4 Nisan 2021 Pazar

Gün ışığı

 

Bugünkü kelimelerimiz gün ışığı, neşe, eğlenmek, kaynaşmak, odun, duvar ve muamma...



Gün ışığı

Bu söz bana Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirini, yeter ki gün eksilmesin penceremden dizelerini hatırlattı. Günler geceler çabuk geçiyor, karanlıklar aydınlığa günler geceye çabuk kavuşuyor. Her gün yeni bir umut yeni bir başlangıç. 

"Anı yaşamayı" tavsiye ediyor yaşam koçları. O anın değerini bilmeyi ne geçmişe ne de geleceğe çok takılmamayı. Geçmiş zaten geçmiş, gelecek ise belirsiz.

Yeni bir umut yeni bir başlangıç okulun ilk gününü hatırlatır bana. Güzel bir havada evden çıkıp okula yürüyerek gitmek, arkadaşlara kavuşmak, yeniden kaynaşmak. Neşeli güzel günler.

Her okul açılışında geçen senenin aynı günü hatırlanılır, zaman nasıl da çabuk geçiyor denilirdi. Kim hangi sınıfa düştü, hocalar nasılmış diye birbirimize sorardık.

Lise birdeyken herkes pek bir büyük uzun boylu adeta yetişkin gibi görünmüştü bize. En eğlenceli günümüz okulu asıp, Grease filmini seyretmek olmuştu Filmin çıkışının 20. yılında bu defa da kızlarımla seyrettim. Pek unutulmayacak bir filmdi.

Pink Floyd'un  Another brick on the wall diye  bir rock operası meşhurdu o günlerde Duvar sözü okulun yüksek duvarlarını hatırlattı.

Bu şarkıda bireysellik anlatılıyordu, duvardaki tuğlalardan biri olmayı reddetmeyi, herkesin özgür iradesiyle kendi yolunu seçmesini.

Bizim eğitim sistemi biraz tekdüzeydi. Üniversite sınavında 18 tercih yapılır "artık çocuk nereyi kazanırsa diye kaderci bir yaklaşımla, önümüze bir başka duvar çıkardı.

Önemli olan bir üniversite bitirmek diye herkes okumaya yönlendirilirdi. Hangi bölüm olduğu, gencin aslında ne istediği o kadar da önemli değildi. Bazıları memnun kalmazsa ertesi sene sınava yeniden girerdi.

Kimisi mezun olduktan sonra okuduğu konuyla tamamen alakasız başka mesleklere yönelirdi. Hayat bazen tesadüflerle akar, bir bakarsınız hiç aklında olmadığı halde birisi ticarete atılmış, falanca şehirde odun satıyor. Okulda öğrendiği bilgilerin şu anki hayatıyla bir ilgisi yok.

Yarın ne olacağı belirsiz. Kiminle karşılaşacaksınız. Ne yapacaksınız? Evdeki hesap çarşıya uyacak mı? İşler planlandığı gibi gidecek mi? Ya da hiç aklında olmayan başka planlar mı yapılacak. 

Her konuşmada her iç dökmede her yaşanan tecrübede kendimizi yeniden tanıyoruz.

Belki de hayatın kendisi bir muamma...





Gün Eksilmesin Penceremden

Cahit Sıtkı Tarancı

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!



2 yorum: