Akşam
oluyordu, artık mola alamazdık;
karanlık çökmeden yola devam etmeliydik.
Onun için yolda
ne görürse görsün
Hiç durmadan
hızla adımlarla ilerlemeye mecbur olan
Bir adam gibi, biz de yürüdük gittik.
Dar bir yere
geçitten geçiyorduk;
Artık teker
teker dik merdiveni tırmanmamız gerekiyordu
Aklıma bir
soru takılmıştı;
Uçmak için
yuvanın kenarına kadar gelip de kanat açan;
fakat cesaret edemeyip kanatlarını indiren,
küçük bir
leylek yavrusu gibiydim.
Boticelli
Soru aklımda
oluşuyor,
dilimin ucuna geliyor, ama soramıyordum.
Değerli Peder’
im anladı:
“Ok yaydan çıkmak üzere galiba; susma konuş”
dedi.
Cesaretim
yerine geldi:
"Beslenmeye ihtiyacı olmayanlar nasıl oluyor
da
Açlıktan bu kadar zayıflıyorlar?“
"Eğer Meleager i hatırlayacak
olursan bu sorunun cevabını da anlarsın
Tahta yakıldığında o da son nefesini verdi
Aynada aksini görüyorsun
Nasıl hareket ediyor aynadaki
görüntün
Kimin iradesiyle hareket ediyor o
görüntü?
Stazio anlatsın sana dedi
Ben senin huzurunda ona ahiretı
anlatacaksam
Mazeretim senin ricanı
reddetemeyişimdir" dedi; sonra bana döndü
"Oğlum, şimdi
iyi dinle;
Ruhlarin nasıl açlıktan zayıfladıklarını sormuştun, ben sana anlatayım:
İçimizde
mükemmel kan vardır
Kanın
içindeki mükemmel madde (genler)
Kanın bir
kısmı damarlara gider,
Bir kısmı da
şimdi ismini söylemeyelim başka yere.
Oradan doğal vazoya akar;
Vazonun
içinde birleşirler.
Bu
mükemmeldir
çünkü kalpten gelir.
Orada bebek
oluşur,
Sonra bebek
ruh haline gelir,
Fetus
büyüdükçe hareketlenmeye başlar
Kendisine
gereken niteliklerin tohumu atılmıştır.
Bebeğin
beyni oluştuğunda, ruh da üflenmiştir artık.
Ruh
olgunlaştıkça, hissetmeye, kendinin farkında olmaya başlar.
Bu güneşin ışıklarıyla ısısıyla asmadaki üzümlerin büyümesine benzer.
Ecel gelip de, ruh bedenden ayrılınca, ınsanın bazı özellikleri de beraberinde götürür.
Öbür dünyada insana ait bazı özellikler azalırken,
Bazıları kuvvetlenir.
Ruh ecel
gelince bedenden ayrıldığında,
ya Araf kıyısına ya da Cehennemin içine düser
ve
hemen bundan
sonraki yolculuğunun ne olacağını anlar.
Tekrar el ayak sahibi olur.
Gökyüzünde gördüğün gökkuşağı güneş ışığından
oluşur
- ama güneşin
kendi- değildir.
Ruhta bir
bedenle bedenlenir ama gerçek bedeni değildir o.
O'na benzer.
Yeni beden
ruhu takip eder, ruh nereye giderse o da gider.
Gözü vardır
görür, ayağı vardır yürür,
Bu yeni
bedenle güler ağlarız;
Konuşabiliriz;
Iç çekeriz.
Hissettilerimiz
ayna gibi yüzümüze yansır.
Sen onu gördün de merak ettin."
Boticelli The Announciation
Döneceğimiz yere gelmiştik sağdaki patikadan
ilerleyecektik
Tepelerde yangın vardı
Duvardan aşağı alevler iniyordu
Ama bir rüzgar esip alevleri geri püskürtüyordu
Ateşi sınırlıyordu
Çok dar bir yoldan geçiyorduk tek koldan
Bir tarafta alevler, bir tarafta uçurum vardı
Etrafına dikkat et bakışlarına
hakim ol
Yanlış bir adım atma
En ufak bir yanlış,
En ufak bir sapma -sağa veya sola-
Sana pahalıya mal olur.
Pişman olursun dedi rehberim.
Sonra alevlerin arasından koro halinde söylenen
"Summae Deus Clementaıe
Affecicilerin en büyüğü; en
merhametlisi Allah'tır." Ilahisini duyduk.
Uyarıya
rağmen, alevlere baktım:
Ateşin
üzerinde yürüyen ruhlar gördüm.
Bir onlara bakıyordum; bir de adımlarıma.
İlahi bitince:
“Virum non cognosco”
Hiç bir erkeği tanımadım dediler yavaşça
Sonra Venus' un zehrini içince, Diana ormana kaçtı dediler
ve ilahileri
söylemeye devam ettiler.
Diana - Louvre Muzesi
Evlilikte eşlerine sadık kalan erkek ve kadınları
övdüler.
Alevlerde yanarken, bu ilahileri söylüyorlardı
Bu şekilde iyileşiyor bu şekilde yaralarını
sarıyorlardı
Son terasa varmak üzereydik.
Annunciation fresco (Florence, San Marco) by Fra Angelico
Hac Suresi 5. Ayet
Ey insanlar!
Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki)
hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir
“alaka”dan , sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size
(kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde
durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve
kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden
ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır
ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün.
Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç
açıcı çift çift bitkiler bitirir.
Araf
50 Ayet
Ateş
halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi
rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler:
"Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır."
Ali
Imran Suresi 45. Ayet
Bir de melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır."
46 Beşikte
ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş
yapanlardandır."
47 Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır. Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."
Açıklamalar
Bu bölümde şairler
Oburlar bölümündeki aç kalmış ruhları gördükten sonra yollarına devam ederler
Dante, merak ettiği soruyu Virgil' e sorar:
"Bunlar ruh, yemez içmezler, ama nasıl oluyor da böyle
açlıktan zayıflıyorlar?"
Virgil sorunun cevabını Stazio' nun vermesini istiyor, ona jest yapıyor.
Stazio, Dante' ye ana karnında bebeğe üflenen 'ruhun' macerasını anlatarak. cevap veriyor.O dönemin bilgilerine göre açıklamaya çalışıyor.
Bu biz de "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil" deyişini hatırlatıyor.(Yunus Emre'nin şiirinden)
İnsan öldükten sonra da bazı özellikleri ruhta yaşamaya
devam ediyor.
Ruh bir ayna gibi, insanı yansıtıyor, kişinin hissettikleri
yüzün de görülüyor.
Artık yolculukta zorlu bir geçişe geldiler. Bundan sonrası
aşk- meşk, cinsellikle ilgili meseleler Ruhlar, yürüyüşe
dar geçitte, tek sıra olarak devam ediyorlar, yan yana yürüyemiyorlar. Her ruh kendi iç
muhasebesini yapıyor.
Meleager Yunan mitolojisinde bir Kral.
Annesine bu ' tahta' yandığında
oğlun da ölecek deniyor , anne tahtayı bir sandığa saklıyor yanmasın diye koruyor. Ama bir gün öğreniyor ki; oğlu, diğer kardeşlerini öldürmüş, kızıp tahtayı ateşe veriyor, oğlu da ölüyor ,Burada bir yansıma sözkonusu,
“Virum non cognosco”
Meryem Ana ya çocuk müjdesi geldiğinde kendisinin bir
erkekle beraber olmadığını söylemesi
Diana
Yunan Mitolojisindeki av Tanrıçası
Zeus kendisiyle beraber olmak isteyince ormana kaçıp
orada kendisini koruyor avlanmayi ogreniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder