21 Temmuz 2021 Çarşamba

Ada Vapuru

 Elif Mat

Öykü


Genç kadın çarşı dönüşü ada vapuruna binmişti. Güneş gözlüğü, şapkası, beyaz keten takımı ile çok şıktı.

“Pazartesi günü Kapalıçarşı kalabalık olur, bugün gitme istersen, demişti annem ama işim acildi. Haklıymış, iğne atsan yere düşmüyor, bir de sıcak” dedi arkadaşına.

“Ben de teyzemi doktora götürmek için indim şehre. Evet her yer çok sıcak.”

 “Arzu edersen inince pastaneye uğrayıp birer dondurma yiyelim”

“Aaa, tabii çok memnun olurum” dedi Vildan gözleri ışıldayarak.

Bu akşam saati hareketli olurdu iskele. Vapurdan inenler, yürüyüş bahanesiyle onları karşılamaya gelenler, denizde geçirilen uzun bir günden sonra şehre dönenler olurdu.

İskelede faytonlar müşteri beklerdi.

İnerken acaba o yeşil gözlü çocuğu görebilir miyim, diye etrafa baktı Vildan. Olur ya belki o da yürüyüşe çıkmıştır.

 


Pastanede fıstıklı dondurma ısmarladılar ikisi de.

“En çok vişneli severim ben ama bu beyaz takımla risk almayayım şimdi” diyerek göz kırptı Şule.

“Eee, ne iş için gitmiştin Kapalıçarşı’ya?”

“Sorma, gelecek hafta düğün var.  Orada zümrüt küpe görmüştüm. Uzun zamandır almak istiyordum. Düğünü bahane ettim. Kıyafetime uyar diye düşündüm. Elbisem uçuk yeşil ipek. Turuncumsu bir fular da takacağım”

“Oh, ne güzel” Bordo rengi yumuşak kadife koltuklar pek rahattı.  “Kimin düğünü bu?”

“Rüksan’ın.”

Rüksan, yeşil gözlü çocuğun ablasıydı. Yüzü pembeleşti, kalbi daha bir hızlı çarptı.

“Aaa, öyle mi? Kiminle evleniyor Rüksan Abla?”

“Cavid’ le, Avukat biliyorsun. Karaköy’de yazıhanesi var. Babası babamla Pertevniyel Lisesi’nden sınıf arkadaşıymış, tanıyor bizimkiler.”

Vildan, “Ah, o düğünde ben de olsaydım” diye içinden geçirdi, gözleri daldı.

Tesadüf bu ya, bir sonraki vapurdan Rüksan indi. Hemen el sallayarak yanlarına davet ettiler.

“Nasılsın hayatım, şimdi sen de çok telaş vardır”

“Hem de ne telaş! En son provada bitti. Birkaç rötuşla gelinlik hazır oldu, bugün öğleden sonra teslim aldık. Laf aramızda kayınvalide de herşey karışıyor şimdiden”

“Hayırlı olsun, evleniyormuşsunuz, şimdi haberim oldu. Çok tebrik ederim. Mutluluklar dilerim” dedi Vildan sevinçle.

“Çok teşekkürler canım. Ay bu nasıl bir heyecanmış, nefes almayı bırakmış gibiyim kaç gündür. Zayıfladım. Gelinlik biraz bollaştı üzerimde. Bu hafta sonu kulüpte olacak. Bir de parıltılı pabuç aldık altına. Biraz yüksekçe. İnşallah bir sorun olmadan giyebilirim. Sen de gelsene düğüne Vildan. Adanın bütün gençleri orada olacak. Eğleniriz.”

“Bilmem ki, davetinize çok teşekkür ederim. Bir aileme sorayım. Müsaade alabilirsem gelirim”

“Çok memnun olurum. Şule ile beraber gelirsiniz. Bana müsaade, bugün çok yoruldum. Bir fayton bulup, eve gideyim yemek saati de geliyor.” Diyerek ayrıldı gelin hanım.

Vildan olanlara inanamıyordu. “Ne şans! Dileğim kabul oldu, şükürler olsun” dedi kendi kendine.

Şule Vildan’a göz ucuyla baktı. Anlamıştı kızın heyecanını. “Hoş bir tesadüf. Ne iyi oldu, birlikte gideriz” dedi.

Eyvah ne giyecekti? “Anlaşıldı yarın ki vapurla ben de alışverişe gideceğim. Ne giyeceğime bakayım. Mavi bir elbisem var boncuk işlemeli, belki onu giyerim” dedi.

 

 


2 yorum: