5 Şubat 2018 Pazartesi

Verdikçe Çoğalır




Dağın etrafını bir kez daha dönmüştük;
Batıya doğru ilerlemekteydik ve güneş gözümüzdeydi;
Ama çok daha parlak bir şey daha gözümü almıştı;
Neydi bilemedim. Elimi gözüme siper ettim:
-"Değerli üstadım, nedir bu parlaklık  gözlerimi kamaştıran?
  Sanki bize doğru geliyor!"

-"Merak etme Cennete yaklaşıyoruz; gelen bir melektir;
Tırmanışımıza yardım edecek. Artık bu ışığa alışacaksın."
Melek; " buradan gelin, bu merdivenlerden çıkış  daha kolaydır" dedi.
O sirada; Beati misericordes ilahisini duyduk
Blessed are the merciful- "Merhametliler kutsanmıştır"
Bir diğeri:"Godi tu che vinci" "Sevinin  zorlukları aştınız" dedi.
Aklıma takılan soruyu sordum rehberime:
-"O ruh ne demek istedi, Romagnalı
Paylaşmayı bilmeyiz diyerek?"

-"Hatasını biliyor o ruh onun için söyledi;
 Bazan paylaşmak kıskançlığa yol açar,  çünkü elinde daha azı kalır
Ama ahireti düşünen de korku kalmaz, o paylaştıkça Cennet'e daha çok yaklaşacağını bilir, onun sevabı paylaştıkça artar.
'Ben' demek yerine 'biz' deyip paylaşana çok daha fazlası verilir"
-"Nasıl paylaştıkça daha fazlasına sahip olabilirsin?Belli miktarda zenginlik var."
-"Hala dünyadaki gibi düşünüyorsun!Cennetin nuru ile aydınlanamadın. Allah' ın hazinesi geniştir, sonsuzdur Işığın aynada yansıması gibi gittikçe çoğalır. Sen verdiğini misliyle alırsın. İlahi aşk, ruhtan ruha yukarıda çoğalarak büyür Beatrice' i  göründe ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın; o senin sorularına cevap verecek her şekilde Bak alnından iki P de silindi geriye kaldı beş. Gayrete gel onlardan da kurtulmaya bak."

Tam " anladım" diyecektim ki, yol kıvrıldığında karşıma başka bir görüntü çıktı;
Öylece kalakaldım:
Mabedde insanlar vardı, biri de kadın
Tam eşikte bir ana oğluna soruyor;
"Oğlum niye böyle yaptın bizi merakta bıraktın? Babanla ben perişan olduk"
Gözlerimin önünde beliren bu sahne geldiği gibi aniden kayboluverdi.
Sonra bir başka kadın belirdi;

Gözlerinden yaşlar boşanırken; Çok kızgın bir halde Atina Tiranına yakarıyordu:
"Ey Pisistarus;
Sen buranın idarecisiysen-bu şehir ki Tanrıçalar yurduydu,
 bütün ilimler ışığı buradan yayılmıştı,
Kızıma "sarılan" adamı cezalandır!"  
Tiran kibarlıkla yumuşakça cevap verdi:
 "bizi seveni cezalandırırsak bize zarar verene ne yapacağız?"

Sonraki görüntü Aziz Stefan' ın şehit edilmesiydi:
Düşmanlar onu ele geçirmiş birbirlerine
"Öldür, öldür" diye bağıriyordu;
Işkencelerle öldürdüler onu;
Şimdi yerde cansız yatıyordu; gözleri nurlu;
Sanki gözleri Cennet kapısına açılıyordu.
Son nefesinde Tanrıya katillerini affetmesi için yakardı.
Rüya mıydı gerçek miydi bu gördüklerim?
Sanki bedenimin dışında gibiydim;
Sanki uykudan yeni uyanmıştım.

Rehberim "ayağının üzerinde zor duruyorsun, ne var, ne oldu? dedi
"Bir müddettir uyur gezer gibisin, Sarhoş musun?"
" Değerli üstadım, bana ne göründüğünü anlatacağım kendime gelince "dedim
"Ben biliyorum" dedi.
"Senin aklından geçenler yüzünden okunuyordu,
Bin tane de maske taksan, ne düşündüğünü anlarım;
Yukarıdaki rahmet ırmağı gösterildi sana;
Bir şey demedim; çünkü hala bedeninin içindekiler bunları göremez.
Şimci tempoyu artırarak, hızlı yürüme zamanı..."
Akşam oluyordu ama hala daha güneşin ışıkları parlaktı;
Akşam dua zamanına kadar yürüdük.
Sonra hava karardı,
Etrafı bir duman kapladı;
Bu dumandan önümüzü göremez olduk....


İlk sahne Meryem Ana'yı anlatıyor; inanlar Kudus' ten yola çıktıklarında Hazreti İsa da onlarla beraber geliyor sanıyor ama bakıyor ki yokş çok arıyor çok üzülüyor ama bulamıyor geri dönüyor üç gün de Kudüs te arıyor en sonunda Mabet te bilgelerle konuşur buluyor Burada çok üzüldüğü halde gene oğluna kızmayıp yumuşaklıkla hitap etmesi tasvir edilmiş.
İkinci Sahne Atina da devlet başkanının kızına biri talip oluyor vermiyorlar adam kızı çarşının orta yerinde bulup öpüyor Annesi bu adamın cezalandırılmasını istiyor. Baba yüreği artık gençler birbirini seviyor herhalde deyip yumuşak davranıyor.
Üçüncü sahne de, Aziz Stefan'ın şehit edilmesi; o da katillerinin affı için dua ediyor
Bu sahneler bencilliğe karşı iyi davranışı ve merhameti göstermek için konmuş. Herşeyin bir panzehiri vardır deniyor.
Son mısralardaki duman artık öfke bölümüne yaklaştıklarını; öfkeden gözü görmeyenlerin yanına geldiklerine işaret ediyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder