Beşinci Bölüm
Yunan tarafı: Athena, Hera, Tydeus’un oğlu Diomedes, Capaneus’un
oğlu Sthenelus
Truva tarafı: Afrodit, Apollo, Ares, okçu Pandarus, Afrodit’in
oğlu Aeneas, Zeus un oglu Sarpedan
Aşil savaşmadığı için Yunanlılara yeni bir kahraman
gerekmekteydi. Athena Diomedes’i seçti, ona süper güç ve cesaret verdi.
Diomedes’in kalkanı miğferi yıldız gibi parlamaya başladı.
Rahip Dares’ in iki oğlu da Diomedes’e karşı savaşıyordu.
Diomedes birini öldürdü, diğerini de öldürecekken savaş tanrısı Ares gelip,
ikinci kardeşi kurtardı çünkü yaşlı rahibin iki evladını birden kaybetmesini
istemiyordu. Truvalılar bu mücadeleyi üzülerek izlediler. O sırada Athena
kardeşi Ares’ e “gel biz kenara çekilelim bu savaşa daha fazla müdahil olup
Zeus’u kızdırmayalım, bırak ölümlüler ne yaparsa yapsınlar” dedi. Gidip
Scamender’in (Kara Menderes) kıyısına
oturdular. Bu arada savaş bütün hızıyla devam ediyordu.
Athena kendisi yapacağını yaptı Yunan tarafına yardım etti
ama Ares’in Truvalılara yardım etmesini önlemek için “biz karışmayalım, kenara
çekilelim” diyerek Ares’i kandırdı.
İki tarafta kayıplar veriyordu. Diomedes dağdan aşağı inen
bir sel gibi ezip geçiyordu. Önünde kimse duramıyordu, Truvalılar içinde paniğe
sebep oldu, en sonunda meşhur okçu Pandarus onu vurmayı başardı. Menelaus’u
yaraladığı gibi Diomedes’i de yaralamıştı. Ok Diomedes’in omzuna saplandı.
Truvalılar sevindiler. Pandarus atlılara seslendi “ben yaraladım, siz çabuk
gelin işini bitirin” dedi.
Diomedes arkadaşı Stheneles’a seslendi, “çabuk arabadan in, yanıma
gel, şu lanet oku çıkart omzumdan” dedi. Stheneles oku çekince sanki kırmızı
bir mızrak gibi kan fışkırdı. Pandarus keyiflenmişti.
Diomedes Athena’ya
seslendi: “Athena gel yardım et, beni yaralayan adam övünüp duruyor, onu
yakınıma getir mızrağımla öldüreyim!”
Athena yetişti, “zamanında babana yardım ettiğim gibi şimdi
de sana yardım edeceğim” dedi, onu yüreklendirdi, vücuduna kuvvet verdi.
“Görüşünü de kuvvetlendireceğim, gözündeki perdeyi sileceğim kim insan kim
tanrı ayırt edebileceksin. Yalnız ölümsüz Tanrılarla savaşman yasak, sadece
Afrodit’i görebilirsen ona mızrak atabilirsin” dedi.
Bir ölümlünün tanrılara karşı savaşması olmayacak bir şeydi
ama Athena’nın Afrodit’e nefreti o kadar fazlaydı ki, Diomedes’e “Afrodit’i
vurabilirsin” dedi. Diomedes kendisine verilen bu yeni güçlerle beraber koyun
ağılına dalmış aslan gibi Truvalıları katletmeye başladı.
Aeneas, olan biteni
görmüştü sağa sola yağan mızraklara aldırmadan koşup okçu Pandarus’ u buldu, “bu
bize kıyan adam her kimse öldürmemiz lazım” dedi.
Pandoras “Ben kim olduğunu anladım, Diomedes o savaşçı, uzun
süredir izliyorum onu. Onu tanıyorum biliyorum ama anlamıyorum şimdi tanrı gibi
savaşıyor, onun tanrı olmadığına inanmakta zorlanıyorum. Ona zaten bir ok attım
ama yıkılmadı, bu işte bir iş var” dedi.
Ne yazık ki Pandarus savaş arabalarını getirmemişti.
“Memleketimde dokuz tane savaş arabam, çok güzel atlarım vardı. Bana götür
dediler ama getirmedim. Şimdi hızlı hareket edemiyorum. İki adamlarını da
vurdum ama öldüremedim. Şanssızlık” dedi.
Aeneas “Gel benim arabama bin, beraber gidelim” dedi.
Pandoras “Atlar sana alışkın sen arabayı idare et, ben bu
sefer de mızrakla vurmaya çalışacağım” dedi.
Aeneas ile Pandarus’un kendilerine doğru geldiğini görünce
Sthenelus, “Bunlar seni öldürmeye geliyorlar, biri Pandoras, diğeri Anchises’in
oğlu Aeneas. Arabaya bin, kaçalım” dedi.
Diomedes, “Ben kaçmam, bizde kaçmak yoktur. İkisiyle de
savaşacağım. Athena bana kuvvet verirde ikisini de öldürürsem sen atları al,
bizim tarafa götür. Zeus Priam’ın oğlu Ganamyde’i
kaçırdığında Truvalılara bu güzel atları ödeme olarak verdi. O atların soyundan
gelen altı tane at var Truvalılarda- ikisi Aeneas’ın -bu dünyada görebileceğin
en güzel atlar. Eğer Aeneas atlarını kaçırabilirsek bu bizim için büyük şeref
olur.
Pandarus “Okum seni öldürmedi ama bakalım mızrağımdan
kurtulabilecek misin?” diye bağırarak mızrağı fırlattı, mızrak zırhı deldi.
Pandoras, vurdum diye sevindi ama Diomedes ölmedi ve Athena’nın yardımıyla o
Pandarus’u vurdu, Pandoras arabadan düştü, atlar şaha kalkarken Truvalıların
kahraman askeri son nefesini verdi, ruhu rüzgâra karıştı. Aeneas arkadaşının cesedini korumak için
arabadan indi, o anda karşısına çıkanı öldürmek için kanı kaynıyordu, öyle
öfkelenmişti aslan gibi kükredi.
Diomedes iki adamın zor kaldıracağı bir kayayı tek başına
kaldırdı Aeneas’a attı, bacağına darbe alan Aeneas yere düştü gözleri karardı.
Afrodit oğlunu korumak için yetişti araya girdi, Aeneas’ın yanına düşmanların
gelmesine mâni olmak istedi. Paris’i kaldırıp kaçırdığı gibi Aeneas’ı da
kaçıracaktı, tam kaldıracakken Capaneus’un oğlu atları kaçırmak için arabaya
doğru koştu, atların dizginlerini alıp Yunan tarafına sürdü bir arkadaşına
teslim etti sonra tekrar koşup kendi arabasına bindi niyeti Diomedes’i alıp
gitmekti.
Diomedes Afrodit’in diğer tanrılar gibi güçlü olmadığını
korkak olduğunu biliyordu, mızrağını attı mızrak Afrodit’in bileğini sıyırdı,
kan aktı Afrodit oğlunu yere düşürüp kaçmak zorunda kaldı. Tanrıların kanı
insanlarınkine benzemiyordu, onların damarlarında ichor denilen başka bir sıvı
dolaşıyordu onun için ölümsüzlerdi.
Afrodit’in çığlığına Apollo yetişti, Aeneas’ı kapıp sağlam
bir yere götürmek istedi. O sırada Diomedes Afrodit’in arkasından bağırıyordu
“Bu savaşı sen başlattın masum bir kadını kaçırtmakla, niye kaçıyorsun?” diye
alay etti.
Haberci tanrı İris bunu görünce, Afrodit’i alıp, Ares’in
yanına götürdü. Ares Athena ona ırmak kıyısında otur dedi diye orada oturmuş
bir şeye karışmıyordu. Afrodit Ares’ten
yardım istedi, halimi görüyorsun, arabanı ver ben Olimpus dağına çıkayım,
Diomedes yaraladı beni” dedi
Ares’in verdiği altın arabayla Olimpus’ a tam bir dakikada
vardı, kendisini annesi Dione’nin
kucağına atıp, ağlamaya başladı.
Dione “yavrum ne oldu sana?” dedi. Afrodit olan biteni
anlattı. Dione kızını teselli etti, yarasını temizledi. “Daha önce de olmuştu,
bazen ölümlüler tanrılara saldırır. Ama bu Diomedes bilmiyor mu Tanrılara
saldıran ölümlüler çok yaşamaz. Bu adam sana saldırdıysa onu Athena kışkırttığı
için saldırdı. Aptal, Athena’ya inandı” dedi.
O sırada Afrodit’in halini gören Hera ve Athena onunla alay
etmeye başladılar. “Belki yine bir Yunanlı kadını bir Truvalıya vermek için
kaçırmaya çalışırken, kadının elbisesindeki altın iğne tanrıçanın kolunu
çizmiştir” dedi Athena.
Zeus Afrodit’i yanına çağırdı, “Kızım savaş sana göre değil,
sen aşk ve evlilik işleriyle uğraş, özlemin kısık ateşini yak” dedi ve ona
savaş meydanına inmeyi yasakladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder