22 Eylül 2021 Çarşamba

Araf 1 Daha İyi Sular

 















Karanlık ve acımasız denizden sonra daha iyi sulara yelken açtık;

Şimdi insanın ruhundan günahı atması ve Cennet'e yükselebilmesi için kendisine verilmiş

“İkinci Krallığı” anlatma zamanı.

Kutsal ilham perileri bana yardım edin de ölü şiiri diriltelim,

Doğudan, safirin tatlı mavisi ufku kaplamakta,

Saflığı ve mükemmel parıltısıyla gözler için bir şölen.

O karanlık, havasız, ruhumu basan, gözümün nurunu körelten,

Ölü yerden çıktıktan sonra,

Gözlerim bu güzelliklere yeniden açılıyor.

Aşkın etkisini çoğaltan gezegen (Venüs) bütün doğuyu ışığıyla gülümsetiyor.

Artık balık burcuna girme zamanı.

 

Sağıma dönüp, diğer kutba bakıyorum.

İlk insandan beri kimseye görünmeyen dört yıldızı görüyorum,

Gökyüzü onlarla parlıyor.

Bu yıldızlar ancak güney yarım küreden görülebilir.

 

Yıldızlara bakmaya ara verip de, başımı çevirdiğimde.

Yalnız bir adam gördüm.

Eski bir adamdı, duruşu bende büyük bir saygı uyandırdı.

Öyle bir saygı ki, hiçbir babanın evladından bekleyemeyeceği kadar.

Saçı sakalı beyazlamış ve uzundu, göğsüne kadar iniyordu,

Yukarıdan, dört yıldızdan inen nurla yüzü parıldıyordu.

 

Bana döndü ve “Karanlık vadiden tırmanan iki kişi siz kimsiniz?

 Cehennem’ den mi kaçtınız? Sizi buraya kim getirdi?

Karanlık vadiden kaçışınızda size kim ışık tuttu?

 O vadi ki, her zaman karanlıkta kalacaktır.

O çukurun kanunları mı değişti?

Cennetten yeni bir karar mı çıktı ki;

Cehennemlikler benim kayalıklarıma tırmanabiliyor?”

 

Tam bu sırada Üstadım bana saygıyla eğilmem için işaret etti

Ve ona cevap verdi:

 

“Ben buraya ne kendi irademle, ne de kendi kuvvetimle geldim,

Karanlık gününde bu adama yardım etmem için

Cennetlik bir hanım beni buraya gönderdi.

Ama daha fazlasını öğrenmek isterseniz anlatayım;

Bütün deliliğiyle sona yanaşmasına rağmen

Bu adam henüz ömrünün son saatini doldurmamıştır.

O’nun ruhunu selamete ulaştırmasına yardım etmek için gönderildim ben;

Buradan başka da yol yoktur.

O’na suçluları gösterdim.

Şimdi de sizin idareniz altında bulunan ruhları göstermek istiyorum,

Çile çekenleri görmek onu arındıracaktır.

Hepsini anlatmak uzun sürer ama bize emir Cennet’ ten geldi

Bizim buraya gelmemiz sizi memnun eder mi?

Buradan geçerek özgürlüğüne kavuşacak olan bu adama müsaade eder misiniz?

Siz ki özgürlüğün değerini bilen, özgürlük için Utica’ da hayatını feda edensiniz!

Bu sebeple ölüm size tatlı gelmişti, bedenininizi bu uğurda kurban etmiştiniz.

O beden ki; kıyamet günü canlanacak parıldayacaktır.

Biz buraya gelmekle bir kanunu ihlal etmiyoruz,

Bu adam hala yaşıyor.

Ben de Minos’ un idare ettiği Limbo’dan geliyorum

Orada sizin Marcia’nız da var; hep size dua ediyor.

Onun hatırına bize müsaade edin.”

 

Dünyadayken Marcia ya bakmak beni mutlu ederdi,

Ne istediyse yaptım,

Şimdi kötü ırmağın öbür tarafına düşmüş,

Onun duasının bana artık faydası yoktur.

Ben göreve başladığımda kanun buydu

Ama söylediğin gibi Cennet’teki Hanım size müsaade çıkarttıysa

Bana övgü dolu sözler söylemenize gerek yok.

Sadece söylemeniz kâfi,

Gidin bakalım!

Şimdi bu adama kılavuzluk et,

Ama önce eteklerinizi toplayın ve gidip yıkanın.

Çünkü gözlerinizde hâlâ Cehennemin sisi varken,

Cennetin kapısını bekleyen meleğin huzuruna çıkmanız doğru olmaz.” Dedi Cato.

 

Dalgaların vurduğu kıyıda, yumuşak çamurun içinde sazlar büyüyordu,

Orada ağaç yoktu.

Bu tarafa geri dönmeyin, ışığı takip edin

 Doğan güneş size daha kolay bir yol gösterecektir

Bunu söyledikten sonra yaşlı adam sessizce gözden kayboldu.

 

Ben ayağa kalkarak rehberimin yanına gittim.

O da; “Beni takip et; hafif eğimli bir tepeyi tırmanacağız” dedi.

 

Gün doğdu bütün ihtişamıyla ve ben uzaktan denizin gürültüsünü duydum

Uzaklaşmış oldukları yolu tekrar bulmak isteyen,

O yoldan ayrı geçirdikleri zamanı kayıp sayan iki adam gibi,

O yalnız vadide geniş adımlarla ilerledik.

Kuytu bir yere geldiğimizde; daha güneş ısıtmamıştı.

Bitkilerin üzerindeki çiğle Virgil ellerini ıslattı.

Maksadını anlayınca gözlerimden yaşlar süzülerek yüzümü ona çevirdim;

Ve üstadım Cehennemin kirini yüzümden temizleyerek,

Yüzümün eski rengine dönmesini sağladı.

Yerden bir saz kopararak belime kemer yaptı.

 

Yerde sazın söküldüğü yerden hemen bir yenisi çıktı...