Athena zaten hazır bekliyordu, babasından işareti alınca
adeta bir kuyruklu yıldız gibi gökyüzünden geçti hızlıca, aşağıya tam iki
ordunun arasına indi. Askerler şaşırdı, telaşlandılar. “Ne oluyor? Bu savaş
bitmeyecek mi? Hani antlaşma yapılmıştı, Zeus adına, ne oldu şimdi?” Dediler.
Athena asker kıyafetine bürünmüş halde Yunanlıların arasına
karıştı, meşhur okçu Pandarus’u aramaya başladı. Yanına gidip, “Sen en iyi
okçusun, önünde bir fırsat var. Menelaus’u görüyor musun, at okunu, öldür onu.
Truvalıların kahramanı olursun sana servet verirler. Hele Paris neler vermez”
dedi. Şaşkın Pandarus kandı bu sözlere, okunu doğrulttu nişan aldı.
Athena okçunun yayını doğrultmasıyla fırlayıp soluğu Menelaus
‘un yanında aldı. Gelen okun yönünü şaşırttı çünkü maksadı Menelaus ’un ölmesi
değil, sadece yaralanması ve ateşkesin bozulmasıydı. Bu sayede Truvalılar suçlu
duruma düşecekti.
Ok Menelaus ‘un zırhı altın savaş kemeri arasından vücuduna
isabet etti. Yunanlıların meşhur savaşçısı yere düştü. Yan tarafından kan
boşaldı, bacağından aktı.
Athena öldürücü darbeyi elinin tersiyle savmıştı. Bu hareketi
bir annenin bebeğin yüzünden sinek kovmasına benzetilmiş çünkü Athena, Yunan
komutanlara kıymet veriyor.
Agamemnon kardeşine ok atıldığını gördü, onun yere
düşmesiyle sarsıldı. Menelaus ‘un vücudu acıyla büküldü, inledi. Agamemnon da
inler gibi “Ah kardeşim buraya senin için geldik, yoksa senin vücudunu burada
bırakıp mı gideceğiz” dedi. Etrafına adamları toplanmıştı, herkes üzüldü
söylenmeye başladılar. Agamemnon ağıt yakıyordu. “Güya barış yapacaktık bak
sözlerini tutmadılar. Zeus bunların belasını şimdi vermezse ileride mutlaka
verir” dedi. Böyle söylüyordu çünkü krallar tarafından yapılan sözleşme
kutsaldı. Kurban kesilmiş, şarap toprağa dökülmüştü. Pandaros’un akılsızlığı bu
duruma neden olmuştu.
Agamemnon “Truva’nın sonu gelecek Priam da oğulları da
ölecek. Bunu biliyorum ama sen burada ölürsen biz memleketimize utanç içinde
döneceğiz” dedi kardeşine.
Menelaus başını kaldırdı “Telaş etme bir şeyim yok,
askerlerin moralini bozma. Yara derin değil. Kemerim mâni oldu oka” dedi.
Agamemnon bu kadar konuşmadan sonra doktor çağırmayı akıl
etti, hemen haberci koşturdu. Machaon isminde meşhur bir doktor geldi. Onun
elleri şifalıydı. Menelaus’ un kemerini açtı, ok ucunu vücudundan çıkardı,
yarayı temizleyip, merhem sürdü, sardı. Komutanlar gelmiş seyrediyorlardı.
Menelaus’un iyileşeceği anlaşılınca savaş hazırlığına başladılar.
Kral Agamemnon için vakit gelmişti. Bu saatten sonra ne
uyuyabilir ne de başka bir şey yapabilirdi. Bütün aklı fikri savaştaydı. Tek
tek bütün kıtaları gezdi yüreklendirecek konuşmalar yaptı, askeri savaşa
hazırladı. Eğer isteksiz olan varsa onları azarladı. “Ne istiyorsunuz,
Truvalılar gelip sizi gemilerinize çarpsınlar mı?” dedi. Giritlilerin canla
başla çalıştığını görünce sevindi, kaptanları Idomeneus’ a övgüler yağdırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder