31 Ocak 2018 Çarşamba

İyiler ve Kötüler



Merdiveni tırmandık ve ikinci teresa vardık.
Burada artık resim- heykel,  çeşit çeşit renkler yoktu.
Yol çıplaktı, sadece kayanın rengi hakimdi.
Nereye gideceğimiz belli değildi.


Şair, “ burada durup da birinin gelip bize yol göstermesini beklersek gecikeceğiz” dedi ve gözlerini güneşe çevirdi:
Bize doğru yolu göster güzel ışık; çünkü burada bir rehbere ihtiyacımız var
Daha üst bir kuvvetten başka bir emir gelmezse
Senin ışığın yol gösterir bize
Sen dünyayı ısıtır ve aydınlatırsın
Çok istekli olarak yol aldığımız için çabuk gelmiştik buraya,
Göremediğimiz ama varlıklarını hissettiğimiz ruhlar etrafta uçuşup bizi ilahi aşka davet ediyorlardı:

İlk ses, “ Vinum non habent- Şarapları yok” dedi.
Arkada ses yankılandı, bu gurup ruh geçince bir başkası;
“I’ sono Oreste 
-Ben Orestes”  dedi
“Bu sesler nedir?” diye sordum Virgil’e.
Üçüncü bir ses daha duyuldu:
Amate da cui male aveste
Düşmanını sev

Virgil:
Burada kıskançlık cezalandırılıyor
Ruhlar bu günahtan arınırken, onları aşka sevgiye davet eden ruhlar gelmiş;
Sevgi mesajlarıyla yüreklendiriyor.
Buradan sonra, kıskançlık seslerini duyacaksın; o sesler değişiktir;
Af kapısına gelene kadar duyulacaktır.
Şimdi gözlerini dört aç!
Bu sisin arasında taş terasın üzerine oturmuş ruhlar göreceksin.”  dedi.
Açtım gözümü, iyice baktım;
Evet, önümüzde ruhlar vardı.
Üztlerinde toprak rengi pelerinler;
Biraz ilerleyince seslerini duyduk:
“Meryem Ana bize dua et”
Diğerleri Michael, Peter, bütün azizler... diye yakarıyor, şefaat diliyorlardı.
Acınacak haldeydiler;
Dünyada bu ruhların halini görüpte, merhamet etmeyecek bir insan olamazdı;


Gözlerimden yaşlar aktı. 
Bunların üzerindeki giysiler keçedendi;
Çıplak tenlerine giymişlerdi; 
Tenlerini acıtıyor,  derilerini yüzüyordu.
Birbirlerinden destek alarak,  bir bütün halinde,
Kayaya dayanmışlardı.
Gözleri kapalı sesin geldiği yönü bulmak için, yüzlerini o yöne doğru çeviren kutsal günlerde dilenmeye gelen kör dilenciler gibiydiler...
Yalnız kelimelerle değil, halleriyle de aman dilemekteydiler.
Körler nasıl güneşi göremezse, bu ruhlar da Cennetin ışığını göremiyorlardı
Yeni yakalanan şahinler gibi göz kapakları iğne iplikle dikilmişti.
Onlar beni göremezken, benim onları görerek konuşmam çok ayıp olacaktı, bana öyle geldi.
Ne yapacağımı sormak için rehberime döndüm; anladı  hemen halimi  ben daha birşey söyleden;
"Konuş ama kısa kes, hemen sadede gel" dedi. Kendisi uçurum kenarındaydı, korkuluk da yoktu.
Ruhlar öbür tarafta, kayanın dibinde gözleri kapalı olmasına rağmen, yanaklarından yaşlar süzülerek bekleşmekteydi,
Onlara hitaben:
"Merak etmeyin siz de ışığa kavuşacaksınız;
Bütün kötülüklerden arınacaksınız;
gönlünüzün ırmağı temiz akacak ve unuttuğunuzu hatırlayacaksınız.
Bana söyleyin aranızda Italyan var mı?
Varsa, belki ona yardım edebilirim…"

"Kardeşim, biz burada hep aynı  kutsal şehrin vatandaşlarıyız. Sen dünyadayken demek istiyorsun. Orada ki yolculuğunda Italyan olan vardı, evet..."
Ses daha ilerden bir yerden geliyordu o yöne doğru hareket ettim; Çenesini ileri doğru uzatmış birini gördüm:
"Benimle konusşan ruh bana adını ve memleketini söyle"



"Ben Siena' lıydım,
Buradakilerle beraber ağlamaktayım,
Dünyad yaşadığım eğri hayatı burada düzeltmekteyim,
Beni Yaratan a dua etmekteyim.
İsmim “Sapia” idi, ama “Sapiant” (Bilge)  değildim.
Kendi iyiliğimden çok. başkalarının kötülüğüne sevinirdim.
Olgunluk çağımda iyice yoldan çıktım.
Yurttaşlarım Colle yakınlarında düşmanla karşılaştıklarında
Ben kendi tarafımın savaşta kaybetmesi için dua edenlerdendim.
Allah' ın dediği oldu.
Hakikaten Siena savaşta kaybetti.
Onlar savaştan yenilmiş bitmiş tükenmiş acılar içinde geri dönerken
Ben tarifsiz bir sevinç içindeydim
Utanmazcasına başımı göğe kaldırdım
Artık senden de korkmuyorum dedim Tanrıya
Ölmeden önce imana geldim tövbe ettim
Bana bir tek Pier Pettinao dua eder şimdilerde
Çok merhametlidir
Onun duasıda olmasa kurtulamazdım Cehennemden
Ama sen kimsin ne den bizim halimizi soruyorsun?
Senin gözlerin açık ve anladığım kadarıyla nefes alıyorsun!"  diye sordu.
Colle di Val

"Benim gözlerim açık sanırım bir daha buraya geldiğimde yine açık olacak,
Kapanırsa kısa bir süre kapanacak,
Ben daha çok aşağıdaki cezadan korkuyorum* (kibir günahından)
İlk terasın ağırlığını hissettim
Ruhum endişeli
Peki seni kim buraya getirdi
Madem döneceğini ümit ediyorsun
Yanımda sessizce bekleyen dedim
Ben yaşıyorum halen istersen dünyaya döndüğümde senin için birşey yapabilirim?" dedim Sapia' ya.

"Bu çok garip;
Ama anlaşılıyor ki Allah'ın sevgili kulusun sen.
Bana dua et…
En çok arzu ettiğin şey aşkına sana yalvarırım
Eğer Toscana' ya dönecek olursan;
Hısım akrabaya benim için iyi şeyler söyle, adımı temize çıkart;
Onları Talamone ye ümit bağlamış olanlar arasında bulabilirsin,
Diana’yı bulmak için harcadıkları paradan fazlasına mal olacak,
Ama  en çok amiraller kaybedecek…

Burada kanto nun başında üç örnek iyilik üzerine veriliyor.

-Birincisi Meryem Ana'nın sözü Cana da bir düğüne davet edildiklerinde - yedi gün süren bir Yahudi düğünü, bütün halk davetli- yenip içilirken şarap bitiyor ve Meryem Ana, Isa peygamberin kulağına eğilip "şarap bitti" diyor. Hem herkese yetsin, hem ev sahibi mahçup olmasın diye endişe ediyor. Isa daha vakti gelmedi diyor. Sonrasında servis yapan gençlere Meryem Ana "o ne derse yapın" diyor ve su testilerinden şarap akıyor. Bu" suyu şaraba döndürme" mucizesi, o zamana kadar Musevi olan toplumun Hrıstıyanlığa geçişini temsil ediyor. "O ne derse yapın"sözü de gelecek nesillere bir yol gösterme anlamında yorumlanıyor.

Oreste
-İkinci örnek  Cicero nun Dostluk üzerine yazdığı bir kitaptan ( De Amictia)

Oreste ile Pylades arkadaşlar. Orestes idama mahkum edildiğinde Pylades "Ben Oreste' yim" diyerek arkadaşının yerini almaya çalışıyor. Orestes 'de gelip kendisini tanıtıyor; iki arkadaş birbirlerini kurtarmaya çalışıyor.

-Üçüncü örnek Hazreti Isa nın verdiği vaazdan düşmanlarınızı sevin diyor

Sapia daha önce gördüğümüz kahraman Salvanti nin halası iktidar mücadelesinde yeğeni fazla başarı kazanmasın kendi kocası öne geçsin diye kıskançlıkla onun  yenilmesi için dua ediyor.
Kıskançlık suçuna ceza olarak da madem kötü gözle baktınız gözleriniz tümden kapatılsın aklınız başınıza gelene kadar denmiş.

Talamone, Siena' lıların deniz kenarında yer alarak yaptıkları liman; daha evvel de şehre su geçirmek için çok masraf yapmışlar. Şiirde bunlar "çılgın projeler, delicesine işler"olarak görülüyor. 
O dönemlerde de Sienalılarla alay edilmiş bu yüzden.

Araf
Kanto 13
Yorumlar
Elif Mat
  

Talamone


27 Ocak 2018 Cumartesi

Dağdaki Resimler


Arabaya koşulmuş olan hayvanların başları önde
 Boyunduruk altinda
  uygun adım yürümeleri gibi,
 ben de üstadımın bana müsade ettiği kadar
Ağır yüklerin altında hareket eden ruhlarla beraber
 yürüyebildiğim kadar yürüdüm.

Sonra Virgil:
"Onu bırak yoluna devam etsin
 burada herkes kendi gayretince bütün gücüyle tek başına ilerlemeye çalışır
Gemisini yürütmek için hem yelken açar hem küreklere asılır" dedi.
Ben doğruldum ama ruhum hala tevazuyla eğilmiş vaziyetteydi.



Yola koyulduk, rehberimi takip ediyordum,
Ruhlarla aramız epeyce açılmıştı,
Daima ileriye bakan rehberim
Başını çevirmeden bana seslendi:
"Yere bak; yolda göreceklerin hoşuna gidecek" dedi.

Yola dizili taşların üzerine resimler yapılmıştı
Ölüleri hatırlamak için onların hayatlarının nasıl geçtiğini;
Hayattayken nasıl göründüklerini anlatan tasvirler.
Bu yolu geçerken bazan bu insanların hayatını
Nasıl yaşadıklarını görenler duygulanır ağlar-
Ama sadece merhametliler etkilenir-

Gittiğimiz yol boyunca taştan heykeller resimler kabartmalar vardı
Zeus' a karşı ayaklanan Briarus' a gökten yıldırım inmiş
O an, oracıkta ölmüştü.
Şimdi gözlerimizin önündeydi
 Sanki yeni ölmüş,   cesedi soğumuş,
Öylece orada kalmıştı.

İlerde bir gurup babalarının yanında,
Silahları hala üzerlerinde,
Etraflarında Dev'lerin parçalanmış vücutları.
Tymbraues Mars ve Pallas.


Diğer yanda Nemrud,  kulesinin dibinde
Ihtirasını paylaşan
Halkına bakıyor, mutlu kendine güvenli.

Ah Niobe gözleri acı dolu
Katledilmiş çocuklarıyla beraber,

Jacque Louis David


Ah Saul sen de buradasın!
Gilboa dağında Kendi kılıcının üzerine düştün
Ondan sonra o dağa ne yağmur ne de çığ düştü...


Deli Arachne seni de gördüm
Yarı örümceğe dönüşmüş şekilde
Ördüğün ağ, kendi umutsuzluğuna dönüştü.

Velasquez


Rehobam artık görüntün kimseyi korkutmuyor!
At arabası korkuyla kaçıyor ama artık kovalayanı yok.

Alcmeon' da burada, sert zeminin üzerinde,
Annesine bakıyor,
Kolyenin gerçek bedelini öğrenmiş.

Asur kralı Sennacherib ve katili oğulları;
Tomris le Cyrus un kavgası;
Tomris:
"Al işte susadığın kan burada iç der' gibi

Holofernes i öldürüp kaçan Asurlular;
Truva kenti...
Hangi fırça bu olayları böylesine güzel resmedebilir?
Ölüler, gercekten ölü gibi;
Yaşayanlar sahiden canlı gibi.

Orada olup ta yaşananlara şahit olan biri
Bu sahneleri benim kadar iyi görememiştir.

İşte böyle, şimdi Havva' nın çocukları;
Kafanızı yukarı kaldırın, önünüzü görmeyin,
Yolunuzdaki tehlikelerin farkına varmayın,
Bakalım ne olacak!

Dağın etrafını bir kez daha dolanmıştık ki
Rehberim,
"Gözlerini kaldır, yukarı bak, daha neler göreceksin.
 Bak orada bir Melek var, bize doğru geliyor;
Neredeyse öğlen olmakta,
Saygıyla bekle,
Bekle ki; melek bizi daha yukarılara çıkartsın.
Bu gecenin başka sabahı yok!"  dedi.

Sürekli bana zamanı hatırlatmasına ve acele etmemiz gerektiğini
 söylemesine öyle alışmıştım ki , artık bu sözler bana yabancı gelmedi.

Güzel melek bize doğru geldi
Üzerindeki beyazlar vardı,
Sabah yıldızı gibi parlıyordu.
Kollarını açtı: "Yaklaş"dedi,
"Bundan sonraki basamakları çıkmak kolaydır
Bu davete insaların çok azı uyar
Oysa insanlık yukarı doğru çıkmak için yaratılmıştır
En ufak bir rüzgar esince neden geri düşüyorsunuz?"
Bizi kaya oyuğundan yukarı çıkardı.
Kanadının ucu anlıma değdi
Bundan sonra yolun daha güvenli olacağını söyledi.

Sağımda Rubaconte  köprüsü
Tepede bu güzel idare edilen kentin klisesi..
Artık düzlüğe varmıştık,
Burada o tehlikeli tırmanış sona ermişti.
Herşey düzenliydi,
Şehrin merdivenleri
-Eskiden ölçüye tartıya dikkat edildiği güvenli zamanlarda-
 inşa edilmişti.

The Cemetery from the Basilica di San Miniato al Monte


Ama öbür tarafta gene dik yamaçlar yükseliyordu
Tırmanışa devam etmeye başladığımızda
Beati pauperes spiritu ilahisi yükselmeye başladı.
O kadar güzeldi ki sözlerle anlatılamaz.
Burası Cehennemin girişinden ne kadar da farklıydı;
Araf ta her giriş ilahiylerle oluyor
Cehennemde ise çığlık sesleri duyuluyordu.
Kutsal basamakları tırmanıyorduk;
Ben artık çok hafiflemiştim:
"Üstadım, benden hangi yük kaldırıldı ki artık hiç yorulmadan yürüyebiliyorum?"
"Alnındaki P 'lerden birini melek sildi, diğerleri de çok belirsizleşti.
Ayakların, "iyi niyetle" yola çıktığın için bu hayırlı yolu tırmanmakta mahirleşti
Artık yorulmazlar,
 Sen tımandıkça daha da istekli olurlar."

Ben artık kafalarına bir şey yapmayı koymuşta,
Farkında olmadan gayretle yürüyenler gibiydim.
Öyleleri, ne kadar kararlı olduklarını kendileri de bilmezler,
Ta ki karşılarına bazı işaretler çıkıpta ne olduğunun  anlayana kadar,
Elimi alnıma götürdüm artık sadece altı tane P harfi kalmıştı

*Beauti Pauperes Spiritu
Blessed are the poor in spirit for theirs is the kingdom of Heaven Matthew v 3
Tevazu sahibi ruhların Cennetie varacağını ifade eden İncil den bir ayet.

*Arachne çok iyi tığ örmekle övündüğü için Athena onu örümceğe çevirmiş.
*Niobe evlat sayısıyla yedi kız yedi evlat övündüğü için Apollo ve Artemis kıskanıp öldürüyor çocuklarını Yunan mitolojisinde Manisa yakınlarında ki ağlayan kaya Niobe yi temsil ediyormuş.

* "İyi idare edilen şehir" diyerek (ve Rubeconte köprüsü diye anlattığı bölümde) yine Floransa'yla dalga geçiyor ölcüde tartıda sahtekarlık yapanları ima ediyor.
*P' ler Günahları temsil ediyor; bu uzun yolda günahlardan ilki "Kibir" günahının lekesi alnından silindi.

(P- Latince Peccatum.)
Meissen Porseleni Arachne ve Athena nin hikayesi



 Araf 
Kanto 12
Çeviri ve Yorumlar:  Elif Mat


21 Ocak 2018 Pazar

Ruhların Duası


Ruhların Duası
Araf
Kanto 11


Geçen bölümde tevazu ve kibir konusu işlenmişti. Bu bölümde de kibirden kurtulmak isteyen ruhlar ağır yükler taşıyarak Araf dağlarını tırmanmaya devam ediyorlar. Tabii insanın güzel şeylerden gurur duyması tek başına günaha sebep olmuyor kibirle başkasını aşağı görmek ve onlardan bir anlamda nefret etmek esas mesele.
Bu kanto nun açılışında İncil deki Lords Prayer veya Latince adıyla Pater Nostra yani Babamız duasına benzer bir dua ediliyor
Hazreti Isa' ya iman edenler kendilerine bir dua öğretmesini istiyorlar o da bizim Fatiha suresine benzer bir duayı onlara öğretiyor Hrıstıyanların çok bildiği öocukluktan itibaren ezberleyip öğrendiği bir dua:



"Ey Cennetteki Babamız,
Senin şanın yücedir, kudretin yücedir;
Alemde yaratılmış herşey sana hamd eder
Verdiklerine şükreder
Bizleri kendi gayretlerimizle ne kadar çabalarsak
Ulaşamayacağımız selamete ulaştır
Cennetine al
Meleklerinin diz çöküp Hoşana söyleyerek ibadet ettiği gibi
Insanlarda sana ibadet etsin;

Bize  (el mena) rızkımızı günlük ekmegimizi ver*
El mena olmadan biz bu çölde ilerleyemeyiz
Biz de bizi incitenleri affedelim sen de bizi affet
Kuvvetimizi imtihan etme
Bizi şaşırtmak isteyen şeytana karşı kuvvetli kıl" diye dua ediyorlar ve sonra açıklıyorlar:
"Biz şimdi Araf ta olanlar kurtarıldık
Bu duanın son kısmı dünyadakiler içindir" 
(Yani artık Araf ın kapısından geçmişler burada artık şeytan onları şaşırtamaz.)
Dante


Yalvarıp yakarıyor hem kendileri hem de bizler için af diliyorlardı
Herkese kendi günahı miktarınca verilmiş ağırlıkların altında ilerlerken
Yorgundular; kendilerini bu dünyanın kirinden temizliyorlardı.
Araf' takiler bize oradan dua ediyorsa
Dünyadakilerin onlar için ne yapması gerekirdi?
Tabii ki bizim de onların tırmanışını ve 
Cennete varışlarını kolaylaştırmak için dua etmemiz gerekir.


Virgil


"Allahın adaleti ve merhameti yükünüzü sırtınızdan kaldırsın;
kanatlarınız sizi istediğiniz yere uçursun; 
nereye gideceğimizi bize gösterin
hangisi daha az zahmetliyse oradan tırmanalım
Benimle gelen bu adam hala bedenindedir
Ne kadar istesede ağır tırmanmaktadır."
 Virgil ruhlara böyle seslendi.
Kim olduğunu anlamadığımız  biri cevap verdi:
Bizimle gelin; bu kaya dibinde bir geçit var;
 yaşayan biri bile oradan tırmanabilir.
Belim bükülmüş durumda ama yine başımı kaldırıp bu
Yaşayan adama bakmak ve kim olduğunu anlamak isterim
Belki benim için dua eder.”
Sonra kendisini tanitti:
"Ben Italyan'dım;
Toskana' dan çok tanınmış, bir büyük bir ailenin oğluydum;
Babam Guıglielmo;
Acaba ismini duydunuz mu?
Asil kanımız ve ailemin yaptığı büyük işler benim dünyada
Çok gururlanmama sebep olmuştu.
Hepimizin aynı anadan gelme olduğumuzu unutturmustu
Ölçüsüzce herkesi azarlardım
Bu gurur benim ölümümü hazırladı
Bütün Siena'lılar bilir
Ben Omberto'yum;
 bu büyüklenme yüzünden hem kendimi ;hem de ailemi mahvettim
Yaşarken sırtımda yük yoktu; şimdi taşıyorum;
 bu yükü Allah beni affedene kadar,
taşımaya devam edeceğim."

Eğildim dinlemeye başladım:
O sırada bu konuşan değil,  bir başkası yükünün altından eğilip bükülerek;
 kafasını kaldırıp bana baktı ve hemen tanıdı.
Ben  tamamen iki büklüm olmuştum onlarla konuşabilmek için:

"Aaa, sen Oderisi değil misin?
Senin eserlerin şimdi Paris’i aydınlatıyor" dedim.

Oderisi' nin el yazması eserleri

Birader  yaşarken böyle demezdim ama
şimdi Franco nun eserlerine daha çok değer veriliyor
 Onun renkleri daha parlak benimkilerden
Eskiden eserlerimle çok gurur duyardım;
Kibirliydim,
 O yüzden buradayım ama vaktinde tövbe etmiştim.
 Yaşayanların boş gururu...
Bahçe ancak kısa bir süre için yeşildir sonra sararır
Dünyadaki şöhret  rüzgar gibi eser geçer
Rüzgarın yönü değişince biter
Dünyadaki bin yıl burada bir göz açıp kapayıncaya kadar geçer
 Bak önümde yürüyen bu adamın ismini bütün Tuscany bilirdi
 Şimdi adını fısıldayan bile yok Siena' da
Floransa' yı yenmişlerdi o zaman
O zamanki Floransa şimdiki gibi değildi,
Çok kuvvetliydi.
 Senin ününde böyle, daha çimen yeşil ama
Güneşin çıkmasıyla sararıp solacaktır.”
Bu sözlerden etkilendim.
  “Doğru sözlerin benim ruhumu da tevazuyla doldurdu.
Ama demin bahsettığın kişi kimdi?" diye sordum.
Salvani

"Provenzan Salvani, bütün Siena' yı elegeçirebilirim sanmıştı;
Böyle geldi, böyle gidiyor;
 öldüğünden beri huzur bulamadı.
Gözü fazla yükseklerde olanın cezasıdır bu"

"Ama son ana kadar tövbe etmeyenlerin yeri aşağıdadır
Onlar beklemededir.
 Nasıl oldu da Salvanı kapıdan geçebildi?"
Siena

"En büyük zaferi kazandığı zaman
Kendi isteğiyle Siena ya gitti
Charles d’Anjou’nun zindanında arkadaşını kurtardı
O zaman büyüklük taslamadı hiç
Korkudan tir tir titredi ama yaptı
 Daha fazla bir şey söyleyemem gizemli konuştuğumun da farkındayım ama
Yakında komşularının ne yapacağını göreceksin
Bu yaptığı iyiliklerde Salvani yi kurtardı...




Santa Maria di Provenzano 
The famous church of Santa Maria in Provenzano is located in Piazza Provenzano Salvani. In this portion of the city stood the houses of Provenzano Salvani political Ghibelline mentioned in Dante’s Divine Comedy, who won the battle of Montaperti in 1260.
Montaperti savaşını kazanan Provenzano Salvani nin evlerinin bulunduğu mahalle
Bu kişi savaşı kazanıyor ama bir yandan da savaşta çok kayıp veriliyor Sonra gururu bir kenara bırakıp arkadaşını esir düştüğü Charles d'Anjou dan kurtarmak için herkesten dilenerek büyük bir para topluyor ve fidye ödüyor Bu gösterdiği tevazu affedilmesine sebep oluyor.

* el mena- mana
Bakara Suresi 57 ayet te geçen kudret helvası olarak isimlendirilen Türkçeye öyle tercüme edilen el mena kullanılmış şiirde duanın aslı günlük ekmeğimizi ver şeklinde.
Dante Araf la Hazreti Musa nın kavmini Mısırdan çıkarması ve kavmin çölde başlarında peygamber olmadan 40 gün geçirdiği süreye benzetiyor Bunun için çöl ve el mena kelimelerini kullanmış.
Kuran da da Bakara suresinde olduğu gibi Araf suresinde de bu konu anlatılıyor.

Yorum ve çeviri Elif Mat
Copywrite