20 Aralık 2016 Salı

Kanto 29 Sahtekarlar

Kanto 29
Inferno

Dante
Ilahı Komedya
Yorumlar
Elif Mat Erkmen

Sahtekarlar

Siena Italy


Dante bölücüler çukurunda gördüğü parçalanmış bedenlerden o kadar etkilenir ki ağlamaktan gözleri mahvolur; oradan bir türlü ayrılamaz.
Virgil, Cehennemde yaptıkları turu belli bir süre içinde bitirmeleri gerektiğini hatırlatır ve “Diğer bölümlerde bu kadar vakit geçirmemiştik; niye bölücülere bu kadar çok baktın? Inferno kilometrelerce uzuyor; buradaki ruhların hepsini görmene imkan yok; vakit daraldı daha görecek çok yer var” diyerek  Danteyi uyarır
Tarih boyunca yapılan ve yapılmakta olan savaşları düşünürsek insanları birbirine düşüren huzursuzluk çıkaranların ne kadar çok olduğunu tahmin edebiliriz.
Dante “niye baktığımı bilseydin belki bana daha fazla vakit verirdin” der. Virgil dinlemez yoluna devam eder; Dante arkadan yetişir ve “Ben kendi kanımdan birini arıyordum” der
Virgil  “şimdi onu düşünmenin zamanı değil, yapacak daha önemli işlerin var senin zaten biraz önce Geri del Bello yu gördüm; şu köprünün üzerindeydi, parmağını sana doğru sallayarak bağırıp çağırıyordu sen görmedin o sirada  başkasıyla konuşuyordun” der
Bunu üzerine Dante çok üzülür  Geri bizim ailemizdendi, öldürüldü ama öcünü kimse almadı onun için bizim ailemize  dargın der. O zamanlar Italya'da kan davası gütmek ve öldürülenlerin öcünü alma adeti varmış ve kanunen de suç sayılmıyormuş.
 Bu noktada Virgil filozof yonuyle devreye giriyor bu eski adetler tasvip etmedigi icin Dante' nin akrabası Geri del Bello ile konuşmasını pek istemiyor
 Cünkü Dante dünya ya geri dönecek Geri'nin sözlerinden etkilenir de akrabasını öcünü almaya kalkarsa, bu sefer nesiller boyu sürecek kan davasına sebep olacak ve bölücüler çukurundaki diğer günahkarların durumuna düşecek. Onun için Virgil, Geri nin ne dediğini dinlemiyor ve Dante' nin de dinlemesini istemiyor
Zaten Geri 'de kendisiyle ilgilenilmedigi icin kizarak oradan uzaklasiyor.
Bundan sonra sairler yollarına karanlıkta devam ederler. Cehennemin diplerine gittikçe etraf iyice karanlık olmuştur.
Bölücüler çukurundan çıkıpta, sahtekarlar çukuruna vardıklarında etrafı dayanılmaz bir koku alır; çığlıklar inlemeler nedeniyle Dante kulaklarını kapatır.
Buradaki manzara ortaçağ hastanelerini anımsatmaktadır; sahtekarlar buraya atılmıştir. Hepside çeşitli illetlerle boğuşmaktadır. Yanlarina yaklaştıkça ruhların sayılarının ne kadar çok olduğunu görürler, sahtekarların hiç biri ayağa kalkacak durumda değildir. Biraz doğrulabilen iki kişi birbirlerinin yarasını kaşıyıp kanatmaktadır.
Virgil onlara seslenerek "Burada hiç Italyan var mı?" diye sorar.
"Biz buradakiler hep Italyanlarız"der adam ve şairlere kim olduklarını sorar. Virgil hikayelerini anlatınca, oradaki ruhlar meraklanarak şairlerle konuşmaya gelirler.
Virgil, Dante' ye "sen konuş"der
Dante, "Eğer sizin hikayenizi yukarıda anlatmamı isterseniz,benimle konuşabilirsiniz" diyerek ruhlari konusmaya davet eder.
Birisi "ben Siena'lıyım; birine, seni uçurabilirim dedim, ona uçmayı öğreteceğimi vaad ettim; fakat gerçek ortaya çıkıp ta adam uçamayınca, beni şikayet etti ve dayısı olan Papa beni büyücü diye kazığa bağlatıp yaktırdı... Buraya geldigimde Minos, hiç bir zaman yanılmadığı gibi bu işte de yanılmadı; benim simyacı olduğumu anladı ve beni bu cukura attı" der.

Bunu duyunca Dante, Virgil' e dönüp, "Bu Siena' lılar Fransızlardan beter; hepsi boş işlerle uğraşır " der.
Oradan birisi seslenir, " Sen beni tanırsın; Baş Simyacı benim doğaya karşı gelip metalleri dönüştürmeye çalıştım ve bu işte en mahir ben oldum" der.
Bu kişi de Dante nin okuldan arkadaşı cikar.
Falsifiers

Dante nin yaşadığı ortaçağ dönemlerinde "size gençlik iksiri yapacağız, diye insanları aldatan sahte doktorların sonunu burada görmekteyiz. Inferno da bu sahte doktorlarin kendilerine faydasi yok; cüzzam gibi kötü bazı hastalıklarla mucadele ediyorlar;  yere serilmiş durumdalar.

Bu bölümde bir de simyacılar* var. Onları da gene Dante sahtekar olarak görüyor. Altın yaldızın altından teneke çıkması gibi insanları hayal kırıklığına uğratan eylemler akla geliyor.

 Sahtecilik suçunun her türlüsü bu bölümde ağır şekilde cezalandırılmış  çünkü Allah' ın insan verediği en önemli yeti akıl. Bu tip suçları insan zekasına karşı işlenmiş bir suç olarak görüyor.

 Allah'ın en önemli eseri yaratılmışların en şereflisi olan insan ve insanın en önemli özelliği akıl sahibi varlık olması. Bu yüzden kandırmak yalan söylemek, sinsilik yapmak, tuzak kurmak, özellikle şu son zamanlarda üzülerek gördüğümüz gibi arkadan vurmak, güveni kötüye kullanmak, sahıp olduğu bazı vasıfları öne sürerek insanları aldatmak  bu felsefeye göre sadece insana karşı işlenmiş bir suç değil,  Allah a karşı gelmenin bir başka çeşidi.

Mattheus van Hellmont  The Alchemist

*Burada gördüğümüz gibi Alchemy, yani "simya" bir tür hilebazlık olarak değerlendirilmiş. Ortaçağ döneminde demek ki öyle bir düşünce vardı; halbuki daha sonraki yüzyıllarda metallerıi altına dönüştürme çabası, kimya ilminin başlangıç noktası olarak kabul edildi ve bilim adamlarının değeri anlaşıldı.

1265- 1321 yılları arasında yaşamış şairin eserinde bölüm bölüm o çağa ait önyargıları görüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder