30 Nisan 2019 Salı

Inferno 5 Aşk Meşk üzerine Açıklamalar




Dante ve Virgil Limbo yu gördükten sonra Cehennemin ilk halkasına gelirler asıl Cehennem burada başlamaktadır. Cezalandırılan ilk günah şehvet sebebiyle işlenen günahlar olmakta.
Burada Zebani rolünde mitolojik bir karakter olan Minos var. Bu korkunç canavar giriş çıkışı kontrol ediyor ve gelen ruhların Cehennemin hangi katına gideceğine karar veriyor. Kararını da kuyruğunu kendi etrafında sararak belli ediyor. Kaç defa sardıysa o numaraya göre ruhlar gidecekleri bölümü anlıyorlar.

Onlara gireceğiniz yere nereye döneceğinize dikkat edin diyor. Hem yön bakımından hem de Cehennemdeki ruhlarla konuşurken dikkatli olmaları konusunda uyarılmış oluyorlar.
Minos önce onları almak istemese de Virgil onu ikna ediyor.
Bulundukları yer  kör karanlık ve her taraftan kuvvetli rüzgarlar esiyor. Ruhlar sağdan sola soldan sağa savruluyor; bir an bile huzur bulamıyorlar.
Aklını bir kenara bırakıp, duygularıyla hareket eden ve şehvete yenik düşenlerin yeri burası.

Semiramis


Cennet’ te nasıl melekler sürekli sonsuzluğu temsil eden bir halka çizerek, Tanrı’ nın etrafında dönüyorlarsa, buradaki ruhlar da sonsuz bir hareket içinde gene dairesel hareketlerle dönüyorlar.
Havada dönen leylekler gibiler. Kuşların havada daire çizmesi avlanmak için olur; devamlı bir istek ve arzu var. Cennettekilerle mukayese edecek olursak; orada artık bütün istekleri arzuları yerine gelmiş; ruhların artık isteyecek bir şey kalmamış olarak hiçbir şeyin eksikliğini hissetmeden mutlu yaşadığı tasvir ediliyordu arzunun sonuna gelmişler deniyordu; Cehennemdekiler için bu sözkonusu değil.

Bu kanto da hep tarihten örnek verilmiş; Kraliçelerin eşleri öldükten sonra başkalarıyla evlenmeleri veya birlikte olmaları eleştiriliyor.

"Semiramiş ikinci defa evlenebilmek için kanun çıkarttı" deniyor. Asur Kraliçesi olan Semiramis, eşi Ninus ' un ölümü üzerine hakimiyeti eline almış.

  Aeneas’ ın Kartaca’ daki aşkı Dido; daha evvel kocası öldüğünde onun hatırasına sadık kalacağına yemin etmişken Aeneas’ a aşık oluyor. Aeneas onu bırakıp, Roma’ yı kurmak üzere Italya’ ya yelken açtığında bu durumu onuruna yediremeyip intihar ediyor.

Kleopatra


Sezar’ ın ve daha sonra Mark Antony’ nin sevgilisi olan Kleopatra ve  Truva savaşına neden olan Helen örnek verilmiş.

Nedense erkekler kahraman olarak görülüp övülüyor.  Sezar çok çapkın olmasına rağmen diğer filozoflarla beraber Limbo da,  sevgilisi Kleopatra burada.

Dido ve Aeneas



Aeneas hep kahraman olarak anılırken, Dido burada.  Çifte standart görüyoruz. Aynı zamanda gerçek hayattan örnekler olduğu gibi Aeneas ve Dido nun hikayesinde olduğu gibi edebiyat dünyasından kahramanlara da yer verilmiş.

Hem aşk hem devlet işleri bir arada bu örneklerde. AMOR tersten okunduğunda ROMA oluyor.  Roma tarihinde Sezar ın Mısır da çok kalması, “orada imparatorluk hevesine kapıldı, Roma kanunlarını değiştirecek imparator olacak” diye eleştirilmiş.
Siyasete olan ihtiras da aşka benzetiliyor.

Dante’ nin gözü birlikte savrulan iki ruha takılıyor; onlarla konuşmak istiyor. Bunlar Francesco ve Paolo. Dante’ nin yaşadığı dönemde onlar da Floransa da yaşamış olan iki sevgili. Her ikisi de evli olduğu halde, aralarında bir aşk ilişkisi başlamış. Francesca, Paolo nun ağabeyi Giovanni evli. Paolo  Francesca’ nın eşinin evde olmadığı zamanlarda, sık sık onun ziyaretine geliyor ve bir gün birlikte kitap okurken, aralarında yakınlaşma oluyor. Bu durumu evde çalışanların haber vermesi üzerine Giovanni eve gelip hem karısını hem de kardeşini öldürüyor.



Dante bu iki ruhla konuşmak isteyince; Virgil aşktan bahset gelirler diyorş gerçekten de ehlileştirilmiş güvercinler gibi aşk sözünü duyunca hemen geliyorlar. Francesca hikayeyi anlatıyor Paolo ağlıyor.

Francesca hikayeyi anlatırken, şiir dili özellikle, o zamanın “courtly love poetry” denen şiir tarzını kullanıyor. Bu durum Dante’ yi derinden etkiliyor. Çünkü O da Beatrice için bu tarzda şiirler yazmıştı. Şirin, sanatçının sorumluluğunu hissediyor.

Beatrice de Dante yi kurtarmak için gelip; Virgil ile konuştuğunda “aşk beni konuşturdu, aşk beni buraya getirdi” demişti. Aşk cümlenin öznesi.  Cennet bölümünde daha sonra göreceğimiz gibi Aşk döndürüyor dünyayı ve  kainatı. Francesca’ da aşkı kabahatli buluyor. Karşı konulamaz bir güç olarak görüyor. Şiiri, şiir kitabını suçlu buluyor,  yazılanların etkisinde kaldıkları için.

Bir evvelki kanto da Felsefe evinde Dante en büyük şairler arasındaydı; onlardan biri olmakla, onların arasına girmekle büyük gurur duymuştu;  şimdi ise yazdıklarının insanlar üzerindeki etkisine tanık olarak eğer yanlış bir şeye yolaçtıysa diye üzüntü duyuyor.

Keşke günümüzde de televizyonda sinemalarda binlerce kez adam öldürme sahnesi gösterenler Gerçek hayatta işlenen cinayetler karşısında biraz sorumluluk hissedebilseler.

Francesca ve Paolo’ yu öldüren Giovanni,  Caina çukurundaymış.  Cehennemin kardeş katilllerine, yakınlarına zarar verenlere ayrılan bölümünde.  Habil’ le Kabil’ in hikayesinden yola çıkarak, Kabil’ in adı (Cain) verilmiş bu bölüme.

August Rodin Le Baiser eserini Francesca ve Paolo'nun hikayesinden esinlenerek yapmış.





28 Nisan 2019 Pazar

Inferno 5 Francesca ve Paolo



Inferno 5
Francesca ve Paolo



Böylece, ikinci halkaya indim.
Burada daha fazla hüzün ve daha fazla ağlama ve inleme  sesleri vardı.
Koca Minos dişlerini gıcırdatarak kapıda bekliyor;
 Gelenlerin günahlarını itiraf etmelerini istiyordu.
İtirafları dinledikten sonra gelenleri yargılıyor ve
Cehennemin hangi kısmına gönderileceklerine karar veriyordu.
Kaçıncı bölgeye gönderildiklerini anlamak için günahkarlar,
 Canavarın kuyruğuna bakıyorlardı.
Kuyruğu kaç kere kendi etrafına dolarsa,
 o sayıya göre gidecekleri seviyeyi anlıyorlardı.
Önünde daima toplanmış bir kalabalık vardı,
Herkes Minos’ a itirafta bulunmak için sırasını bekliyordu.
Minos beni görünce bu olağan üstü vazifesini bıraktı ve
“Hey sen!Bu azap ülkesine gelen!
Kapının genişliğine bakma,
Nasıl girdiğine dikkat et kimseye güvenme”

Virgil “Neye itiraz ediyorsun? Onun giriş izni var mani olma,
 yukarıdan -emri yerine getirilen kişiden- izin almış, daha fazla soru sorma bize” dedi
Şimdi artık iyice moralim bozulmaya başladı.
Burada bütün ışıklar karartılmıştı.
Önümüzde sanki karanlık bir deniz vardı,
Ve denizin üzerinde bitmez tükenmez bir fırtına.
Karşıt rüzgarlar hortumlar buna maruz kalan ruhları
Yerden yere savuruyordu.
Yukarı doğru atıldıklarında kayalara çarptıklarında,
Bu zavallılar felaket rüzgarlarına söyleniyorlardı.
Buraya düşenler şehvet tutkularının kurbanı olmuşlardı.
Akıllla değil duyguyla karar vermişlerdi.
Bir yukarı bir aşağı, bir sağa bir sola
Rüzgarlar onları yerden yere savuruyordu.
Bir anlık sukunete muhtaçtılar.
Biraz sakinliğe kavuşmak acıyı biraz daha az  hissetmek istiyorlardı,
Ama hiç ümitleri yoktu.


“Bu karanlıkta bu acıyı çekenler kimler üstad?”
“İlk gelen Semiramis' tir.
Bir zamanlar pek çok millete hükmeden bir imparatoriçeydi.
Meydana gelen skandalı örtmek için istediği gibi kanunlar çıkarttı.
Ninus’ un eşiydi, sonra varisi oldu.
Onun hükmettiği topraklara artık Sultan hükmediyor!

Arkadan Kleopatra geliyor;
Sonra Helen; onun yüzünden senelerce ızdırap yaşandı,
Biliyorsun Achille’in hikayesini
En son savaşta aşkı buldu.”

Virgil, ask meşk meseleri yüzünden buraya düşmüş olan daha yüzlerce ruhu gösterdi.
Bunların halini görünce içim acıdı.
Yine yolunu kaybetmiş bir adam gibi oldum!

“Söyle bana Şair, acaba ben  şu ilerde hafif bir rüzgarla
 buraya doğru savrulan ikiliyle konuşabilir miyim?”

“Onlar buraya gelene kadar bekle, sonra onlara aşkla hitap et.
Onlar aşka gitmişlerdi,
Aşkı duyunca gelirler.”

Yanımıza yaklaşınca onlara seslendim hemen;
“Bu ızdırapla hırpalanmış olan ruhlar,
Eğer yasak değilse benimle konuşur musunuz?”

Dido’ nun yanından ayrılarak yuvalarına kavuşmak isteyen güvercinler gibi
O kötü rüzgarla mücadele ederek yanıma geldiler.
Benim içten seslenişim onlara böyle bir etki yaptı.

“Yaşayan adam kibar ve iyi niyetli,
Bizi bu karanlıkta ziyarete geldin,
Bizim vücüdumuz dünyayı kanla lekelemişti,
Alemlerin yöneticisine kabul ederse yakaralım,
 Sana iyilik huzur versin.
Çünkü sen bizim halimize acıdın.
Şimdi rüzgar durmuşken ne istersen söyle,
 seninle konuşmak bizi de mutlu eder.
Po ırmağının Denize dökültüğü huzura kavuştuğu yerdeydik;
Aşk onun kalbini sardı;
Benim, benden alınan güzel vucudum yüzünden.
O felaket beni hala yaralamakta

Aşk aşığı bırakmaz, sevileni bırakmaz.
Beni öyle bir eline aldı ki; gördüğün gibi hala bırakmadı.
O aşk ki bizi ölüme götürdü...
Bizim hayatımızı elinden alanıysa Caina bekliyor.”

Onların sözleri bize ulaşınca başımı önüme eğdim.
Şair sordu:“Ne düşünürsün?”
“Of, of kimbilir ne hülyalar, ne güzel düşünceler onları bu hale getirdi.
Ne özlemler,ne sevda yaşadılar.”
Sonra tekrar bu çifte döndüm:
“Francesca anlattıkların beni hüzne gark etti; ağlattı.
Nasıl başladı bütün bunlar,anlat bana.”


En acısı mutsuz zamanlarda geriye dönüp bakmak ve mutlu zamanları hatırlamaktır
Bunu üstadın iyi bilir.
Aşkımızın nasıl başladığını bilmek istiyorsan,
 ben yine de anlatayım; hem ağlayayım, hem de anlatayım.
Bir gün birlikte zaman geçirmek için Lancelot’ un şiirlerini okuyorduk.
Onun nasıl aşka teslim olduğunu.
Yalnızdık ve hiç bir şeyden şüphelenmemiştik.
Okurken hep gözlerimiz birbirini buluyordu,
Yüzlerimiz sararıyordu.
Sadece bir an bizi mağlup etti.
Kızın güzel gülüşünü öpen hakiki sevdalıyı okuyunca bu yanımdaki,
 benden hiç ayrılmayacak olan bu yanımdaki;
Bütün vücudu titrerken, beni öptü dudaklarımdan.
Kitap ve kitabı yazan şaire ne demeli?
O gün artık kitabı bir daha okumadık.”

İki ruhtan biri bana bunları anlatırken öbürü ağlıyordu.
Bende de onların acısından o kadar etkilendim ki bayılmışım
 Bir anda ölü gibi yere yığılmışım.