27 Haziran 2021 Pazar

CEVAP

 


Değerli Werner,

Mektubun elimize geçti. Ben Daniel Le Blanc, Marie’nin babası. Kızım bana senin nasıl bir kahraman olduğunu anlattı. Kızımı kurtardığın için sana müteşekkirim. Çok şükür dünyada iyi insanlar var.

Buraya gelmeni seni Paris’te ağırlamayı çok isteriz. Ben savaşta bir müddet Almanya’da hapiste kaldım. Barış imzalanınca savaş esirleri karşılıklı olarak serbest bırakıldı. Ben de diğer Fransızlarla birlikte ülkeme döndüm. Hala eski işimdeyim. Marie de benimle birlikte müzede çalışıyor.

Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Sana ve kardeşin Jutta’ya her zaman kapımız açık. En kısa zamanda bekliyoruz.

Mektubun bundan sonrasında sözü Marie’ye bırakıyorum:

 

Sevgili Werner,

Senden haber aldığım için çok sevinçliyim. Ben de seni merak ediyordum. Anlattıkların beni mutlu etti.

Senden ayrıldıktan sonra söylediğin gibi önce hastaneye gittim. Bir gece orada kaldım. Ertesi gün Paris’e giden bir aileye beni emanet ettiler. Birlikte döndük. Evimiz kırılıp dökülmüştü ama ayaktaydı. Müzeye gidip babamın arkadaşlarından yardım istedim. Beni müzenin santralinde işe aldılar. Babam gelip, evi tamir ettirene kadar bir müddet müzede kaldım. Bana bir oda verdiler.

Hayata öyle tutundum. Bugün hala müzede çalışıyorum, santralda. Eğer müzeye telefon açacak olursan karşına ben çıkabilirim. Konuşmamız kolay olur.

Babamla beraber aile geleneği olan amatör radyoculuğu sürdürüyorum. Perşembe akşamları çocuklara hikâye anlatıyorum. Yayını bulmayı sana bırakıyorum. İpucu vermeyeceğim. Bakalım eskisi kadar usta mısın?

Gelişini dört gözle bekliyoruz. Gününü haber verirsen seni Gar de l'est de karşılarız.

Seni seven arkadaşın Marie.



 

Ondan sonraki günler Marie için heyecanlı bir bekleyişle geçti. Tahmin ettiği gibi Pazartesi günü işe gittiğinde telefon çaldı. Arayan Werner idi. Cumartesi günkü trenle geleceğini söyledi. İşini, kardeşini anlattı.

Marie babasıyla birlikte garda Werner’i karşıladı.  Eve gidip, bavulu bıraktılar, yemek yediler.  Sonraki birkaç gün şehri gezdiler. Tabii ki Marie’nin müzesini de.

“Bütün çocukluğum burada geçti” dedi Marie. “Bu müzeyi anlatan bir çocuk kitabı yazacağım. Çocuklar buraya gelip dinozor fosillerine bakmayı çok seviyor.”

“Ben de bayıldım” dedi Werner. Olağanüstü bir yer burası. Sen kitabı yaz, ben de Almancaya çevireyim.” Dedi.

“O zaman sana kütüphaneden biraz da kaynak bulalım, gel”

 




Werner’in Paris’ te geçirdiği bir hafta hızlı geçmişti. Gideceği gün Marie’ye “Benimle Almanya’ya gelmek ister misin? Evleniriz orada” dedi.

“Ne yaparım orada? Almanca da bilmiyorum”

“Ben sana öğretirim, okula da gidersin, zor değil. Sonra istersen Fransızca öğretmeni de olabilirsin, Madam Rosa’nın bize öğrettiği gibi, sen de çocuklara Fransızca öğretirsin. Radyo programına devam etmek istersen, onu da yaparız.”

 "Fena fikir değil, babamla konuşalım".

 Marie Werner’ın boynuna sarıldı "Ama Almanya’ da değil, burada evleneceğiz” dedi kalbi çarparak.

 

 

 


 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder