3 Eylül 2019 Salı

Simyacılar



Kanto 29
Bu yaralı ruhlar beni öylesine etkilemiş olmalı ki;
 bir müddet daha durup ağlamak istedim.
Ama Virgil: “Ne bekliyorsun?
Niye yaralılardan gözünü alamıyorsun?
Diğer çukurlarda böyle yapmamıştın.
Eğer saymak istiyorsan bu vadini çevresinin iki yüz mil olduğunu düşün.
Vaktimiz az, daha görmediğin çok şey var.” Dedi.

“Kimi aradığımı bilseydin, belki burada daha fazla kalmam için izin verirdin!” dedim
Cevabımı verirken, o çoktan yürümeye başlamış, ben de onu takip ediyordum.
“Belki aralarında bir akrabam vardı.
Öldürülmüş ama intikamı alınmamış;” dedim.
“Artık daha değerli şeyler düşün oradakileri kendi hallerine bırak
Onun kaderi, körler arasında olmak
Sen başka yere bakarken,
 o da sana bakuıyor ve elleriyle seni tehdit eden işaretler yapıyordu.
İsmi Geri del Bello imiş. Seslenirlerken duydum.
Sen o sırada başı kesilmiş olan Altaforte kontuyla konuşuyordu.
Geri, senin onu görmediğini anlayınca yoluna devam etti.”


“Ah değerli ustadım, o şiddet mağduru,
Akrabaları O’nun öcünü almadı
Onun için mahçup ve onun için kendi akrabalarından nefret ediyor.
Belki benimle konuşmak istemedi,
Düşündükçe haline daha çok acıyorum.”
Bunları konuşa konuşa bir sonraki çukura geldik;
Oradan korkunç çığlıklar yükseliyordu,
Duymamak için ellerimi kulaklarıma götürdüm.
Maremma, Valdichiano ve Sardinya’ da yaz aylarında ölüm kol gezer,
Sıtmadan ölenlerin kokusu sarar etrafı,
O bataklıkta koku dayanılmaz olur.
Zavallı hastaların inlemeleri duyulur,
Burası da öyleydi.
Malebolge’ nin son köprüsüne varmıştık
Buradan aşağısı daha iyi görünüyordu.
Sahtekarların çukuruydu burası ve karınca yuvası gibi kalabalıktı.
Bazısı yerde emekliyordu,
Bitkin vaziyetteydiler karalarını kaldıramıyorlardı.
Baştan aşağıya yara içindeydiler
Delicesine kaşınıyorlardı,
Tırnakları kanlıydı.

Arezzo

Ustam birisine seslendi:
-“Burada Italyanlar var mı çukurda gizlenen?”
-“Biz ikimizde Italyan’ız, siz kimsiniz bize soru sormaya gelen?”
-“Ben ölüyüm; bu yaşayan adamı burada gezdirmekle, görevlendirildim”
Hepsi birden dönüp, bize bakınca, Virgil bana, “ istediğini sor” dedi

“Anılarınızın dünyada uzun müddet yaşamasını isterseniz,
 insanların hafızasında
Bana söyleyin nerelisiniz kimlerdensiniz?
Buradaki halinizden utanıp da kendinizi gizlemeyin.” Diye seslendim ruhlara.

Sienna

“Ben Arezzo’luyum;Albert Sienna’lı” dedi adam.
“Ama burada ölümüme neden olan günahtan dolayı bulunmuyorum
‘Ben onunla dalga geçtim sana uçmayı öğretebilirim’ dedim
Ama onu Daedalus’a döndüremedim
Babası beni kazığa bağlatıp yaktırdı.
Ama Minos beni bu çukura Simyacıların arasına attı,
Dünyada işim buydu benim”
Ben Şaire döndüm;
“Dünyada bu Sienna’lılardan beter bir ırk var mı?
Fransızlar bile, bunların yanında daha ahlaklı sayılır.”
Diğer Cüzzamlı alay etti:
Stricca hariç, parasını çok güzel idare etti!
Nicola, pahallı baharatları kullanmasını bildi,
Caccia, bağlarının ve ormanlarının gelirini tüketti.
Ama Sienalılar hakkında seninle hemfikir olduğumu anlaman için,
 yüzüme bakman yeterli.
Ben Capocchio 'yum,  sahtekarlık yaptığım için buradayım.
Bu işlerde ne kadar hünerli olduğumu bilirsin...”


Açıklamalar

Dante bölücülerin, ayrılıkçıların savaş ve husumet çıkaranların çukurundan ayrılamıyor. Aklı orada kalıyor. Virgil ‘artık gitmeleri gerektiğini’ söylediğinde, ‘burada bir akrabasının olduğunu sandığını, acaba Geri del Bello’yu görebilir miyim’ diye beklediğini söylüyor.
Virgil,  O’na Dante’nin akrabası Geri’nin diğer yaralı ruhlarla beraber önlerinden geçtiğini ama Dante’nin şair Bertrand de Born ile konuşurken akrabasını görmediğini söylüyor.
Bazı ruhların Cehennem de bile huyu değişmiyor. Geri burada da öfke içinde, Dante’ye ve diğer akrabalarına benim öcümü almadınız kanımı yerde bıraktınız diye kızıyor.
Halbuki Dante, kan davasının manasızlığını anlamış vaziyette. Belki de O’nu görmemesinin daha iyi olduğu kanaatine varıyor. O’nun bu haline daha çok acıyorum diyor. Kavgacılık ve öfke bakımından bir ilerleme kaydedememiş, gördüğü cezadan ders alamamış.
Sonra bir sonraki çukura gidiyorlar. Buradakiler Alchemy –Simyacılık- ile uğraşanlar. Bunlara ‘sahtekarlık yapıyorsunuz’ diye Ortaçağ’da ceza veriliyormuş. Cehennemin de dibine düşmüşler. Dante sahtekarları ağır cezalar verilen kısma koymuş. Bu ruhlar cüzzam hastalığına yakalanmış ve yaralarından dolayı eziyet çekiyorlar kaşınıyorlar.
Şairler, sahtekarlar çukurunda Italyanlar var mı,  diye bakarken, karşılarına Siena’lılar çıkıyor. Floransa’nın ezeli düşmanı Sienna’yı gene eleştiriyor Dante.
Arezzo’lu ruh Capocchio, bir Papazın saf oğlunu sana ‘uçmayı öğreteceğim’ diye dolandırmış. Papaz bunu farkedince Cağocchio’yu  -büyücülük yaptığı- gerekçesiyle idam ettirmiş.
Stricca Nicola Caccia:
Bunlarda aşırı luks hayat yaşayan parasının hesabını bilmeyenler.
O zamanlar baharat çok pahalı olduğu için baharata çok para harcamasıyla eleştiriliyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder