9 Temmuz 2021 Cuma

Karar

 



Elif Mat
#Öykü

Bu zor bir karardı. Bundan sonraki hayatını belirleyecek bir karar. Hangi ülkede yaşayacağını çocuğunu nasıl büyüteceğini, nasıl bir adamlar ömrünü geçireceğini ilgilendiriyordu.

Revüde dans ederek geçimini kaç yaşına kadar sağlayabilirdi. Emekli olma zamanı gelecekti elbet. Bunları düşündü. Oğlunun Fransa’daki geleceğini ve burada Venezüella da bulundukları ortamı düşündü.

En iyi okula vermişti Carlo onu. Çocuk mutlu olursa annesi de burada kalır diye düşünüyordu belli ki. Çocukta halinden memnun görünüyordu.

Carlo’nun cazibesine kapılmıştı zaten tanıştıklarından beri. “Peki öyle olsun” dedi, kabul etti teklifini.

Hayat rüya gibi geçmeye başladı. Güzel bir ev, yakışıklı bir koca, akıllı bir çocuk, ikincisi de yolda.

Bir gün kendi resmini bir dergide gördü, iş adamı Carlo Bianchi ile güzel eşi operadan çıkarlarken diyordu. Teresa’nın üzerinde yeşil kadife bir gece elbisesi vardı. Kolunda yakut taşlı bilezik, ona uygun yüzüğü, küpeleri, kızıl saçları ile çok hoş görünüyordu. Yazıda Fransız bir revü yıldızı olduğu parlak kariyerini bu evlilik için geride bıraktığı anlatılıyordu.

“Meşhur olmuşuz” dedi.

“Severler burada sosyete haberlerini”

“Paris’e gitsek”

“Çocuğun doğmasını bekleyelim. Daha iyi olur.”

Özlemişti artık Paris’i Teresa ama artık uzun süre gidemem herhalde diye düşündü. Bebek doğduktan sonra kolay olmazdı seyahat.

Bir de kızları oldu. Teresa gerçekten çok mutluydu. İlk oğlunun doğumunda zorluk çekmişti çocuğa bakmakta ama şimdi burada Caracas’ta imkanları genişti. Evde dadılarla büyüyecekti çocuk. Geleceğe ümitle bakabilirdi.

Ondan haber bekleyen Lucy’ ye mektup yazdı, hayatındaki gelişmeleri anlattı. O’na Paris’i sordu.

Gelen cevabi mektup biraz karmaşıktı. Lucy’nin hayatında da değişiklikler vardı. O da evlenmişti ama mutlu değildi. Kocasının başı polisle dertteydi. Uyuşturucu işine girmişti. Karakolluk olduklarında kendilerini sorgulamaya Robert gelmişti. Lucy’nin bu işlerden haberi olmadığı anlaşılınca onu serbest bırakmışlardı. Ama kocası hala içerdeydi.

Ayrılırlarken Robert, ona Teresa’yı sormuş, Lucy’de, “Venezuella’da yaşıyor artık” demişti.

Robert’ın lafı edilince, gözleri daldı Teresa’nın ne yapıyordu acaba eski aşkı.

Kendi kocasının da karışık işleri olduğunu biliyordu ama bir şey sormamayı daha akıllıca buluyor Carlo’nun anlattıkları dışında işle ilgili bir merak göstermiyordu.

Biraz “üzümünü ye, bağını sorma” durumu vardı aralarındaki ilişkide.

Daha doğrusu kötü bir şey olmasın, bu büyü bozulmasın istiyordu. Çünkü hayatta herşeyin yolunda gittiği, işlerin tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla halledildiği görülmemiştir. Her şey iyi derken bir şey olur tökezler insan. Ne bileyim nazar değer, bir şey olur.

“Demek her şeyin yolunda olması da ayrı bir dertmiş insanın eli yüreğinde oluyormuş” dedi kendi kendisine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder