Inferno 4
Felsefe Evi
Bir gökgürlemesiyle uyandım, kendime geldim;
Kalktım meraklı gözlerle sağıma soluma baktım,
nerede olduğumu anlamak için.
Çukurun kenarındaydım;
Uçuruma bakıyordum.
Hiç dinmeyecek acılar diyarına.
Öyle derin, öyle karanlık ve öyle sisliydi ki;
Ne kadar görmeye çalışsam da, bir şey anlamadım.
“Kör karanlık” dedi Şair, onun da beti benzi soluktu.
“Önce ben ineceğim, sen takip et” dedi.
Onun yüzünün halini gördükten sonra;
“Senin yüzün
solgunlaşmışsa, ben nasıl inebilirim?
Her zaman sen benim korkumu giderirdin” dedim
“O acılar
içindekileri düşünmek yüzümü soldurdu,üzüntüden, korkudan değil.
Şimdi devam edelim yolumuz uzun” dedi
Yola koyulduk.
Çukurun kenarındaki ilk halkadaydık,
Burada haykırış yoktu, yalnız iç çekişler vardı.
Havada titriyordu bu iç çekişler.
Acı çekmiyorlardı, yalnızca üzgündüler.
Çocuk kadın ve erkekler.
“Kim olduğunu
sormuyorsun buradakilerin.
İlerlemeden önce
bilmelisin ki; bunlar günahkar değildir.
Her ne kadar değerli
kimselerse de, yine Cennet’ e gidememişler; çünkü vaftiz edilmemişler.
Senin inancında
vaftiz olmak şarttır.
Bunlar
Hrısıtyanlıktan önce yaşadılar.
Sizin gibi iman
etmediler.
Ben de onlardan
biriyim.
Günahsızız ama buradayız.
Kaybolmuş ve
cezalandırılmışların yanında, ama ayrı...
Umutsuzca ve
arzulayarak.”
Onun üzüntüsü kalbimi daralttı.
Aralarından bazılarını tanıdım;
Kıymetli kişileri gördüm Limbo da.
Orada kalmışlardı.
“Değerli Ustadım
hiç buradan kurtulan oldu mu şimdiye kadar?” diye sordum.
“Yeni gelmiştim kiş buraya kudretli Efendinin geldiğini
gördüm.
Başında zafer tacı,
Babamız Adem’i buradan aldı götürdü
Habil’ le Nuh’ u da.
Kanunları yapan Musa yı,
Ibrahim, Davut ve Israil’i
Çocukları ve babasıyla beraber.
Rachel da oradaydı.
Ve pek çok başkalarını buradan aldı Cennet’ e çıkardı
Bilirsin, bu olaydan önce hiç bir ruh yukarı
çıkarılmamıştı.
Bunları anlatırken
durmadık.
Ruhların arasından geçiyorduk, bir orman kadar
kalabalıktılar.
Uzaktan ateşi gördük.
O ışığın çevresinde bir kaç tanıdık yüz vardı.
Onurlu insanlar.
“Bilgiyi ve sanatı
onurlandıran Ustad
Buradaki özel olarak
onurlandırılmış diğerlerinden ayrı tutulmuş kişiler kim?”
“Bu kişilerin adı
hala dünyada anılır, yaptıkları işler yukarıdan takdir görür
Burada ki değerleri
artar.”
O sırada birisi:
“Meşhur şairi
onurlandırın;
Kendisi aramızdan
ayrılmıştı şimdi döndü” dedi.
Bir sessizlik oldu, yanımıza dört kişi yaklaştı;
Ne çok mutlu, ne de üzgün görülüyorladı.
Virgil onları görünce, “ elinde kılıç olana iyi bak” dedi.
Yanında diğer üç Efendi vardı
Homer
Şairlerin kralı Homer birinci,
Hiciv yazarı Horace ikinci,
Ovid
Ovid üçüncü ve Lucan dördüncü idi.
Beni onurlandırdılar.
Epik tarzının Efendisinin etrafında toplandılar
O kartal gibi hepsinin üzerinde yükseliyordu.
Biraz konuştuktan sonra, bana dönüp selamladılar.
Ustadım gülümsedi, mutlu olmuştu.
Beni aralarına davet ettiklerinde, çok onurlandım;
En büyükler arasında altıncıydım.
Işığa doğru yürüdük,
Konuştuklarımız konusunda sessizliğimi korumalıyım.
Sadece onlarla beraber olduğumu söylemem yeterli.
Asil bir kalenin dibine geldik.
Yedi kat duvarla çerçevelenmişti kale;
Etrafından ırmak dolaşıyor, hendek vazifesi görüyordu.
Irmağın üzerinden, sanki karadan yürür gibi geçti.
Yedi kapıdan geçtik bu bilgelerle,
Yeşil bir çayıra vardık.
Ağırbaşlı insanları gördük orada, hüzünlüydüler.
Otorite sahibiydiler.
Az konuşuyorlardı, kibar ve alçak sesle;
tepeye tırmandık.
Çıktığımız yer tamamen ışıktı;
Oradan herkesi görebiliyorduk.
O yeşilliğin içinde büyük ruhlar bana göründü;
Hatırladıkça mutlu oluyorum.
Electra tohumuyla beraber;
(Truvanın kurucusu Dardanus’ un annesi)
Aeneas
Hector ve Aeneas ( Roma’ nın kurucusu)
Sezar asker zırhı ve şahin gözleriyle;
Camilla, Penthesilea;
Latin Kralı, diğer tarafta kızı Lavinia ile beraber
(Aeneas in esi)
Tarquine’ i kovan Brutus;
Julia
Lucrece ve Julia (Sezar’ın kızı Pompey’ in eşi)
Marcia (Cato nun eşi) ve Cornelia;
Selahaddin yalnız başına...(Selahaddin Eyyubi)
Gözlerimi yukarı kaldırıp, bilenlerin hocasını aradım (Aristo)
Felsefe ailesiyle birlikte oturuyordu.
Hepsi O’ na bakıyor, saygı gösteriyorlardı.
Sokrat ve Plato en yakınında olanlardı.
Democritus, Empedocles ve Zeno
Heraclitus, Thales, Anaxagoras;
Bilim adamları,
Dioscorides, Linus, Orphedu;
Seneca
Tully, Seneca;
Euclyd...
Avicenna (İbni Sina)
Ibn-i Rüst
Averooes (Ibnı Rust)
büyük Şarih
Hepsini sayamam...
Bu uzun şiirde, hep yazılması gerekenden daha azını
yazıyorum.
Altı kişilik gurubumuz dağıldı.
Üstadımla birlikte bir başka yola çıktık;
Huzurdan, karışıklığa;
Cehenmin
uğultusuna ve titreyen havasına;
Işıktan Karanlığa...
#Dante
#Inferno
Ceviri: Elif Mat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder