1 Şubat 2019 Cuma

JUPITER






Kamer  Suresi 49
 Şu bir gerçek ki, biz herşeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık.
Hadid Suresi 25

Yemin olsun, biz, resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.

Cennet 18 ve 19. Kantolarin Analizi:
18.Kanto da Beatrice ve Dante, Mars'tan Jupiter’e geçerler. Bu geçiş herzamanki gibi büyük bir hızla olmaktadır. Mars Gezegeni kızıllığı ile Savaşı temsil ederken (aynı zamanda Eski Yunanda savaş Tanrısının adı da Marsdır) Jupıter, beyazlığı ile sakinliği, akl- ı selimi ve adaleti temsil etmektedir. Duyguların etkisinde kalmadan adaletle hükmedebilmeyi, insanın aklını kullanmasını...

Daha önceki kısımlarda gördüğümüz gibi, Italyanca akıl kelimesi "mente" ile ölçü kelimesi "measura" aynı kökenden geliyor Biz de "akıl var izan var" deriz.
Bu gezegen aynı zamanda geometriyle de ilişkilendiriliyor Geometri "uzayı ve uzayda tasarlanabilen biçimleri (nokta, çizgi, açı, yüzey vb.) ve bunların birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı" olarak tanımlanıyor. Sınırın belırlenmesi derinliğin belirlenmesi perspektif açı bunların hepsi önemli. 

Adalette de ölçü önemli; suç ve cezanın tanımlanmasında bir sınır çizmek vardır. Hangi davranışı suç olarak tanımlayacağız? Bu suça nasıl bir ceza verilecek ,ölçü ne olacak? Ceza da ölçü aşılırsa; o suça gereğinden ağır ceza verilirse adalet duygusu rencide olur.
Hukukta bir şeyi tanımlamanız kavramları tam olarak anlamanız sınırlarını belirlemeniz çok önemlidir. Diğer bilim dallarında da öyle.
"Tanrı pergelle dünyanın sınırlarını çizdi" diyor; yani hersey "bir ölçüye göre" yaratıldı. Burada şöyle bir mana da var; Tanrı bile herşeyi ölçüye sınıra göre yarattıysam biz de hareketlerimizde çlöüyü, sınırı bilmeliyiz.
18. kanto da, "Yöneticinin Adaletle yönetmesi ve adaleti sevmesinin gerektiğini" söyledi. 19. Kanto da Kartal' la konuşuyor. Kartal, değerli bilge ruhların ışıkları harekete geçirip- daha doğrusu kendi ışıklarıyla gökyüzünde kartal formu almalarıyla- ortaya çıktı. "Ben" diye konuşuyor ama "biz" olması gerekmez mi?" diyor onun için. Birden fazla ruhun ışığından oluştu bu form.
Eski Yunan' da Kartal aynı zamanda gökyüzünde "Aquila Constellation" denilen yıldız kümesinin de ismi. Zeus birisine kızdığı zaman onun üzerine yıldırım gönderiyor. bu yıldırımı indiren de Kartal. Adaletin tecelli etmesine yardım ediyor.

Aynı zamanda Kartal, Roma da devletin simgesi.
Komedya' nın en başından- Inferno bölümünden- beri Dante' nin aklına takılan soru: "Hrıstıyanlıktaki, Sadece Hrıstiyan olanların ve vaftiz edilmiş olanların Cennet'e gidebileceği konusu." Incıl' de John 16 bölümünde,  “I am the way, the truth and the life. No man comes to the Father except through me”  ıfadesi geçiyor. Tanrıya giden tek yolun Hazreti Isa' ya inanmaktan geçtiği inancı var. Buna Hrıstıyan dünyasında da bazıları inanmıyor , -tahrif edilmiş bölümlerden biri - diyorlar. Çünkü klise insanlara bu şekilde tahakküm ediyor. "Kliseye gelirsen Cennet' e gidebileceksin" diyorlar

-Yuhanna İncili 14.Bölüm

İsa "Yol gerçek ve yaşam benim dedi. Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız babamı tanırdınızç Artık o nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz."
Dante de bunu sorguluyor. Hrıstıyanlıktan evvel doğmuş olan, iyi ve değerli insanlar ne olacak? Onlar niye Cennete alınmıyor? diyor. En çok da bunu Roma devrinin değerli şair ve filozofları için soruyor. Çareyi Inferno 4 te gördüğümüz gibi onları Limbo bölümüne yerleştirmekte bulmuş. Cennet' te değiller ama Cehennem' de de değiller. Burada onlara vaftiz edilmeden ölmüş bebekler de eşlik ediyor. (Okuyuculari en çok rahatsiz eden durumlardan biri de bu masum bebeklerin durumu)
 Islam dunyasından da önemli isimler var Limbo da: Selahaddin Eyyubi, Ibnı Sina ve İbni Rust. Onlara felsefecilerin yanında yer vermiş.
Bu Limbo bölümü Araf değil. Araf'a almıyor çünkü Araf' a alınanların bekleme süresini geçirince Cennet'e alınacaklarına inanıyor. Sanırım Dante ortaçagda yaşayan bir Katolik olarak samimi olarak Klisenin böyle bir tavır almasına üzülüyor.
Bu kısımda Cografi bakımdan da aynı soruyu soruyor: " Roma Imparatorluğunun ve Avrupa nın sınırları dışında kalan Asya ve Afrika' nın uzak ülkelerinde yaşamakta olan, hayatında Hazreti Isa' nın adını işitmemiş kişilerin ne suçu var; onlar iyi insanlarsa niye Cennete gidemiyorlar? diyor. Bu konuda kullandığı ifade: konuşmamışlar; okumamışlar; yazmamışlar.
Yazma konusu önemli Latin şairlerin, yazarların eserlerinden Avrupa medeniyeti çok şey öğrendi. Bu konuyu Araf kısmında Stazio ve Virgil arasındaki dialoglarda vurguladı. "Inançlı bir Hrıstıyan" da Pagan dönemi yazarlarından çok şey öğrenebilir.
Dante' nin bu sorusuna Kartal; " İlahi Adaletin insanların kavrayamayacağı kadar derin bir kavram olduğunu" anlatarak cevap veriyor.

Sonra da Avrupa daki Krallardan örnekler veriyor: " Isa"," Isa" diyenlerin Ahiret'te Hazreti Isa' ya yakın olamayacaklarını;çünkü yeryüzünde bozgunculuk çıkardıklarını söylüyor. Bu bozgunculuk çıkarmada sınırı bilmeme;sınırı ihlal etmem durumu var; haddini bilmemek var.
Ingılızlerle, İskoçların sınır savaşları gibi pekçok örnek verilmiş.
Daha evvel ki kantolarda, din adamları eleştirilirken burada siyasiler eleştiriliyor ve bu krallar Ahiret'te Hazreti Isa' ya yakın olamayacaklar ama o uzak diyarlarda Hazreti Isa' nın adını duymamış olan iyi kişiler onun yanında olacak- sağından solundan gelecek-diyor. Bu fikriyle çağının ilerisinde.
 Kartal, "yaratılısın sürekli mükemmelleştiğini ve insanın tekamül ettiğini" söylüyor. "Allah yarattığını tamam bu mükemmel oldu, bitti deyip bırakmaz" diyor. Bence kantonun en güzel sözlerinden biri. Kurtuluş için her zaman" bir ümit" var; "daha iyiye gitmek" herzaman imkan dahilinde.

Örnek verdiği krallar arasında Fransa Kralı Phillip the Fair de var Bu kral,  parayı devalue etmiş (savaşı finanse etmek için ) bu durum ekonomiyi bozuyor, halkın zorluk çekmesine sebep oluyor, sosyal sorunlar ortaya çıkıyor. Domuz, açgözlülüğün simgesiydi, - ölümü domuzdan oldu- diyor . Çünkü Philip ava gittiğinde, bir yaban domuzu Philip in atının üzerine doğru koşuyor, iki hayvan çarpışınca Kral  atın üzerinden düşüyor ve bu aldığı darbeler yüzünden ölüyor.


Philip the Fair (1268- 1314 yılları arasında yasamış Dante'nin çağdaşı)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder