2 Eylül 2023 Cumartesi

Silvia





 Silvia ve William’ın evliliği tam yirmşbeş yıl sürdü, taa ki Silvia hastalanana kadar. Bir beyin tümörü hayatlarını kararttı. Amerikalı doktorlar da insanın yüzüne karşı “ az ömrün kaldı” diyerek, moral bozdukları için, hayatları birdenbire değişti. Bir gün William telefon açıp durumu Julia’ya bildirdi. Gelip kardeşini görmesini istiyordu. Seneler sonra ilk defa birbirlerinin sesini duydular.  Julia ne diyeceğini bilemedi. “ Çok işim var” diyerek kapattı telefonu. Her koşulda önemli iş kadını rolünü sürdürüyordu ancak masanın altında çıkarmış olduğu topuklu pabuçlarını giymeyi unutarak, ofiste yalın ayak dolaşmaya başladı.

Sonra bir uçağa atlayıp Chicago’ya gitti, doğruca Silvia’nın çalıştığı kütüphaneye gidiğ onu beklemeye başladı. İki kardeş yıllar sonra birbirlerini gördüler, bir şey olmamış gibi konuştular. Silvia bu ziyaretten kimseye söz etmedi. Sonraki günlerde yine Julia fırsat buldukça ziyaretlerini sürdürdü.

Kızı Alice’e de bu durumu anlatması gerekiyordu. Bir gün onu restorana götürüp teyzesinin hasta olduğunu söyledi. Yıllar önce kızına William için öldü demişti. Şimdi bu yalana da son vererek gerçeği anlattı. Alice şok olmuştu. Annesinin kendisine böyle bir yalan söylemesini anlamıyordu. Bir müddet konuşmadılar.

İnternetten araştırdı babasını. Northwestern Universitesinde çalıştığını öğrenince o da hemen bir uçağa atlayıp soluğu Chicago’da aldı. Universite’ye gittiğinde onun uzun boyundan, gözlerinin benzerliğinden hemen William'la bir alakası olduğunu anladılar.  Biraz bekledi, yoktu, babası gelmeyecekti. O gün nedense işe gelmemişti.

Aklına teyzesi Cecilia’yı aramak geldi. Cecilia başarılı bir ressamdı ve yaptığı duvar resimleri Chicago’nun çeşitli mahallelerini süslüyordu. Aslında Alice teyzesi Cecelia’yı internetten takip ediyor, resimlerini duvarına asıyordu.

Telefona kuzeni İsabel çıktı. En son bebekkken birbirlerini görmüşlerdi. Alice kim olduğunu söyleyince, İsabel, Silvia’nın ölmüş olduğunu, hemen kendi evlerine gelmesini söyledi. “Bütün aile biraradayız” dedi.

Alice yıllar sonra hayatta kalan iki teyzesine ve kuzenine kavuşmuştu. Annesi’ de haberi almış gelmiş, ev kalabalıktı. William, William’ın arkadaşları, kızkardeşlerin bütün hayatları boyunca oturdukları mahalleden arkadaşları herkes oradaydı. Rose da haberi alınca Florida’dan gelmişti.

William önce Julia ile konuştu kısaca sonra dışarı bahçeye çıktı. Kızıyla yüzyüze gelmek için biraz kendisini toparlaması gerekiyordu.

Alice artık küçük bir bebek değil, yetişkin bir insandı. Bir kitapevinde editör olarak çalışıyordu. Ona Silvia’nın çocukluğundan beri yazdığı hatıralarını topladığı bir kitap taslağını verdiler. Silvia bu kitabının Alice’e verilemesini istemiş, “ o ne isterse yapsın” demişti. Sevgili teyzesi ölümünde de onu düşünmüştü. Bu Alice için bulunmaz bir hediyeydi, sorularına cevapları bu yazılarda bulabilecekti.

William da bahçede Alice’i düşünüyordu. O  kadar tatlı o kadar mutlu gülücükler saçan bir bebekti ki Alice, William depresyona girdiğinde kendi içine düştüğü karanlığın kızına da gölge etmesinden korkmuş, onu korumak adına çocuğundan ayrı olmaya karar vermişti. Küçükken yaşadığı travmayı kızına da yaşatmak istememişti. Belki de bu depresyon ona aileden mirastı. Ama şimdi anladı ki Alice gayet iyi büyümüş, mutlu bir genç kızdı. Ancak o da sessizdi ve o da insanlardan uzak duruyordu. Belki bu güvensizlik babasız büyümekle ilgiliydi. İçeri girip kızıyla konuşmaya karar verdi. O sırada Alice de babasını bulmak için arka kapıdan çıkıyordu.

Beraber bahçede oturup konuştular. Konuşma zor olmamıştı. Doğal olarak birbirlerine ısındılar. Evdekiler rahatladı. Pencereden arada baba kıza bakıyorlardı.

Kitapta ölüm ve doğum konuları hep yan yana gelmişti. Bir kez daha öyle oldu. Silvia’nın ölümü William’ı kızına kavuşturmaya vesile olmuş, baba kız bunca sene sonra birbirini bulmuştu.

Julia ise senelerdir görmediği diğer iki kız kardeşine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor, aslında ailenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyordu.


Ann Napolitano'nun Hello Beautiful isimli kitabından....

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder