28 Şubat 2019 Perşembe
Adem'le karsilasma
Cennet Kanto 26
İlahi Aşk;
Hazreti Yahya ve Hazreti Adem ile Karşılaşma
Lisan Meselesi
Coşkuyla Beatrice’e döndüm
Döndüm ama Beatrice’i göremedim.
Yanındaydım Cennet’teydim ama onu göremiyordum!
Işıklardan kör olmuştum
O sırada bir ses duydum.
“Gözlerin açılıncaya kadar
Konuşalım seninle
Zamanı değerlendirelim.
Konuş ruhun ne çağırırsa onu söyle önce
Merak etme gözlerin açılacak.
Seni buraya kadar getiren Beatrice’ in elinde
Ananias’ ın gücü var.”
O dilerse er veya geç açılır gözlerim
Onu ilk gördüğümden beri
İçimi yakan alev hiç sönmemiştir.
Cennet’in istediği –Aşk-
Kutsal kitapların başından sonuna kadar yazar
Ezelden Ebede kadar hüküm sürer.
O aşk alçak sesle ve de yüksek sesle okunmuştur bana.
Ona bakarken gözlerimi kamaştıran ruhun sesiydi bu konuşan ses.
Benim yeniden konuşmamı istedi.
“Daha ince eleyip sık dokuyalım” dedi
“Hedefi bu kadar yüksek tutmana sebep ne?
Kim etkili oldu bu inancında?”
“Felsefe ve aşk” dedim
Kaynağını buradan alan aşkla.
Aşkın mührü kalbime vurulmuştur.
İyilik aşkın ateşini yakar
Karşılığında daha çok sevgi ve daha çok iyilik gelir.
Bu esası anlayan en çok sevmesi gerekenin
En Yüce; en Aziz olduğunu anlar.
Çünkü bütün iyilik O’ ndan kaynaklanır.
Bizim görebildiğimiz ancak Güneş’in kaynağından yansıyan ışınlardır.
Güneşin kendisi değil.
Aşkın kaynağının Yaratan olduğunu bilirim.
O Yaratan ki; kendi sesiyle Musa’ya
“Sana bütün iyilikleri göstereceğim” demiştir.
İncil de senin yazdığın bölümde böyle başlar
Cennetin sırlarını dünyaya anlatılır.”
“Felsefe ve yükseklerden gelen otoriteyle en büyük aşkın
-İlahi aşk -olduğunu anlamışsın!
Seni bu aşka çeken başka ne güçler var?”
Isa’ nın Kartalı’nın sözlerindeki maksadı anlamıştım
Benim ne söylememi istediği açıktı.
Benim kalbimin döneceği yer bellidir
Dünyanın ve benim varlık nedenim odur
Isa ve yaşayan bilgi
Beni yanlıştan korumuş
Ve doğru yol iletmiş,
salimen kıyıya ulaştırmıştır.
Bahçedeki her çiçek,
O’nun rahmetinden nasibini alır.
Ben konuşmamı bitirdiğimde,
Cennet’te “Kutsal! Kutsal!” nidaları işitildi.
Bu seslere benim Güzel Hanımım da katılmıştı.
Yavaş yavaş, görme yetim geri gelmişti.
Sanki gözlerine parlak bir ışık tutulmuşta, uykudan uyandırılmış biri gibiydim.
Öyle biri nasıl ilk önce ne olduğunu anlamaz da, sonra yavaş yavaş aklı başına gelince
Ne olduğunu; nerede olduğunu anlarsa ben de öyleydim.
Artık gözlerim eskisinden de iyi görür olmuştu.
Beatrice yaklaşan dördüncü ışığın kim olduğunu sordum.
“Allah’ın elleriyle ilk yarattığıdır” dedi.
“Adem Babamız Konuş!
Neyi merak ettiğimi biliyorsun.” dedim heyecanla.
Hareket ederek ne kadar mutu olduğunu gösterdi.
“Biliyorum hiç bir açıklamaya gerek olmaksızın
Allah’ ın aynasında görüyorum herşeyi apaçık olarak.
Benim ne zaman yaratıldığımı merak ediyorsun.
Cennet bahçelerine- bu güzelliklere- kaç sene baktığımı
Ve sonra neden red edildiğimi!
Gerçek nedenini soruyorsun!
Bir de konuştuğum dili, kendi icad ettiğim dilin hangisi olduğunu
Öğrenmek istiyorsun.
Ağaçtan elmayı yemek değildi sorun olan
Allah’ın emrine karşı gelmek yüzünden cezalandırıldım.
Dört bin üçyüz iki yıl geçmişti
O yıldan bu yıla,
-senin yardımına gelmesi için bu Hanım’ın, Virgil’i çağırmasına- kadar.
Dünya’da da tam dokuz yüz otuz yıl yaşadım.
Nemrut’un adamları başlarından büyük bir işe kalkışmadan
Çok önceleri benim konuştuğum dil ortadan kalkmıştı.
Zihin ürünü olan ne varsa, değişir.
Çünkü insanın öncelikleri tercihleri değişir durmadan.
İnsanın konuşma kabiliyeti doğası gereğidir
Ama nasıl konuşacağına kendi karar verir.
Tanrının ismi önceleri I idi Sonra EL oldu
Insanın lisanı kullanımı ağacın yaprakları gibidir,
Bir daldan bir yaprak düşerse yenisi çıkar.
kelimelerin biri kaybolursa yerine yenisi gelir.
Cennet’en çıkarılmadan önce
Orada ne kadar kaldığımı soruyorsun
Güneşin tepeye çıkmasına kadar
Yani ilk mutluluk 6 saat kadar sürdü...
Resim
Manua da San George Kalesinde gelin odası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder