23 Şubat 2016 Salı

Dante gibi ortasındayız ömrün....

Cahit Sıtkı nın unutulmaz "Otuz Beş Yaş" şiiri,

“Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün…”
 mısralarıyla baslar… Peki Dante kimdir?


 Dante  ortacağlarda ( 1265- 1321)  yasamis Italya nın en önemli şairidir. O dönemde Floransa cok zengin bir sehirdir.  Ingiltere den Ispanya dan yun uzak dogudan ipek getirip en güzel kumasları dokuyan, günün modasinin öncülüğünü yapan, bu kumaslari elbiseleri bütün Avrupa ya satan, aynı zamanda büyük bir finans merkezi olan Floransa…

Ortaçağda Italya henüz devlet olmadığı için şehir devletleri vardır. Güneyde Papalığa bağlı devletler, kuzeyde de Kutsal Roma Germen  Imparatorluğu hakimdir. Her iki tarafta bir güç mücadelesi içindedir ve Tuscany bölgesi bu savaşın ortasında yer alır. Aynı zamanda Fransızlar da Papalığı hakimiyetleri altına almak için Katolik dünyasında etkili olmaya çalışmaktadırlar.  (Yıllar sonra Makyavel de Prince eserini yazarken aynı bölgeden ilham alır, bütün bu güç dengelerinden etkilenir. Prens hakimiyeti nasıl saglayacaktır? Iktidarda nasıl kalacaktır? Makyavel genellikle “amaca ulaşmak için her yol mübahtır söylemiyle anılır belki de esas amacı insanların hangi durumda nasıl davranabileceklerini gerçekci bir biçimde göstermekti.)

Şehirde zengin ve soylu aileler yaşar onlarda kendi aralarında güç savaşı içindedirler. Dante böyle bir ortamda doğmuştur.  Güç para din mücadelesi sanat ve moda ve tabii şiir vardır bu sehirde.


Dante en büyük eseri “Ilahi Komedya” yi yazarken ölümden sonraki hayatı düşünüyor. Hepimizin bildigi Cennet Cehennem bir de Araf var. Tabii bir de bunun dereceleri
 Cennetin kıyısında bekleyenler, Araf ta olanlar, bir de Cehennemin kıyısında bekleyenler;  burası enteresan çünkü bu kiyida bekleyenler düşünürler. Bağımsız düşünce sahibi olanlar Aristo Homer, Plato büyük Islam düşünürleri Ibn’i Rüşd( Averroes) ve Ibni Sina’yi( Avicenna) da bu Klasik dönem filozoflarinin yanina vermiş.Onlar her hangi bir zorluk cekmiyorlar, yesillikler icinde güzel yerlerde sohbet ediyorlar. Onlarin tek cezası cennette olmadıklarını bilmek...
Çok istedikleri noktaya ulasamıyorlar.
Niye cennete layık görmedi acaba onu bilemiyorumJ

Bir de cehennemin çesitli kademelerinde yer alanlar, ta en dibinde olanlar. Dante o zamana kadar tanımış olduğu ölmüş veya yaşamakta olan kişileri bu ebedi hayatta düşünür. Şiirde kendisi de oradadır; ölüler anlar, “sen nefes alıyorsun bizden değilsin nasıl geldin buraya?” derler.

Cehennemin dibinde enteresan kişiler vardir; mesela Papalar. Suçları ne? "Klise ye ait değerleri dünya malı için satmak"

Eserin bir yerinde şöyle diyor;

"Fatto v’avete dio d’oro e d’argento;
E che altro e da voi a l’idolatre
Se non ch elli uno e voi ne orate cento?"

"You have made yourselves a god of gold and silver, and what difference is there between you and idolaters except that they worship one god and you worship a hundred?"

“Siz kendinize altın ve gümüşten Tanrılar edindiniz, sizin günahkar olduğunu söylediğiniz kişilerlen  ne farkınız var? Onlar tek Tanrı'ya siz yüzlercesine inanıyorsunuz. Tek fark bu” diyor.


"Che la vostra avarizia il mondo attrista
Calcando I buoni e sollevando I pravi"

"For your greed makes the world a sorry place trampling on the good and raising up the wicked."

Para hırsınız dünyayı kötü bir yer yaptı, iyiliği ayaklar altına aldınız kötülüğü yücelttiniz…

Demek ki bazı şeyler hiç değismiyor.




Yazının başında ki "Dante gibi ortasındayız ömrün" mısrası ise "Ilahi Komedya" nın ilk Kantosuyla ilgilidir.

Nel mezzo del cammin di nostra vita
 mi ritrovai per una selva oscura,
che la diritta cia era smarrita

"In the middle of the journey of our life, I found myself in the dark wood, for the straight path was lost."

“Hayat yolculugumuzun ortasında birden kendimi karanlık ormanda kaybolmuş buldum, doğru yol görünmez olmuştu” der...

Bazan insanlar kendini dönüm noktasında hisseder. O zamana kadar geldiğiniz yol, yaşadıklarınız o hayat tarzı belki artık çok gecerli değildir. Bir değisim gerekir. Bundan sonrası ne olacaktır?  Doğru yol hangisidir?  Görünürde bir yol yok nasıl bulunacak?  Bu bazan kisisel donum noktasi bazan da içinde yaşanılan toplum için bir durup düşünme engeleri aşma dönemidir.

Victor Hugo’nun Les Miserables romanında söylediği gibi “Gece ne kadar karanlık olursa olsun güneş yine doğacaktır” …Sonunda aydınlık yol görünecektir.

Dante bunu eserinin Inferno (Cehennem) bölümünün sonunda "ilerleyip yeniden yıldızların etkisi altına girmek"le ifade ediyor:

E quindi uscimmo a riveder ke stelle
Came forth and once again beheld the stars…

Eserin Pradisio yani Cennet bölümünde en güzel dizesi vardır:

E’n la suo volontade e nostra pace
And in His will is our Peace

Görelim bakalım Mevlam ne eyler ne eylerse güzel eyler…



Dogru yol (Sirat-i Mustakim) denince bizde ilk akla gelen Fatiha suresi olur. 
Yazıyı onunla bitirelim:

 Bismillahirrahmânirrahîm.
2-Elhamdülillâhirabbil'alemin
3-Errahmânir'rahim
4-Mâlikiyevmiddin
5-İyyâkena'budüveiyyâkeneste'în
6-İhdinessırâtelmüstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Meali: “Hamd (Övgü), Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, din gününün (ahiret gününün) maliki. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğrulanan yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil.”
Amin


Seçtiğimiz yollar hep hayırlı olsun...





35 YAS





OTUZ BES YAS

Cahit Sitki Taranci






Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

21 Şubat 2016 Pazar

Hagia Sophia Upper Gallery Pictures


Hagia Sophia

The Cathedral was built in the Sixth Century during the reign of Emperor Justinian.  The construction started in the year 532 and completed in six years.

Justinian


You can reach upper gallery by the ramps


There are marble doors to enter the Queens Lodge




On the left you can see Viking scripts








On the right there is the  mosaic of Deisis







Trellis work