Inferno
Dante
Yorumlar
Elif Mat Erkmen
27 Onlara Ademin
iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı
da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti "Seni mutlaka
öldüreceğim" dedi.
Öteki:" Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder" dedi
28"Beni
öldürmek için elini bana uzatırsan ben
seni öldürmek için elimi sana
uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki ben alemlerin Rabbi olan Allah tan korkarım"
29 "Ben istiyorum ki sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasınç İşte budur zalimlerin cezası.
30 Nihayet nefsi onu kardeşini öldürneye ısındırdı o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu.
31 Derken Allah kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek icin yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O da dedi ki: " Vay be Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki kardeşimin cesedini saklayayım" Bu arada pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Maide
Suresi 27 - 31
Caina Çukuru
Bu
bölüme gelindiğinde Dante artık gördüğü dehşeti kelimelerle anlatıp anlatamayacağını
düşünür.
Bu artık Cehennemin son çukuru
hainlerin yeridir; diğer bütün halkaları üzerinde taşımaktadır İnsanlık tarihindeki ilk günah Kabil in Habil i öldürmesi.Bu çukur da onun için ismini Habil ve Kabil in (Abel and Cain) hikayesinden alır, Caina çukuru olarak adlandırılır.
Dante nin
bilindiği gibi "Halkdiliyle Belagat" (De Vulgari Eloquentia ) adlı bir kitabı daha var.
O zamana kadar
gerek bilimsel gerek edebi yazılar Latince yazılıyordu ve Avrupa da Latince
entellektüellerin ortak diliydi. Bu kitabında Dante edebi eserlerin halk
dilinde yazılmasını savunmuş ve Latinceyi ve Latince kökenli dilleri
incelemiştir.
Sadece gramatik olarak dilleri değil aynı zamanda edebiyat tarzlarını da incelemiş: aşk şiiri, destanlar, kahramanlık şiirleri, ağıtlar, antik dönemdeki tragedya ve comedya tarzları eserine konu olmuştur.
İlahi Komedya da da değişik bölümlerde değişik tarzlar kullanmıştır.
Ama burada hangi tarzi kullanacaktir? Burası artik Cehennemin son çukuru; sözün bittiği yerdir.
Burada
gördüklerini nasıl yazacağını şiirini nasıl formüle edeceğini düşünür, "elimizde
bunu yazacak bir form yok" der.
Bu hainlerin yaptıkları eski Yunan
trajedilerindeki gibi yüksek bir dille anlatılamaz çünkü destan değil; aile içinde samimi bir dille de anlatılamaz çünkü bu
hainler en temel değere aileye ihanet etmişler o dilin sıcaklığı buraya uymaz diye düşünür ve "İlham Perileri"nden yardım ister. O ilham perileri ki taşları yerlerinden oynatıp mitolojide Amphion'a yardim etmislerdir.
Geçen
bölümde gördüğümüz Dev Antaeus yavaşça eğilerek şairleri ayağının dibine buzun
üzerine bırakır.
Burası
karanlıktır ve sadece uçsuz bucaksız, buz tutmuş yüzeyi ile cam gibi parlamakta olan bir
göl görünmektedir. Kalplerinde hiç bir sıcaklık taşımayan günahkarlar bu
soğuğa mahkum edilmiştir buradaki ruhların vücutları suyun içerisinde başları
dışındadır yüzleri soğuktan kızarmıştır.
Dante' ye bir ses dikkatli yürümesini ve kimsenin başına basmamasını söyler. O sirada halen devin indirdiği yere yüksek duvarlara bakmakta olan şair duyduğu sözlere şaşırır. Dikkatle gölün üzerine baktığında kafa kafaya vuran iki koç gibi birbirlerine çok yakın duran ikizleri
görür o kadar yakındırlar ki saçları birbirine karışmıştır.
Dante onlara "niye
böyle göğüs göğüse olduklarını" sorar. İkizler ağlamaya başlarlar ama soğuktan
gözyaşları donar.
Bir
başkası seslenir ve bunların Alberto' nun çocukları olduğunu söyler. İkizlerin
ismi şiirde verilmese de zengin bir adamın çocukları olarak yaşamış mal kavgası
ve üyesi oldukları iki farklı parti yüzünden birbirlerini öldürmüş olan
Napoleone ve Alessandro oldukları biliniyor. Birbirleriyle yaptıkları mücadele
öbür dünyada da devam ediyor.
Dante
bu şekilde aile üyerini öldüren ruhların yanından geçiyor... Ona bu bilgileri
veren adam da "yetim hakkı yemekten" dolayı burada; kendisine teslim edilen
yeğenini mirasına konmak için öldürmüş.
Aileye
ihanet edenlerin yanından geçtikten sonra vatana ve davaya ihanet edenlerin
yanına geliyorlar.
Yürürken Dante'nin ifadesiyle ( "isteyerek mi
yoksa kaza eseri mi" bilemiyorum diyor) ayağı bir adama çarpıyor; yani sertçe
tekme atmış gibi oluyor adamın yüzüne.
Ruh acıyla bağırarak "niye tekme
atıyorsun, hem de yaşayan biri gibi kuvvetlisin" diyor. 13. bolumde gordugumuz agacin niye benim dalimi kiriyorsun demesi gibi...
Dante" yaşayan biri" olduğunu söylüyor ve adama kim olduğunu soruyor: " Bana kim olduğunu
ve hikayeni anlat seni şiirimde yazayım, dünyaya gittiğimde senden bahsedeyim"
Ruh tersliyor: "istemez git başımdan"
Dante
sinirlenip, adamın saçını yoluyor, kim olduğunu bilmek istiyor.
Adam kararli: "beynimi de
oysan, cevap vermeyeceğim"
Yanlarından
bir başka ruh; Bocca'ya ismiyle sesleniyor; "kes sesini, zaten soğuktan çenen
birbirine vuruyor, takırdısını devamlı işitiyoruz, bir de inlemelerini mi
dinleyeceğiz?"
Bunun üzerine Dante adamın kim olduğunu anlar: Bocca degli Abatti Floransa' ya ihanet
etmiş ve kovulmuş bir askerdir. Savaşta kendi tarafının bayraktarının elini kesmiş, sancak yere düşünce, çıkan kargaşadan
istifade eden düşman Floransalıları yenmiştir.
"Tamam" diyor Dante öfkeyle, " kim olduğun anlaşıldı; artık daha fazla konuşmana lüzum yok, senin düştüğün durumu dünyaya gittiğimde anlatacağım"
"Ne
anlatırsan anlat ama şuradakileri anlatmayı ihmal etme" diyor ruh ve kalenin
kapısını açıp düşmanı içeri alan başka bir adamı gösteriyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder