30 Ekim 2018 Salı

Batsheba ve Kral David


Kral David heykeli - Nicholas Cordier


Tevrat' a göre, Kral David, sarayında bir gece uyanıp dısarı bakar, yıkanmakta olan güzel bir kadın görür. Kim olduğunu soruşturur  "Eliam’ ın kızı ve Hititli Uriah'ın karısı" derler. Uriah, aynı zamanda David' in generalidir ve savaşa gitmiştir.
David, Bathsheba'ya haber gönderir, yanına getirtir.

Rembrant' ın resmi tam o mektubu alma anını tasvir etmiş. Çaresizliği ,üzüntüyü ve krala karşı gelememeyi. Gözleri dolmuş; ağzı ağlamamak için titremekte, elinde mektup çaresiz sallanmakta. Bir yandan artık yıkanma işi bitmiş, üstünü giyinip normal işlerine dönecekken; bu haber üzerine artık kendisini hazırlama, süslenme mecburiyeti oluyor; isteksiz, yardımcıları tarafından süsleniyor.
 'Adam' resimde yok; ama kuvvetli adamın kadın üzerindeki hakimiyeti, krallık yetkisini kötüye kullanma durumu ve kadının "baş eymek" zorunda kalışı apaçık ortada. Bugün buna "power rape" "kuvvetlinin tecavüzü" deniyor.

Rembrant

Bu beraberlik sonucu Bathsheba hamile kalır.  Hikayenin bundan sonrası daha çirkin;  David Uriah' ı geri getirtir bir bahaneyle; amacı adamın evine gitmesi  ve bu hamilelik ilerde ortaya çıktığında bir şüphe uyandırmamasıdır.
Ama Uriah evine gitmez, "savaş halindeyiz asker dışarıda çadırda yatarken, kutsal ark savaş meydanındayken, ben evimde yatmam" der; o da saray önünde karargahta askerle birlikte çadırda yatar.
Bu hesap tutmayınca, David onu savaşa geri yollar. bu sefer "ön saflara ve ölmesi muhtemel olan yere". Netice de Uriah ölür;  David Bathsheba'yla evlenir.

Sonra Nathan gelir; Tanrı tarafından bütün bu olanların hoş görülmediğini David' in işlediği günahın cezasını çekeceğini söyler.

Ama bunu direkt olarak söylemez; önce koyunları olan çobanın hikayesini anlatır.

99 koyunu olan bir zengin çoban, tek koyunu olan, o tek koyunu da evladı gibi seven, göğsünde yatıran bir başka arkadaşının koyununu ister hikayede. Tek koyunu olan yoksul adam o çok sevdiği koyunu, bu zengin çobana vermek zorunda kalır. Gelen misafire bu koyun kesilip verilir.

Bunu duyan David hiddetlenir ve adamın cezalandırılması gerektiğini söyler. Onun üzerine Nathan, David'e onun yaptıklarını ve  işlediğini günahı hatırlatır.

Bathseba' nın çocuğu doğunca hastalanır. David sürekli dua ederek, af diler; oruç tutar, yalvarır yakarir ama çocuk ölür. 
Daha sonra Bathsheba bir çocuk daha doğurur; bu çocuk  Solomon, yani David' in varisi 'Hazreti Süleyman' olur.
David' in başka oğulları vardır ama Solomon tahta geçer. Bathsheba da 'valide Sultan' olarak hüküm sürer.
Nathan David' in hataların gösteren doğru yola davet eden bir peygamber Tevrat' ta; bir anlamda vicdanı.

Bu hadiseleri, Tevrat'ta geçen hikayeleri, Islam dünyası kabul etmez. Hazreti Ali'ye bu konu sorulduğunda, bir peygamberin asla böyle davranmayacağını söyleyerek, "o devirde, kocası savaşta ölen kadınlarla evlenmediklerini, örnek olsun diye  Davud peygamberin, Bathsheba ile evlendiğini ama buna karşı olanlarin, bu olmayacak hikayeleri uyduğunu" söyler.

'99 Koyun' meselesi ile ilgili Saad suresinde de bir bölüm var.
Onu ayrıca yazacağım.

29 Ekim 2018 Pazartesi

Aziz Francesco' nun Hayatı


1182-1226

Assisi



Aziz Francis Italyanca adıyla San Francesco d’Assisi Italya’nın Asisi şehrinde 1182 yılında doğmuş Babası kumaş tüccarı, annesi asil bir aileden gelen bir hanım. Doğduğunda babası, Fransa' ya seyahatteyken, annesi ona 'Giovanni' ismini veriyor; babası  seyahatten döndüğünde ismini Francesco olarak değiştiriyor -Fransız manasına- Fransızcadaki Francois ismi gibi .Bu ismin aynı zamanda 'dürüst' ve' özgür' manaları da var.
Gençliğinde zengin hayatı yaşıyor; yakışıklı ve iyi giyinmeyi, eğlenmeyi, Fransayı, Troubadur şairlerini, şarkıcılarını seven bir genç. Bir gün kumaş satarken, bir fakir kendisinden para istiyor, bu durumdan duygulanan genç adam, o akşam işi kapatıp, cebinde olan bütün parayı bu fakire veriyor. Arkadaşlarının alayı ve bütün günün 'kazancını' fakire sadaka olarak vermesi nedeniyle babasının azarıyla karşılaşıyor.
Italya'daki iç savaşlara dahil oluyor. 1202 yılında Perugia' ya karşı savaşıp, bir sene esir kalıyor, Hastalanıyor,zor bir dönem geçiriyor. Esaretten kurtulup, memleketine dönünce, gene eski rahat yaşamına dönüyor. 
Gene başka bir savaşa katılacakken, kendisine bir vision görünüyor ve vazgeçip Assisi’ ye geri dönüyor; artık dünyevi şeylerden elini, eteğini çekip, kendisini dine veriyor.  Arkadaşları "ne zaman evleneceksin?" deyip, onunla alay ettiklerinde "Benim evleneceğim kız hepsinden güzel" diyor (Fakirliği kastediyor)
Geçen bölümün adı Francesco e Poverta idi. Daha önceki inferno bölümünün okuyucuları hatırlayacaktır; Orada Francesca ve Paolo' nun aşkı konu edilmişti (Francesca kadın Paolo erkek ismiydi )
 Burada Poverta fakirlik bir kadın gibi  tasvir ediliyor Lady Poverty olarak adlandırılıyor.
Buradaki aşk, ilahi bir aşk 'Allah rızası' için, Aziz Francesco, hayatını 'fakirlere yardıma' adıyor.
Bu dönemde Roma’ ya 'hac' yolculuğuna gidiyor; kendisinin daha çok aydınlanması için dua ediyor, dönüşte Assisi’ ye yakın San Damian klisesinde (küçük bir şapel) kendisiyle Isa' nın konuştuğu, "kilisem yıkık, dökük tamir et" dediği hissine kapılıyor. Hemen gene kendi dükkanlarından para getirip, tamir ettirmek istiyor kiliseyi, "babasından habersiz  aldığı parayı" rahip kabul etmiyor, o da kızıp yere atıyor altınları, Babadan kaçmak için bir ay mağarada yaşıyor, sonunda aç, bilaç dönüyor,
Bunu öğrenen baba ikinci defa öfkeleniyor bu sefer onu evlatlıktan red ediyor," daha mirastan da pay alamayacaksın" diyor; bütün parasını kliseye vermesini istemiyor. Francesco memnuniyetle kabul ediyor bu ayrılmayı; o da babaya karşı itaat etmek zorunda kalmayacak baba da ona karışmayacak. Hatta klise duvar resimlerinde, çıkarıp üzerindeki zengin giysilerini, babasına vermesi ve sonra köylülerin giydiği basit bir kıyafeti giymesi var.

Manastırlarda, mutfakta çalışıyor, rahiplerin yardımıyla yaşıyor, insanlardan "taş" isteyip, şapeli tamir etmeye çalışıyor; cüzzamlıların bakımına yardım ediyor.
Daha sonra, onun yolundan gidenler oluyor, 11 kişilik müridi oluyor (12 rakamı) papadan kendisine izin verilmesini istiyor. Resmen papaz olmuyor ama kardeslik cemiyeti kuruyor. PapaInnocent müsade ediyor.
Kendi gurubuna katılan bir zengın kadın dolayısıyla, kadınlar manastırını da kuruyor; üçüncü olarak evini barkını terkedip, onlara katılmayan, ama destekleyenler için bir ayrı gurup kuruluyor. Dördüncü olarak da Kudusteki Saint Francıscan Klisesi.

Italya dışında da vaaz vermek istiyor, birinde Dalmaçya' ya gidecekken hava durumundan dolayı dönmek zorunda kalıyor; diğerinde Fas' a gidecekken, hastalık yüzünden Ispanya' ya dönüyor.
 Sonra Beşinci haçlı seferine katılıyor
Ikı ordu arasında savaş oluyor, savaştan sonra dört hafta ateşkes ilan ediliyor; Mısır Sultanı Al Kamil' e gidip, dini tebliğ yapmak ve barışı sağlamak istiyor, amacı müslümanlari Hrıstıyanlığa davet etmek. "Gidemezsin müslümanlar seni öldürür" diyorlar; "o zaman şehit olurum" diyor; yine de müslümanların yanına gidiyor
Al Kamil onu iyi karşılıyor, misafir ediyor, sonra müslümanların Hrıstıyanlığa geçmeyi kabul etmediklerini görunce,- sağ, salim- gene Hrıstıyan tarafına dönüyor.
Al Kamil'le görüşmesi

Al Kamil (1177-1238) Selahaddin Eyyubi'nin yeğeni. Belki bu görüşmenin etkisiyle, daha sonra Kudus’ te Franciscan Klisesinin açılmasına izin veriliyor; bugun de Papalığı Kudus'te onlar temsil ediyor.
Dante de Francesco' nun kurduğu dini cemiyete yakın, hem fakirleri koruması, hem papalığı, para ve güç düşkünü olmakla eleştirmesi bakımından seviyor. Onun faaliyeti şapeli tamir etmenin ötesinde kliseyi manevi yönden de daha iyiye götürme olarak anlaşılıyor.
Bunun yanında müslümanlarla savaş değil diolog yoluna gitmesini de takdir ediyor. Bu sebeple 11. Kanto'da  Thomas Aquınas'ın ağzından Francesco' nun hayatı anlatılıyor.
Ölümünden sonra, Asisi 'nin ve Italyanın ve başka bazı yerlerin Koruyucu Aziz'i olarak kabul edilmiş San Francisco' nun ismi de Francesco' dan geliyor.
Hayvanları sevmesi, kuşlara da onları da bir ummet kabul edip, vaaz etmesi,  Ay'ı Güneş'i,  yaratılan herşeyi, doğayı sevmesi onun özellikleri arasında. Dünya hayvanlar gününün kutlanması o gunde kliselerde hayvanlar için de ayin yapılması gene Aziz Francis' in öğretilerinden kaynaklanıyor.


*Al Kamil, (Kamil bin Adil) batıda Meledin adıyla tanınıyor, 1. Adil' in oğlu. Resımde Kutsal Roma Imparatoru Frederico ile beraber.

28 Ekim 2018 Pazar

Francesco ve Poverta




Kanto 11


Ölümlülerin lüzumsuz kaygıları,
Basit mantık yürütmeleri,
Sizin kanatlarınızı aşağıya indiren dünyevi şeyler...
Biri hukukçu oldu; diğeri tıbbi sloganları ezberledi.
Biri rahip olma yolunda,
Diğeri -ister hilekarlıkla, ister zorbalıkla- liderlik yolunda,
Biri yağma peşinde, diğeri siyaset,
Biri çok çalışır zevk-ü  sefa uğruna,
Diğeri tembelliğin tadını çıkarır,
Bense bütün bunlardan azade,
Cennet'in tepelerinde,
Beatrice' le birlikte,
En iyi şekilde ağırlanıyorum!
Daha önce benimle konuşan ruh, tekrar hitap etti bana;
 o ışığın içinden gülümseyerek ve daha da parıldayarak;
"Senin ne düşündüğünü, neyi merak ettiğini biliyorum" dedi

San Francesco

"Klisenin iki prensini anlatacağım,
Insanlara rehberlik eden iki prensi,
Birisi melek gibiydi, diğeri alimdi dünyaya ışık saçan;
Birini anlatacağım ama söyleyeceklerim ikisi içinde geçerli olacak.
Çünkü ikisi de tek amaç için çalışmıştır.
Asisi de bir güneş doğmuştur ki; Hindistanda Ganj üzerine doğan,
 şu anda üzerinde bulunduğumuz güneş gibidir.
Artık onun doğduğu yerlere Ascesi demeyelim de,
 sadece Orient (doğu) diyelim.
St.Francis'in doğduğu ev Assisi

Doğduğu yerlerden henüz fazla uzaklaşmamıştı ki;
dünyaya ferahlık rahatlık  getirdi, etkisiyle.
Daha gençliğinde babasına karşı çıkarak,
Sevdiği hanımla, klise huzurunda evlendi.
Gün geçtikçe, o güzeli  daha çok sevdi.
Tam on bir yüzyıl bu güzele bakan olmamıştı;
 taa ki güneş gelip yeniden ısıtana kadar.
Francesco ve Poverta' yı aşıklar sanmayasın bu hikayeme bakıp da;
Birbirleriyle uyumları, aşkları, düşünceleri, diğerlerine ilham kaynağı olmuştur.
Öyle ki; Bernard, 'pabucunu atıp' koşmuştur Francesco' nun hizmetine.
Koşsa da, kendi hızını, 'eksik' bulmuştur bu yolda.
Bilinmeyen zenginlik,
Bereketli iyilik, kendisine pek çok destekçi buldu.
Aziz Francesco belinde kemer yerine sarılı mütevazı  'ip'
Bu hanım ve iman kardeşleriyle yola koyuldu;
Pietro Bernardone nın oğlu olduğuna utanmadı;
Etrafta, kendisine 'şaşkınlıkla' bakanlara da aldırmadı.
Kararlı ve heybetli bir yönetici gibi bütün zorluklarıyla,
Tarikatını nasıl idare edeceğini anlattı.
Gerekli mührü de aldı Papa Innocent‘ tan.
Ondan sonra kendisine pek çok katılan oldu.
Francesco' nun hikayesi Cennet'in daha yükseklerinde anlatılmalıdır.
Onun yaptıkları Papa Honorius tarafından da takdir edildi;
Taçlandırıldı.
Şehadet arzusuyla Sultan'ın da karşısına çıktı.
Ona hrıstıyanlığı anlattı;
Ama onlar bu mesaja hazır değildi.
 Hrıstıyanlığa geçmeyeceklerini anlayınca, Italya' ya döndü.
Arno ve Tiber arasında, Isa' dan son mührü de aldı.
Ona bu kaderi Yazan,
 Francesco' nun alçakgönüllülüğünden memnun oldu;
Onu ödüllerndirdi.
Francesco bu güzel hanımı Poverta' yı, kardeşlerine emanet edip, dünyadan ayrıldı.
Onu sadakatle sevmelerini istedi.
Onu takip edenler Peter‘ in gemisini doğru yolda tuttular.
Ama bazısı da yoldan ayrıldı
Başka yerler aradı.
Sürüden kopup gittiler...





23 Ekim 2018 Salı

Goodbye to Japan

by Deniz Erkmen




And so with this, another chapter of my life closes...
I am so incredibly grateful to have had the amazing opportunity of living in Japan. I would highly recommend the JET Programme to anyone.
I want to share with you some of the life lessons I've learned during my 2 years here.
1. Friends are EVERYTHING
During my time here, I've cultivated some of the deepest friendships I've ever had in my life. I relate to these beautiful people in ways that are so unique to us, our circumstances, our lives. We've shared life here, experiences, learnings, and growth. We became each other's family, support, and community.
My friends here are also literally (!) some of the funniest people I have ever met in my life. I honestly can't believe how perfectly we vibe and bounce off of each other. It's super incredible. But, I also can believe it, cause that’s the way the universe works… your vibe attracts your tribe!
Thank you Universe, for bringing me incredible friends (soulmates) to love and be loved by!!
2. Life keeps getting better and better as the years go by!
I wouldn't have believed where I am now years ago, but here I am and I can't wait for what the future holds. DREAM BIG PEOPLE! ANYTHING IS POSSIBLE! Live your authentic life!!! Literally anything is possible!!!
3. Intention matters, vibes don't lie
Navigating the cultural and linguistic barrier taught me this. I came to Japan barely knowing any Japanese. And English isn’t widely spoken here at all. Some advice I heard when I first arrived was that a smile will take you a long way… and it is so true!
Even if there are no words, people (no matter how "sensitive") can read energy. And Japanese people are incredibly sensitive, empathetic and considerate. I had heard of this before coming here, but honestly, you have to come here to experience it. Hospitality and service are truly out of this world.
An important part of Japanese culture is 
空気を読む, kuki o yomu, "reading the air", a Japanese phrase for situational awareness. Japanese people can "feel the vibes" and read people so incredibly well I've noticed. Anticipating a person's needs, always thinking a few steps ahead. As a high-context culture, there is a lot of reading in between the lines and communication is more implicit and non-verbal.
With my Japanese friends and the times where we couldn’t speak each other’s languages, smiles, laughter and body language went an INCREDIBLY long way! Osaka people are quite friendly and like to laugh, so I actually found it quite easy to goof off with my fellow teachers, despite any language barriers!
People don’t remember your words as much as they remember your energy.
4. We give our lives meaning.
Not going to lie, I had a bit of an existential crisis when I was living here. One of my dreams was to live alone and cultivate independence. “I’m living alone, I’m independent, I’ve manifested this… Now what?” were my thoughts. The sadness and shadows I had didn’t disappear with the manifestation. Actually, I might have even (re)discovered new ones. But…
Day by day, following our passions, gratitude, and giving our lives meaning can help us out of these ruts. And… we are never alone!

5. GRATITUDE CHANGES EVERYTHING
Shifting our perspective from (perceived) lack to gratitude is a huge game changer. Whatever you focus on you get more of. So why focus on the lack or negative in your life?
6. You get what you give
Children are amazing. You give ‘em a little love… and they give it back to you tenfold!
The classroom is a reflection of the teacher’s energy. If the teacher is 元気 , genki, energetic, then usually the kids are too!
I absolutely loved the children’s smiles and laughs. It was the best part of the job! I loved teaching and I really feel like it’s a job for me! I swear, I get a little high every time I’m in front of a class… it’s exhilarating!
I am grateful to Japan, my job and for the people who have taught me these lessons and helped me grow!
Some highlights of my 2 years in Japan and Asia includes:
1. Yakushima, Japan - INCREDIBLE hiking trails in a lush forest…
2. Koyasan, Japan - beautiful fall leaves and Buddhist temples
3. Seoul, Korea - trip with my incredible besties
4. Getting my yoga license and teaching
5. Bali, Indonesia - rediscovering my inner artist
Shout out to my peepz in alphabetical order. Thank you for the deep conversations, laughs and LOVE:
Argyll, Bryan, Izumi
ちゃん, Joe, Julie, Kanna, Mami, Mandy, Owen, Roland, Sarah de Jong, Sarah Spicer, Hirota先生...
And omg so many others on and off FB! Thank you, thank you, thank you! Infinite blessings and love to all of you for making my time so special and unforgettable in Japan! Thank you to the teachers, Board of Education and students who made my job so enjoyable and expansive! Good luck everyone and see you soon 



Deniz Erkmen
University of Calgary
İnternational Relations and Economics  BA

22 Ekim 2018 Pazartesi

12 Bilge


Cennet
Kanto 10

Okuyucu, benimle beraber gözlerini kaldır,
Ve yukarıdaki çemberlere bak.
Birbirine aksi yönde dönene hareketi,
Yaratılış harikasını gör.

Okuyucu,  sana ziyafet hazırladım,
Tadına bak.
Doğanın harika görevlisi Güneş
Tanrının isteğini dünyaya aktarıyor,
onun ışığıyla zamani hesaplarız,
Şimdi güneş koç burcundadır,
Gene nasıl olduğunu nasıl buraya geldiğimi bilemeden
 kendimi güneşte  buldum.
"İyiden- daha iyiye" olan çıkışımız da lider yine Beatrice' di.
O kadar hızlı yol aldık ki; bu hız zaman içinde ifade edilemez.
Güneş şimdi ben içindeyken, rengini göstermeden sadece parıldıyor.
Bu kadar bilgime, sanatıma, tecrübeme rağmen; 'ne' gördüğümü ifade edemem!
Ama bana inanın ve  gerçeği aramaya devam edin!
Kudretimiz,  'halimizi ifade etmeye yetmezse' bunda şaşılacak bir şey yoktur.
Çünkü güneş görülebilecek en parlak cisimdir.
Dördüncü halkada, Tanrı ruhları kutsar;
Nasıl "ruha üflediğini; nasıl yarattığını" kullarına gösterir.
"Şükret!" dedi güzel hanım.
Bütün gücünle, seni güneşe yücelten; meleklerin ve güneşin Yaratan' ına şükret!
Hiç bir ölümlü o anda Allah' a benim şükrettiğim kadar şükretmemiştir hayatta.
Bütün kalbimle, sevgimi sundum ona.
O anda Beatrice' i de unutmuşum;  kayboldu ufukta.
Gülümsedi, hiç de alınmadı.
Bakışı beynimi deldi geçti yine; binlerce parçaya ayırdı aklımı.
Işık halesi etrafımızda oluştu bir tac şeklini aldı.
Bazan Ay' ın etrafında da böyle bir ışık halkası oluşur.
Benim geldiğim yerde, bu harika ışıkların hepsi görülmez.
Onlar Cennet' e özeldir.

Çok kıymetlidir
Tanrı onları ancak Cennet'inde saklar.
Dünyadakiler bunların haberini duyar ama tam anlayamaz.
Çünkü hiç bir dil bunları anlatmaya kifayet etmez.
Başımızın üzerindeki ışık halkası, 
yörüngesi etrafında dönen gezegenler gibi,
Etrafımızda üç kez döndü,
Dansçıların en son dönüşü tamamladıktan sonra,
hala daha zevk içerisindeyken durup müziğin yeniden başlamasını beklemeleri gibi durdular,
O parıltının içerisinden biri:

Thomas Aquinas

"Gerçek aşkın kıvılcımlandığı, büyüdüğü, çoğaldığı yere tırmanıyorsun.
Buraya tırmanan hiç kimse bir daha aşağıya inmez.
Tekrar gelecek olan dışında.
Artık senin susadığın şarabı içmene kimse mani olamaz.
Nasıl suyun denize akışını durdurulamazsa,
Senin gideceğin yere varmana da kimse mani olamaz.
Senin Cennet'e çıkışını kolaylaştıran, bu hanımın
 yanındaki ruhların kimler olduğunu öğrenmek istersin,
Dominic' in yolundan gidenlerden biriydim
Sürüden ayrılanların dışında herkesi
Selamete kavuşturdu O.
St. Dominic

Sağımdaki ruh Köln Universitesi hocalarından
Sonradan benimde  hocam  olan Albert;
Ben de Aquıinalı Thomas!
Albertus Magnus'un kitabindan

Sonra ki Hukukçu Gratian
Klise hukuku ve medeni hukuku  üzerine çalışmış
Decretum Gratianu- Gratian'in kitabindan bir sayfa

Diğeri Petrus Lombardus klise alimi;
Son kuruşuna kadar kliseye bağışta bulunan yaşlı bir kadın gibi
Nesi varsa verdi.



Beşinci ışık en parlağı dünyadakilerin kendisinden haber almayı en çok istediği
En akıllı ölümlüler içinde en yüksek mertebede olanı
Hazreti Suleymandır.
Hazreti Suleyman ve Seba Melikesi - Floransa


Onun yanında Dionysus melekleri görmüştür
Dionysus

Hocam Albert'ın yanında,
Augustıne' ın Hrıstıyanlıga geçmesine sebep olan Bilge Paulus

Sekizincisi Boethius Severinus sürgüne yollandı, şehit oldu.
St Peter klisesinde gömüldü
Onun yanındakiler  Isıdore Sevil Başpiskopozu;
Bede ve  Richard Contemplations' ı yazan alim.



En sonuncusu Siger Brabant
Rue de Feurre' de ders vermiştir (Paris Universitesinde)
Averroisttir
Söylediği doğrulardan dolayı kendisinden neftret etmişler
Fransa da engizisyon mahkemesine çıkarılmıştır
Papalık mahkemesine temyiz için başvuracağı sırada
Sekreteri tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür

Thomas bunları anlattıktan sonra
  Ruhlar şarkılar söyleyerek, danslar ederek yanımızdan ayrıldılar...



Rue Dante- Paris


Bu kantonun anısına Rue de Feurre nin adı Rue Dante olarak değiştirilmiş

Yorum ve Çeviri: Elif Mat

21 Ekim 2018 Pazar

Bilgeler




Cennet Kanto 10
Dante
Ilahi Komedya
Yorum

Bilgeler


Bu kantonun açılışında Hrıstıyanlık’taki teslis inancına gönderme var:  Baba- oğul- kutsal ruh üçlüsünün, birbirine olan sevgisi, kainatın yaratılışındaki güzelliğe de aksediyor.
Dante, okuyucudan gözlerini kaldırıp, semaya bakmasını ve yaratılıştaki ahengi, güzelliği bir kere daha görmesini istiyor.
Komedya'nın başlangıcında görmüştük; paskalya zamanı başlıyordu ve aslında bütün bu şahit olduğumuz olaylar, çok kısa bir zaman diliminde; bahar gündönümü’nde ( spring equinox ) oluyor. Dante kendi yaşadığı dönemde, astrolojiyle de yakından ilgilenmiş. O zamanki bilgilere göre gezegenlerin yörüngesi, senenin değişik zamanlarında, dünyadan nasıl göründükleri ve astrolojik olarak dünyayı nasıl etkiledikleriyle de ilgilenmiş, Bahar gün dönümündeki açıya göre daha az etkileyecekleri, dünyadakiler için daha az faydalı olacağı kanaatinde (astrolojik olarak)
Bugün günümüzde de astrolojiyle ilgilenenler "Venüs gezegeninin sizin burcunuz için etkisi şöyle olacak" diye anlatıyorlar, onun gibi.


Güneş'e Beatrice' le beraber çıkmıştır; ama nasıl olup da geldiğini kendisi de bilmemektedir.
Güneş aynı zamanda  bilgeliği temsil etmektedir.  Burada kendisine 12 ışık halinde Hrıstıyanlık bilgeleri ile birlikte Hazreti Süleyman görünür.

12 Burç; Isanın 12 havarisi; kutsal kitaplarda geçen Israil' in 12 kabilesi; Musa' nin asasını vurmasıyla fışkıran 12 pınar  gibi dinler tarihinde 12 rakamının önemi olmuş.
Klise kubbelerinde Isa ortada,- güneş gibi- etrafı 12 havariyle veya din adamlarıyla çevrilmiş şekilde tasvir edilmiş resimleri vardır. Burada da 12 bilgenin bir ışık halkası halinde, kendilerini Dante' ye gösterdiklerini görüyoruz


Diğer bölümlerde, Dante ruhlarla konuşmak istiyordu. Cennet 'te ruhlar- iyiliklerinde olacak- kendileri geliyorlar.  Dante‘ nin bir ruhla konuşması, o ruhun kendisini Dante' ye göstermesine bağlı. Yani, Dante tesadüfen onları görmüyor da, ruh kendisini gösteriyor. Daha sormadan ne soracağını anlayıp, ona cevap veriyor. Bir yardımseverlik ve iyilik sözkonusu.
Işık halinde kendisini gösteren ruhlar, o kadar parlak ki; güneşte olmalarına rağmen güneş ışığı içinde de parıldıyorlar.
Dante'yle konuşan ruh Thomas Aquinas.
Thomas Aquinas

Aquina'lı Thomas( veya Thomas d‘ Aquinas) diye bildiğimiz Hristiyanlık felsefesinde ve hukuk felsefesinde görüşlerine yer verilen o dönemin en önemli din bilgini. Aristo felsefesini ve İbni Rüst' un eserlerini incelemiş. Aristo' ya "The philospher", Ibni Rust' e "The Commentator"diyor.
Eski Yunan ve Latin yazarları, felsefe ve bilim adamları ortaçağda unutulmuşken; Arap dünyası altın çağını yaşıyordu.Bir çok eser, Yunanca'dan Arapça'ya çevrilmiş; müslüman bilim adamları tıp; matematik; astroloji ve hukuk konularında çalışıyordu;
Batılıların Averroes olarak tanıdığı Ibni Rüşd

Cordoba da, halifenin isteği üzerine, Ibni Rüsd Aristo' nun kitaplarına yorum yazdı.-Politika kitabı hariç -(o elinde bulunmuyordu) diger bütün kitaplarını inceledi.
Önce kısa şerh ( özetliyor); sonra orta şerh (metni olduğu gibi, ama kendi cümleleriyle tekrar yazıyor) sonra da, uzun şerh (tek tek; satır satır; bütün metni) ayrıntılı olarak açıklıyor.
Ibni Rüst'ün bu yaptığı hizmetler ilerde aydınlanma çağına bir başlangıç teşkil etmiştir Aynı zamanda kendi kitapları da var tabii. En meşhuru Tahafut u Tahafut (Tutarsızlıgın Tutarsızlığı) Imam Gazali nin kitabı Felsefenin tutarsızlığına cevaben yazılmıştır.

Aristo' nun kitaplarını yorumlamasından dolayı, Arap dünyasında kendisine "Şarih" denmiş "şerh" kelimesinden geliyor" şerh eden" anlamında.
43 yaşında başlıyor Aristo ıle ilgili çalışmalarına ve 72 yaşında ölümüne kadar devam ediyor. (Doğumu 1126 ölümü 1198)
  Yaşamının sonuna doğru İspanya, Kuzey Afrika'dan gelen başka müslüman güçlerce bir akıma uğruyor, bu yeni gelen yöneticiler, eski halife kadar aydın görüşlü değil. Kitaplarında geçen eski Yunan' da Venus gezegeninden bahsedilirken, "Tanrı" ifadesi nedeniyle, gözden düşüyor, Kordoba dışına sürülüyor, kitapları yakılıyor. Bu sebeble Arap dünyasında fazla kitabı -Arapça olarak- kalmıyor ve kendisiyle ilgili çok çalışma yapılmıyor ama Latinceye çevrilen kitapları Latin dünyasında uzun müddet felsefeye yön veriyor.Aynı şekilde Ibranice ye çevrilen kitapları da Musevi filozoflar tarafından inceleniyor.
Thomas Aquinas Ibni Rüst'ün kitaplarından çokça yararlanıyor ama bazı noktalarda ayrı düşüyorlar ve çokça da eleştiriyor.
Bir kısım düşünür Ibni Rüşt'ün yolunda gidiyor onlara Averoist deniyor.
Nereden bakarsak bakalım Orataçağ felsefesini derinden etkilemiş bir kişi.
Klise din dışı açıklamalardan -felsefeden- rahatsız oluyor. Tek doğru "dini" olmalı ve klise tarafından "ifade edilmeli"onlara göre. Ama Ibni Rüst 'e  ve diğer başka Islam düşünürlerine göre hakikat tekdir ama iki yoldan ulaşılabilir; biri insan aklı ve bilim yoluyla diğeri dini yolla.
Gördüğümüz gibi Dante nin bu eseri yazarken izlediği yola çok benziyor bu anlayış, Virgil felsefeyi ve insan aklını temsil ediyordu Beatrice ise dini “divine revelation” denen Allahın vahiy yoluyla peygamberler vasıtasıyla insanlara öğrettiği bilgileri. Dante bilmediği konuları bu yolculuk boyunca her iki rehberinden de sorup öğreniyor. Ama Virgil Hristiyan olmadığı pagan olduğu için, Cennet'e çıkamıyor; onun bilgisi, insan aklıyla sınırlı, bir yere kadar gidebiliyor.
Arısto' dan da, onun yöntemlerinden de, sıklıkla bahsediliyor eserde.
Aquinas, burada önce kendi hocası Albertus Magnus’u sonra Aziz Dominik (kendisinin bağlı olduğu Dominican rahiplerinin kurucusu) daha sonra Boethius (pagan felsefesiyle ilgili çalışmış olan bir düşünür); yukarıda gördüğümüz gibi en iyi idareci en akıllı adam olarak Hazreti Süleyman ve tanınmış Averroist' lerden biri olan Siger Brabant' ı tanıtıyor.
St.Dominic

Burada dünyadayken farklı görüşte olan düşünürler, özellikle Averroist olanlarla, ibni Rüst' ün görüşlerine karşı olanlar, yan yana ve "uyum" içerisindeler.
Cennet olduğu için, artık anlaşmazlıklar geride kalmış, anlaşma yolu bulunmuş.
İbni Rüst ise buraya alınmamış, (kendisi müslüman olduğu için,) Virgil,  Aristo ve diğer virtuous pagans dediği Hrıstıyanlık öncesi yaşamış büyük Yunan ve Latin bilim adamları, şair ve felsefecilerle beraber limbo da bulunuyor (Infeno 4' de görmüştük felsefe evinde.)
Kanto bu ışık halesinin şarkı söylemesi ve dansetmesiyle mutlu bir şekilde bitiyor.