üç günahı o şehrin
Yangının nedeni.”
Böyle bitirdi sözlerini.

Dedim ki; “ Biraz daha bilgi alabilir miyim senden?
Ne oldu iki onurlu adama; Farinata ve Tegghiaio’ ya
Jacopa ve Rusticcucci’ ye; Arrigo ve Mosca’ ya?
Ve iyi olmaya kararlı olanlara?
Şimdi neredeler?
Belki görürüz onları.”

Cennetteler mi, Cehennemdeler mi öğrenmek  istiyordum.

“En karanlık ruhların arasındalar.
Değişik günahlardan dolayı, Cehennemin dibini boyladılar.
Eğer o kadar derine inersen görürsün onları.
Ama o tatlı dünyaya geri dönersen yalvarırım sana, insanlara benden bahset.
Artık daha birşey söylemem, boşuna sorma.”

Şaşı  gözlerinin biriyle baktı bir müddet,
Sonra başını eğip, yüzüstü gene çamura yattı.
Diğer körlerin arasına...



“Artık kalkmaz;” dedi Virgil;
Taa ki Sur’a üfleninceye ve karşı çıkılmaz Otorite gelip de, herkes ete kemiğe bürünene kadar.
O zaman gömüldükleri yeri bulurlar.
Ve son hüküm okunur.”

Bu yapışkan çamurdan geçtik.
Ruhların çamura bulandığı yerden;
Yavaşça yürüyorduk,
Ona sordum:
“Efendim hesap günü gelip de, son hüküm verilince ne olacak?
Bunların durumu daha iyi mi olacak, daha kötü mü?
Ya da aynı mı kalacak?”

“Biliyorsun sen bunları; ‘Ilmini hatırla!” dedi.
“Bir şey mükemmel halini alınca, acı da, haz da artar.
Bunlar günahkardır; hiç bir zaman mükemmelliğe eremezler, ama yaklaşacaklar.”*

O halkayı dönmeye devam ettik.
Pek çok şey anlattı bana.
 Tekrar inişe geçilen yere geldik sonunda,
Ve **Pluto’ yu, büyük düşmanı gördük.

*ete kemiğe bürününce


**Pluto Mitolojide Zenginlik Tanrısı
İncil de Timoty bölümünde 6:10
Para aşkı bütün kötülüklerin temelidir”dendiği için; Şeytan gibi Pluto’ da büyük düşman olarak tanıtılıyor.
Filozof Platon ile karıştırılmasın.


 #Dante
#Divine_Comedy
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder