O az açılan kapıdan girdik,
-çünkü insan, doğru yolu
bulamazdı da bazan,
Eğri yol ona sevdirilirdi-
Öyleleri giremezdi bu kapıdan.
Kapanma sesini duyduğumda;
"İyi ki arkama dönüp bakmadım" dedim
Eğer baksaydım bu hatama
Ne mazaret bulabilirdim?
O ince dar geçitten tırmandık;
Yol zigzaglı idi;
Bir taraf uçurum.
"Dikkatli ol" dedi Rehberim;
O iğne deliğinden geçmek
maharet istiyordu...
Yoruldum; Hem ben yorulmuştum hem de
Her ikimiz de yol iz
olmamasından;
bize doğru yolu gösterecek bir rehber
olmamasından dolayı şaşkındık.
Üzerine çıktığımız basamak hem dümdüzdü hem de bir çöl yolundan bile daha ıssız
Buradan sonra çıkmamız gereken
kayanın yüksekliği
üç adam boyu idi;
eni boyuna eşit gibiydi.
Tam tırmanacaktık ki;
Kayanın bir yüzünün beyaz pürüzsüz harika bir mermer
Olduğunu gördüm;
üzeri ince kabartmalarla süslenmişti.
Bu kadar güzelini ne en iyi Yunan heykeltraşlar yapabilirdi,
Ne de doğada böyle bir
güzellik bulunabilirdi.
The Annunciation Luca Giordano
Yüzyıllardır beklenen müjdeyi
Meryem Ana' ya getiren melek oradaydı.
Cennetin anahtarı Meryem Ana' nın yavrusunda olacaktı.
Gördüğümüz eser o kadar
gerçekçiydi ki; sanırsınız
"Ave" diyerek Meryem Ana'yi selamlıyorlardı.
Sanki heykeller konuşacak ve
hareket edecek gibiydiler
Ve sanki Meryem Ana cevap
veriyordu:
"Ecce ancilla Dei'
Üstadım "şu tarafa da bak"
deyince hemen bakışlarımı
çevirdim.
Heyecanımdan hemen Virgil' in
önünden geçerek sağ tarafa yöneldim.
Mermerden yapılmış bir öküz
arabası ve
Kutsal Ahit sandığı canlandı gözlerimin önünde.
Kutsal Ahit sandığı canlandı gözlerimin önünde.
-O zaman buna dokunmak yasaktı-
Sanki yedi koro birden
ilahileri okumaya başlamıştı.
Kulağımla duymuyordum ama
gözümle görüyordum sanki
Tütsülerden dumanlar
yükseliyordu.
Oradan hem bir kraldan daha az
hem daha fazla
Davut Peygamber eteklerini
tutmuş,
Çılgıncasına bir sevinçle dansediyordu.
Oysa yukarıda saray
penceresinden eşi
Mishel onu hiç de tasvip
etmeyen bir nazarla seyrediyordu.
Üzüntülü, memnuniyetsiz;
Tepeden bakıyordu.
Trajan Antalya Arkeoloji Müzesi
Üçüncü panelde Roma Imparatoru
Trayan,
Kutsal imparator,
Atının yanında bir kadıncağız
gözyaşları içinde;
Resmin her iki tarafında atları
üzerinde şövalyeler,
Altın renkli sancaklar,
Havada süzülen kartallar.
Diz çökmüş yaşlı kadın
ağlamaklı:
"Lordum, oğlumun intikamını al
O şehit olmuştu, acısı
kalbimi daglamakta "der gibi
"Adalet yerini bulacaktır" der
İmparator; " dönüşümü bekle"
"Ya dönmezsen?"
"Tacımı taşıyan her kimse
gereğini yapar"
"Başkasına bırakma!"
"Merak etme, bu iş ben gitmeden
halledilecek;
Adalet ve merhamet hissi beni burada durdurdu"
Tanrıya hiç bir şey yeni
değildir ama bunu biz burada ilk defa görüyoruz;
Adeta konuşan tablolar;
Dünyada yoktur böylesi.
Orada öylece durmuş bu yüce
sanata hayranlıkla bakarken,
Şair:
"Şuraya bak! yerde sürünerek
gelenlere,
Bize bu kayayı nasıl
tırmanacağımızı gösterebilir onlar."
Güzel şeyleri görmeye hasret
kalmış gözlerim bu sanat eserlerine doya doya baktıktan sonra şaire döndü.
Okuyucu; cezaya çok takılma, sonrasını
düşün.
Ne olursa olsun Mahşer gününde
son bulacaktır bunların herbiri.
"Üstadım" dedim "bize doğru kimse gelmiyor
Bir şeyler hareket ediyor belki
ama ne anlayamadım"
"Onları cezalarını çekmeye mahkum eden hatalar her ne ise
Sırtlarındaki yük bellerini bükmüştür
Ilk ne olduğunu ben de anlamadım ama
Şimdi dikkatle bak
Kayanın altında ne olduğunu anlamaya çalış
O zaman cezanın ne olduğunu kavrayacaksın"
Ey iman edenler;
Burnu büyük, kibirli, yorgun, bitkin;
Aklı karışık, baktıp da göremeyenler,
O kendine olan güveniniz, şimdi arka basamakta,
Bilmiyor musunuz ki; biz sadece tırtılız,
Güzel kelebeğe dönüşmek için doğmuşuz,
Kelebek yükseklere uçar ama kendini savunacak gücü yoktur,
Sadece mahşer gününe ilahi adalete doğru uçar,
Kibirlenecek neyiniz var sizin?
Daha kanatları oluşmamış böceklerden bir farkımız yoktur bizim.
Bazan çatıyı ya da tavanı tutan heykeller görürüz
Bazan dizleri üzerine bükülmüşlerdir.
O ağır yükü taşırlar...
Seyredenin kalbi sıkışır o ağır yük altında ezilenleri görünce;
Ben de gelen ruhları görünce
öyle hissettim.
Hakikaten iki büklümdüler.
Bazılarının yükü daha az, bazılarının daha fazla,
Bazılarının yükü daha az, bazılarının daha fazla,
En sabırlısı bile sanki ağlayacak
gibiydi:
"Artık dayanamıyorum"
dercesine…
Dante Ilahi Komedya
Araf
Kanto 10
Yorumlar: Elif Mat
BLoğunu çokkeyifle takip ediyorum. Ellerine sağlık..
YanıtlaSilCok tesekkurler, Insallah ilerde bir kitap olarak yayinlamayi istiyorum. cok emek gerekiyor:))
Sil