7 Ocak 2017 Cumartesi

Kanto 31/ Devler

Kanto 31

Devler

Ilahi Komedya
Inferno
Kanto 31

Yorumlar


Virgil’in kendisini önce kavgayı seyrettiği için azarlamasıyla yüzü bembeyaz olan Dante; Virgil’ in “gel yolumuza devam edelim” diyerek gönlünü almasıyla rahatlar, yüzüne tekrar kan gelir.
 Bu durumu Achille’in hem yaralayan hem de tedavi eden sihirli mızrağına benzetir. Virgil sözleriyle Dante’ yi hem" boş atışmaları, luzumsuz kavgaları" seyretmemesi konuşunda ikaz etmiş hem de Dante nin utanmasıyla onun "yüksek ahlak sahibi"olduğunu anlayarak, gönlünü almıştır.
Şairler sahtekarlar çukurundan çıkıp, taş köprüyü hiç konuşmadan tırmanırlar ve bir sonraki çukura,  yani devler ülkesine doğru ilerlerler.
Gece değil, gündüz değil devlerin ülkesi sisler içinde ve alacakaranlıktır.
Dante gözlerini alacakaranlığa alıştırmaya çalışken, birden tiz bir trumpet sesi duyulur; o kadar yüksektir ki ses duyduğu en yüksek sesli gökgürültüsünden beter kulaklarını çınlatır.
Charlemagne savaşı kaybettiğinde yeğeni Rolandın bandosu bu kadar kederli çalmamıştır. 
(Roland ordunun arka bölümünde saldırıya uğruyor; Charlmagne’ a haber vermek için trompetleri üflüyorlar ama o dönüp gelene kadar iş işten geçmis oluyor.)
Sesin geldiği yöne bakınca, yolcu kuleler görür ve Virgil'e sorar; “ Hocam bu şehir neresidir?”

Virgil “Sen hala karanlıktasın ve çok uzaktan bakıyorsun gördüğün şeyin ne olduğunu anlamaman normal. Yakına gelince ne olduğunu göreceksin, adımlarını sıklaştır”  der. Sonra görecekleri manzaranın Dante’yi korkutacağını bildiği için elinden tutarak; “En iyisi ben seni göreceklerine, bu tuhaf gerçekliğe hazırlayayım” der.
Burada perspektife isaret ediliyor. İnsanın gördüğü şey; bakış açısına, nereden baktığına, görülen objeye ne kadar uzaklıkta olduğuna, o andaki ışık durumuna  günün hangi saati olduğuna göre değişiyor. Felsefi ve psikolojik açıdan da böyle; ön yargılarımıza, yetiştiriliş tarzımıza ve tecrübelerimize göre olaylara bakış açımız değişebiliyor.
Montereggionni

Dante' nin kule gibi gördüğü ve Italya’nın Montereggioni şehrine benzettiği yere yaklaştıklarında, sis perdesi aralanır ve şekiller secilmeye başlanır. Gorduklerinin ne oldugunu anlamaya baslayinca Dante nin korkusu artar... Bunlar kule değil, insan şeklinde, mitolojideki dev yaratıklardır.  Mitolojideki Devler, bir sonraki çukurun etrafını kale duvarı gibi kuşatmışlar,  geniş omuzlari göğüsleri, iki tarafa açılmış kocaman kollarıyla ve butun heybetleriyle,  Cehennemin son çukurunun bekçileri, Zebanileri olmuslar. Yanlarına geldiklerinde  sadece devlerin belden yukarısının  görüldüğü, bacaklarının çukurun içinde olduğu anlaşılır.

Doğada da çok büyük hayvanlar vardır, ama onların insan zekası yoktur. Bu devler iki özelliğe birden sahip oldukları için çok korkutucudur. Dante, "doğa bunları yaratırken Mars'ın etkisi altında yaratmış"der. (Mars mitolojide savaş tanrısıdır.-Demek k; devler kuvvetlerini iyiye kullanmayacak)
Devlerden biri anlamadıkları bir dilde birşeyler söyler ve Virgil deve kızarak susmasını söyler “aptal aptal konuşma borazanını çal” der Sonra Dante ye dönüp açıklar: “Bu Nemrut’ tur bu aptal aptal konuşması, yeryüzündeki yaptığı kötülükler yüzündendir”

Çeşitli efsanelere  ve kutsal kitaplara göre insanlar azgınlık yapınca, Nuh Tufanı çıkıyor, tufanda kötüler boğuluyor, kurtulanlardan bir kısmı tekrar yeryüzüne yayılıyor. Sonra, gene kötülerle iyiler arasında mücadele çıkıyor kötüler diyor ki “Allah gene bize bir tufan gönderir boğuluruz; en iyisi bir kule yapalım, tufandan kurtulalım, şehirlerimizi kuleye kat kat inşa edelim.” Bunun üzerine Babil Kulesi inşa ediliyor.
(gene perspektif var; en tepeden görüş açısı değişiyor daha fazla şey görebiliyor- bu sefer bilgiyi ne yonde kullanacak ne amaçla istiyor? )
Pieter Bruegel- Tower of Babel

Bazılarına göre Kral Nemrut, Ibrahim peygamberi ateşe atan kişi ve  "görelim bakalım senin Tanrini” deyip kule yaptırmak, aklınca cennete kadar uzanıp oraya kötülük yapmak istiyor. Allah'i inkar ediyor. Bir anlamda tuzak kuruyor Allah bir bela gönderirse o kulesi sayesinde kurtulacak. Bunun üzerine büyüklenenlere bir ceza olarak Allah kulesini yıkıyor kulede yerlesmis olan halk bütün dünyaya yayılıyor.  Bir rüzgarla ( Nuhun tufanıyla) bir araya toplandılar, bir başka rüzgarla (kulenin yıkılmasıyla)  gene bütün dünyaya yayılıyorlar çeşit çeşit kavimler ve konuşulan diller olmak üzere. Dillerin karistirilmasi deniyor buna.
Insanoğlu hep merak etmiş; "Acaba Cennette hangi dil konusuluyordu? Ademle Havva hangi dili konustu? Dünyaya geldikten sonra niye insanlar bu kadar çok kavimlere ayrildilar? Niye bu kadar çok dil var?"
Babil kulesiyle ilgili efsanelere  ve Dante nin inancına göre Cennette Adem' le Havva Ibranice konusuyordu, Babil kulesi yapılana kadar dünyada tek dil Ibraniceydi, fakat insanlarin büyüklenmeleri üzerine, Allah insanları dünyanın dört bir yanına dağıttı.
(Tabii bu bizde farklı ilgili ayetleri asağıda yazacağım, farklı kavimlerin olması insanlara ceza degil. Aksine bir nimet. Insanların birbirlerini daha iyi tanımaları ve birbirlerinden bir şeyler öğrenmeleri amacıyla Allah öyle yaratmış. Yani bir fabrika ürünü gibi herkesin birbirinin ayni olmasi amaçlanmamış. Yaratılış hiç bir şekilde sınırlı değil aksine  uçsuz bucaksız sonsuz.
Ayrıca "teklik" Allah’a özgü; insanlarin bir "teklik" iddiasinda bulunmaları söz konusu değil. Bir tek kişinin çıkıp herkesi yönetmek iddiasında olması da mümkün değil. Büyüklenen teklik iddiasında olan haddi aşmış oluyor.)
Nemrut  kendi ınanışlarınca insanların dünyaya yayılması ve başka başka dilleri konuşmalarına kavimlere bölünmelerine sebeb olduğu için burada cezalandırılmıs Cehenneme konmuş ve gene suçla ceza arasında bir paralellik var onun lisanı diğerleri tarafından anlaşılmaz olmuş kimseye ne istediğini anlatamıyor.)
Virgil Dante' ye “Nemrutla konuşmak için nefesini tüketme bu bizim lisanimızı anlamaz saçma sapan konuşur” diyor ve yollarına devam ediyorlar; karşılarına bu sefer daha da korkunç bir canavar çıkıyor ama bu dev zincire vurulmuş hareket edemiyor.
Virgil açıklıyor; " bu kibirli canavar antik çağ tanrısı Jove' yi kızdırdı onun için zincire vuruldu. Çok kuvvetlenmişti, çok böbürlenmişti başka bütün canavarları yenmişti onun için tanrıları kızdırdı, eli kolu sonsuza dek bağlandı" diyor. Gene mitolojide devler Tanrılara karşı ayaklanıyor Jove onların üzerine yıldırımlar yağdırarak o isyanı bastırıyor. Bu ayaklananlar Cehennemde de zincire vurulmus vaziyetteler.
Virgil Hırıstiyanlık öncesi, pagan devirden olduğu için böyle örnekler veriyor.
Dante antik dönemden diğer devleri de görmek istediğini söyler. Virgil ona Antaeus' u gösterir. Denizler Tanrısı Neptune ve yer tanrısı Tellus' un oglu olan Antaeus pek cok savasta kahramanlık gostermiş sonunda kendisinden daha güçlü Herkül e yenilmiştir. Belden yukarısı çukurun üzerinde belden aşağısı içindedir ama o diğerleri gibi zincire vurulmamıştır.
 Virgil "Cehennemin  dibine, bütün suç ve günahların en dibine, Cocytus bölgesine bizi indirecek olan Antaeus' tur" der.
Virgil Antaeus' a yaklaşınca ona övgü dolu sözler söyler, kahramanlıklarını anlatır ve "senden ricamız bizi Cehennemin dibine, buz tutmuş vadiye indirmendir" der.
Cehennemin en dibi hainlerin yeridir ve onlara ateş bile çok görülmüş; onlar buza mahkum olmustur.
Bu kibir kulesi gibi duran dev elini uzatır önce Virgil' i; sonra, Virgil' in yardımıyla, Dante' yi avucunun içine alır.
 Dante kendisini Bolonya' daki kulenin tepesine çıkmış gibi hisseder; "keşke başka bir şekilde, Cehennemin dibine inmek mümkün olsaydı" der ama dev onları incitmeden,yavaşça eğilerek ayaklarının dibine bırakır...
Sonra gemi direği gibi tekrar dimdik doğrulur...
Bolonya Kulesi

Evet, bu enteresan bir konu değişik kültürlerde farklı yorumlanmış, sanat eserlerine konu olmuş. Babil kulesi çeşitli ansiklopedilerde ayrıntılı olarak anlatılıyor. İncil' de "Genesis" bahsinde geçiyor. Kuran' da bu konularla ilgili ne var diye araştırdığımızda, aşağıdaki ayetleri görüyoruz.
İlgili ayetler:
Kasas Suresi 38.ayet
Kuranda kule meselesi Musa ve Firavun hikayesiyle ilgili geçiyor
 Kasas suresi 38 ayet Firavunun kule yaptırıp Musa nın Tanrısına ulasmak istemesi konu edilmiş ve tabii Babil de değil, Mısırda.
38 Firavun dedi: Ey seçkinler topluluğu! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Haman Benim için çamurun üzerinde ocağı yakıp bana bir kule yap ki Musa nın tanrısına ulaşayım. Aslında ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum
Bakara Suresi 102 Babil ismi geçiyor ama ayrı bir konu, büyüyle ilgili
...Ve Babilde Harut ve Marut adlı iki melek uzerine indirileni öğretiyorlardı...

Nahl suresi
22 Hiç kuşkusuz Allah onların sakladıklarını da açığa vurduklarını da biliyor.
 O büyüklük taslayanları sevmiyor.

 (26 binaların çökmesiyle ilgili yer belirtilmiyor._
26 Onlardan öncekiler tuzak kurmuşlardır. Bunun üzerine Allah binalarına temellerinden çarpmış da üsterindeki tavan tepelerine çökmüştü. Azap onlara hiç farketmedikleri yerden gelmişti.

Insanların kavimlere ayrılmasıyla ilgili olarak:
Hucurat 13
Ey insanlar! biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz Allah katında en seçkininiz kötülüklerden en çok korunanınızdır. Allah herşeyi bilir herşeyden haberdardır.
Maide 48
... Allah dileseydi sizleri tek bir ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çekmek için öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yaraşın. Tümünüzün dönüşü Allahadır. O size tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder