28 Şubat 2019 Perşembe

Cennet Kanto 26 Aciklamalar

Cennet Kanto 26
Açıklamalar
Burada Dante üç ilkeden sonuncusu olan Aşk, ilkesinden imtihan ediliyor.
Konuştuğu kişi Hazreti Yahya.
Diğer ilkeler İman ve Umut olarak tanımlanmıştı ve ikisi birbiriyle bağlantılı idi.
Üçüncü ilke Charity- İyilik ilkesi de Aşk ve sevgi ile bağlantılı kelime anlamı olarak da Latince Caritas kelimesinden geliyor Sevgi manasına geliyor. Sevgi olmadan iyilik olmayacağı için ikisi bir arada anlatılıyor.Yardımlaşma dayanışma ile ilgili herşey zekat vermek sadaka vermek de buraya dahil.
İlk başta gözlerinin kör olması; Aziz Paul’ un Şam yolunda attan düşerek kör olması hadisesini akla getiriyor. O sıralarda Hrıstıyanlık karşıtı olan Paul (Saul) Hrıstıyanlara eziyet etmekteydi. Ama Şama giderken yolda kendisine Hazreti Isa görülür ve Neden bana (ümmetime) eziyet ediyorsun der. Bunun üzerine Paul attan düşer ve kör olur Sonra Ananias tarafından iyileştirilir.
Bu hadise esnasında kendisine ahiret gösterilir ve Hristiyan olur.
Gene ilk kanto’ yu okuyanlar hatırlayacaktır. Dante “Ben Paul değilim Aeneas da değilim(Virgil’in kahramanı) nasıl olurda yaşayan biri olarak Cehennemi görebilirim?” demişti.
Hazreti Yahya- Saint John


Meryem Suresi 12. Ayet
“Ey Yahya! Kitabı kuvvetle tut! Biz ona daha  sabi iken hikmet verdik.,
13
Katımızdan bir kalp yumuşaklığı, bir temizlik verdik. Korunan biriydi o.
14
Ana- babasına iyilik eden biriydi; zorba isyancı biri değil.
15
Selam olsun ona, doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün.

Meryem suresinde hem Hazreti Yahya hem de Hazreti İsa aynı şekilde selamlanıyor, doğduğu gün (ikisinin ki de özel bir doğum, doğumları önceden müjdelendi Zekeriya ve eşi yaşlı oldukları halde dualaı Kabul edildi ve çocukları oldu.
Öleceği gün- öldüğü denmiyor da öleceği deniyor- Hazreti Isa çarmıha geriliyor Hazreti Yahya başı kesilerek şehit ediliyor.
“Şehitler için öldü demeyin onlar diridirler” ayetinde olduğu gibi Bu iki peygamber için öldü denilmemesi gerektiği anlatılıyor belki de.
Ali Imran Suresi
169. Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.

170. Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar.
Dante’ nin yaşadığı devirde de buna benzer bir inanç var. Hazreti Yahya nın Cennet’e bedeniyle yükseltildiğine inanılıyor; o yüzden ruhunu temsil eden ışığa çok dikkatli bakarak geçici bir körlük yaşadı ama Yahya’nın ruhu öyle olmadığını açıkladı ona. Cennet’ te ruh, bir enerji olarak bulunuyor.
Aşk- Caritas üzerine Sınav
Yahya Dante’ye Aşka olan inancının nereden kaynaklandığını sorar.
İnsan aklı ve İlahi vahiy olduğunu, kutsal kitapların İlahi Aşkı anlattığını söyler. Hazreti Isa nın I am Alpha and Omega, the beginning and the ending, which is and which was and which is to come the Almighty.
Tanrı sevgiyi temsil ettiğine göre Tanrı’nın başı sonu olmadığı ne varsa A dan Z ye Tanrıya ait ve Onun kudreti altında olduğu ayetleri hatırlatılıyor.
Dante dönüşün Allah’ a olacağını belirtip, bu konudaki sınavından da geçiyor.
Hazreti Adem
Bakara  Suresi
31. Ayet
Ve Adem’ e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu:
“Hadi haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.”
32
Dediler: “Yücedir şanın senin! Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alim’sin, herşeyi hakkıyla bilirsin; Hakimsin, her şeyin btün hikmetlerine sahipsin.”
33.
Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."
34.
 O vakit biz meleklere, "Âdem’e secde edin" demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu.
35.
Ve Âdem’e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."

36.
 Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet / bir yararlanma imkânı olacaktır.

37.
Bunun üzerine Âdem, Rabb’inden bazı kelimeler öğrenip belledi de O’na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb’dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm’dir, rahmetini cömertçe yayar.

Dante’ nin De Vulgari Eloquentia – Halk dilinde belagat adlı bir eseri vardır. Burada Latince kökenli lisanları inceler. Bu eserde  Adem’ in  dilinin İbanice olduğu ve babil Kulesi’nin yıkılmasına kadar bütün insanların bu dili ortak olarak kullandığını iddia edder.
Bu düşünceleri İncil’ deki Babil Kulesi efsanesine dayanır. Efsaneye göre insanlar Tanrı’ya ulaşmak için bir kule yaparlar. Meraklarını gidermek isterler. Bu istekleri büyüklenme olarak görülür. Tanrı kuleyi yıkar, insanlar o kuleden indiklerinde dillerini karışmış bulurlar ve tüm dünyaya ayrı ayrı diller konuşarak yayılırlar.
Bu bölümde Adem kendi konuştuğu Hebrew- Ibranice dilinin Babil Kulesi efsanesinden daha önce yok olduğunu söylüyor.
Çeşitli dillerdeki Tanrı’nın isimlerinin de zaman içinde değiştiğini anlatıyor.

Dante’ nin De Vulgari Eloquentia – Halk dilinde belagat adlı bir eseri vardır. Burada Latince kökenli lisanlairı inceler. Bu eserde  Adem’ in  dilinin İbanice olduğu ve babil Kulesi’nin yıkılmasına kadar bütün insanların bu dili ortak olarak kullandığını iddia eder.

Resim Babil Kulesi
Peter Bruegel

Adem'le karsilasma


Cennet Kanto 26

 İlahi  Aşk;
Hazreti Yahya ve Hazreti Adem ile Karşılaşma
 Lisan Meselesi

Coşkuyla  Beatrice’e döndüm
Döndüm ama Beatrice’i göremedim.
Yanındaydım Cennet’teydim ama onu göremiyordum!

Işıklardan kör olmuştum
O sırada bir ses duydum.
“Gözlerin açılıncaya kadar
Konuşalım seninle
Zamanı değerlendirelim.
Konuş ruhun ne çağırırsa onu söyle önce
Merak etme gözlerin açılacak.
Seni buraya kadar getiren Beatrice’ in elinde
Ananias’ ın gücü var.”
O dilerse er veya geç açılır gözlerim
Onu ilk gördüğümden beri
İçimi yakan alev hiç sönmemiştir.

Cennet’in istediği –Aşk-
Kutsal kitapların başından sonuna kadar yazar
Ezelden Ebede kadar hüküm sürer.
O aşk alçak sesle ve de yüksek sesle okunmuştur bana.

Ona bakarken gözlerimi kamaştıran ruhun sesiydi bu konuşan ses.
Benim yeniden konuşmamı istedi.
“Daha ince eleyip sık dokuyalım” dedi
“Hedefi bu kadar yüksek tutmana sebep ne?

Kim etkili oldu bu inancında?”
 “Felsefe ve aşk” dedim
Kaynağını buradan alan aşkla.
Aşkın mührü kalbime vurulmuştur.
İyilik aşkın ateşini yakar
Karşılığında daha çok sevgi ve daha çok iyilik gelir.
Bu esası anlayan en çok sevmesi gerekenin
En Yüce; en Aziz olduğunu anlar.
Çünkü bütün iyilik O’ ndan kaynaklanır.
Bizim görebildiğimiz ancak Güneş’in kaynağından yansıyan ışınlardır.
Güneşin kendisi değil.
Aşkın kaynağının Yaratan olduğunu bilirim.
O Yaratan ki; kendi sesiyle Musa’ya
“Sana bütün iyilikleri göstereceğim” demiştir.
İncil de senin yazdığın bölümde böyle başlar
 Cennetin sırlarını dünyaya anlatılır.”

“Felsefe ve yükseklerden gelen otoriteyle en büyük aşkın
 -İlahi aşk -olduğunu anlamışsın!
Seni bu aşka çeken başka ne güçler var?”
Isa’ nın Kartalı’nın sözlerindeki maksadı anlamıştım
Benim ne söylememi istediği açıktı.
Benim kalbimin döneceği yer bellidir
Dünyanın ve benim varlık nedenim odur
Isa  ve yaşayan bilgi
Beni yanlıştan korumuş
Ve doğru yol iletmiş,
 salimen kıyıya ulaştırmıştır.
Bahçedeki her çiçek,
 O’nun rahmetinden nasibini alır.

Ben konuşmamı bitirdiğimde,
 Cennet’te “Kutsal! Kutsal!” nidaları işitildi.
Bu seslere benim Güzel Hanımım da katılmıştı.

Yavaş yavaş, görme yetim geri gelmişti.
Sanki gözlerine parlak bir ışık tutulmuşta, uykudan uyandırılmış biri gibiydim.
Öyle biri nasıl ilk önce ne olduğunu anlamaz da, sonra yavaş yavaş aklı başına gelince
Ne olduğunu; nerede olduğunu anlarsa ben de öyleydim.
Artık gözlerim eskisinden de iyi görür olmuştu.
Beatrice yaklaşan dördüncü ışığın kim olduğunu sordum.
“Allah’ın elleriyle ilk yarattığıdır”  dedi.
“Adem Babamız Konuş!
Neyi  merak ettiğimi biliyorsun.” dedim heyecanla.
Hareket ederek ne kadar mutu olduğunu gösterdi.
“Biliyorum hiç bir açıklamaya gerek olmaksızın
Allah’ ın aynasında görüyorum herşeyi apaçık olarak.
Benim ne zaman yaratıldığımı merak ediyorsun.
Cennet bahçelerine- bu güzelliklere- kaç sene baktığımı
Ve sonra neden red edildiğimi!
Gerçek nedenini soruyorsun!
Bir de konuştuğum dili, kendi icad ettiğim dilin hangisi olduğunu
Öğrenmek istiyorsun.
Ağaçtan elmayı yemek değildi sorun olan
Allah’ın emrine karşı gelmek yüzünden cezalandırıldım.
Dört bin üçyüz iki yıl geçmişti
O yıldan bu yıla,
 -senin yardımına gelmesi için bu Hanım’ın, Virgil’i çağırmasına- kadar.
Dünya’da da tam dokuz yüz otuz yıl yaşadım.
Nemrut’un adamları başlarından büyük bir işe kalkışmadan
Çok önceleri benim konuştuğum dil ortadan kalkmıştı.
Zihin ürünü olan ne varsa, değişir.
Çünkü insanın öncelikleri tercihleri değişir durmadan.
İnsanın konuşma kabiliyeti doğası gereğidir
Ama nasıl konuşacağına kendi karar verir.
Tanrının ismi önceleri I idi Sonra EL oldu
Insanın lisanı kullanımı ağacın yaprakları gibidir,
Bir daldan bir yaprak düşerse yenisi çıkar.
 kelimelerin biri kaybolursa yerine yenisi gelir.

Cennet’en çıkarılmadan önce
Orada ne kadar kaldığımı soruyorsun
Güneşin tepeye çıkmasına kadar
Yani ilk mutluluk 6 saat kadar sürdü...

Resim
Manua da San George Kalesinde gelin odası

25 Şubat 2019 Pazartesi

Umut/ Aciklamalar

Açıklamalar Cennet Kanto 25

 İlahi Komedya’da felsefedeki dört büyük erdemin,
 Wisdom -Bilgelik
 Fortitude -Cesaret/ Kuvvet
Temperence- Nefse Hakim Olma
Justice- Adalet

 yanı sıra üç Hrıstiyanlık ilkesi anlatılır:
Faith-İman
Hope-Umut
Charity- iyilik
Bunlar esasında evrensel ilkelerdir.
Bir önceki bölümde Aziz Peter Dante’nin imanını sorguladı.Sadece inanç yönünden değil felsefi temelde de Dante neden inandığını açıkladı.
Bu bölümde Umudun simgesi kabul edilen St. James Dante’yi Umut konusunda imtihan ediyor.
Kanto’nun başında Şair önce kişisel umudun anlattı. Artık ömrünün sonuna yaklaşmıştır. Yaşı genç olmasına rağmen;  (1265-1321 yılları arasında yaşamış, 56 yaşında)  Cennet’in son bölümünü yazdıktan sonra Verona’ da sürgünde ölmüş.
Umudu tekrar Floransa’ya memleketine dönebilmek; vaftiz olduğu St. Geovanni (Hazreti Yahya) vaftizhanesine gidebilmek ve orada başına en büyük şairlere takılan Defne dalından tacın takılması.
Daha güçlenmiş olarak dönebilmeyi karşılarında kendisini kuzu gibi gördüğü kurtlarla mücadele edebilmeyi istiyor.
Yazmış olduğu eserin büyüklüğünün farkında,  Komedya’nın getireceği başarının kendisine memleketine dönmekte sürgün kararının kaldırılmasında yardımcı olacağını ümit ediyor.
Ama maalesef bunların hiç biri olmuyor, memleketine dönemeden sürgünde ölüyor. Yine de bu dizeler şiirin en güzel dizeleri arasında.

İki ilkeden İman ve Umut birbiriyle bağlantılı ‘Sana şah damarından daha yakın’ olan Allah’a iman ettiğimiz için umut edebiliyoruz, Onun için dua edebiliyoruz.  Bu ikisinin yakınlığından dolayı Aziz Peter ve Aziz James beraberler, iki ışık halinde görünüyorlar.
İncil de  Epistle of James- Aziz James’in Mektupları bölümü var. Gene İncil de adı geçen 6 değişik James varmış. Buradaki James’in Isa’ nın kardeşi olan ve daha sonra Kudüs Kilisesinin başkanlığını yapmış olan James olduğu sanılıyor.
Gene Hristiyan inanışınca Isa’nın en çok güvendiği üç kişi olarak Peter, James (the Lord’s Brother)  ve John (Hazreti Yahya) sayılıyor. Bu üçü de üç Hrıstiyanlık erdemini simgeliyor.
Peter- Faith/ İman
James- Hope/ Umut
John(Hazreti Yahya)-  Charity/ İyilik
İyilik de sevgiyle aşkla beraber sayılıyor. Sevgi olmadan iyilik olmaz deniyor.
İlk soru:
Umudun Var mı?
Bu soruya Dante’nin tevazusu gereği cevap veremeyeceğini düşünen Beatrice onun yerine cevap veriyor
“Tabii var; olmasa Cennet’e kadar nasıl gelebilirdi?” diyor.
Diğer sorular
Umut Nedir?
Umudun Kaynağı Nedir?

Mısır- Kudus
Araf’ta özellikle olduğu gibi Komedya’nın tamamında Araf suresinde anlatılan Hazreti Isa’nın kavmini Mısırdan çıkartması kölelikten kurtarması tek Tanrıya imanı öğretmesi ve çölü geçerek İsrailoğullarının Vaad edilmiş Topraklara Kudüs’ e ulaşması, bu süreçte çekilen çileler önemli bir motif.
Burada Dünya’dakilerin durumu Mısır daki kölelik gibi. Vaad edilen toprak; asıl varılmak istenen ve imanı simgeleyen yer Kudus/ Cennet.
Vaftiz Edilme Adeti
Vaftiz edilen bebekler dine girmiş sayılıyor ve bebeğin suya sokulup çıkarılması Kızıldeniz’in yarılıp Musa’nın kavmini geçirmesini simgeliyor bu hadiseyi anlatan sözler söyleniyor suya sokma esnasında.
Dante de Floransa da doğmuş St. Geovanni- Hazreti Yahya Vaftizhanesinde vaftiz edilmiş.
Şimdi de Komedya’ yı tamamlamakla iman bakımından da bir anlamda böyle bir aşamadan geçmiş oluyor.
Umut Nedir? sorusunun cevabı;
Umudun amacı,  Allah rızasını almak; Cennet e varmak en büyük umut bu olarak açıklanıyor.

Umudun Kaynağının Allah olduğu anlatılıyor ilahilerle Zebur’dan Tevrat’tan İncil’den örnekler veriliyor.

Olmayan bir şeyi niye görmeye çalışıyorsun
O zamanki efsaneye göre Hazreti Yahya’ nın Cennet’ e bedeniyle gittiğine inanılıyormuş. Bedenim dünya da diyor. O da herkes gibi ruhu bedenden ayrılarak Cennet’e gelmiş.
Resim: Verona, Italya

Umut

Cennet  Kanto 25
UMUT

Eğer olursa;
Eğer bu dünya ve kâinat hakkındaki şiirim;
Senelerce uğraşıp uğruna zayıfladığım eserim,
Beni sürgüne gönderen zalimlere baskın gelirse,
Kurtların karşısında- kuzu -olduğum yere dönebilirsem
Değişen sesimle ve postum tam büyümüş olarak;
Vaftiz olduğum havuza gideceğim,
Orada Defne tacını takacağım.

O vaftizhanede bu dine kabul edilmiştim.
Bu dine olan imanımı takdir ederek,  Aziz Peter üç kez anlımı okşadı.

Gökyüzünde bir başka ışık göründü.
Aziz James  gelmişti.
“Bak, bak!” dedi Beatrice heyecanla;
“Onun mezarını ziyarete gider herkes Galiçya’da.”
Aziz Peter ve Aziz James birbirlerini sevinçle selamladılar.
Gökyüzünde muhabbetle uçan güvercinler gibiydiler.
Allah aşkını övdüler.
Selamlaşma faslından sona gelip önümde durdular;
 o kadar parlaktılar ki; bakamadım onlara.

“Allahın lütfunu yazmıştır, O.” dedi Beatrice
(St. James’s Epistle- İncil’in bir bölümü)
“Hazreti Isa’ nın seçtiği üç kişiden biridir.”
(diğerleri Peter ve Hazreti Yahya)

“Başını kaldır korkmadan bak!
Yukarı çıktıkça olgunlaşacaksın.” dedi Aziz James, beni rahatlatmak için.
Efendimiz seni buraya –henüz sen ölmeden- kabul etmiştir.
En gizli koridorlarda gezebilirsin.
Burayı tanıdıkça güçlenir,
Güç verirsin,
Sevgi ve İyiliğin kaynağı Umudu öğrenirsin.
Seni buraya hangi güç getirdi?
Cennete çıkmana ne yardım etti”
Kanatlarımı bir sonraki uçuşa hazırlayan inançlı hanım,
 Şöyle dedi:
“Yaşayan Hristiyanlar arasında (Church Militant)
Ondan daha çok UMUDA sahip olanı yoktur.”
Bu yüzden Mısır’dan çıkıp; Kudüs’e gelmesine izin verilmiştir.
( Dante’nin -halen yaşayan biri olarak -dünyadan Cennet’e yükselmesi)
Diğer konuları, UMUDUN senin için ne kadar önemli olduğunu kendisi anlatsın;
Allah yardımcısı olsun!”

Dersini iyi çalışmış öğrenci gibi;

UMUT zaferi beklemektir;
Allahın lutfunun meyvasıdır;
İnsanın yaptığı iyiliğin ödülüdür
Yıldızlardan aşağı inip gelendir;
En büyük şairin/ şarkıcının
En AZİZ ‘i anlatan sözleridir.
(Hazreti Davut’un Zebur’u)

“Allahım senden UMUT etsinler” demiştir.
Benim gibi imanı sağlam biri olur da, nasıl bunu bilmez.
Senin risalen de umutları yeniden yeşertmiştir”
 (St.James’ Epistle)
Ruh parıldadı ben anlatırken.

“Şehit olup da yeryüzünden ayrıldığımdan beri,
 içimdeki İlahi Aşk daha da artmıştır.
Umut insanı mutlu eder.
Senin açıklamalarından, umudun -senin için ne demek olduğunu-
 anlatmandan da memnun oldum.” dedi.
“Tevrat’ta Ishak Peygamber;
İncil’de Yahya Peygamber umudun simgesidir.
“Allah’ım Senden Umut etsinler”
(Psalm 9)  ilahisi okunmaya başlandı,
 Ben bu sözleri söyler söylemez.
Bütün gökyüzünde yankılandı bu sözler.
Üçüncü bir ışık göründü.
“St. John (Hazreti Yahya’dır) gelen;
Hazreti Isa’nın çarmıh üzerinde annesini emanet ettiği kişi”
dedi Beatrice.
Işığa bakmakta güçlük çekiyordum
“Burada olmayan bir şeyi görmek için neden gözlerini yoruyorsun?
Benim ruhum hala bedenimde.
Cennete geleceklerin sayısının tamamlanmasını beklemekteyim.
Dünyaya döndüğünde anlat bunları.”dedi.

resimler: Floransa'da San Giovanni Vaftizhanesi

22 Şubat 2019 Cuma

Sinav Sorusu

Cennet 24
SINAV SORUSU

Isa ve Meryem Cennet’in üst kademelerine çekildiklerinde Dante ve Beatrice’in bulunduğu yerde Satürn deki Cennet bahçelerinde Isa’nın bölüklerinin başında Aziz Peter kalır.
Peter ismi taş- kaya anlamına gelmekte olup kendisine Hazreti ısa tarafından verilmiştir. Asıl ismi Simon’ken İbranice -kaya anlamına gelen- Cephas ismi verilmiş Cennet’in anahtarlarının onun elinde olduğu belirilmiş klisenin temel taşının St.Peter olduğuna inanılmıştır. Bu nedenle Constantine Hristiyanlığı seçince; St. Peter adına Roma da kilise inşa ettirmiştir. Asırlar sonra Müslümanların Istanbul’u fethetmesi ve Ayasofya’ yı camiye çevirmeleri üzerine; “en büyük ibadethane bizde olsun” diyerek Constantine’in inşa ettirdiği St. Peter kilisesinin yerine çok büyük yeni bir bazilika inşa etmişlerdir. Bugün Vatikan’daki kilise bu sözünü ettiğimiz kilisedir.
Dane için artık imtihan zamanı geldi. Satürn tefekkürü, aklı mantığı felsefeyi simgeliyor. Dante bir felsefe adamı; sonuna kadar aklın erişebildiği yere kadar felsefeyi kullanmak istiyor. Burada karşısına çıkan soru felsefe sorusu değil iman sorusu; o sorunun cevabını da mantıksal akıl yürütme yöntemleri kullanarak veriyor.
Kanto’nun başında Beatrice, St. Peter’den Dante’ yi imanından imtihan etmesini rica eder. Aziz Peter sevinerek bu teklifi kabul eder.  Dante ise Bacalorya imtihanına hazırlanan, sınıf geçip, mezun olmayı bekleyen bir öğrenci gibi bütün dikkatiyle bu zorlu sınava hazırlanır.

“Bu değerli topluluğun mümtaz üyeleri;
Son yemekte Hazreti İsa’ ya eşlik etmiş olanlar;
O sofrayla sonsuza kadar açlığı giderenler;
Bu yanımdaki adam Allah’ın izni ve lütfuyla biraz tatmıştır bu güzelliklerden,
Ömrünün sonuna kadar daha öğrenmek istedikleri vardır,
Siz suyun kaynağındasınız, O’nun da susuzluğunu giderin biraz.”
Beatrice’in bu sözleri üzerine ruhlar parıldadı;
Bir daire oluşturup sevinçle dönmeye başladılar.
Bazısı yavaş bazısı hızlı olarak kendi eksenleri etrafında dönmekteydiler.
En parlak olanı Beatrice’in etrafında üç kez döndü.
“Kutsal hemşirem” dedi Beatrice’ e
“çok içten dua ediyorsun.
Beni sevginle çağırdın.”
“Efendimizin anahtarları teslim ettiği büyük ruh,
Seni su üzerinde yürüten iman hakkında bu adamı imtihan eder misin?
Sevgi, umut ve iman varsa O’nda; göreceksin.
Senin gözlerin görülmesi gerekeni görür.
Bu kademe Isa’nın ümmetinden insanlarla dolu olduğu için burada daha iyi cevap verebilir sana.”
Hoca’nın sorusunu bekleyen talebe gibiydim.
 Beklerken bir yandan da hazırlanıyordum sorulara.
“ İyi mümin konuş!” dedi.
Göster kendini!
İman nedir?
Beatrice’e baktım; konuşmamı işaret etti.
İçim doluydu zaten, taşmayı bekliyordu:
“ Ordu’nun en önündeki safların birinci askeri!
Allah bu konuşmamızı mübarek kılsın.
Kendimi düzgün ifade etmeme yardım etsin.
Seninle beraber Roma’yı doğru yola eriştiren
Kutsal Birader’inin (Saint Paul) yazmış olduğu gibi,
İman görmeyi umut ettiğimiz şeyin ESASIDIR
Göremediklerimiz için bir İDDİA’dır
ÖZ’ü budur bence.”
Esası budur ama neden önce ESAS sonra IDDIA dedi?
Esas burada açıkça görünüyor ama orada (dünya’da) bu kadar açık görünemez.
Ölümlüler için sadece inanç vardır.
İmanla beraber umut yükselir.
Esası temeli budur.
Bu inançla başlar sonra kanıt ararız.
Kanıt buldukça iddia- arguman olur.”
“Herkes ahlaki konuları, bu kadar iyi anlasaydı; sofistler öğrenci bulamazdı.
Paran, geçer akçe-ağırlığı metal oranı tam.
Ama söyle bana cüzdanında mı? Dedi.
“Tabii hem de çok parlak çok düzgün kullanımla hiç bozulmamış.
“Ne zaman eline geçti bu mücevher?”
“Kutsal Ruhun- Cebrail’in -altını tükenmezcesine,
Kutsal sayfalar üzerine, Tevrat’a ve İncil’e boca etmesinden;
Mantıksal kesinlikle anlatmasından beri,
Bununla kıyas edersek; bence tüm akıl yürütme metodları eksik kalır.”
“ Kutsal sayfaları hem eskiyi hem yeniyi (Tevrat ve İncil’i)
Okuduktan sonra bu kanaate vardın.
Ama neden bunları İLAHİ GERÇEK olarak kabul ediyorsun?”
“Gerçeğin delili sonraki işlerdedir.
Doğa tek başına bunu başaramaz.
Yaratamaz.”
“Açıkla”
“Bu kadar insanın iman etmesinden belli.
Aç da olsa fakir de olsa iman ediyor.
Sen gelip fethettin;(Roma’ya Hıristiyanlığı getirdin)
 iyi bir asma diktin (kiliseyi kurdun) ama şimdi diken oldu. 
(Kilisenin bozulması)
Bunun üzerine koro “ Te Deum Laudomus” 
İlahisini söylemeye başladı.
Son sayfaya geliyorduk.
“Buraya kadar Allahın izniyle iyi gitti.
Şimdi söyle; Neye inanıyorsun, 
sana hangi kaynaktan geliyor ve nasıl inanıyorsun?”
“Kutsal Peder,  Galile’deki mezara ilk sen inmiştin.
Ben Tanrı’ın Birliğine inanırım.
Tek, biricik, bütün yaratılmışların sevdiği, istediği
Ebedi, Gökleri harekete geçiren, kendi sabit olan.
Bunun kanıtı sadece fizik ve metafizik âleminde değil;
Bütün duyularımla kavradığım Hakikat’tedir.
Musa ile; diğer peygamberler ile;Zebur ile;
İncil ile; senin ile ve büyük ruhun seni kiliseye vekil tayin ettiğinde,
 yazdıkların ile. 
Ve Üç’e inanırım; Trinitiye. Üçün Bir;
Bir’in Üç olmasına.
Bu özelliğin Hakikat olmasına,
Kutsal kitapların yazdıklarına;(teslis anlayışını anlatan İncil bölümleri)
Bu imanın mührü beynime kazınmıştır.
Ezelden ateşlenmiş olan kıvılcım büyümüş,
Genişlemiş;
 gökte ki yıldızın parladığı gibi içimde parıldamaktadır.”
Müjdeli haberi getiren köleye, efendinin sarılması gibi;
Beni dinleyen Kutsal Havari,
Beni takdir ettiğini söyledi.
Etrafımda üç kez döndü.
Sevincini belli etti.


Açıklamalar
Galile’deki mezar:
Aziz Peter Isa’nın mezarına inip mezarın boş olduğunu gören kişi. Diriliş hadisesini ilk o anlamış oluyor.
Mucize:
“Kutsal kitaplardaki mucizelere inanmazsak, Hıristiyanlığın dünyaya yayılmasını açıklamak için daha büyük başka mucizeler bulmamız gerekirdi” demek istiyor.
Geçer Akçe:
Argümanların sağlam diyor ama hakikaten cüzdanında mı? Yani kalbinde mi bu iman?
Daha önceki bölümlerde kalp para basanları, paranın değeriyle oynayıp devalüasyon yapanları; sahtekarları eleştirmişti. Burada kendisinin imanının tam ve sağlam olduğunu anlatmak için değeriyle oynanmamış altın oranı doğru sağlam para örneğini verdi.

Çeviri ve Açıklamalar; Elif Mat
resimler; Vatikandaki Saint Peter Klisesi ve Aziz Peter'ı anahtarlarla tasvir eden mozaikler.

21 Şubat 2019 Perşembe

Isa'nin zaferi Kanto 23 Aciklamalar


Cennet Kanto 23
Açıklamalar

Dante, Cennet kademelerinde yükseldikçe kendisi artık bu güzelliklere daha uzun bakabilecek hale gelir. Beatrice gökyüzüne bakarak Hazreti Isa’nın kendilerine Güneş olarak görünmesini beklemektedir. Dante bu kutsal ışığa bakamaz, Beatrice kendisine bu ışığın aydınlattığı Cennet Bahçelerine bakmasını söyler. Orada Gül olarak tasvir edilmiş Meryem Ana vardır. Diğer çiçeklerde Hrıstiyanlığın yayılmasına yardım eden azizleri temsil etmektedir. Biraz sonra Hazreti Isa, Dante’nin gözlerinin kamaşması üzerine çekilir ve Meryem Ana’yı alıp tekrar Cennet’in en üstüne çıkarmak üzere Cebrail a.s. gelir. Bir ışık halkası, dönmekte olan bir meşale şeklinde görülür onlara.
Dante “Babil’de sürgünde” olanların (dünyadakilerin) Isa’nın ektiği ekini biçtiklerini, para pul düşünmeden iyilik için çalıştıklarını söyler.
Babil Sürgünü tarihte Nebucedzar’ınYahudileri Kudüs’ ten çıkartıp; Babil’e sürgün gönderdiği dönemi anlatıyor. Burada şair dünyadaki insanları sürgün de sayıyor asıl ulaşmak istedikleri yer Kudüs- Cennet.
Çünkü insan ilk günahı işleyerek kovulmuş asıl evi asıl varmak istediği hedef Cennet.
Aziz Peter: İncil de Matthew bölümünde  Hazreti Isa,nın Cennet’in anahtarlarını Aziz Peter’a vermesi sembolik olarak kendisinden sonra onu yetkili kılması anlatılıyor.

Meryem suresi 30
Sabi dedi: “ Ben Allah’ın kuluyum. O bana kitap verdi, ben, peygamber yaptı.”
31
Beni bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı.Yaşadığım sürece bana namazı/duayı zekatı önerdi.”
32
“Anneme iyilik etmemi önerdi. Beni zorba bir eşkıya yapmadı.”
33
“Selam baa doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün.”
34
İşte Meryem oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri sözün doğrusu bu sözdür.

Y.N. Öztürk Tercümesi

Isa'nin Zaferi

Cennet
Canto 23

Meryem Suresi 16. Ayet

Kitapta Meryem’i de an! Hani o ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti.
17
Onlarla arasına bir perde çekmişti. Bizde ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü.
18
Meryem demişti: “Ben senden Rahman’a sığınıyorum. Takva sahibi birisiysen dikkatli ol.”
19
Ruh dedi: “Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım.”
20
Dedi: “Benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim.”
21
 Dedi: İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu.”

Isa’nın Zaferi

Geceyi yavrularını korumakla geçirip de;
Bir an önce sabahın olmasını,
 tekrar yavrularını doyurmak için,
 yiyecek toplamaya gitmeyi bekleyen, bir ana kuş gibi,
 Beatrice heyecanla beklemekteydi.

Gözleri şafak ışıklarında, güneşin doğumunu bekliyordu.
Dik duruyor; pür dikkat bakıyordu.
Onun bu hali beni de heyecanlandırdı!
Umudundan başka bir şeyi olmayanların tatlı heyecanı,
 sevinçli beklentisi kapladı içimi.

Beklenti fazla uzun sürmedi;
Gökyüzü yeni bir ışıkla kabardı.

“Isa’ nın muzaffer bölükleri geliyor;
Bütün bu alemlerin, meyvaları da.” dedi Beatrice;

Yüzü al al olmuş;
Gözleri sevinçliydi;
Tarif edilemez bir güzellik;
Binlerce ışık ve onları Aydınlatan
 tek bir Güneş;
Gördüğümüz herşeyi aydınlatan Güneş.
O Yaşayan Işık içinde,
 Öz’ü, Madde’yi gördüm.
Öyle parlıyordu ki,
 sersemledim bayılacak gibi oldum.

Beatrice güzel rehberim!
“Karşı koyulmaz bir güçtür senin hissettiğin
Seni kendinden geçiren,
Akıl ve Kudrettir
Dünya ve Cennet arasındaki,
 hep beklediğimiz  yolları açan." Dedi.
Yıldırımın göklere hapsedilememesi;
sığmayıp, düşmesi gibi
Benim aklımda bu görüntü karşısında kabına sığamadı
Büyüdü ne oldu ne hale geldi bilemiyorum.
“Açgözlerini de bak bana,
benim şimdi ne hale geldiğime,
Yaşadığın tecrübe seni -bana bakacak kadar kuvvetli -hale getirdi
Artık gülümsememi görmeye –gücün- yeter.”

Rüyadan uyanıp da,
 o rüyayı hatırlamak için boşuna çabalayan biri gibiydim.
Bana ne teklif ettiğini duyunca
Içim o kadar minnetle doldu ki;
 bu anın unutulması;
Anı defterinden silinmesi mümkün değildi.
Politmina ve diğer ilham perilerinin hepsi de gelse,
 bu güzel gülümsemenin,
Binde birini yazmama yardım edemezdi.

Şimdi bir başka konuya atlayacağım,
Anlattığım şeyler o kadar yoğun ki
Omuzlarıma ağır geliyor, belimi büküyor;
Düşünceli okuyucu bunu anlayacaktır,
Bu yük altında titrememi hoşgörecektir.
Bu okyanus küçük bir kayıkla geçilemez...

“Niye benim yüzüme takılı kaldın?
Isa’nın lutfuyla yeşillenen şu bahçelere baksana.
Kelimetullahı dünyaya getiren “Güzel Gül” de orada.
Misk kokuları içinde bahçe,
 Bahçenin içinde doğru yol.”
Artık Beatrice ve ben
`Beatrice’ in bir sonraki tavsiyesine göre` hareket etmeye hazırdık.

Bulutların arasından gün ışığı süzülüyor
Çiçekli bahçe bulutların gölgesinde
Yıldızlardan ordular
Yukarıdan aydınlatılıyorlardı.
O ışınlar nereden geliyor?
 göremiyorduk.

“Ey İyi Kudret! ışığınla aydınlatan varlık!
Buluduğum yerden seni göremiyordum;
O zaman gözlerim zayıftı.

 Benim görebilmem için yükseldin”

O sırada bir ışık daha geldi
Her zaman sabah akşam dualarımda olan güzel çiçek ;
Ruhumu aldı,
Gözlerime kudret verdi
Yer de ve gökte daima Muzaffer olan
  Yüce varlığa bakabilecek hale gelince;
Göklerin en üst katından Muhteşem bir varlık indi (Cebrail)
Bir ışık halkası halinde Meryem Ana’ nın etrafını çevirdi
Ona ışıklardan tacını giydirdi;
En güzel melodiler eşliğinde.
 Cennet’in en güzel safiri parlıyordu (Meryem Ana)
“Sana  oğlunun ardından, yukarı -en üst mertebeye kadar- eşlik edeceğim” dedi
Senin varlığınla gittiğin yer, bir kez daha kutsanacaktır.”

Cebrail’in kendisini tanıtmasıyla,
 bütün alem Meryem’in adını haykıran ruhların sesiyle inledi,
Artık bu ışıkları takip edemiyordum,
Cennet’in en üst katına yükseldiler.
Anasının arkasından bakakalan bebek gibiydim.
Bütün Kainat, Hazreti Meryem’ e olan aşkını dile getiriyordu.
En güzel sesle Regina Coeli (Göklerin Kraliçesi) ilahisini okumaya başladılar.
Dünyaya bırakılan en güzel tohum onun oğluydu.
Babil’de sürgünde olanlar bu ekini biçiyorlar
Onlar altın derdinde değiller…

Cennet’te Hazreti Isa ve Meryem’in gittikleri yerde,
Anahtarı elinde tutan Aziz Peter vardı...c

19 Şubat 2019 Salı

Cennet 21 Açıklamalar


Açıklamalar
Mûsa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle yakardı: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni!" Dedi: "Asla göremezsin beni! Ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin!" Rabbi, dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Mûsa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim seni. Tövbe edip sana yöneldim! İman edenlerin ilkiyim ben."
Araf Suresi 143. Ayet




Bu kanto’da Beatice ve Dante Satürn’e yükseltilirler.  Saturn gezegeni TEFEKKÜR’ü simgelemektedir.  Bir şeyi dikkalice düşünme. Fikir kelimesi de Arapça aynı anlama elmektedir. Cennet bölümü komedya da daha çok felsefeyle ilgilidir
Satürn’ ün burada ki bir diğer anlamı da Klasik devirde eski Yunan Tanrılarından birinin adı olması ve ZAMAN’ı temsil etmesidir.  Bu sebeple - Altın çağın kralı, daha insan yaratılmadan daha henüz hiç bir suç işlenmeden de buradaydı- deniyor.
Bütün gezegenler bir kristal gibi parlıyor ve Allah’ın Nur’unu yansıtıyor. Beatrice de Komedya’da Allah’ın vahiy yoluyla, peygamberler aracılığıyla veya başka şekillerde insana ilham vererek, insanları doğru yola sevk etmesini simgeliyor. Dante’ nin iki rehberi vardı Virgil akıl ve felsefeyi temsil ederken; Beatrice Tanrının insanı doğru yola iletmesini temsil ediyor. İki kanat gibi düşünürsek, insanın doğruyu bulması ve doğru yolda devam edebilmesi, dengeli olabilmesi için her ikisine de ihtiyaç var.
Beatrice hem Dante’  nin gençliğinde sevdiği, çok genç yaşta ölen bir kız, hem de bu sembolik rolü üstleniyor; tıpkı Dante’ nin gerçek hayatta şair, Komedya’da Yolcu-( Pilgrim- Hacı )olması gibi.
Beatrice’in  bu özelliği dolayısıyla, üstüne Tanrı’nın Nur’u düşüyor, Cennet’in daha yüksek kademelerine ulaştıkça, bu Nur artıyor; daha da güzelleşiyor. Artık, bir ölümlü olan Dante’nin yüzüne bakamayacağı bir güzelliğe erişiyor.
Burada Yunan mitolojisinden Semele örneği verildi.  Efsaneye göre, Semele Jupiter’e, yani Zeus’a aşık olmuş. Zeus ta bu aşkı, ancak insan suretinde görünmek şartıyla kabul etmiş. Ama Hera, Semele’yi kandırıyor, Semele Zeus’tan kendisini Tanrı suretinde de göstermesini istiyor. Zeus bu şekilde Semele ye görününce, Semele yanıp kül oluyor. Bu hikaye Latin şair Ovid’in Metamorfoz adlı eserinden.

Göğe yükselen “altın bir merdiven” görüyorlar Satürn’de, bu merdivenin nereye kadar çıktığını göremiyor Dante.
Miraç kelimesi de bilindiği gibi Arapça merdiven anlamına geliyor; uruç kelimesinden türemiş.
İncil’de de Genesis- Yaratılış bölümünde, Yakup Peygamber ile ilgili olarak, göğe uzatılan bir merdiven ve Meleklerin inip çıkışı anlatılmaktadır.
Bu merdivenden ruhlar, Dante’ye yardımcı olmak için iniyorlar. Burada Tevazu ve Allah aşkı gösteriliyor. Daha evvelki ölümlerde Dante’ nin dedesi görünmüştü bu bölümde Dante kendisiyle konuşan ruha kim olduğunu sordu. Kendisini tanımadığı diğer ruhlardan bir farkı olmadığı halde gelip konuştu, diğer ruhların da aynı olduğunu söyledi.
Ravenna Mozaikleri

Bu konuşan ruh Peter Damiano (1007-1072 yılları arası yaşamış) Cennet’te -Mevlevilerin sema ayini gibi- Allah aşkıyla dönüyor. Hayattayken Benedictin rahibiymiş “ bir lokma bir hırka” esasına inanmış. Kendisinden sonrakilerin zengin hayatı tercih ettiklerini söylüyor. Gerçekten de Dante nin yaşadığı dönemde Papalık Avignon’a taşınmış Fransız krallarının etkisi altına girmiş ve anlatılmayacak kadar zengin olmuş.
Dante’ nin ikinci sorusu müzikle ilgili oldu. “Cennetin diğer bölümlerinde müzik sesi duyulurken burada niye duyulmuyor?” dedi. Peter’ in cevabı, “artık Cennet’in bu bölümünün güzellikleri o kadar fazla ki; bir ölümlünün kulağı bunları duymaya uygun değil” şeklinde oldu.
Bir başka konu, “Kader mi, serbest irade mi?” sorusu.
Kaderi kimsenin Başmelek Serafim’in bile anlayamayacağı, onun bilgisinin sadece Allah’ta olduğu söyleniyor.
Providence denince Allahın rahmeti, sevgisiyle insanı koruması anlaşılıyor.  Pro önce  videre görmek anlamına geliyor. Allah’ın önceden her şeyi görüp, bilip; kaderi yazması; O’nun yazdığı kaderde bizim için hayır olduğu sonucuna varılıyor.
In his will our peace” dizlerinde daha önce gördüğümüz gibi “bizim huzurumuz onun iradesindedir” diyor ruhlar.

Providence kelimesinin pek çok anlamı ve tarifi var.
the protective care of God or of nature as a spiritual power.-Allah’ın koruyuculuğu
God or nature as providing protective care.
timely preparation for future eventualities- tedbirli davranmak gelecekte doğabilecek şartlara hazırlıklı olmak,
1. ihtiyat
2. tasarruf
3. tedbir
4. hazırlık
5. tutum
6. kader
7. takdiri ilâhi
8. Allah'ın takdiri

Bu kavramı belki dini anlamda en güzel anlayabileceğimiz ayet, Ayet el Kürsi
Bakara 255

Allah’tan başka ilah yok. Hayy’dır O. Sürekli diridir; Kayyum’dur. O kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır ona ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O’nundur. O’nun huzurunda, bizzat O’nun izni olmadıkça kim şefaat edebilir! O insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da! İnsanlar O’nun bilgisinden bizzat kendisinin dileği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O,nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O,na hiç de zor gelmez. Aliyy’dir O, yüceliği sırsızdır. Azim’dir O, büyüklüğü sınırsızdır.

Yaşar Nuri Öztürk tercümesi

Not; Y. N. Öztürk tercümesinde Allah'ın isimleri koyu renk olarak yazılıp, aynı zamanda Türkçe manasıyla birlikte verildiği için, daha öğretici olmaktadır.








Satürn’e Çıkış


Cennet
Kanto 21
Dante
Saturn


Gözlerim, bir kez daha Sevgili Hanım’ ın yüzüne takılı kalmıştı.
Gözlerimle birlikte ruhum…
Ve ruhumdan,
 O’nun düşüncesi dışında her şey uçup gitmişti
Gülümsemedi,
“Gülümseseydim” dedi,
Küle dönerdin,
Jupiter’ in Tanrılık vasfını gören Semele gibi…
Çünkü benim güzelliğim- bildiğin gibi- her basamakta artmakta.
 daha da parıldamakta.
Dikkat etmezsen, senin gibi ölümlüyü -üstüne yıldırım düşmüş bir kuru-dal gibi- yakar, geçer.
Aslan burcunda olan, bir sonraki gezegene doğru havalandık.
Hem kendi ışığını hem de aslanın kudretini yansıtıyor ışıltıları
Aşağıdaki dünyaya hem kendi ışığını,
 hem de aslanın kudretini yansıtıyor ışıltıları.
Şimdi gözlerin bu ışıltının aynası olsun;
Gözlerinin arkasındaki beynin de bu çok dikkat etsin göreceklerine”
Saturn Tapınağı Roma


Onun gözlerimde bulduğum tahayyül edilemez güzelliğin
Daha fazlasını, onun emriyle dönüp baktığım yerde buldum
Ve büyük bir mutluluk ve kutsanmışlık hissiyle, bir o yana bir bu yana baktım
Bu kristal dünyanın içinde,
Dünyanın günahtan evvelki altın çağında
 Kralı olan, Satürn’ ün ismini taşıyan bu gezegende,
Güneşin parıltısının üzerine vurmuş olduğu
Göklere uzanan som altından bir merdiven gördüm,
Merdivenin nerelere kadar uzandığını göremiyordum
O merdivenden aşağı, ışıltılar iniyordu,
 Öyle ki, gökyüzünün bütün yıldızları bana doğru geliyor sandım.
Kuşların bir arada uçması gibiydi ruhların bu hali
Biri yanıma yaklaştı, benim için parıldadı
“Bana olan sevgini anladım” dedim,
Konuşayım mı, susayım mı bilemedim rehberime baktım,
Sessizdi.
Soru sormamam gerektiğini anladım,
Sonra kalp gözüyle gördü.
Gönlünün muradına kanat ver” dedi,
kendi parıltısı içerisinde gizlenmiş olan kutsal varlık” dedim ruha,
Büyük bir saygıyla hitap ettim ona.
Ben kıymetsiz biriyim ama bu güzel rehberimin hatırına bana cevap ver.
Niye bu kadar ruhun içinde sen aşağıya inip yanıma geldin?
Ve bana söyler misin niye her gittiğimiz yerde,
Allah’a duyulan hayranlığın bir ifadesi olarak,
 güzel müzik yükselirken göklere,
 burada niye sessizlik hakim?”
Gözlerin ölümlüdür. Kulakların değil mi?” diye sordu
“Beatrice gülümsemesini senden niye esirgediyse, biz de o sebepten sessiziz burada.
Seni sevdiğimiz için.
Senin ruhunu daha da mutlu etmek için geldim,
Söylediklerimle, üzerimde parıldayan ilahi nurla ve
İlahi aşkla…
O aşkla sema ediyoruz, dönüyoruz.
Aşk herkesin kalbinde,
bu parıldayan ruhlardan anlayabileceğin gibi,
O ilahi aşk,
O dünyanın Hakim’ine hizmet etmemizi söyler,
O Hakim, her birimizin kaderine hükmeder.”
Ey Kutsal ışık” dedim,
Bu yerde mutlu aşk,
 Tanrının rahmetine, (Providence)
Hiçbir emre gerek kalmadan itaat eder.
Ama yine de anlayamadığım bir şey var:
Beraber olduğun bütün bu ruhlar içinde niye sen bu göreve talip oldun?
Niye bu görev sana verildi?
Ben daha sözümü bitirmeden ruh, kendi ekseni üzerinde hızla döndü
Lambanın içindeki aşk cevap verdi:
Allahın gönderdiği ışınların, benim üzerime hedeflendiğini görüyorum;
O ışığın içindeyim ben.
O ışık benim ışığımla birleşti
Beni yücelere yükseltti
Kaynağına gittim ben.
O ışıkla kutsandım.
Görmeme müsaade edilen ihtişamı, kendi ışığımla beraber yansıtıyorum.
Bütün Cennet’ te kendisine en fazla ışık nasip edilen Serafim meleğidir
Tanrıya en yakın olan,
Ama o bile soruna cevap veremez.
Hakikat Gaiptedir
göklerin kanunlarındadır.
bütün yaratılmışların gözlerinden gizlidir.
Bunu döndüğüne dünyadakilere söyle;
Bu yolda hiçbir ölümlü yürüyemez!
Dünyada zihin dumandır;
Burada ateş.
Burada Cennet’in korosuna alınanların yapamadığını,
Dünyadakiler nasıl yapsın?”
Bu soruyu bıraktım artık.
Tevazu içinde ona kim olduğunu sordum.
“Senin doğduğun yerlerden pek de uzakta değil;
İtalya’nın iki sahili arasında,
Yüksek tepelerde,
Catria’nın eteklerinde bir zamanlar bir manastır vardı.
Oradakilerin tek düşüncesi Allah’a ibadet idi.
Allah aşkıyla hizmet için oradaydım;
Yiyeceğim bir kuru ekmek ve zeytinyağı idi.
Sıcakta soğukta şikayet etmeden yalınayak dolaşırdım.
Tefekkür ediyordum.
O düşünceyle mutlu oluyordum.
O manastırdan buraya bir zamanlar
Bölük, bölük ruhlar gelirdi;
Ama şimdi bütün çabaları,
Yaptıkları işler boşadır
Bunun böyle olduğunu yakında
Kutsal Adalet gösterecektir.
Haklı bir şekilde cezalandırılacaklar.
Orada Peter Damiano idim,
Adriyatik kıyısında (Ravenna)ise
Günahkar Peter,
Meryem Ana’nın ismini taşıyan manastırdaydım. (Santa Maria Pomposa)
Ömrümün sonunda bana -şimdilerde her seferinde kötünün kötüsüne geçmekte olan-
Kardinal başlığı nasip oldu…
Cephas (Aziz Peter) ve  Kutsal ruhun taşıyıcısı (Aziz Paul) zayıftılar
Yalınayak gezdiler, insanla arasında.
Sırası gelirse, kendilerine ikram eden olursa, yemek yiyebildiler.
Şimdi kilisenin başındakilerin karnı şişkindir,
Gösteriş içerisindedirler.
Yere yıkılmasınlar diye sağından solundan yardımcıları onlara destek olur.
Birisi önden gider,
Birisi arkadan gelir;
 cübbelerinin uzun kuyruklarını taşır.
O kadar uzun ve heybetlidir ki, bu cübbeler
Ata bindiklerinde atın da üstünü örter.
 iki hayvan bir görünür aynı postun altında.
Ya Sabır!
Tanrım daha ne kadar sabredeceksin bunlara?”
O bunları anlatırken, merdivenden aşağıya doğru inmekte olan daha başka parıltılar gördüm.
İndikçe daha da ışıldıyorlardı.
Peter’in etrafında toplanıp aşk için öyle bir içten çığlık attılar ki;
Dünyada böylesi duyulmamıştır.
Öyle duygulandım, Peter’in söylediklerinden o kadar etkilendim ki;
 ne dediklerini anlayamadım.



13 Şubat 2019 Çarşamba

Cennet Kanto 20 Açıklamalar



Kartal bir ara konuşmaya ara verdiğinde Adaleti temsil eden Jupiter’ deki ruhlar hep bir ağızdan ilahiler söylemeye başlarlar. Kartal  tekrar konuşmaya başladığında  (hem Adaleti hem Roma Imparatorluğunu -devleti temsil ediyor) ruhları tanıtır :
 “Gözüme bak” der. Bu ruhlar Kartalın gözünden parıldamaktadır.
Gökyüzündeki yıldızlardan bir ışık gösterisi gibi düşünelim bu sahneyi.
Gözünde parlıyor o yıldızlar. Bakış açısı(Perspektif) Komedya’ nın bütününde önemli. Buradaki bakış açısı Adalet.
10. yy da yapılan resimde David beste yaparken görülüyor

Hazreti Davut

İlk ruh Hazreti Davut. Hazreti Suleyman’ ın oğlu. Incilde King David olarak geçen hem peygamber hem devlet başkanı.
Bir önemli özelliği Zebur’ un kendisine verilmesi.
Şarkılar, ilahiler söylüyor, halkı sesiyle tavrıyla imana davet ediyor, Calut’ a karşı büyük zafer kazanmış hayatında geçen önemli olaylar kutsal kitaplarda yer almış.

Komedya’ nın ilk bölümü; açılış kantosunda Dante karanlık ormana girdiğinde yolunu bulamaz; nereye yönelse karşısına vahşi  hayvanlar çıkar- aç bir aslan, dişi kurt ve leopar yolunu keser. Artık ümidini kaybetmişken bir ruh görür. O anda korkuyla:

 "Miserere di me- 
Acı bana; Merhamet et" der.
Latince olan bu ifade (Psalm 51 /Mezmur 51) Hazreti Davut’ un tövbesidir
Allah’ın sevgisiyle merhametiyle kendisini affetmesini istiyor.
Kuran’ da da Sad suresinde 99 Koyun meselesiyle ilgili tövbesi vardır.
Adaletle hükmetme karar verme yargılama konuları.
Dante nin hemen ilk kanto da buna yer vermesinin iki nedeni var Biri hatayı kabul etmeden tövbe etmeden hatadan dönmeden ilerleyemeyeceğimiz ilkesi. Mesela matematikte de bir soruyu çözerken bir satır yanlış olursa o hep öyle gider onu düzeltmeden doğru cevabı bulamayız.
Dante bu yüzden, önce Virgil' in rehberliğinde Cehennem' i geziyor; hatayı günah'ı görüyor; gerçekle yüzleşiyor, sonra sırasıyla Araf 'a ve Cennet' e çıkabiliyor.
İkinci önemi bu bahsetttiğimiz Mezmur' ların şiir tarzında yazılmış olması Dante şiirini yazarken, kendinden önce ki dönemlerde yazılmış şiire şairlere de selam gönderiyor. Virgil nasıl Latin döneminin önemli şairi olarak onun rehberliğini yapıyorsa, Kutsal kitaplar ve Hazreti Davut’ un Mezmurları da dini edebiyat yönünden ona ilham veriyor.
Burada Cennet’te yer alması hem Adaletinin hem de şiirinin ödülü aynı zamanda. Mezmurları hem Allah tarafından gelen ilham hem de Davut un kendi gayretiyle yazılmış olarak kabul ediyor.
Bakış açısı demiştik Araf 'ta -10. Kanto da- dağdaki resimlerde buna yer verildi. Davut Kutsal Sandığı getirdiğinde halkla beraber, neşe içinde dans etti şarkı söyledi, onu yukardan, saray penceresinden izleyen eşi Mishel, bir Kral kızı olarak bunu anlamadı, tepeden baktı. "Sen Kralsın nasıl halka karışırsın?" demek istedi. Olayın önemini kavrayamadı. 
Burada da, ruhlar tepede, kartalın gözünden bakıyorlar ama doğruyu görüyorlar zaten Cennet’ te oldukları için sadece iyiyi düşünüyorlar.
Hazreti Suleyman’a da Cennet'in bir başka bölümünde yer verilmiş idarecilerin en akıllısı denmişti. Onun tövbesi Kuranda yer alıyor.
Trajan'nın Roma'daki heykeli

 Trajan (53 -117 yılları arasında yaşamış)
O bir pagan imparator ama adaleti ve merhametiyle tanınmış. Sonraki devirlerde onun pagan olarak ölmesi ve Cehenneme gitmesi fikrine katlanamayan Papa Gregory Allah’ a çok dua etmiş. Allah Trajan ı bir günlüğüne diriltip imana gelmesine ve Hrıstıyan olarak ölmesine musaade etmiş. Dante nin yaşadığı devirlerde böyle bir efsane uydurulmuş.Onun için Trajan iki tarafı da görmüş bir ruh olarak anlatılıyor. Allah’ ın affediciliğine sınır olmadığı vurgulanıyor.
Hezekiah ve Babil Kralı

Hezekiah
Incil de ismi geçen bir peygamber (krallar bölümünde) ölüm döşeğinde Allah’ a yalvarıyor tövbe ediyor ve istediği kabul edelerek kendisine 15 yıl daha ömür veriliyor.
Dante “acaba dua mı kabul ediliyor, yoksa Allah baştan beri bu planı mı yapmıştı?”sorusunu soruyor.
Konstantine ve annesi Helena


Constantine (272-337 yılları arasında yaşamış
Tarihte Hristiyan olan ilk Roma Imparatoru ve imparatorluğun merkezini doğuya taşıyan kişi Istanbul u yeni bir şehir olarak kuran ve Constantınoplis ismini veren bugünkü Fatih Camii’nin  yerinde, Havariyyun Klisesini yaptıran hükümdar.
Burada Dante onu hem imparatorluk merkezini doğuya taşımakla eleştiriyor hem de Papalara fazla yetki vermiş olmasıyla. Tarihte “Donation of Constantine” olarak bilinen ve sahteliği 15.yy da (Dante’den sonra) kanıtlanmış olan bir dokuman var. Buna göre Constantine, vebaya yakalanmış yapılan tüm tedavilere karşı iyileşememiş en son Hrıstıyan din adamının duası üzerine iyileşmiş hayatı kurtulmuş; bu sebeble imana gelmiş ve “ben sadece devletin hükümdarıyım, esas hükümranlık dini temsilen senin” diyerek Papa ya toprak vermiş, dini yargılama yetkisi vermiş, kendi doğuya çekilerek batının idaresini kliseye vermiş.
Bu sahte dokumandan, en çok istifade eden Dante’ nin zamanındaki Papalar olmuş. Bütün idareyi ele almak istemişler.
Dante bu yüzden yaptığının yanlış olduğunu ama niyeti iyi olduğu için gene de Constantine’nin Cennete alındığını söylüyor.


William 2

William 2 (1153-1189)
 the Good William diye bilinen Sicilya Kralı 1166 1189 yılları arasında hüküm sürmüş Dante nin yaşadığı dönemde Napolı Krallıgı Topal Cahrles  a geçmiş Charles the Lame
Sicilya Krallığı da Frederict 2 ye geçiyor. Halk William ı sevgiyle anıyor ondan sonra gelen krallar dan memnun değil.
Aeneid Manuscripti- 1470 yılından

Ripheus
Kanto nun sürprizi bu dizelerde geliyor. Ripheus Virgil' in Aeneid destanındaki kahramanlardan biri " Truvalıların en dürüstü " diye tanımlanıyor eserde. Dürüstlüğüyle Cennet’ teki en üst yerlerden birinde yer almış. Şimdiye kadar Virgil’ in Hrıstıyanlıktan evvel doğmuş olması nedeniyle Cennet' e giremeyişine üzülürken bu kanto da onun eserindeki bir karaktere yer verdi. Papalara "Cennete kimin gireceği sizin kurallarınıza tabii değil" demiş oldu. Komedya’ nın bir şiir kitabı, edebiyat ve felsefe  kitabı olduğunu vurguladı.