2 Eylül 2019 Pazartesi

Bölücüler, Ayrılıkçılar



Kanto 28

Bu çukurda gördüğüm kanı ve yaraları kim anlatabilir?
Kafiyesiz, ölçüsüz düzyazıyla bile  olsa.
Akıl, hafsala almaz; dil yetersiz kalır bu görüntü karşısında.
Hiç bir savaş meydanı böylesini görmemiştir.
Şaşmaz Livy’nin anlattığı uzun savaşlarda bile
Dokuzuncu çukurda gördüğüm  yaralar gibisi olamaz.
Bir tanesi çenesinden taa aşağıya kadar, boydan boya ikiye bölünmüş;
İç organları dışarıya dökülmüştü.
Ben ona dikkatle bakrken
O da bana baktı ellerini açıp,
 “ Gördün mü, bak, kendimi nasıl da ikiye yardım?” dedi.
“Yanımda ağlayan, başı yarık olan da arkadaşım.
Halkayı döndüğümüzde, yaralarımız kapanır,
Arkamda bekleyen şeytanlar, yeniden yaralar bizi.
Ama siz kimsiniz?
Niye oradan bize bakıyorsunuz?
Kendi çukurunuza geç gitmek için vakit kazanmaya mı çalışıyorsunuz?”
Virgil cevap verdi:
“Bu adam daha ölmemiştir, suç işlediği için de burada değildir.
Ama görmek, öğrenmek için gelmiştir
Ben ölüyüm ve onu bütün halkalarda gezdiriyorum
Doğrusu bu”



Bu sözleri duyan belki yüz tane ruh durup, bana baktılar hayretle.
Ruh: “O zaman sen, dünyaya dönecek olan Fra Dolcino’ya söyle yiyecek stoklasın.
Eğer kısa zamanda yanıma kavuşmak istemezse.
Kar yağdığında o mahsur kalacak
Novarese zafer kazanacak.
Öyle olmasa Navarase için bu zafer kolay olmazdı.” dedi.
Bunu gitmek üzere bir ayağını yerden kaldırarak söylemişti.
Sözleri bitince ayağını yere bastı ve yoluna devam etti.


Kaşı gözü yarılmış burnu ve bir kulağı kesilmiş bir başkası yanımıza yanaştı.
“Günahından dolayı burada olmayan adam
Sanırım Italyansın, seni evvelce görmüştüm;
Yukarı döndüğünde Pier da Medicina’ yı hatırla.
Guido ve Angiolello’ya söyle,
Onlar gemilerinden atılıp boğulacaklar.
Tiran onları taş bağlayıp atacak La Cattolica yakınlarında.
Kıbrıs ve Majorca arasındaki sularda Neptune böyle bir vahşet görmemiştir.
Yanımdaki de o kıyıları hiç görmemeyi dilerdi.”



“Bu haberleri yukarı götürmemi istiyorsan, o kimı anlatır mısın bana?”
dedim ona.
Yanındaki adamın ağzını açtı, gösterdi;
“Bu artık konuşamaz,
Sezar’ı Rubicon’u geçmeye ikna eden,
‘Bir adam hazırsa, yapacağı işi geciktirmek ,
ona zarardan başka bir şey getirmez’  diyen adam bu”
Onu bu halde görmek beni ne kadar üzdü;
Curio’ydu bu, dili ikiye yarılmış olan...
Eskiden ne kadar cesaretle konuşurdu!

Toscana

O sırada bir başkası geçti yanımızdan,
İki eli de kesilmişti, elsiz kollarını yukarı kaldırarak:
“Beni de hatırla; İsmim Mosca,
 Toskana’ya kötülük tohumu atan bendim” dedi.
Ben de “Çok kişinin ölümüne neden oldun”dedim.
Bu zaten acılı olan adamı daha da hüzne boğdu.
Delirmiş gibiydi.

O sırada diğerleri arasında kellesini eline almış,
yürümekte olan bir adam gördüm.
Başını fener gibi taşıyordu elinde.
O baş bize baktı: “Ah” dedi,
Birken iki, ikiyken birdi;
Kendi kendisini fener yapmıştı
Nasıl olurdu böyle birşey?
Hüküm veren bilir ancak.


Köprünün altına vardığında eliyle başını bize doğru kaldırdı, daha iyi duyalım diye
“Şimdi gördün bu cezaları
Halen nefes almakta olan adam;
Bak bakalım bundan büyük acı var mı?
Adım Bertrand de Born,
Genç kralı babasına karşı ayaklandıran bendim.
Baba ile oğulu birbirlerine düşman ettim.
Absalom ve Hazreti Davut’ un arasını açan
Achitopel bundan kötüsünü yapmamıştır.
Başımı yük gibi taşıyorum şimdi
Bana bakan burada nasıl cezalandırıldığımızı anlar...”
Ingiliz Kralı Henry 2 


Açıklamalar

Bu kanto da Dante dokuzuncu çukura gelir. Bölücüler, ayrılıkçılar burada kendileri de vucutları bölünmüş olarak cezalandırılmaktadırlar. Günahkarlar kılıç  ile ağır şekilde yaralanmış olmalarına rağmen çukurun içinde daire çizerek yürümekte daireyi tamamlarken yaraları da iyileşmekte sonra arkalarından kendilerini takip eden şeytanlar tarafından tekrar yaralanmaktadırlar. Çünkü dünyadayken açtıkları yaralar, sebeb oldukları ayrılıklar devam etmektedir. Bunlara fitne çıkaranlar da diyebiliriz.
Fra Dolcino 1250-1307
Dante’nin ilk karşılaştığı  ruh, kendisine Fra Dolcino’dan bahsediyor. Fra Dolcino’nun hikayesi Umberto Eco’nun Gülün Adı isimli romanında da yer alır.
Önce Fransiscan tarikatına dahil olan Dolcino daha sonra Apostalic Brothers tarikatına katılır ve liderleri öldürülünce bu reformist örgütün lideri olur. Feodal düzene karşı eşitlikçi özgürlükçü halktan fakirden yana yer alan bir akımdır bu.
Papalık onlar aleyhine soruşturma açar. Gene Gülün Adı’nda ismi geçen Bernard Gui yönetir bu soruşturmayı.
Fra Dolcino hırsızlıkla suçlanır, işkence görmekle tehdit edilir, bulunduğu yerden kaçar, daha sonra adamlarıyla birlikte hayatta kalmak için bir soyguncu çete haline gelirler, yakıp yıkarlar. İncilden ayetler gösterip kendilerinin her koşulda saf ve temiz olduğunu iddia ederler
Papa Clement 5 onları heretic dinden sapmış ilan eder üzerlerni papalık askerlerin gönderir. Fra Doldino ve örgütü Novara ve Vercelli arasında bir yere çekilir bir yıl süren kuşatmada yiyecek stokları tükenir. Daha sonra yakalanırlar, sevgilisi Margaret ile birlikte  Vercelli’de kazığa bağlanıp yakılır. 1307

Bernard Gui Papa'yla beraber


Malestino da Rimini
Fano şehri ile kendi şehrini birleştirmek için Guido ve Angioletto isminde Fano şehrinin iki liderini konuşmak için davet etmiş La Cattolica  denen Adriatic’te bir yere. Sonra ayaklarına taş bağlayıp gemiden attırmış.
Curio
Roma’ya girişi Pompey tarafından yasaklanmış bir meclis üyesi. Sezar’ın ordusuna katılmış. Onu Rubicon’u geçmeye ve Roma’ya ordusuyla girmeye ikna etmiş.
Bertrand de Born
1140- 1215
Fransanın Providence bölgesinde yaşamış bir sovalye, şair ve trubaoudur. Ingılız Kralı Henry 2 ve oğlu genç Henri’nin arasını açtığı söyleniyor.
Bunun için başı gövdesinden ayrılmış
Kralın oğlu Prens Henry


Mosca dei Lamberti:
6. Kanto da Dante Cıacoo’ya bu adamın nerede olduğunu sormuştu. İyş işler yapmış biri olarak tanıyordu onu ama burada dokuzuncu çukurda buldu. Bir nişan bozulması hadisesi dolayısıyla Guelp ve Ghibellineler arasında başlayan kavgaların büyümesine yol açmış.
Achiophel:
Hazreti Davut’un danışmanlarından biri, onu bırakıp,  isyan eden oğlu Absalom’un tarafını tutmuş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder