26 Mart 2018 Pazartesi

Hangi zincir tuttu seni?



Beatrice karşı kıyıdan seslendi, hala daha sertti sesi;
Hiç durmadan devam etti bana vurmaya:
Söyle! Söyle! Doğru mu? İtiraf et!"
Konuşmak istiyordum ama sesim çıkmıyordu. Ruhum uyuşmuş gibiydi,
Durdu…
Sonra, "Ne düşünüyorsun? Söyle! Daha ırmağı geçmedin hafızan silinmedi, anlat” dedi
Darmadağan, karmakarışık...
 Zar zor bir “Evet” çıktı ağzımdan.
Ancak dudaklarımı okuduysa anlamıştır.
Yay, gerilir gerilir de ok boşalır ya; ben de birden boşaldım,
 Gözlerimden yaşlar fışkırdı.
Sesim çıkmıyor, hıçkırıklar boğazımda düğümleniyordu.
"Niye yoldan döndün; önüne hangi mani çıktı?
Hangi hendek, hangi kale duvarı sana engel oldu;
Hangi zincir tuttu seni?
Neden başka kadınlara kur yaptin, camlarının önünden geçtin?
Niye başkalarına kıymet verdin?"

Bir "Ah" çektim
"Ah..."
Ağlayarak,
"Sen beni aydınlatmayı bıraktığında başkalarında teselli buldum; Yalana kandım"
"Eğer itiraf etmeseydin de, kendisinden hiç bir şey saklanmayan
 senin ne yaptığını zaten biliyor olacaktı;
Ama  bu yüce mahkemede -tövbe edene- adaletin bıçağı körelir.
Herneyse, şimdi kabahatini biliyorsun, bundan mahçup oldun;
Bir dahaki sefer 'Siren' leri duyduğunda, daha kuvvetli olursun.
Gözyaşına hakim ol ve bütün kalbinle dinle beni;
Ben dünyadan ayrıldığımda senin de ruhani şeylere yönelmen gerekirdi;
Daha yüksek amaca ulaşmak için çalışabilirdin;
Dünyevi hazza en iyi örnek benim bedenim;
 en çok güzel bulduğun, en fazla istediğin,
bedenim, toza dönünce dünyevi zevklerin geçici olduğunu anlamalıydın!
Sen de beni izlemeliydin, daha yüksek emellere doğru,
Ama dünyaya baktın,
 başka kızlara, başka heyecanlara kaptırdın kendini,
Tuzağa düştün!"

Üzülmüş, utanmıştım; başımı eğdim.
"Beni duymak seni üzdüyse, sakalını kaldır da bak;
Gözlerini göreyim."
"Başını kaldır", demedi, "sakalını" dedi!
Anladım ne demek istediğini.
"Koca adamsın" diyor, daha da zehrini akıtıyor.
Başımı kaldırınca, melekleri gördüm;
Beatrice dönmüş Grifon' a bakıyordu.
Uzaktan gözlerim yaşlı ona bakıyordum...
Dünyadayken herkesten güzel olduğu gibi, öte alemde de
Kendi eski halinden çok daha güzel.
Duvağının altında nur saçıyordu.
Dünyada ne sevdimse, neyin peşinden koştumsa ahirette düşmanım olmuştu.
Pişmanlık içindeydim.
İçim içimi yiyordu, suçluluk duygusu  sarmıştı ruhumu.
Bayılmışım...

Kendime geldiğimde Matilda beni sımsıkı tutmuş "iyi  tutun" diyordu.
Irmağı uçarcasına geçiyorduk, beni boğazımdan yakalamıştı.
Karşı kıyıya yanaştığımızda, o tatlı sesiyle
"Asperges me" dedi.
Sonra başımı tuttu, beni suya daldırdı;
Hep temizlendim, hem de ırmağın temiz suyundan içtim.
Artık arınmıştım!
Beni ırmaktan çıkararak  dans etmekte olan
dört genç kızın arasına götürdü (felsefi değerler)
"Biz gökte yıldız, burada periyiz;
Beatrice' in nedimeleriyiz" dediler,
"Seni ona götüreceğiz
Ama daha iyi görebilmen için önce diğer üç periyle buluşacağız (dini değerler)
Dünya gözüyle daha iyi görmeyi öğreneceksin"
Şarkı söyleyerek beni Grifon' un yanına götürdüler. (Hazreti Isa'yi temsil ediyor)


Okuyucu dikkat et:
Burada devamlı bir değişim var;
Burada hem iştah açan, hem yedikçe doyuran,
 ama doyurdukça yeniden iştah açan gıdalar var...
Benim ruhum da aynen böyle öğrenmek isteği içinde.
Diğer üç peri daha yüksek mertebede olduklarını göstererek geldiler.
Onlar da melek gibi dansediyorlardı.
"Dön Beatrice" dediler
"Seni görmek için çok uzaklardan gelmiş olan sadık aşığına dön.
Senin yüzünü görsün!
Duvağının altındaki güzelliğini görsün"
Şairlere ilham veren Parnasus dağının
 sularını içmiş bir  kişi bile bu güzelliği anlatamazdı.
Dünyanın hiç bir dili bu güzelliği anlatmakta yeterli olamazdı...

Asperges me...
Klisede günah çıkarttıktan sonra, papazın günah çıkartan kişinin üzerine kutsal sudan serpmesi esnasında okunan ilahi;  'beni arıt bu suyla temizleneyim kar gibi beyaz olayım' manasına gelen sözler.
Dante Ilahi Komedya
Araf 31. Kanto

Elif Mat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder