10 Aralık 2020 Perşembe

Verilen Sözler /Tutulan ve Tutulmayan Sözler

 

Cennet 5



 

“Eğer aşk ateşi içinde,

 Benim alevim dünyadakiyle kıyas edilemeyecek ölçüde

 Parıldıyor ve gözlerini alıyorsa; Şaşırma.

Öyleyim, çünkü burada görüşüm mükemmelleşti;

 

İyiyi gördükçe, iyiye yaklaşıyorum.

 Senin aklında da o hiç eksilmeyen nurun,

 Her zamankinden daha fazla parladığını görüyorum

O ışığı bir defa görürsen aşk alevi canlanır.

Daha az kıymetli bir şeyi de görsen, o ışık

O daha az sevdiğin şeyi de aydınlatır.

 

‘İyi ve doğru bir iş yaparak,
 acaba bozulan yeminin kefaretini ödeyebilir miyiz?

Ruh Allah’ a kendisini affettirebilir mi?’ diye sormaktasın.

 

Allah’ ın insan bahşettiği en önemli, en büyük hediyesi

Serbest iradedir;

 Allah‘ ın şanına en çok yakışan ve

yalnız ve yalnız‘ insana‘ verilen bir hediyedir bu,

Çünkü insan akıl sahibidir.

Yeminin değerini anlıyorsun.

 

Eğer kişi Allah‘ la arasındaki sözleşmeyi yaparsa, artık bu en büyük hazinesi olan

Serbest iradesinden feragat etmiş sayılır

Buna ne kefaret gerekir?

 

İlk başta teklif ettiğini  yeniden sunarsan;

Kötü niyetle elde ettiğini- iyi niyetli bir iş- için kullanıyor gibi olursun

Bu dersi anladın ama,

 kilisenin kuralları farklı ve benim söylediklerimle çelişiyor gibi,

Dikkat et ne diyeceğime iyi dinle;

 

Bir kulaktan girer bir kulaktan çıkarsa bir şeye yaramaz

Bir şeyi kurban etmek için niyetlenirsen,

Bu bir sözleşme gibidir.

 

Adak yerine getirilene kadar bu sözleşmenin

 Hükmü sürer.

Jepothah gibi aptallık yapmasın

Hatasını anlayıp geriye dönmedi O.

 

İlk gördüğü şeyi kurban etmeye karar verdiğinde

Büyük Yunanlı Agamemnon da aynısını yaptı

Iphigenia konusunda.

 

İki büyük adam da aptal yerine düştü

 

Hristiyanların daha dikkatli olması gerekir;

Öyle tüy gibi her rüzgâra kapılıp gitme,

Her ödeyeceğin kefaretle de kurtulurum; temize çıkarım sanma

 

Senin elinde hem Tevrat; hem İncil var,

 üstüne bir de Kilise sana çobanlık yapıyor

Bunlara dikkat edersen selamete erersin.

Başka bir şey gerekmez.

 

Eğer aç gözlülük yüzünden yanlış yola girersen

Insan gibi davran;

 Sürüden ayrılan koyun gibi olma

Yahudileri kendine güldürme“

 

Bu sözlerin ardından bakışlarını daha çok ışığa doğru, hasretle çevirdi

Onun susması ve görünüşündeki değişiklik,

 benim de susmama neden oldu

Daha çok parıldıyordu

 

Yayın titreşimi bitmeden hedefe varan ok gibi

 bizde ikinci kısma geçmiştik bile!

Merkür’e varınca o kadar neşelendi ki,

Onun ışıldamasıyla gezegende daha fazla ışıldadı.

 

Eğer o gezegen Beatrice’ in gelmesiyle daha çok ışıldayıp gülümsediyse

Ya ben ne hale geldim? düşünün

-Her türlü değişikliğe teşne olan ben-

 

Göle bir şey atıldığında balıkların üşüşmesi gibi,

Birden etrafımıza binlerce ne olduğunu anlamadığımız varlıklar yanaştı.

 

„Gelen aşkımızı arttıracak“ dediler

Her yaklaşan ruhta o neşeli ışıltıyı görebiliyorduk;

İçleri nurla dolu halesi etrafa yansıyordu;

Onların hikayesini dinlemek istiyordum artık.

 

Hayat mücadelesi sona ermeden,

 Tanrının ebedi zaferini görmesine müsade edilen

Allah‘ ın lûtfuyla buraya gelmiş olan

 şanslı doğmuş kişi;

Bizim ışığımız  bütün Evren‘ e yayılan Nur‘ dandır“ dediler

 

İçlerinden biri „Eğer bizleri tanıdınsa; soru sorabilirsin“ dedi.

O böyle söyleyince, Beatrice de beni cesaretlendirdi:

"Konuş onlara güvenebilirsin"

 

"Nasıl kendi ışığınla parladığını görüyorum

Ama kim olduğunu ve niye bu gezegende olduğunu bilmiyorum" dedim

 

Ben bunu söyleyince daha da çok parıldadı

 Güneşin ışınlarının en sıcak saatlerden sonra biraz geri çekilmesi gibi

O da kendi ışığının içinde biraz geri çekildi

Saklandı saklandı sonra konuşmaya başladı.


 

François Perrier İphegenia'nın Kurban Edilişi

 

YORUM

Dante her zaman sevdiği ve seveceği Beatrice’e baktığında O’nun ışığından etkileniyor. Cennet’e yükseldikçe her bir aşamada daha çok ışık oluyor, Dante’nin de gözleri giderek ışığa alışıyor.

Beatrice’ de o ışığın bir yansımasının Dante’nin zihninde olduğunu söylüyor. Bu yolculukla birlikte giderek aydınlanıyor.

Dante’nin aklına takılan bir soru daha var. O da eğer bir kişi sözünü yerine getiremezse acaba ne yapması lazım? Mesela bir adak yapmış, ama yerine getirememiş.

Beatrice ahde vefa‘ nın önemini anlatıyor. Buradaki Tanrı’ya verilen sözün çok önemli olduğunu söylüyor çünkü bir şeyi vaat ettiğimizde kendi özgürlüğümüzden feragat etmiş oluyoruz.

Serbest irademizle yapabilecek olduğumuz seçimi yapamaz hale geliyoruz.

Serbest irade ise Tanrı’nın insana verdiği en büyük hediye.

Beatrice Tanrı ya verilen sözden dönülmesi halinde o sözü yerine getirme mecburiyetinin devam edeceğini hatta bunu yerine getirebilmek için daha fazlasının yapılması gerektiğini söylüyor.

Bu yüzden söz vermeden önce çok düşünülmesi gerektiğini söylüyor.

Tevrat’ın Levililer kısmında bahsi geçer bu konunun, tapınağa bir adakta bulunan kişiler o adağı yerine getiremezlerse yapabilecekleri zaman bunu %20 fazlasıyla yapmak zorundalar. Adeta temerrüt faizi gibi bir durum var. Adağını yerine getirmeyene ekonomik yaptırım uygulanıyor.

Dante sanki Hristiyan ve Yahudiler arasında bir rekabet varmışçasına, bunun Hristiyanlar için %20 değil orijinal borcun %50si olması gerektiğini söylüyor. Çünkü Hristiyanların elinde hem Tevrat hem İncil var, ilaveten kilisede onlara rehberlik ediyor doğru yolu gösteriyor.

Sonunu düşünmeden verilen sözler için iki örnek veriliyor:

Jepthah

Israil Kralı Jepthat savaş esnasında galip gelirsek, ilk gördüğüm şeyi kurban edeceğim demiş. Böyle bir adakta bulunmuş kapıdan kızı çıkınca onu öldürmüş

"Kızını öldüreceğine yanlış konuştum, diyerek tövbe etmesi gerekirdi" diyor Dante

İphegenia

Yunan klasik edebiyatında da buna benzer bir efsane var. Kral savaşta galip gelirse

Gördüğü en güzel şeyi kurban edeceğini söylemiş,

Kızını kurban etmesi gerekmiş etmeyince diğer savaşçılar ayaklanmış ve kızını öldürmek zorunda kalmış.

 

İnferno 5‘ de Francesca ve Paolo evlilik birliği içinde verilen sadakat sözünü tutmamışlardı. Burada Tanrı’ya verilmiş sözler dile getiriliyor.

 

 

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder