Dante İlahi Komedya
Çeviri ve Yorum Elif Mat
INFERNO
Kanto 1
Hayatımızın ortasına geldiğimde, kendimi
gölgeli bir ormanda buldum.
Çünkü doğru yolu terk etmiştim;
Şimdi anlatması bile zor,
Balta girmemiş vahşi, zor ormanı hatırlamak,
korkutuyor beni.
Öyle acı ki; ölümden beter...
Ama orada bulduğum iyiliği anlatmam için, önce başka şeyleri anlatmalıyım.
Ormana nasıl girdiğimi, tam olarak söyleyemem.
Doğru yoldan ayrıldığımda, öyle uykuluydum ki...
Bana çok korku veren vadinin dibine indiğimde,
birden karşıma çıkıverdi,
Yüreğime indi, yukarı baktığımda, omuzlarının
İnsanı bütün yollarda, doğruya götüren Güneşin ışığıyla parıldadığını gördüm.
Biraz rahatladım;
Geceyi korku içinde geçiren kalbim,
şu anda karşımda bulunan bu yeni tehlikeye tepki veriyordu
Denizde boğulmaktan yeni kurtulup da, kıyıya
vardığında dönüp, nefes nefese,
gerideki tehlikeli dalgalara bakan biri gibi,
Ruhum da hala kaçak, dönüp baktı,
Arkadan hiç kimseyi sağ bırakmayan geçite...
Yorgun vücudumu dinlenmeye bıraktıktan sonra,
tekrar ıssız yokuşu, tırmanmaya davrandım.
Yere sağlam basan ayağım, hep geride
kalandı.
Tam tepenin başladığı yerde, işte orada bir leopar, çevik yırtıcı,
sırtı desenli.
Gitmedi kaybolmadı, öylece durdu
orada.
Yolumu kesmişti.
Döndüm geri
çaresiz.
Şafak söküyordu, Güneş kendisine eşlik eden, diğer
yıldızların arasından doğuyordu.
Bu saat, bu güzel mevsim, tam bana umut
veriyordu ki; Aslanı
gördüm.
Umut, korkuya mani olamadı. Başı yukarıda, karnı aç,
Etrafındaki hava bile titriyor. Bana doğru gelecek.
Sonra bir dişi kurt göründü;
zayıf ve
aç; bütün açlıkları yanında taşıyor.
Çok canlar yakmış bugüne kadar…
Onu görünce, artık bu dağı
tırmanmanın imkansız olduğunu anladım.
Beni gerisin geri,
gölgeye itti.
Daha aşağılara indikçe birden gözümün önünde
biri belirdi:
Belli uzun süredir sessizdi,
solgun
görünüyordu.
Onu uçsuz bucaksız doğanın içinde görünce,
Miserere di me
“Merhamet et,
adam mısın ruh musun, herneysen“ dedim.
“Yaşayan bir insan değilim, bir zamanlar
öyleydim;
Anam babam Lombardiya’ dan geldi. Ikisinin de memleketi Mantua’dır.
Sezar
zamanında doğdum; İyi Augustus zamanında Roma‘da yaşadım,
Mevsim, yalan Tanrılar zamanıydı.
Şairdim,
Anchises'in oğlunu anlattım.
İlyum’ un gururu ateşe
verilince, Truva'dan geleni…
Ama niye perişanlığa dönmek istersin?
Bu tatlı dağa, her türlü neşe ve sevincin
kaynağına tırmanmak varken?”
„Sen Virgil ‘sin öyleyse,
güzel sözlerin menbaı“ dedim utanarak;
„Şairlerin ışığı onuru; Uzun çalışmalarım, derin sevgim,
bana şimdi
hizmet etsin,
Sen benim ustam, şairimsin, Benim kalemim, soylu stilini senden almıştır,
Beni öyle tanırlar,“ dedim ve sordum,
"Beni kenara atan canavarı gördün mü? Bilge adam bana yardım et!
Onun korkusu kanımı titretti.“
"Başka yoldan gitmelisin“ dedi gözyaşlarımı görünce; "O canavar seni bırakmaz,
Ne yapar eder, mâni olur yoluna
Kötülüğü öyle fazladır ki; aç gözünü doyuramazsın onun hiçbir
zaman.
Karnını doyurdukça, yeniden acıkır; Herkesle çiftleşir, "daha"
der.
Ta ki; köpek gelip parçalayıp, onu öldürünceye kadar,
Köpeğin istediği, bilgelik ve sevgidir; diğerleri gibi midesini düşünmez.
İtalya' yı eski haline getirecek. Canavarı, bütün şehirlerinden kovacak;
Sonunda alıp, Cehenneme tıkacak; İlk cezasını çekeceği günah,
kıskançlık olacak.
Sen en iyisi beni takip et! Buradan geçirir, ebedi yere götürürüm seni.
Giderken, ümitsizlik çığlıkları duyacaksın, Eski
ruhları acı çekerken göreceksin,
Her biri ikinci ölümü bekler,
Sonra alevlerin içinde, halinden memnun olanları göreceksin
Çünkü onlar, iyilere kavuşacakları zamanı beklemekte olacaklar.
Eğer dediğim yere kadar ulaşabilirsen,
benden daha kıymetli biri, sana rehberlik
edecek,
Seni ona emanet edip gideceğim.
Çünkü göklerin hükümdarı beni almaz, kendi şehrine.
O’nun kanununa uymadım vaktinde,
Her yerin hakimidir ama oradan hükmeder, Orasıdır
O’nun yurdu, başkenti
Ne mutlu, Tanrı’nın izniyle o şehre girebilene”
„Şair Allah rızası için sana yalvarırım,
Beni bu Cehnennemden
ve sonraki daha
korkunç olanlardan kurtar.
Dediğin yere götür; Aziz Peter‘ in kapısını göreyim;
Acılar içindekileri de göreyim“
O yola düzüldü, ben takip ettim.
YORUM
Cehennem’in açılış kantosunda Dante kendisini
ıssız bir ormanda bulur. Oraya nasıl geldiğini kendi de bilememektedir. Buradan
kurtulmak için dağı tırmanmak gölgeli ormandan ışığa çıkmak ister.
Şiirde perspektif konusu önemlidir. Dağın
tepesine çıktığında bakış açısı genişleyecek nerede olduğunu tespit edip yönünü
bulabilecektir.
Ancak karşısına sırayla çıkan üç yabani hayvan o
tırmanışa mani olur. Bu üç hayvan insanın hayvani yönünü ve Cehennem’in
ilerleyen bölümlerinde göreceğimiz çeşitli günahları veya başka bir değimle
insanın günaha olan eğilimlerini, günah işlemesine yol açan duygularını temsil
eder. Aç gözlülük, doymak bilmezlik, sinsilik, şehvet gibi.
Hayatımızın ortası diyerek şair bu hikayenin
sadece kendi hikayesi değil hepimizin bütün insanlığın ortak hikayesi olduğunu
anlatır.
Şiirin yazılış tarihi daha sonra olmakla beraber
kurgusal olarak başlama tarihi 1300 yılının Paskalya zamanıdır.
Ölüm ve Diriliş konuları vurgulanır. Kutsal Cuma
günü Hazreti İsa çarmıha gerilmiş ve o acı günün yıldönümünde 1300 yılında
Dante kendisini Cehennem’de bulmuştur.
Hayatımızın ortası demekle İncilde geçen bir
ifadeyi hatırlatır. İncil'e göre ortalama insan ömrü 70 yıldır ve Dante’de 1265
doğumlu olduğuna göre o tarihte 35 yaşındadır.
Burada Cahit Sıtkı Tarancı'nın,
"Yaş Otuz Beş, Dante gibi Ortasındayız Ömrün" şiirini hatırlıyoruz.
Orta’da olmak aynı zamanda o anda içerisinde
bulunduğu duyguları da yansıtır.
Daha evvel Floransa’da yaşayan bir siyasetçi
iken, çeşitli iç çekişmeler yüzünden sürgün edilmiştir.
Artık eski hayatına dönemeyecek, çeşitli maddi
manevi sıkıntılar içinde geleceği belirsiz, ne yapacağını bilemez bir halde
yaşayacaktır.
Issız ormanda Dante‘nin karşısına Roma devrinin
büyük şairi Virgil çıkar. İsa’dan önce 19 yılında ölmüş olan Virgil, Beatrice’ in
kendisinden rica etmesiyle Dane’ye yardıma gelmiştir.
Virgil ’in eseri Aeneas nesiller boyu sevilerek
okunmuş bir milli destandır. Dante ’de İtalyan dilinde nesiller boyu okunacak
bir büyük eser vermek istemektedir.
Karşısındaki kişinin bir insan mı yoksa ruh mu
olduğunu anlayamayan Dante, korkarak
Misere die me der. Latince olarak Zebur’dan 51. Mezmur’u
hatırlatan bu sözleri söyler.
Bu Hazreti Davut’un Tanrıya, affet beni merhamet
et bana diye yakarışıdır.
Böylece eserin iki temeli olduğunu anlarız, Bir
yanda felsefe ve ilimden klasik dönem edebiyatından bir yandan da dinsel
metinlerden, Kutsal kitaplardan alıntılar yapılarak, okuyucu düşünmeye teşvik
edilecektir.
Dante’nin vurgulamak istediği önce hatamızı
görmemiz Tanrı’dan af dilememiz ve tövbe etmemiz gerektiğidir. Ancak ondan
sonra ilerleyebiliriz. Tıpkı bir matematik probleminde hatalı olan işlemi
düzeltmedikçe ne yaparsak yapalım doğru neticeye varamayacağımız gibi.
Burada Komedya’nın en sevdiğim mısralarında
birini Virgil söyler,
Bir başka yoldan gitmelisin
Bazen sorunlar karşımıza duvar gibi dikilir,
aşmak için ne kadar uğraşsak olmaz, taa ki birisi gelip Bir başka yol var
deyip, başka bir çözüm gösterene kadar.
Burada üstü kapalı olarak anlatılmak istenen,
Dante’nin çıkmak istediği tepenin Araf tepesi olduğudur. O tepeye de daha sonra
göreceğimiz gibi varmanın tek yolu, deniz yoludur. Çünkü Araf, Komedya ’da
Dante’nin hayali coğrafyasına göre, Güney yarımkürede bir adadır.
O tarihlerde bugünkü coğrafi bilgiler yoktu ve
Dante güney yarım kürenin sadece sudan ibaret olduğunu sanıyordu. O yüzden
Araf, güney yarım kürede bir ada ve adadaki yüksek bir dağ olarak düşünülmüş.
Deniz yolculuğu da ileride göreceğimiz gibi
tehlikeyi barındırır, hedefe varamamak, geri de dönememek vardır ihtimaller
arasında.
Örneğin Komedya ’nın her üç bölümünde de sözü
edilen Ulysses hedefe varamamış, gemisi kayalara çarparak batmıştır.
Dante Virgil’i bulmakla kendisini böyle bir
tehlikeden kurtulmuş hissediyor. Çünkü varmak istediği hedefe ancak rehberlerin
yardımıyla gidebileceğinin farkında.
Virgil ’in Truvalı Prens Aeneas’ın hayatının anlatıldığı
Aeneas destanının yazarı olduğunu
anlatmasıyla büyük şairin kimliğini öğrenen Dante, büyük bir sevinç ve gurur
duyar.
Yaşadığı dönemde iç savaş ve kargaşalar yüzünden
siyasi bakımdan çok sorunlu olan İtalya’nın geleceğiyle ilgili iyi şeyler umut
eden Dante, burada Virgil ’in ağzından ileride kuvvetli bir hükümdarın geleceği
ve İtalya’da birliği sağlayacağı kehanetinde bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder