14 Eylül 2019 Cumartesi

Devler



Kanto 31
Çeviri ve Yorum: Elif Mat


Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır
Hucurat Suresi 13. Ayet



Firavun: 'Ey Haman! Bana bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa'nın Tanrısını görürüm. Doğrusu ben, onu yalancı sanıyorum' dedi. Firavun'a, kötü işi böylece güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkondu. Firavun'un hilesi elbette boşa gidecekti.( mümin suresi 37 ayet)


Yeryüzünde kibirlendiler ve kötü hile düzenlediler. Oysa kötü hileler, sahibinden başkasına isabet etmez (ulaşmaz). Öyleyse onlar, evvelkilerin sünnetinden başkasını mı gözlüyorlar (bekliyorlar)? Halbuki Allah’ın sünnetinde asla bir tebdil (değişiklik) bulamazsın. Ve Allah’ın sünnetinde asla bir tahvil (değişme) bulamazsın.  Fatır suresi 43

Babil kulesi ile ilgili Incıl'de yer alan bölüm:

Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
3 Birbirlerine, “Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 4 Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”
5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. 6 “Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar” dedi, 7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.” 8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 9 Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.
Babil Kulesi

Aynı dil önce içimi yakmış
Yüzümü kızartmış sonra da ferhalatmıştı beni.
Achille’in sihirli mızrağı gibi, bazan yaralar bazan tedavi eder.
Vadiye arkamızı dönüp,  bir sonraki düzlüğe doğru tırmanmaya başladık.
 Vakit ne gece ne gündüz;
 Alacakaranlıktı


Trumpet ötüyordu, gökgürlemesinden beter.
Sesin nereden geldiğine baktım.
Uzaktan kuleler göründü
“Efendim o şehir neresi?” dedim
“Çok uzakta olduğumuz için baktığın şeyin ne olduğunu anlamadın.
Yanına varınca anlayacaksın.
Onun için hızlanalım.
Seni göreceğin garip şeye hazırlamak için
 biraz açıklama yapayım:
Onlar Kule değil; Dev!
Cehennemin son çukurun etrafını çevirmişler,
Ayakları çukurun dibindedir gövdesi görülür.”
Sisin açılması gibi yaklaştıkça şekiller belirginleşti,
Şüphem azaldı,  korkum arttı.
Monteneggione’ deki büyük kuleler gibi
Buradaki devler,son  çukurun etrafını sarmıştı.
Cehennemin bulanık havasının üzerine dikilmişlerdi.
Birine yaklaştım, kollarını omuzlarını yüzünü seçebildim
Karnının da bir kısmı görünüyordu
Doğa balinaları filleri yarattığı gibi bu devleri de yaratmıştı.
Hayvanlardaki kas gücüne ek olarak bunlarda zeka da vardı.
Çukurun üzerinde sadece belden yukarısı görünüyordu.

“Rafel mahee amek zabi almitdedi. Zaten diline dua da yakışmazdı.
Rehberim ona;
“Dangul dungul konuşan salak,
Ne dediğin anlaşılmıyor,
hiddetlendiğinde bari borunu öttür.
Fazlasıyla büyümüş göğsünde asılı” dedi.

Sonra bana döndü:
“Bu Nemrut; bunun yüzünden insanlık tek bir dil konuşamıyor artık;
Onun cezasını çekiyor.
Bununla konuşarak zaman harcama;
Konuştuğumuz dil ona anlamsız gelir,
Onun konuştuğunu da kimse anlamaz”
Yolumuza devam ettik, sola dönerek çemberi takip ettik
Burada karşımıza daha büyük, daha vahşi görünümlü  bir dev çıktı;

Doré


Eli kolu bağlanmıştı,
Koskoca bir zincirle, boyundan aşağısı sarılıydı.
“Bu ukala Jove’ye karşı çıktı, kuvvet gösterisine kalkıştı;
Sonunu görüyorsun,
Adı Ephialtes’ dir
Diğer Devleri de ayaklandırmıştı zamanında.
Tanrılara karşı kalkan eller burada bağlanmıştır
Sonsuza kadar...”

Brireus’u da görebilir miyiz?” dedim
Bize daha yakın olan Antaeus’ tur; hem onunla konuşuruz,
 hem de bizi çukurun dibine indirir,
Bütün günahların dibine.
Senin sorduğun daha uzakta, o da bağlı.”
Ephialtes şiddetle sallanmaya başladı, sanki deprem olmuştu.
O anda ölüm korkusu geldi bana
Onu bırakıp Antaeus’ un yanına gittik.
Virgil ona:
“Büyük aslan avcısı
Acaba bizi Cehennemin dibine o soğuk vadiye indirebilir misin?
Bu adamın daha yaşayacak ömrü var,
Allah izin verirse, döndüğünde dünyaya seni anlatabilir” dedi
O koskoca Kibir Kulesine.
Dali


Dev hiç tereddüt etmeden, elini uzatıp, Virgil’i kaldırıverdi
Kendi havalanan Virgil, elini bana uzatıp,
“Korkma ben seni tutarım” dedi
İçimden “keşke başka bir yolu olsaydı” dedim
Ama Dev bizi yumuşakça indirdi,
 Cehennemin dibine...
Bu buzlar içinde, Cehennemin son çukuru,
Judas ve Şeytanı barındırıyordu.
Bizi bıraktıktan sonra Dev, gene gemi direği gibi doğruldu.


 Açıklamalar


31. kanto da Virgil ve Dante Cehennemin son çukuruna doğru ilerliyorlar. Alacakaranlıkta karşıdan görünen manzarayı Dante Italya da Siena yakınlarında 1213 yılında yapılmış olan Montereggione kalesine benzetiyor.  Daire şeklinde inşa edilmiş kalenin yüksek kuleleri var. Bugünde halen ayakta.
Virgil’e bu neresi hangi şehir diye sorduğunda, uzaktan göremezsin yakınlaşınca anlayacaksın. Onlar kule değil Dev cevabını alıyor.
Burada perspektifin önemini bir kere daha görüyoruz. Aradaki mesafeye göre gördüğümüz şey şekil değiştiriyor.
Devler insanların kibrini temsil ediyor. Yunan mitolojisinden bazı örnekler veriliyor.
Bir de İncil’den Babil kulesini inşa ettiren Kral Nemrut.
Orada anlatılan hikayeye göre Tanrıya karşı güç birliğine gitmek için Nemrut bütün insanları bir kulede toplamak istemiş. Öfkelenen Tanrı kuleyi yıkarak o zamana kadar tek dil konuşan insanları dünyanın çeşitli yerlerine dağıtarak, başka başka diller konuşmalarını emretmiş.
Insanlar birbirlerini anlamadıkları için kuvvetleri azalmış.
Buna ceza olarak Nemrut’ta Cehennem’deö son çukurun bekçisi olan Devler arasında yer alıyor. Gerçek hayatta dev değildi ama burada kibrinden dolayı dev görünümünde.
“Rafel mahee amek zabi almit
Nemrut’un söylediği bu sözler bazılarına göre mana ifade etmeyen kelimeler. Kendisine verilen ceza sebebiyle o sadece tek kişinin anladığı dili konuşuyor.
Bazısına göre ise,  Hazreti  Isa’nın çarmıha gerildiği zaman söylediği ‘ Baba beni niye terkettin’ manasına gelen Eli Eli lama sabachtiani sözlerini söylemeye çalışıyor. (Psalm 22)

Babil Kulesi

Babil kulesi ile ilgili Incıl'de yer alan bölüm:


Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
3 Birbirlerine, “Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 4 Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”
5 RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. 6 “Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar” dedi, 7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.” 8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 9 Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.
Babil Kulesi

Incil Genesis- Yaratılış Bölümü
Antaeus
Neptune ve Tellus’un oğlu. Annesi Toprak olduğu için, savaşlarda yere her düştüğünde büyüyor. O Tanrılara karşı başkaldıranlar arasında yer almamış dolayısıyla zincire bağlanmamış.
Cehennemin Dibi
Nemrut’un yanından ayrılan şairler, bir başka dev Antaeus’un yanına gelip kendilerini dokuzuncu çukura indirmesini istiyorlar. Devlerin ayakları zaten o çukurun içinde. Dev yumuşakça onları avucuna alıp, aşağıya buzun üzerine bırakıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder