The Banker and His Wife Marinus van Roejmerswaelen
Uçurumun kenarında parçalanmış kayaların arasındaydık,
Derinlerden ağır bir koku geliyordu,
Öyle ki kendimizi üzerinde, “Doğru
yoldan Photius tarafından ayrılmaya ikna edilen
Papa Anastaius” yazan mezarın kapağının
ardına attık.
“Yola devam etmeden önce bu kötü kokuya alışmak için burada biraz mola
verelim” dedi rehberim
“Vaktimizi nasıl
değerlendirebiliriz beklerken?” dedim
“Aklımda bir şey var
anlatayım;
Aşağıda üç küçük halka var,
yukarıda gördüklerimiz gibi, onlar da lanetlenmiş ruhlarla dolu.
Şimdi orada kimler olduğunu
anlatayım sana;
Ya şiddet, ya da
sahtekarlık nedeniyle buradalar
Sahtekarlık sadece insana
özgüdür, bu yüzden Tanrıya daha çok üzüntü verir
Onun için daha diptedir
sahtekarlar.
İlk göreceğimiz halka
şiddet halkasıdır
O da kendi içinde üçe
ayrılır;
Tanrıya karşı, kendine
karşı ve komşuna karşı şiddet;
Zorbalık.
Mesela komşuyu öldürme
veya yaralama,
Mala zarar verme,
Yakma, yıkma, kundaklama,
zorla parasını alma, hırsızlık;
Katiller, zorbalar,
haydutlar...
Herşekilde kuvveti kötüye
kullananlar,
Yağmacılar, hepsi bu
halkadadır ama farklı farklı cezalandırılırlar.
Kendini öldürenler, kendi
malına zarar verenler de bir sonraki halkadadırlar.
Af dilemeleri bir işe
yaramaz.
Böylelerini görmüşsündür,
kendi dünyanda,
Malını mülkünü kumarda
yiyenleri;
Eğleneyim, derken batağa
batanları;
Tanrıya karşı suç işleyenler,
küfredenler,
İnanmış gibi görünüp de,
kendi kendilerine kaldıklarında inkar edenler
Doğaya zarar verenler,
yakanlar yok edenler;
Bundan sonraki halka,
Sodom ve Cahor halkını barındırır.
Küfreder, içinden Tanrıya
isyan eder...
Bunlardan sonra
sahtekarlar gelir
Bilinçli işlenen,
Önceden tasarlanan,
planlanan suçlardır bunlar.
Kendisine inananı
kandıranların
Vicdanları delinecektir
En fenası budur!
Doğamız bizi birbirimize
bağlar.
Daha aşağıda iki yüzlüler,
yağcılar, büyücüler
Sahte mal üretenler,
hırsızlar ve klise malını kutsal değerleri para karşılığı satanlar yer alır.
Pezevenkler, kötü siyasetçiler
hepsi bir aradadır
Ama güveni kötüye
kullananlar,
Kendisini sevene ihanet
edenler en diptedir
Evrenin en uzak köşesinde,
Cehennemin taa dibinde...
Hainler sonsuza kadar
yanacaktır.”
Murder- Paul Cezanne
“Hocam mantık yürütme
biçiminizden çok iyi anladım, ne demek istediğinizi,
Ama daha evvel
gördüklerimiz;
Bataklıktakiler (öfkeliler),
Rüzgara kapılanlar (şehvet
kurbanları),
Yağmurun altında kalanlar (oburlar)
Onlar neden Dis şehrinin
dışında kaldılar?
Tanrı onları cezalandırmak
istediyse niye buraya almadı?”
“Farklı düşünüyorsun” dedi
“Aristo nun ahlak kitabını
hatırla!
Çok iyi bildiğin.
Tanrının sevmediği üç şey
nefse hakim olamamak kötülük ve deli şiddet sayılmıştır orada
Nefse hakim olamamak nasıl
daha az cezalandırılır?
Onların kimler olduğunu
düşünürsen anlarsın
Neden buradakilerden uzak
tutulduklarını.
Neden buradakilerden daha
az cezalandırıldıklarını da anlarsın.”
The Cardsharps Caravaggio
“Güneş yine aydınlattın, bulutları
dağıttın;
Bilmek kadar şüphe de
güzel.
Şimdi tefeciliği anlatır
mısın?”
“Filozoflar bilerler ki;
doğa Tanrının sanatını ve aklını taklit eder.
Aristo Fiziğini dikkatle
okuduysan bunu bilirsin.
En başlarda anlatılmıştır.
İnsanın sanatı doğayı
taklit etmektir.
Çocuğun öğretmenini takip
etmesi gibi.
İnsanın meslek ve sanatı
sanki Tanrının torunu gibi düşünülebilir
İncil de Genesis/Yaratılış
bölümünü hatırla!
İnsanın helal kazanç elde
etmesini ister.
Tefecinin metodu bu
değildir;
O üreterek kazanmaz.
Gün doğumuna iki saat
kaldı;
Balık burcu ile Büyük Ayı
göründü gökte.
Yolumuza devam edelim...”