Aşil elini kılıcına atmış, kararsızca, çekip, saldırsın mı,
yoksa öfkesine hâkim mi olsun bilememiş.
Koskaca kılıcı çekip, kınından çıkardığı anda bir bakmış,
gökten bütün hızı ve görkemiyle Athena iniyor. Hera Olimpos dağının tepesinden olanları
gördüğünde, “Ben bu ikisini de seviyor, destekliyorum, kavga etmesinler, Athena,
sen yetiş duruma müdahale et.” Demiş.
Athena arkasından yaklaşıp, Aşil’in gür saçlarına elini
atmış, o anda Athena’yı Aşil’den başka gören olmamış (yarı tanrı olduğu için o
görebiliyor). Aşil hayretle dönüp baktığında, şimşek çakan gözlerle
karşılaşmış. “Zeus’un kızı neden geldin? Neden şimdi? Agamemnon’un bana
ettiğini gördün mü? Şimdi cezasını vereceğim onun” Demiş.
Athena’nın bakışları yumuşamış, “Hera gönderdi beni,
Agamemnon’a kılıç çekme, söz söyle yeter, ben hakikati biliyorum, gün gelecek
bundan çok daha fazla hazineler senin önüne serilecek. Tut kendini şimdi, sinirlerine
hâkim ol, Hera ve bana itaat et” demiş.
“Kalbim param parça olsa da size itaat edeceğim. Tanrılara
itaat edenlerin duaları kabul edilir” diye cevap vermiş kahraman. Ve o kılıcını
kınına sokarken, Athena göklere yükselmiş.
Sonra, Agamenon’a dönüp, “köpek suratlı, kuş yürekli sarhoş,
ben olmasam ne yapacaksın? Yenildiğinde ordunun en yaman savaşçısını
darılttığına pişman olacaksın. Bu kutsal asa üzerine yemin ediyorum ki böyle
olacak” diyerek, Kral’ın asasını fırlatır atmış. Sonra gidip, yerine oturmuş.
Agamemnon’un yüzü kararmış bunları duyunca, hadise büyümesin
diye hemen araya Nestor girmiş. Nestor, ordunun en yaşlısı, tatlı sözlü, bilge bir
adam. “Kavga etmeyin yoksa Truvalıları yenemeyiz. Agamemnon sen Aşil’in
ganimetini alma, Aşil sen de krala itaat et. Bu asa ona Zeus tarafından
verilmiştir, kutsaldır” demiş.
Agamemnon “Doğru söylersin ama tanrılar bunu en iyi savaşçı
yaptılarsa da bana karşı gelmesi için yetki vermemişlerdir. Bütün ordunun
komutasını kendi almak istiyor” diye cevap vermiş. İki adamın üstünlük
mücadelesini görüyoruz burada.
Aşil “Artık ne senin için ne de kız için savaşırım. Bir gün
verdiniz bir gün geri almak istediniz. Artık gemimim yanına gelip, bana ait bir
şey almak istersen, mızrağımı gömerim karnına kara kanını akıtırım” diyerek
bağırmış ve her ikisi de ayağa kalkarak yollarına gitmişler.
Agamemnon, Chyseis’i Odyseus’a emanet ederek, gemiye bindirip,
memleketine göndermiş çaresiz.
Geride kalanlara savaşın ve hastalığın kirinden pisinden arınmak
için yıkanıp, paklanmalarını söylemiş. Kurbanlık hayvanlar hazırlanmış, kesilip,
pişirilmiş, kokusunun göğe yükselip Apollo’ya ulaşacağını ümit ederek, af
dilemişler tanrıdan. Ancak, bütün bunlar olurken, Agamemnon’un öfkesi hâlâ geçmemiş.
İki adamını yollayarak, Briseis’i elinden tutup getirmelerini istemiş:
“Eğer, Aşil meselese
çıkarırsa ben gelip alacağım”
Adamlar korkarak, çekinerek Aşil’in kampına gelmişler. Aşil
onları uzaktan görmüş, “sizin bir suçunuz yok, buyurun, gelin, oturun demiş ve
arkadaşı Patroklus’a kızı getirmesini söylemiş.
Elçiler önde, Briseis arkada gönülsüzce gitmişler…
Not:
Dante’yi takip eden arkadaşlar hatırlayacaklardır. İnferno’
nun ikinci bölümünde Virgil’in nasıl yardıma geldiği açıklanır. Cennet’ten
bakan Azize Lucia, Dante’nin zor durumda olduğunu görür, Rachel’ a haber verir,
Rachel Beatrice’e “Seni seven ve her zaman sevecek olan adama yardım et” der. Beatrice
Cennet’ten inerek, Cehennem’e girer, Virgil’i bulup, Dante’ye rehberlik
etmesini ister. Başta Meryem Ana, Dante’nin yolculuğunda kadınların merhametini
gördük. Halbuki burada gökten inen savaş tanrıçasını görüyoruz. Onun aslında
merhametle alakası yok. Bugünlerde televizyona çıkanlar kadar olmasa da savaş
stratejileri ve taktik ustası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder