Arkadaşlar bu kitap serüvenimi biraz anlatmak istiyorum. Ben
bir kitap yazayım diye yola çıkmadım aslında. Kitap okumayı ve okuduğum
kitapları anlatmayı seviyorum. Bloglarımda Facebook yazılarımda, YouTube
kanalında zaman zaman paylaşıyorum.
Dante’nin İlahi Komedya’sı da seneler önce aldığım başucu
kitaplarımdan biriydi. Daha önceden bir bilgisi olmayan bir kişi için çok
karmaşık bir kitap. Yüz kantodan oluşuyor. Kanto aslında şarkı demek, şiir
ölçülü yazılıyor müzikle de okunuyormuş. Latinceden Yunancadan gelen gelenekle
şarkı söylemek fiili kullanılıyor. Mesela ben eserimde falanca kişinin
şarkısını söylemem gibi ifadeler kullanılıyor. Yani onun adını anmaya değmez
demek istiyor. Bir kişinin veya bir şeyin şarkısını söylerim, yani onu
anlatırım, ondan bahsederim derse, ona değer verdiğini gösterir.
Ölçü, vezin, kafiye de önemlidir çünkü ahenk verir, kulağa
hoş gelir, bu hayatın kargaşasında bir düzendir insana müzik gibi şiir de huzur
verir.
Düz yazıyla da istediğini yazabilirdi ama şiirle yazmış, duygularını
daha derinden ifade etmiş, hem maharetini göstermiş hem de şiirin kolay
ezberlenmesi hatırda, kalması eserin kolayca yayılmasını sağlamış.
Bir aydın sorumluluğuyla halka hitap etmek, onlara bir şeyler
vermek istemiş bunun içinde Latince değil kendi vatandaşlarının anlayacağı
İtalyanca’ yı tercih etmiş. Latince yazsaydı sadece elitler anlayabilecekti.
Ders kitabı gibi yazmamış, masal alemine, hayal dünyasına
götürmüş okuyucuyu. Çünkü bazı meseleler var, kalem yazmaz hissetmeniz lazım.
Mesela onun sevdiği örnek aldığı büyük din alimi Thomas Aquinas metafizikte
öyle bir mertebeye gelmiştir ki “Tamam”, demiş kalemini bırakmış. O kadar
yazılabiliyor veya insan aklı o kadar alabiliyor.
Dante’nin başka kitapları da var. Vita Nova (Yeni Hayat) da
gençlik yıllarını, yazdığı şiirleri, ilk aşkı Beatrice’i anlatıyor. O hem şiir
hem düz yazı tarzında yazılmış. O kitabı
“İlerde hiçbir kadına yazılmamış bir kitabı Beatrice için yazacağım” diyerek
bitiriyor. Beatrice’in hayatı genç yaşta sona eriyor, Dante’nin yazdığı Vita
Nova kitabı bitiyor ama aşk bitmiyor onun için aslında o kitapta bitmiyor.
Sonraki yıllarında yazdığı Convivio (Şölen) isimli kitapta
felsefi konuları; Halk Diliyle Belagat kitabında Latince yerine anadilde
yazılmasının önemini anlatıyor, Latince kökenli dilleri inceliyor. Monarşi ise
bir siyaset bilimi kitabı bu kitapta ideal yönetim tarzının nasıl olabileceğini
işliyor.
Komedya ise çok geniş konuları ele alıp o döneme ışık
tutuyor. İçinde Yunan Mitolojisi, Roma tarihi, Edebiyat tarihi, Hristiyanlık
tarihi ve dini ve felsefi konular var. Ahirete yaptığı yolculukta, iki rehberinden
Virgil aklı ve felsefeyi, sevdiği kadın Beatrice ise Vahyi, tanrıdan gelen
ilhamı temsil ediyor.
Çok değişik konular var ve gizemli bir tarzda yazılmış.
Biraz açıklama gerektiriyor, anlamak için uzun araştırmalar gerektiriyor. Bazen
bir bilmece çözer gibi ilerliyorsunuz. Bazen meselenin bir yüzünü bir kantoda
anlatırken bir başka yüzünü bir sonraki kantoya bırakıyor, okuyucuyu
şaşırtıyor, düşündürüyor.
Üç bölümü var (Kantika deniyor) Cehennem, Araf ve Cennet. Bu
üç rakamı rastgele bir rakam değil, Hristiyanlıktaki teslis (Baba-Oğul, Kutsal
Ruh) anlayışını temsil ediyor. Üç Dante için önemli diğer başka şairlerden
farklı olarak, dörtlük yerine üçlük olarak tasarlamış şiirlerini.
İtalyanca çok müzikal ve kafiyeye uygun olduğu için bütün
maharetini kullanmış, Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri ortaya
çıkmış. En son kantoyu yazdıktan kısa bir süre sonra da sıtma hastalığına
yakalanarak, hayata veda etmiş.
Ben önce çalışmama her bir kantoya tek tek yorum yazarak
başladım. Cehennem bitip de Araf başlayınca, şiir orada o kadar güzel bir hal
aldı ki, kendim çevirmek isteğini duydum. Bu sefer hem şiir tercümesi hem de
yorum olarak devam ettim. (En sevdiğim bölüm Araf)
O bitince tekrar başa dönüp, İnferno’yu da yeniden ele
aldım. Şiiri çevirip yorumları tekrar yazdım.
Sonra Cennet kısmına geldi sıra. Cennet en zor olan kısım
hem kullanılan dilin çetrefilli oluşu hem de ele alınan felsefi konular
yönünden, o kısım biraz daha yavaş ilerledi. Arada durup başka kitaplar okumam
gerekti daha iyi anlamak için.
Sonra tekrar bütün eseri yeniden inceleyip, kişileri tarihi
olayları, papalıkla siyaset ilişkisini araştırdım.
Bütün çalışmamı İngilizce kaynaklardan araştırarak,
üniversitelerin internet sitelerinden ve çeşitli kitaplardan yararlanarak
yaptım.
Kullandığım dil herkesin anlayacağı bir dil oldu. Şiir
çevirisinde fazla detaya boğmadan, kolay okunabilir tarzda bir üslup kullanmaya
çalıştım.
Bütün bunlar emek istedi tabii. Ondan sonra da kitap haline
getirmek fikri olgunlaşınca kitabın düzeni nasıl olacak konusu beni biraz meşgul
etti.
Sevgili Nihan ve 25 m2 ekibiyle çalışmamızda her şey yerine
oturdu. İçime sinen bir çalışma oldu.
Eksiğimiz veya yanlışımız olduysa af ola.
Din ve Siyaset ismi de şuradan geliyor: Beni esas
ilgilendiren, heyecanlandıran yönü din ve siyaset çatışması ve Avrupa’nın
karışık tarihi oldu.
İlgi duyan arkadaşlarla bayramdan sonra bir toplantı
organize edip, fikir alışverişinde bulunmayı isterim.