Kanto 13 Ağaçlar
Resim William Blake The wood of Self murderers
Şairler karşı
kıyıya vardıklarında kendilerini sık ağaçlık bir yerde bulurlar bu ormanın
içinde yürüyebilecekleri bir patika bile yoktur; yapraklar yeşil değil siyahtır;
dallar birbirine dolanmış geçit vermez haldedir; ağaçlar meyvasız, heryer
karanlıktır. Ağaçların üzerinde sadece zehirli bögürtlenler vardır, dahası
ağaçlardan kan damlamaktadir. Kanatlı bir takım acaip yaratıklar bu ağaçları
kemirmektedir. Bunlar mitlolojide gittikleri yeri tamamen kurutan, rüzgarla,
kasırgayla gelen yarı insan, yarı kuş gibi canavarlardır
Virgil, Dante’ye “Burası
yedinci dairenin ikinci halkasıdır ve burada göreceklerine çok şaşıracasın etrafına
iyi bak” der.
Karanlıkta, her
yerden insan çığlıkları ve inlemeleri gelmektedir; fakat Dante ne kadar
etrafına bakarsa baksın kimseyi göremez. Acaba ağaçlar arsında gizlenmiş
birileri mi vardır? Ne tarafa bakacağını bilemeyince şaşkınlıkla olduğu yerde
kalır.
Virgil “Hadi ağaçtan
bir dal kopar bakalım ne olacak? O dalı kopardığında kafandaki sorulara cevap
bulacakssın!” der. Dante dikenli bir dalı koparır; dal acıyla bağırır; “Beni
niye koparıyorsun? Sende hiç acıma yok mu?” der. Ağaçtan kan akar: “Biz de bir
zamanlar insandık; benim yerime yerde sürünen bir yılan olsaydı ona daha çok acırdın, böyle tutup koparmazdın!”
der. Dante korkuyla dalı yere düşürür, ne diyeceğini bilemez.
Virgil “Ben daha
önce yazdığım şiirlerde bu konudan bahsetmiştim, ama Dante bilmez onun sana
inanması için dalını kopartmasını söyledim; şimdi sen bize hikayeni anlat ki; Dante
dünyaya dönünce, bu hikayeyi herkese anlatsın” der. Bunun üzerine ruh (Pietro della Vigna) sevinerek
anlatır:
Kendisi İkinci
Frederikt'in en güvendiği danışmanı, çok iyi bir aileden gelen, çok dürüst, çok
bilgili bir asilzadeymiş fakat saray çevresinde kendisini çekemeyenler olmuş;
ona rüşvet teklif etmişler, almamış; bunun üzerine çeşitli entrikalarla
kendisini gözden düşürüp, hapislere atmışlar. “Böyleleri her mevki ve makam
sahibi kişinin etrafını sarar ve sonunda o ortamda varolan bütün ahlaki
değerler tükenir” diyor.
Sonunda çektiği
işkencelere dayanamıyarak intihar etmiş, bütün hayatını dürüst bir insan olarak
geçirdiği halde, bir bıçak darbesiyle, bir anlık bir hareketle, ahirette
Cehenneme mahkum oluyor.
Dante bunu
duyunca çok üzülüyor, ruh kendisinden dünyaya dönünce bu hikayeyi anlatmasını
ve kendisinin dürüst bir kişi olduğunu herkese söylemesini istiyor... Sonra
susunca Virgil “Başka soru sormak ister misin?” diyor Dante’ye, ama Dante soru soramayacak
kadar üzgün, onun için Virgil soruyor; “Niye buraya hapsedildiniz?” diyor.
Eski Roma
devirlerinde, hapsedilen, esir düşenler insanlar, o işkencelerden kaçmak için intihar
ederlermiş, bu da kötü görülmez, son bir kahramanlık addedilirmiş, ancak
Hazreti Isa gelince intihar kesin olarak yasaklanmış; İsa insanlara bir ruhun
asla esir olmayacağını, ruhu Allah’tan başka hiç kimsenin teslim alamayacağını,
dünyadaki esaretin ve işkencenin ruha bir şey yapamayacağını öğretmiş. Insanın
en şerefli varlık olduğu bu işkencelerin çekilen çilelerin insanın değerini düşüremeyeceği
anlaşılmış. Dolayısıyla Hristiyanlıkta Müslümanlıkta olduğu gibi intihar büyük
bir günah olarak kabul ediliyor.
Pietro' nun ruhu da
bunu anlatıyor, intihar edenler
Cehenneme düştüğünde kendilerine beden verilmiyor; dünyada kendi bedenini yok
ettin burada bedene kavuşamayacaksın deniyor onun için onların ruhları sonsuza
kadar bu ağaçlara hapsolunmuş. Kıyamette sura üflenince herkes bedenine
kavuşacak biz kavuşamayacağız diyor...
Sonra daha
konuşmalar bitmeden ortaya av köpeklerinden kaçan sonra yakalanıp parçalanan
başka ruhlar çıkıyor, bunlar kendi canına kıymamış ağaçlara hapsedilmemiş ama
hayat kaynaklarını israf etmiş; yoketmiş, yakmış, yıkmış olanlar; sonunda
kendileri de çıplak kalmış; bunların bedeni var, cezaları da kurtlar köpekler
tarafından parçalanmak...
Not: Ortaçağ anlayışıyla olsa gerek, bazı yerlerde cezalar çok ağır ve korkutucu; biz ölüm için 'hakkın rahmetine kavuşmak' deriz ve eninde sonunda Allah'ın affedeciliği ve merhameti sayesinde herkesin huzura kavuşacağına inanırız...
Elif Mat Erkmen
Ikinci Frederik 1194-1250 Kutsal Roma Imparatoru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder