Kanto 26
Inferno
Sevin
Floransa, gerçekten büyüksün,
İsmin
yazılmış karanın ve denizin üzerine,
Kanatların
açılmış boydan boya Cehennemin her yerine..
Utandım,
Senin için
bundan büyük onur olmaz!
Ama rüyamda
gördüm,
Yakında
Prato, başına iş açacak.
Belki de
felaket başına geldi bile.
Yaşlandıkça
herşey daha da ağır geliyor bana.
Güçlükle
kayaları tırmandık.
O kadar dikti ki kayalar, ellerimizi de kullanmak zorunda kaldık.
Yeteneğimi
iyiyi anlatmakta kullanmak istiyorum,
Erdemin
olmadığı yere gitmek istemem.
Aşağıdaki
çukurda pek çok alev parlıyordu
Bir yaz
akşamında parıldayan binlerce ateş böceği gibi.
He ateşin içinde
bir günahkar yanmaktaydı.
Köprüden
aşağıya baktım iyice eğilerek,
Neredeyse
düşüyordum.
“Bu alevlerin içinde ruhlar var” dedi
rehberim.
“Evet siz söyleyince emin oldum.
Bir tanesinin içinde sanki iki ruh var
Eteocles ve kardeşinin ateşi gibi.”
“O ateşin içinde Ulyses ve Diomede birlikteler;
Aynı öfkeyle kalktılar, aynı ateşte yanıyorlar.
Truvaya atı sokan hilebazlar bunlar,
Bunların yüzünden Romayı kuran asillerin ataları
Şehri terketmek zorunda kaldılar.
Achille’in arkasından, üzüntüsünden zavallı Deidamia öldü.
Palladium heykelini çalmanın cezasını burada çekiyorlar.”
“Peki bu alevlerin içerisinden konuşabilirler mi?
Çok rica etsem onlar buraya gelinceye
kadar bekleyebilir miyiz?
Beklelim de önümüze gelince onlara soru soralım.” dedim.
“İsteğin
yerinde, tabii konuşalım ama sen bir şey söyleme yalnız ben konuşayım.
Yunanlı
oldukları için belki senin konuşman hoşlarına gitmez.”
Biraz
bekleyip fırsat yakalayınca onlara seslendi rehberim:
“Ben yaşarken, sizlere layık mısralar yazabildiysem eğer,
Lutfen biraz durup bizimle konuşun.
Nasıl oldu da vefat ettiniz bize anlatır mısınız?”
Alevler sanki bir boynuz gibi ikiye ayrılmıştı.
Boynuzun daha uzun olan kısmı zorlanarak, konuşmaya başladı,
Alev titriyordu:
“Circenin yanından ayrılabildim zaman
-Orada, Gaeta körfezinde bir yıl kalmıştım,
Aeneas’ın isim verdiği yerde.-
Ne oğluma, ne babama sevgim,
ne de eşim Penelope’ ye borcum olan aşkım
bu onu mutlu ederdi biliyorum
buna mani olamadı;
Dünyayı görmeliydim,
İyiyi kötüyü tanımalıydım,
Açık denize sadece bir tek gemiyle ve bana sadık küçük bir gurupla açıldım.
Ispanya kıyılarını,
Fas kıyılarını gördüm.
Dalgaların kıyılarını dövdüğü adaları,
Sardunya’ yı gördüm.
Hem ben hem de arkadaşlarım artık yaşlanmış yavaşlamıştık.
Cebeli Tarık boğasına vardığımızda.
Herkül bu geçitten kimsenin geçememesi için kayaları yığmıştı buraya
Sağ tarafımızda Ispanya;
Sol tarafımızda Ceuta ‘yı geçmiştik çoktan.
‘Kardeşlerim’, dedim
‘Yüz binlerce tehlike atlatarak
batıya ulaştınız.
Ömrümüzden geriye kalan kısa
bir zaman var,
Bu zamanı güneşin altında ne
varsa görmeye adayalım,
Hiçbir insanın ulaşmadığı
yerlere ulaşalım!
Sizi dünyaya getiren asil
tohumu düşünün,
Hayatımızı kaba saba adamlar
olarak yaşamak için dünyaya gelmedik,
Erdem ve bilgi için
yaşamalıyız!’
Bu konuşmayla onları coşturdum, artık istesem de durduramazdım.
Sabaha karşı mu maceraya yelken açtık.
Küreklerimiz kanatlanmış
Bir deli uçuşa başlamıştık.
Boğazı geçince sola döndük,
Yönümüzü güneye çevirdik.
Gece artık güney yarımküre ve yıldızları görünmeye başlamıştı,
Bizim yıldızımızsa birdaha
görünmemek üzere batmıştı.
Beş gece sonra karanlık veo zamana kadar görmedüğümüz büyüklükte
bir dağ yükseldi önümüzde.
Önce sevindik ama sonra sevincimiz kedere dönüştü.
O yeni karadan bir rüzgar yükseldi,
Girdap oldu;
bizim gemimiz fırtınaya tutuldu.
Etrafımızda dalgalar üç kez döndü,
Dördüncüde geminin kıçı havalandı,
başı sulara gömüldü.
İlahi irade denizi üzerimize örttü....”
Açıklamalar
Homer'in eseri Odysseus'tan esinlenerek Latince ismiyle Ulyses'in hikayesi hem Virgil'in eseri The Aneid'de hem de ondan esinlenen Ovid'in eseri Metamorfoz'da anlatılmıştır.
Dante'de bu hikayeye kendi ekleme yapıyor.
Homer'de Odyseus on senelık Truva Savaşından sonra memleketi Ithaka'ya döner. latin şairlerde hikaye değişir.
The Aeneid'in kahramanı Aeneas'ın yolculuğu Odysseus'un yolculuğuna benzer ama onunki Italya'da son bulur.
Dante'nin hikayesinde Ulyses, Cebel-i Tarık boğazını geçer; Atlantik okyanusuna açılır, güney yarım küreye gider. Dante'nin zamanında henüz coğragi keşifler yapılmamıştı. Amerika keşfedilmemiş, Umit burnu dönülmemişti.
O dönemde Akdeniz medeniyetleri için, Okyanusa açılmak, bir bilinmeze yol almak akıl almaz bir maceraydı. Günümüzde Ay'a adam yollanması gibi. O yüzden bu yolculuğa Dante follo vole- çılgın uçuş diyor.
Ulyses'in söylemi İlahi Komedya'daki en iyi bilinen bölümlerden biri özellikle,
Sizi dünyaya getiren asil tohumu düşünün,
Hayatımızı kaba saba adamlar olarak yaşamak için dünyaya gelmedik,
Erdem ve bilgi için yaşamalıyız!’
dizeleri.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil