Kanto 29
Inferno
Dante
Ilahı Komedya
Yorumlar
Elif Mat Erkmen
Sahtekarlar
Siena Italy
Dante bölücüler çukurunda gördüğü parçalanmış bedenlerden o
kadar etkilenir ki ağlamaktan gözleri mahvolur; oradan bir türlü ayrılamaz.
Virgil, Cehennemde yaptıkları turu belli bir süre içinde
bitirmeleri gerektiğini hatırlatır ve “Diğer bölümlerde bu kadar vakit
geçirmemiştik; niye bölücülere bu kadar çok baktın? Inferno kilometrelerce
uzuyor; buradaki ruhların hepsini görmene imkan yok; vakit daraldı daha görecek
çok yer var” diyerek Danteyi uyarır
Tarih boyunca yapılan ve yapılmakta olan savaşları
düşünürsek insanları birbirine düşüren huzursuzluk çıkaranların ne kadar çok
olduğunu tahmin edebiliriz.
Dante “niye baktığımı bilseydin belki bana daha fazla vakit
verirdin” der. Virgil dinlemez yoluna devam eder; Dante arkadan yetişir ve “Ben
kendi kanımdan birini arıyordum” der
Virgil “şimdi onu
düşünmenin zamanı değil, yapacak daha önemli işlerin var senin zaten biraz önce
Geri del Bello yu gördüm; şu köprünün üzerindeydi, parmağını sana doğru
sallayarak bağırıp çağırıyordu sen görmedin o sirada başkasıyla konuşuyordun” der
Bunu üzerine Dante çok üzülür Geri bizim ailemizdendi, öldürüldü ama öcünü
kimse almadı onun için bizim ailemize
dargın der. O zamanlar Italya'da kan davası gütmek ve öldürülenlerin
öcünü alma adeti varmış ve kanunen de suç sayılmıyormuş.
Bu noktada Virgil
filozof yonuyle devreye giriyor bu eski adetler tasvip etmedigi icin Dante' nin
akrabası Geri del Bello ile konuşmasını pek istemiyor
Cünkü Dante dünya ya
geri dönecek Geri'nin sözlerinden etkilenir de akrabasını öcünü almaya kalkarsa, bu sefer nesiller boyu sürecek kan davasına sebep olacak ve bölücüler çukurundaki
diğer günahkarların durumuna düşecek. Onun için Virgil, Geri nin ne dediğini
dinlemiyor ve Dante' nin de dinlemesini istemiyor
Zaten Geri 'de
kendisiyle ilgilenilmedigi icin kizarak oradan uzaklasiyor.
Bundan sonra sairler
yollarına karanlıkta devam ederler. Cehennemin diplerine gittikçe etraf iyice
karanlık olmuştur.
Bölücüler çukurundan çıkıpta, sahtekarlar
çukuruna vardıklarında etrafı dayanılmaz bir koku alır; çığlıklar inlemeler
nedeniyle Dante kulaklarını kapatır.
Buradaki manzara
ortaçağ hastanelerini anımsatmaktadır; sahtekarlar buraya atılmıştir. Hepside
çeşitli illetlerle boğuşmaktadır. Yanlarina yaklaştıkça ruhların sayılarının ne
kadar çok olduğunu görürler, sahtekarların hiç biri ayağa kalkacak durumda
değildir. Biraz doğrulabilen iki kişi birbirlerinin yarasını kaşıyıp
kanatmaktadır.
Virgil onlara
seslenerek "Burada hiç Italyan var mı?" diye sorar.
"Biz buradakiler
hep Italyanlarız"der adam ve şairlere kim olduklarını sorar. Virgil
hikayelerini anlatınca, oradaki ruhlar meraklanarak şairlerle konuşmaya
gelirler.
Virgil, Dante' ye "sen konuş"der
Dante, "Eğer sizin
hikayenizi yukarıda anlatmamı isterseniz,benimle konuşabilirsiniz" diyerek
ruhlari konusmaya davet eder.
Birisi "ben
Siena'lıyım; birine, seni uçurabilirim dedim, ona uçmayı öğreteceğimi vaad ettim; fakat gerçek ortaya çıkıp ta adam uçamayınca, beni şikayet etti ve dayısı olan
Papa beni büyücü diye kazığa bağlatıp yaktırdı... Buraya geldigimde Minos, hiç bir
zaman yanılmadığı gibi bu işte de yanılmadı; benim simyacı olduğumu anladı ve beni
bu cukura attı" der.
Bunu duyunca Dante, Virgil' e dönüp, "Bu Siena' lılar Fransızlardan beter; hepsi boş işlerle
uğraşır " der.
Oradan birisi
seslenir, " Sen beni tanırsın; Baş Simyacı benim doğaya karşı gelip metalleri dönüştürmeye
çalıştım ve bu işte en mahir ben oldum" der.
Bu kişi de Dante
nin okuldan arkadaşı cikar.
Falsifiers
Dante nin
yaşadığı ortaçağ dönemlerinde "size gençlik iksiri yapacağız, diye insanları
aldatan sahte doktorların sonunu burada görmekteyiz. Inferno da bu sahte
doktorlarin kendilerine faydasi yok; cüzzam gibi kötü bazı hastalıklarla
mucadele ediyorlar; yere serilmiş durumdalar.
Bu bölümde bir de
simyacılar* var. Onları da gene Dante sahtekar olarak görüyor. Altın yaldızın
altından teneke çıkması gibi insanları hayal kırıklığına uğratan eylemler akla
geliyor.
Sahtecilik suçunun her türlüsü bu bölümde ağır
şekilde cezalandırılmış çünkü Allah' ın
insan verediği en önemli yeti akıl. Bu tip suçları insan zekasına karşı
işlenmiş bir suç olarak görüyor.
Allah'ın en önemli eseri yaratılmışların en
şereflisi olan insan ve insanın en önemli özelliği akıl sahibi varlık olması.
Bu yüzden kandırmak yalan söylemek, sinsilik yapmak, tuzak kurmak, özellikle şu
son zamanlarda üzülerek gördüğümüz gibi arkadan vurmak, güveni kötüye kullanmak, sahıp olduğu bazı vasıfları öne sürerek insanları aldatmak bu felsefeye göre sadece insana karşı işlenmiş
bir suç değil, Allah a karşı gelmenin bir başka çeşidi.
Mattheus van Hellmont The Alchemist
*Burada gördüğümüz gibi Alchemy, yani "simya" bir tür hilebazlık olarak değerlendirilmiş. Ortaçağ döneminde demek ki öyle bir düşünce vardı; halbuki daha sonraki yüzyıllarda metallerıi altına dönüştürme çabası, kimya ilminin başlangıç noktası olarak kabul edildi ve bilim adamlarının değeri anlaşıldı.
1265- 1321 yılları arasında yaşamış şairin eserinde bölüm bölüm o çağa ait önyargıları görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder