Hepsi Gerçek Hepsi Rüya
Le Roman de la Rose
Ortaçağda, Fransa’ da, Le Roman de la Rose (The Romance
of the Rose) isimli bir şiir yazılmış. Iki yazarı var; önce 1230 da Guillaume
des Loris ilk kısmını yazıyor (çok uzun 4058 satır); sonra 1275 Jean
le Meun 17724 satır daha ekliyor. Çok okunan, çok bilinen bir siir oluyor.
Bu günde en çok manuscripti olan eserler arasında( o çagdan kalan.)
Bir aşk şiiri,
cinsellik ağırlıklı, sembolik anlatımlar var, Bahçe imgesi, rüya, gül- gonca; o zamanın
modası ‘courtly love’ denilen aşk
şiirlerinin bir örneği. Mizahi yönü var; ansiklopedik yönü var; çeşitli
bilgileri içeriyor ve felsefi yönu var. Bu şiirle Dante de epey ilgilenmiş bazı
bölümlerini İl Fiore- çiçek -adıyla
Italyancaya da çevirmiş.
İlahi Komedya’ ya gelince bu Rose imgesini cinsellikten, dünyevi
aşktan, çıkararak bir Cennet tasvirine çevirmiş.
Gerçek var; imaj
var bu son kantolarda.
Sevgı- cinsellik –doğum-
yaratılış- varolma- arılar, arının çiçekten öz alıp bal yapması, bir çiçeğe-
oradan NOKTA ya- ışık kaynağına- yaratıcıya gitmesi.
Polination –döllenme-
çiçeek bahar imgeleri karşımıza çıkıyor.
Mart Nisan
aylarında 25 Mart Announciation Hazreti Meryem e Cebrailin müjdeyi getirmesi
hamile kalması olarak biliniyor. Gene Paskalya zamanı her sene biraz günü
değişiyor bu sene Nisan ayında Cuma günü Good Friday çarmıha gerilmesi Pazar
günü Easter Sunday yeniden dirilmesi anılıyor.
Yeniden diriliş
(Resurrection) - bu alemden diğer aleme -Sonsuzluk aleminden- bu aleme geçiş.
Sonsuzluk kavrami
bir çember olarak anlatılıyor. Ruhsal
alemle maddi alem iç içe geçiyor.
Dünyadaki Kudüs-
Cennetteki Kudüs- dünyadaki Roma- Cennet teki Roma anlatılmış.
Jerusalem selam
şehri barış şehri.( Olması gereken)
Şair Dante-
Yolcu Dante
Italya da yaşayan
Şair Dante ve bu yolculuğu yapmakta olan
kendisine öteki alemin kapıları açılmış olan Pilgrim (Yolcu veya Hacı olarak
tanımlayabileceğimiz) Dante.
Beatrice
Çocukluktan
tanıyıp sevdiği Beatrice; bir de bu yolculukta ona rehberlik etmekte olan
Tanrının insanlara vahiy yoluyla gönderdiği bilgileri,Tanrının insana yol
göstermesini simgeleyen, Melek gibi olan, onu adeta bir anne şevkatiyle koruyup
kollayan bir başka Beatrice.
Araf’ ta Virgil,
Dante’ ye, bir noktaya kadar rehberlik edip, bırakmıştı. Onun bıraktığı yerden,
görevi Beatrice almıştı. Dante aynı anda hem Virgi’ in gidişine üzülmüş; hem de
Beatrice’ in gelişine sevinmişti.
Zaten Virgil e
rehberlik yapması için rica eden de Beatrice idi.
Burada da
Beatrice’ in vazifesi bitti. Dante ona teşekkür etti. Onun yerine Saint Bernard
geçti. Bu kişi tefekkürde ileri; Aziz mertebesinde biri. Allah’ a
yaklaştırılanlardan olduğu, Cennet katında yerinin yüksek olduğuna inanılıyor.
Meryem Ana’ ya çok bağlı ona çok dua eden bir kişi olarak tanınıyor.
Yolculuğun en son
kısmında Dante ye o yardımcı olacak Beatrice yukarıda gülün yaprakları arasında
yerini aldı.
Meryem Ana
Meryem Ana ile
birlikte doğum imgesi ve yaratılış konusu gündeme geliyor. Gene o çağlarda
Hrıstıyanlık dünyasında çok konuşulan Isa’ nın iki özellikte olması -hem
Tanrısal- hem Insani yönünün bulunması –(God Incarnate) denilen Müslüman ınanışına
göre çok ters olan, Tanrının insan suretinde doğması inancı burada
vurgulanacak.
Veronica
Isa nın çarmıha
gerilmesinde evvel eziyet görmesi ve o çarmıhın kendisine taşıtılması esnasında
yanına gelip yüzünü silen bir hanım var. O kan ter içindeyken ona yardım ediyor
ve yüzünü sildiğinde inanışa göre Isa nın sureti o örtü üzerine çıkıyor.
Buna Vera icona (True ımage)- “gerçek suret” demişler.Ikonalar özellikle
Bizans kiliselerinde Hazreti Isa ve Meryem in resimleri çoktur ama buna kendi
kanından kendi resmi olarak inanılmış. Bu örtü Vatikan da Saint Peter
kilisesinde saklanmış ve Cuma günleri (Çarmıha gerildiği gün Cuma olduğu için)
ziyarete açılmış.
Çok sayıda kişi
diğer ülkelerden gelip görmüş. Bu hanımın ismi de, zamanla Veronica’ ya dönüşmüş; Aziz Veronica olmuş.
O zamanlar
fotograf yok, sinema- televizyon yok. Bu resmi görenler kendi memleketlerine
döndüklerinde arkadaşları, eş –dost, onu karşılayanlar, “Roma’ dan geldin, kiliseye gittin mi ,bu resmi gördün mü, nasıldı? Bize
tarif et!” diyorlar.( Oraya gidenlere de hacı diyorlar). Bu hacılar hem
resmi gördüğü anda; “Gerçekten Isa nın imajı bu mu; gerçekten onun yüzünü mü
görüyorum?” diye heyecanlanıyorlar hem de bu görüntüyü hafızama kaydedeyim,
döndüğümde anlatırken şaşrımayayım diye düşünüyorlar.
Dante’ de bunu,
kendi durumuna benzetiyor .Pilgrim -Dante olarak buraya kadar geldi; Cennet’ i
gördü. Bu akıl almaz bir şey; “ acaba aklımı mı kaybedeceğim” korkusu var. “Bunları
hatırlayabilir miyim, hafızam alır mı” kaygısı var.
Thomas Aquinas, “
Summa” adli eserini yazarken, kendisine öteki dünya gösterilmiş; O da kalemi
bırakmış “buraya kadar yazdıklarımız hiç bir şey değil; öteki alem anlatılamaz”
diyerek.
Dante’ nin de bu yolculuğundaki asıl amacı; döndüğünde, bu şiiri yazmak, nasıl yazacağım kaygısı var.
Çünkü şiiri
yazmaktaki amacı kendisi gibi karanlıkta
kalanların aydınlığa çıkmasına yardımcı olmak. Bütün Komedya nın amacı bu
yalnızca Cehennemi görmek değil oradan çıkabileceğine de inanmak. Her zaman
için bir ümit var. Her zaman için duaların kabul edileceği bir an var. Doğruyu
bulmak isteyenler için doğruyu gösterecek bir Tanrı var; bu iş için
vazifelendireceği insanlar, rehberler var.
Şiirin katmanları
arasında -görünen var, imaj var, alegorik simgelerle anlatım var, bir de işin
özü, hakikati - var. Hep rüya alemiyle, gerçek alem arasında gidip geliyor.
Rüyanın içindeyken, gerçek hatırlatılıyor, gerçeğin içindeyken, rüyaya
dönülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder