15 Eylül 2016 Perşembe

Kanto 13 Ağaçlar


Kanto 13 Ağaçlar

Resim William Blake The wood of Self murderers


Şairler karşı kıyıya vardıklarında kendilerini sık ağaçlık bir yerde bulurlar bu ormanın içinde yürüyebilecekleri bir patika bile yoktur; yapraklar yeşil değil siyahtır; dallar birbirine dolanmış geçit vermez haldedir; ağaçlar meyvasız, heryer karanlıktır. Ağaçların üzerinde sadece zehirli bögürtlenler vardır, dahası ağaçlardan kan damlamaktadir. Kanatlı bir takım acaip yaratıklar bu ağaçları kemirmektedir. Bunlar mitlolojide gittikleri yeri tamamen kurutan, rüzgarla, kasırgayla gelen yarı insan, yarı kuş gibi canavarlardır
Virgil, Dante’ye “Burası yedinci dairenin ikinci halkasıdır ve burada göreceklerine çok şaşıracasın etrafına iyi bak” der.
Karanlıkta, her yerden insan çığlıkları ve inlemeleri gelmektedir; fakat Dante ne kadar etrafına bakarsa baksın kimseyi göremez. Acaba ağaçlar arsında gizlenmiş birileri mi vardır? Ne tarafa bakacağını bilemeyince şaşkınlıkla olduğu yerde kalır.
Virgil “Hadi ağaçtan bir dal kopar bakalım ne olacak? O dalı kopardığında kafandaki sorulara cevap bulacakssın!” der. Dante dikenli bir dalı koparır; dal acıyla bağırır; “Beni niye koparıyorsun? Sende hiç acıma yok mu?” der. Ağaçtan kan akar: “Biz de bir zamanlar insandık; benim yerime yerde sürünen bir yılan olsaydı  ona daha çok acırdın, böyle tutup koparmazdın!” der. Dante korkuyla dalı yere düşürür, ne diyeceğini bilemez.

Virgil “Ben daha önce yazdığım şiirlerde bu konudan bahsetmiştim, ama Dante bilmez onun sana inanması için dalını kopartmasını söyledim; şimdi sen bize hikayeni anlat ki; Dante dünyaya dönünce, bu hikayeyi herkese anlatsın” der. Bunun üzerine ruh (Pietro della Vigna) sevinerek anlatır:



Kendisi İkinci Frederikt'in en güvendiği danışmanı, çok iyi bir aileden gelen, çok dürüst, çok bilgili bir asilzadeymiş fakat saray çevresinde kendisini çekemeyenler olmuş; ona rüşvet teklif etmişler, almamış; bunun üzerine çeşitli entrikalarla kendisini gözden düşürüp, hapislere atmışlar. “Böyleleri her mevki ve makam sahibi kişinin etrafını sarar ve sonunda o ortamda varolan bütün ahlaki değerler tükenir” diyor.

Sonunda çektiği işkencelere dayanamıyarak intihar etmiş, bütün hayatını dürüst bir insan olarak geçirdiği halde, bir bıçak darbesiyle, bir anlık bir hareketle, ahirette Cehenneme mahkum oluyor.
Dante bunu duyunca çok üzülüyor, ruh kendisinden dünyaya dönünce bu hikayeyi anlatmasını ve kendisinin dürüst bir kişi olduğunu herkese söylemesini istiyor... Sonra susunca Virgil “Başka soru sormak ister misin?” diyor Dante’ye, ama Dante soru soramayacak kadar üzgün, onun için Virgil soruyor; “Niye buraya hapsedildiniz?” diyor.

Eski Roma devirlerinde, hapsedilen, esir düşenler  insanlar, o işkencelerden kaçmak için intihar ederlermiş, bu da kötü görülmez, son bir kahramanlık addedilirmiş, ancak Hazreti Isa gelince intihar kesin olarak yasaklanmış; İsa insanlara bir ruhun asla esir olmayacağını, ruhu Allah’tan başka hiç kimsenin teslim alamayacağını, dünyadaki esaretin ve işkencenin ruha bir şey yapamayacağını öğretmiş. Insanın en şerefli varlık olduğu bu işkencelerin çekilen çilelerin insanın değerini düşüremeyeceği anlaşılmış. Dolayısıyla Hristiyanlıkta Müslümanlıkta olduğu gibi intihar büyük bir günah olarak kabul ediliyor.

Pietro' nun ruhu da bunu anlatıyor,  intihar edenler Cehenneme düştüğünde kendilerine beden verilmiyor; dünyada kendi bedenini yok ettin burada bedene kavuşamayacaksın deniyor onun için onların ruhları sonsuza kadar bu ağaçlara hapsolunmuş. Kıyamette sura üflenince herkes bedenine kavuşacak biz kavuşamayacağız diyor...


Sonra daha konuşmalar bitmeden ortaya av köpeklerinden kaçan sonra yakalanıp parçalanan başka ruhlar çıkıyor, bunlar kendi canına kıymamış ağaçlara hapsedilmemiş ama hayat kaynaklarını israf etmiş; yoketmiş, yakmış, yıkmış olanlar; sonunda kendileri de çıplak kalmış; bunların bedeni var, cezaları da kurtlar köpekler tarafından parçalanmak...

Not: Ortaçağ anlayışıyla olsa gerek, bazı yerlerde cezalar çok ağır ve korkutucu; biz ölüm için 'hakkın rahmetine kavuşmak' deriz ve eninde sonunda Allah'ın affedeciliği ve merhameti sayesinde herkesin huzura kavuşacağına inanırız...


Elif Mat Erkmen
Ikinci Frederik 1194-1250 Kutsal Roma Imparatoru

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder