İkinci bölümde görmüştük, Yunan tarafındaki krallar, kralların gönderdiği gemiler, gemi kaptanları, meşhur savaşçılar, savaş arabaları atlar sayıldı. Truvalı savaşçılar da şehrin kapılarını açıp dışarı çıktıklarında onlar da sayıldı. Bu bir şan şeref listesiydi.
Geçen bölümde benzer şekilde Kral Priam, Helen’e savaş
meydanında kimler olduğunu sordu, o da tek tek anlattı.
Bir düşünürün dediği gibi “Bütün savaşlar aslında
birilerinin kendisini önemli görme- (gösterme) isteğinden kaynaklanır.”
Bu işin dünyada görülen algılanan kısmıydı. Şimdi de Olimpos
dağının tepesindeki tanrılar tarafından durum nasıl görülüyor, onu göreceğiz.
Zeus ve diğer tanrılar Truva’da olan biteni seyrediyorlardı.
Paris ile Menelaus arasındaki düelloyu gördüler. Zeus aslında düzeni temsil
eder. Tanrı evreni yaratır düzen kurar. Bu sebeple artık savaşın bitmesini
düzenin yeniden kurulmasını, kaosun son bulmasını istiyor.
Paris’in Afrodit tarafından savaş meydanından kaçırılması üzerine
keyiflenip, Hera ve Athena’ya takılmaya başladı. “Bak” dedi “Siz Yunan tarafını
tutuyordunuz, sizin kahramanınız Menelaus tam Paris’ i yenecekken Afrodit
kurtardı onu ölümden. Şimdi ne yapsak savaşı bitirsek mi yoksa devam mı
ettirsek? Savaş bitip de Truva’da herkes barış içinde yaşamaya devam etse iyi
olur. Menelaus’da Helen’i evine götürür” dedi.
Bu sözlerin hanımları kızdıracağını biliyordu. Athena
babasına saygısından sustu. Zeus’un eşi Hera ise dayanamadı. “Ben bu kadar
uğraştım (Artık oturduğu yerden ne yaptıysa) Bu Truva’nın sonunu getirmek
lazım.” Dedi.
Zeus öfkelenerek, “Ne doymaz kadınsın” dedi. Truva’nın
sadece yenilmesi yeterli değildi Hera için, şehrin tümden yakılıp yıkılmasını,
ortadan kalkmasını istiyordu.
Zeus “ne yaparsan yap, ancak bu savaş seninle benim aramda
bir meseleye dönmesin. Yarın öbür gün ben de öfkelenir senin için değerli olan
şehirleri yıkarım. Truva benim için en kıymetli şehir” dedi.
Hera “Benim en sevdiğim şehirler Argos, Sparta ve Mikene’dir.
Sen oraları yıkarsan sesimi çıkartmayacağım. Söz. Zaten sana karşı ne
yapabilirim ki? Kuvvetli olan sensin! Ama benim de tanrıça olarak haklarım var.
Şimdi müsaade et, Athena inip ortalığı karıştırsın, antlaşma bozulsun” dedi.
Zeus, Athena’ya gitmesi için işaret verdi.
İnsanların ne yaptığı, ne düşündüğü değil, tanrıların
yazdığı kader devreye giriyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder