From Constantinople to Venice;
The Horses of Saint Mark’s Basilica
Those beauties are made in a Greek island and taken to Constantinople in the 5th century, symbolizing the grandeur of the Byzantine Empire.
Situated at the Hippodrome they have witnessed the imperial horse races for over 800 years!
During the Forth Crusade they were brought to Venice,in 1204 and installed over the entrance of the San Marc's Basilica.
Later Napoleon brought them to Paris in 1798 and after his defeat at Waterloo the horses were brought back to Venice in 1815.
Sanat tarihinde bunca eser arasinda beni en cok etkileyen iki
eserden biri Louvre muzesinde ki Samatros zafer heykeli; biri de San Marco Bazilikasindaki
Atlar olmustu. Bir at heykeli bu kadar mi sevimli yapilabilir?
Bati dunyasi bu heykelleri San Marko Atlari olarak taniyor cunku
4. hacli seferleri esnasindan Istanbul yagmalanmis, bugunku Sultanahmet
meydaninda bulunan Hipodromun giris kapisini susleyen heykeller gemilere
yuklenerek Venedik’e goturulmustur.
Peki heykelleri kim yapmis? Lysippos adli bir Yunan
heykeltras rivayete gore Cesme’nin karsisinda ki Sakiz adasinda yapmis. Bugun
yaris arabasi nerede bilmiyorum ama orijinalinde quadriga denilen dort
atla cekilen yaris arabasi da vardi.
Atlar, hareket halindeler ve dizginsiz, ozgur, guclu ve
zarif bir sekilde kosuyorlar. Kosarken baslarini birbirlerine dogru cevirip
sanki digerinin yuz ifadesini okumaya, ne yapacagini kestirmeye calisiyorlar.
Konstantine Istanbul’u insa ettirdiginde bu heykelleri Yunan adasindan getirdip Hipodrom daki giris
kapisinin uzerine koyduruyor. Zaten yapilis tarzi itibariyla atlarin bacaklari
kisa ve asagidan yukariya dogru bakildiginda
guzel gorunecek tarzda yapilmis.
Ilk uc hacli seferi istenilen sonuclari elde edemeyince,
ozellikle Fransizlerin istegiyle Avrupa da bir Hacli ordusu daha kuruluyor. O
donemde Venedik cok zengin “Queen of Adriyatik” diye nam salmis. Bu orduyu
kuranlar askerleri ve gerekli savas techizatini Constantinople’a kadar
gonderecek gemileri Venediklilerden temin etmek istiyorlar. Venedik yeterli
miktarda gemiye sahip, orduyu ve gerekli malzemeyi Kutsal topraklara, Kudus’e
kadar goturmek icin o zamanin parasiyla seksen bes bin mark istiyor. Boyle bir
parayi hacli ordusunun toparlamasi mumkun degil; dolayisiyla bir anlasma
yapiliyor.
Venedik diyor ki “siz Kudus e giderken yol uzerinde bugun
Hirvatistan da bulunan Zara( Turkce de Zardar, Dalmacya nin baskenti) sehrini benim
namima alin, sonra Constantinopol’e ugrayin,
tahta bizim adamimiz Isaac II yi gecirin, boylece Roma nin en buyuk rakibi
Constantinopol’u biz ele gecirelim;
odemeyi bu sekilde yapin.” Orduyu Constantinopol’e gondermek istemelerinde daha
evvel yasanmis Katolik Orthodoks kavgalarinin da etkisi var; cunku daha evvel Isaac tahtini kaybetmis, Ortodoxlar da Katolikleri Istanbul da epeyce katletmis.
Zardar
Bugun Ayasofya’da mezari bulunan ve Don Brown’un eseri
Inferno da adi gecen Enrico Dondola bu
ordunun basina geciriyor. Hacli ordusunun Zara'yi ele gecirmesi cok kolay oluyor; ondan
sonraki durak Constantinopolis. Sehir halki kendilerine- guya
Hristiyanlik adina toplanmis- bu hacli ordusunun saldirmasina cok sasiriyor. Hacli
ordusu Halic tarafindan surlari delip sehre giriyor; ilk is rahipleri oldurup rahibelere
saldiriyorlar. Klise mecburen Papa’nin otoritesini kabul ediyor ve Bizans da
katolik devri basliyor...
Papa bu yakip yikmalara, bir Hristiyan sehrinin zarar
gormesine biraz kizmis gorunuyor ama sehrin yagmalanip alinan mallarin Italya
ya getirilmesine de ses cikarmiyor. Hipodrom daki pek cok bronz heykel eritilip para yapiliyor ve gemilere yukleniyor ama Venedikliler bazi eserlerin eritilmeden
getirilmesini istiyorlar. Bu sayede atlar kurtulmus oluyor.
1204 yilinda bronz atlar once Venedik'teki limanda bulunan cephanelikte 50 – 60 yil kadar bekletildikten
sonra San Marko Bazilikasina getirilip her yerden gorulecek sekilde girisin
uzerinde teras kismina monte ediliyor. Bizans'in ihtisamini simgeleyen bu guc
sembolu atlar simdi artik Venedik gucunu temsil ediyor. Doclar bu terasa cikip
meydandaki halka hitap ettiklerinde halk bu manzarayi da gormus oluyor.
Atlarin bir daha ki kacirilmasi Napolyon zamaninda oluyor.
Napolyon Italya yi ele gecirince bu heykellerin Paris’e goturulmesine karar
veriyor. 1798 de Paris'te Arc de Triomphe du Carrousel’in uzerine
yerlestiriliyor. Bu defa atlar Napolyon’un zaferlerini kutluyor. Bu sefer
arabalari da var, suruculeri de.
Peace riding in a Triumphal chariot
Bu saltanat 1815’e kadar suruyor. Napolyon Avusturya’lilara
yenilince atlar da Venedik’e, San Marco’ya geri donuyor.
Macera burada da bitmiyor. Birinci dunya Savasinda Roma'ya
Ikinci Dunya savasinda da Padua'ya koruma amaciyla gonderiliyorlar.
82 de hava kirliliginden zarar gormemeleri icin Klisenin
terasindan iceriye tasiniyorlar. Bugun disarida replikalari var.
Atlarin orijinallerini gormek isterseniz Venedik’te San
Marco Klisesine gidip, dik bir merdivenden ust kata cikarak gorebilirsiniz.Biletleri onceden internetten almakta fayda var zira disarida uzun bir kuyruk oluyor.