31 Mart 2015 Salı

From Constantinople to Venice; Horses of Saint Mark

From Constantinople to Venice;
The Horses of Saint Mark’s Basilica

Those beauties are made in a Greek island and taken to Constantinople in the 5th century, symbolizing the grandeur of the Byzantine Empire.
 Situated at the Hippodrome they have witnessed the imperial horse races for over 800 years!
During the Forth Crusade they were brought to Venice,in 1204 and installed  over the entrance of the San Marc's Basilica.
Later Napoleon brought them to Paris in 1798 and after his defeat at Waterloo the horses were brought back to Venice in 1815.





Sanat tarihinde bunca eser arasinda beni en cok etkileyen iki eserden biri Louvre muzesinde ki Samatros zafer heykeli; biri de San Marco Bazilikasindaki Atlar olmustu. Bir at heykeli bu kadar mi sevimli yapilabilir?
Bati dunyasi bu heykelleri San Marko Atlari olarak taniyor cunku 4. hacli seferleri esnasindan Istanbul yagmalanmis, bugunku Sultanahmet meydaninda bulunan Hipodromun giris kapisini susleyen heykeller gemilere yuklenerek Venedik’e goturulmustur.
Peki heykelleri kim yapmis? Lysippos adli bir Yunan heykeltras rivayete gore Cesme’nin karsisinda ki Sakiz adasinda yapmis. Bugun yaris arabasi nerede bilmiyorum ama orijinalinde quadriga denilen dort atla cekilen yaris arabasi da vardi.
Atlar, hareket halindeler ve dizginsiz, ozgur, guclu ve zarif bir sekilde kosuyorlar. Kosarken baslarini birbirlerine dogru cevirip sanki digerinin yuz ifadesini okumaya, ne yapacagini kestirmeye calisiyorlar.
Konstantine Istanbul’u insa ettirdiginde bu heykelleri  Yunan adasindan getirdip Hipodrom daki giris kapisinin uzerine koyduruyor. Zaten yapilis tarzi itibariyla atlarin bacaklari kisa ve asagidan yukariya dogru bakildiginda  guzel gorunecek tarzda yapilmis.
Ilk uc hacli seferi istenilen sonuclari elde edemeyince, ozellikle Fransizlerin istegiyle Avrupa da bir Hacli ordusu daha kuruluyor. O donemde Venedik cok zengin “Queen of Adriyatik” diye nam salmis. Bu orduyu kuranlar askerleri ve gerekli savas techizatini Constantinople’a kadar gonderecek gemileri Venediklilerden temin etmek istiyorlar. Venedik yeterli miktarda gemiye sahip, orduyu ve gerekli malzemeyi Kutsal topraklara, Kudus’e kadar goturmek icin o zamanin parasiyla seksen bes bin mark istiyor. Boyle bir parayi hacli ordusunun toparlamasi mumkun degil; dolayisiyla bir anlasma yapiliyor.

Venedik diyor ki “siz Kudus e giderken yol uzerinde bugun Hirvatistan da bulunan Zara( Turkce de Zardar, Dalmacya nin baskenti) sehrini benim namima alin,  sonra Constantinopol’e ugrayin, tahta bizim adamimiz Isaac II yi gecirin, boylece Roma nin en buyuk rakibi Constantinopol’u biz  ele gecirelim; odemeyi bu sekilde yapin.” Orduyu Constantinopol’e gondermek istemelerinde daha evvel yasanmis Katolik Orthodoks kavgalarinin da etkisi var; cunku daha evvel  Isaac tahtini kaybetmis, Ortodoxlar da Katolikleri Istanbul da epeyce katletmis.
Zardar

Bugun Ayasofya’da mezari bulunan ve Don Brown’un eseri Inferno da adi gecen Enrico Dondola  bu ordunun basina geciriyor. Hacli ordusunun Zara'yi ele gecirmesi cok kolay oluyor; ondan sonraki durak Constantinopolis. Sehir halki kendilerine- guya Hristiyanlik adina toplanmis- bu hacli ordusunun saldirmasina cok sasiriyor. Hacli ordusu Halic tarafindan surlari delip sehre giriyor; ilk is rahipleri oldurup rahibelere saldiriyorlar. Klise mecburen Papa’nin otoritesini kabul ediyor ve Bizans da katolik devri basliyor...
Papa bu yakip yikmalara, bir Hristiyan sehrinin zarar gormesine biraz kizmis gorunuyor ama sehrin yagmalanip alinan mallarin Italya ya getirilmesine de ses cikarmiyor. Hipodrom daki pek cok bronz heykel eritilip para yapiliyor ve gemilere yukleniyor ama Venedikliler bazi eserlerin eritilmeden getirilmesini istiyorlar. Bu sayede atlar kurtulmus oluyor.
1204 yilinda bronz atlar  once Venedik'teki limanda bulunan cephanelikte 50 – 60 yil kadar bekletildikten sonra San Marko Bazilikasina getirilip her yerden gorulecek sekilde girisin uzerinde teras kismina monte ediliyor. Bizans'in ihtisamini simgeleyen bu guc sembolu atlar simdi artik Venedik gucunu temsil ediyor. Doclar bu terasa cikip meydandaki halka hitap ettiklerinde halk bu manzarayi da gormus oluyor.

Atlarin bir daha ki kacirilmasi Napolyon zamaninda oluyor. Napolyon Italya yi ele gecirince bu heykellerin Paris’e goturulmesine karar veriyor. 1798 de Paris'te Arc de Triomphe du Carrousel’in uzerine yerlestiriliyor. Bu defa atlar Napolyon’un zaferlerini kutluyor. Bu sefer arabalari da var, suruculeri de. 

Peace riding in a Triumphal chariot

Bu saltanat 1815’e kadar suruyor. Napolyon Avusturya’lilara yenilince atlar da Venedik’e, San Marco’ya geri donuyor.
Macera burada da bitmiyor. Birinci dunya Savasinda Roma'ya Ikinci Dunya savasinda da Padua'ya koruma amaciyla gonderiliyorlar.
82 de hava kirliliginden zarar gormemeleri icin Klisenin terasindan iceriye tasiniyorlar. Bugun disarida replikalari var.

Atlarin orijinallerini gormek isterseniz Venedik’te San Marco Klisesine gidip, dik bir merdivenden ust kata cikarak gorebilirsiniz.Biletleri onceden internetten almakta fayda var zira disarida uzun bir kuyruk oluyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder