Cennet
Kanto 20
Kanto 20
Yemin olsun, biz,
Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte
tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık.)
Sebe Suresi 10. Ayet
Rabbin, göklerdeki ve
yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir
kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik.
Isra Suresi 55. Ayet
Güneş batıp da gökyüzü karardıktan sonra,
Birden yıldızlar
çıkarak etrafı yine aydınlatır ya;
Kartal
konuşmasına ara verince, ben de o kısa anı hatırladım.
Bütün ruhlar
parıldiyordu,
Şarkı söylüyorlardı
ama
söyledikleri
şarkı aklımda kalmadı.
Tanrının Nur’u
üzerlerine nasıl da yansımıştı
Sadece kutsal
düşünceler vardı bu ruhların zihninde.
Başka birşey
yoktu...
Göklerin süsü olan bu mücevherler,
Şarkılarını bitirdiler ve bir sessizlik oldu.
Sanki bir şelale sesi duydum,
O şelale ki kaynağının ne kadar güçlü olduğunu
Kayadan kayaya
akarak gösteriyordu.
Müzik aletlerinden sesin çıkması gibi,
Mırıltılar Kartalın gövdesinden yükseldi, yükseldi,
Boynuna kadar geldi ve tek bir ses olarak,
gagasından çıktı.
Hep merak ettiğim ve cevabı
sonsuza kadar kalbimde kalacak soruları yanıtladı:
“Gözüme bak,
Çünkü formumu
oluşturan bu yıldızların içinde en parlak olanları oradadır.
Gözbebeğimde Kutsal
Ruhun şarkıcısı- Hazreti Davut-
Kutsal Sandığın bir
memleketten, bir memlekete taşıyıcısı vardır.
Şarkısının değerini
- ödülün büyüklüğünden- anladı ahirette.
Hem Tanrı’dan gelen
ilhamla,
hem kendi gayretiyle söyledi o şarkıyı.
Trajan
Gagama yakın olan
yıldız- Imparator Trajan-
Oğlunu savaşta
kaybeden anneyi teselli edendir.
Isa ‘nın takipçisi
olmamanın bedelini iki cihanda da öğrenmiştir.
Yayın üzerinde olan (kartalın
kaşında)- Incildeki Peygamberlerden Hezekiel-
kendi ölümünü- tövbesiyle- geciktirmiştir.
Kaderin
değişmeyeceğini; ama yerinde edilen duanın
hakkı yerine getirmeye yarayacağını
öğrenmiştir.
Sonraki iyi niyeti,
kötü netice veren- Imparator Constantin-
Çoban’ a (Kiliseye) yer
veren ama beni( devleti) ve kanunları
Doğuya götüren,
kendini Yunan yapan...
Yaptıklarının kötü
netice vermesinin, buradaki yerini belirlemediğini öğrendi.
Çünkü hesap niyete
göredir.
Onun niyeti iyiydi;
netice kendisine zarar vermedi- dünyayı mahvetse bile-
Diğeri William’ dır (Sicilya
Kralı 2. William)
Memleketi onun
yokluğuna yanar.
Ama kendisinden
sonra gelenlerden Charles ve Frederict’ten
hazzetmez.
Adil olanın, burada
ne kadar değer gördüğünü anladı.
Ne kadar
parladığından belli, mutluluğu.
Dünyadakiler, bundan
sonra kimi göreceğime katiyen inanmazlardı!
Truvalı Ripheus!
Dünyadakiler
Tanrının adaletine akıl erdiremezler.
Hikmetinin derinliğine
de.
Rahmetinin bolluğuna
da.”
Toygar kuşunun,
yükseklere tırmanıp ötmesi;
Ötüp de,
Kendi ruhunun çığlığını duymaktan, tatmin olup, susması gibi,
Sustu...
Ilahi Rahmet’le mühürlenmişti sanki herşey.
Dayanamadım sordum;
“Nasıl olabilir
böyle bir şey?”
Bunu duyan ruhlar daha da parıldadılar.
“Anlıyorum,
inanıyorsun iman ediyorsun ama anlayamıyorsun;
Biliyorsun, ama
göremiyorsun;
Çünkü saklıdır.
Birşeyi ismen bilip
de- özünde ne olduğunu- bilmeyen biri gibisin.
Sana anlatmak
gerekiyor.
Tanrının iradesi,
insan iradesi gibi değildir.
Birinin istemesiyle,
yalvarıp, yakarmasıyla değişmez.
Değişim, Kutsal
İrade zaten onun, öyle olmasını istediği için olur.
Burada iki yıldızın-
ruhun- bulunmasına şaşırdın.
Onların ruhu bedenlerini
bırakırken,
senin sandığın gibi
pagan değildi.
Iman etmiş
Hrıstıyanlardı.
Biri İsa’ dan önce;
biri sonra yaşamış olsalar dahi.
Biri- Imparator
Trajan- Cehennem’ den çıktı;
çıktı ki ;
-oradan çıkıp da,
doğru yolu bulmak, yoktur-
Tekrar ete kemiğe
büründü.
Yaşayan ümidin
sayesinde oldu bu.
Allah’a onu tekrar
diriltmesi için yakaran;
Allah’ tan ümidi kesmeyen,
kişinin sayesinde.
Papa Gregory 1 (ressam: Francisco de Zurbaran)
(Papa 1. Gregory)
Çünkü o kişi,
yardıma Muktedir olana inanıyordu.
Dirilen kişi de –Trajan-
Yardıma muktedir olana inandı.
Bu inanışla Allah
aşkı tutuştu.
İnananlardan olarak
ruhunu teslim etti.
...ve bu muhteşem
koroda yer almaya hak kazandı.
Diğeri- Ripheus-
kurtuluşunu öyle derin bir kaynaktan aldı ki;
Bu menbaı hiçbir
ölümlü görememiştir.
Dünyada dürüslük
için çalışmıştır.
Rahmet üzerine Rahmet;
Allah ona iman nasip
etmiş;
‘Müşrik kokusundan’
azade etmiş
O da kendi çevresindekileri
uyarmış.
‘Bu yanlış yoldan
dönün’ demiştir.
Vaftiz olma
adetinden bin yıl evvel;
Daha evvel gördüğün
arabanın, sağ tekerindeki
Nedimeler tarafından
vaftiz edilmiştir.
Kaderin kaynağının
ne kadar derinde olduğunu
Herkes anlamaz,
bilemez göremez.
İlk sebebe ilk
yaratılış’ a kadar iner bunun kaynağı.
Ölümlüler;
Yargılamada acele
etmeyin!
Biz Cennet’tekiler
bile bundan sonra, Cennete kimlerin alınacağını bilemeyiz.
Bilmemek daha iyidir.
Böylelikle kendimizi
tekamül ettiriyoruz.
Allah ne isterse biz
de onu istiyoruz.”
Kartal’ dan bir ders aldım.
Aslında ne kadar az görebildiğimi anladım.
Müzisyenlerin ahenkle orkestraya katılması gibi
Kartalın bu sözlerine Trajan ve Ripheus’ un yıldızları
Parıldayarak eşlik ettiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder