2 Mart 2018 Cuma

Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil




Akşam oluyordu, artık mola alamazdık;
 karanlık çökmeden yola devam etmeliydik.
Onun için yolda ne görürse görsün
Hiç durmadan hızla adımlarla ilerlemeye mecbur olan
 Bir adam gibi, biz de yürüdük gittik.
Dar bir yere geçitten geçiyorduk;
Artık teker teker dik merdiveni tırmanmamız gerekiyordu
Aklıma bir soru takılmıştı;
Uçmak için yuvanın kenarına kadar gelip de kanat açan;
 fakat cesaret edemeyip kanatlarını indiren,
küçük bir leylek yavrusu gibiydim.
Boticelli

Soru aklımda oluşuyor,
 dilimin ucuna geliyor, ama soramıyordum.
Değerli Peder’ im anladı:
Ok yaydan çıkmak üzere galiba; susma konuş” dedi.
Cesaretim yerine geldi:
"Beslenmeye ihtiyacı olmayanlar nasıl oluyor da
Açlıktan bu kadar zayıflıyorlar?“

"Eğer Meleager i hatırlayacak olursan bu sorunun cevabını da anlarsın
Tahta yakıldığında o da son nefesini verdi
Aynada aksini görüyorsun
Nasıl hareket ediyor aynadaki görüntün
Kimin iradesiyle hareket ediyor o görüntü?
Stazio anlatsın sana dedi


Ben senin huzurunda ona ahiretı anlatacaksam
Mazeretim senin ricanı reddetemeyişimdir" dedi; sonra bana döndü
"Oğlum, şimdi  iyi dinle;
Ruhlarin nasıl açlıktan zayıfladıklarını  sormuştun, ben sana anlatayım:
İçimizde mükemmel kan vardır
Kanın içindeki mükemmel madde (genler)
Kanın bir kısmı damarlara gider,
Bir kısmı da şimdi ismini söylemeyelim başka yere.
Oradan doğal vazoya akar;
Vazonun içinde birleşirler.
Bu mükemmeldir
 çünkü kalpten gelir.
Orada bebek oluşur,
Sonra bebek ruh haline gelir,
Fetus büyüdükçe hareketlenmeye başlar
Kendisine gereken niteliklerin tohumu atılmıştır.
Bebeğin beyni oluştuğunda, ruh da üflenmiştir artık.
Ruh olgunlaştıkça, hissetmeye, kendinin farkında olmaya başlar.
Bu güneşin ışıklarıyla ısısıyla asmadaki üzümlerin büyümesine benzer.
Ecel gelip de, ruh bedenden ayrılınca, ınsanın  bazı özellikleri de beraberinde götürür.
Öbür dünyada insana ait bazı özellikler azalırken,
 Bazıları  kuvvetlenir.
Ruh ecel gelince bedenden ayrıldığında,
 ya Araf kıyısına ya da Cehennemin içine düser ve
hemen bundan sonraki yolculuğunun ne olacağını anlar.
Tekrar el ayak sahibi olur.
Gökyüzünde gördüğün gökkuşağı güneş ışığından oluşur
ama güneşin kendi- değildir.
Ruhta bir bedenle bedenlenir ama gerçek bedeni değildir o.
O'na benzer.
Yeni beden ruhu takip eder, ruh nereye giderse o da gider.
Gözü vardır görür, ayağı vardır yürür,
Bu yeni bedenle güler ağlarız;
Konuşabiliriz;
Iç çekeriz.
Hissettilerimiz ayna gibi yüzümüze yansır.
Sen onu gördün de merak ettin."

Boticelli The Announciation

Döneceğimiz yere gelmiştik sağdaki patikadan ilerleyecektik
Tepelerde yangın vardı
Duvardan aşağı alevler iniyordu
Ama bir rüzgar esip alevleri geri püskürtüyordu
Ateşi sınırlıyordu
Çok dar bir yoldan geçiyorduk tek koldan
Bir tarafta alevler, bir tarafta uçurum vardı
Etrafına dikkat et bakışlarına hakim ol
Yanlış bir adım atma
En ufak bir yanlış,
En ufak bir sapma -sağa veya sola-
Sana pahalıya mal olur.
Pişman olursun dedi rehberim.
Sonra alevlerin arasından koro halinde söylenen
"Summae Deus Clementaıe
Affecicilerin en büyüğü;  en merhametlisi Allah'tır." Ilahisini duyduk.
Uyarıya rağmen, alevlere baktım:
Ateşin üzerinde yürüyen ruhlar gördüm.
Bir onlara bakıyordum; bir de adımlarıma.
İlahi bitince:
 “Virum non cognosco”
Hiç bir erkeği tanımadım dediler yavaşça
Sonra Venus' un zehrini içince, Diana ormana kaçtı dediler
 ve ilahileri söylemeye devam ettiler.
Diana - Louvre Muzesi

Evlilikte eşlerine sadık kalan erkek ve kadınları övdüler.
Alevlerde yanarken, bu ilahileri söylüyorlardı
Bu şekilde iyileşiyor bu şekilde yaralarını sarıyorlardı
Son terasa varmak üzereydik.

Annunciation fresco (Florence, San Marco) by Fra Angelico


Hac Suresi 5. Ayet
 Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan , sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.
Araf 50 Ayet
Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır."
Ali Imran Suresi 45. Ayet
Bir de melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır."
46 Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır."
47 Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır. Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."

Açıklamalar

Bu bölümde şairler Oburlar bölümündeki aç kalmış ruhları gördükten sonra yollarına devam ederler
Dante, merak ettiği soruyu Virgil' e sorar:
"Bunlar ruh, yemez içmezler, ama nasıl oluyor da böyle açlıktan zayıflıyorlar?"
Virgil sorunun cevabını Stazio' nun vermesini istiyor, ona jest yapıyor.
Stazio, Dante' ye ana karnında bebeğe üflenen 'ruhun' macerasını anlatarak. cevap veriyor.O dönemin bilgilerine göre açıklamaya çalışıyor.
Bu biz de "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil" deyişini hatırlatıyor.(Yunus Emre'nin şiirinden)
İnsan öldükten sonra da bazı özellikleri ruhta yaşamaya devam ediyor.
Ruh bir ayna gibi, insanı yansıtıyor, kişinin hissettikleri yüzün de görülüyor.
Artık yolculukta zorlu bir geçişe geldiler. Bundan sonrası aşk- meşk, cinsellikle ilgili meseleler Ruhlar, yürüyüşe dar geçitte, tek  sıra olarak devam ediyorlar, yan yana yürüyemiyorlar. Her ruh kendi iç muhasebesini yapıyor.

Meleager Yunan mitolojisinde bir Kral.
Annesine bu ' tahta' yandığında oğlun da ölecek deniyor , anne tahtayı bir sandığa saklıyor yanmasın diye koruyor. Ama bir gün öğreniyor ki; oğlu, diğer kardeşlerini öldürmüş, kızıp tahtayı ateşe veriyor, oğlu da ölüyor ,Burada bir yansıma sözkonusu,
“Virum non cognosco”
Meryem Ana ya çocuk müjdesi geldiğinde kendisinin bir erkekle beraber olmadığını söylemesi
Diana
Yunan Mitolojisindeki av Tanrıçası
Zeus kendisiyle beraber olmak isteyince ormana kaçıp orada kendisini koruyor avlanmayi ogreniyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder