Tüm ümitlerini kaybetmişken Zeus’tan bir işaret gelmesi ve
Hera’nın Agamemnon’u yüreklendirmesiyle Yunan tarafı bezginlikten kurtuldu.
Kaçma psikolojisi geri dönüp saldırmaya dönüştü. Diomedes gene öndeydi onun
arkasında Agamemnon ve Menelaus geliyordu. Oklar atılıyor, Truvalılar
öldürülüyordu. Agamemnon, Teucer adlı genç bir askerin hedefi vurduğunu
görünce, “Truva’nın kapılarından girdiğimizde ilk seni ödüllendireceğim, en iyi
atları savaş arabasıyla birlikte vereceğim veya ele geçirdiğimiz güzel kadınlardan
birini” dedi.
Teucer, “Bana ödül vermenize, cesaretlendirmenize gerek yok,
başladık artık sonunu getirene kadar durmam. Oklarım hedefini buluyor.
Truvalıları geri kapılarından içeri sürükleyeceğiz. Hepsini vuruyorum ama ne
yazık ki Hektor’u vuramadım henüz” dedi. Okunu Hektor’a yöneltti. Ama ok bir
başka prense, Gorgytion’u vurdu. Genç prens anında öldü kafası miğferin
ağırlığıyla yana düştü.
Tekrar attı oku gene Hektor’u vuramadı, Apollo Hektor’u
koruyor, okun yönünü değiştiriyordu. Bu sefer de Hektor’un yanında oturan araba
sürücüsü vuruldu. Arkadaşının ölümü Hektor’u çileden çıkardı. Arabayı idare
etmesi için bir başkasına seslendi. O dizginleri alırken kendisi arabadan
atladı. O öfkeyle yerden bir taş alıp Teucer’e fırlattı. Taş boynuyla göğsü
arasında kemiğe geldi, genç adam acıyla yıkıldı, o anda Ajaks yetişip
kalkanıyla onu korumaya aldı. Teucer
onun kardeşiydi. Aynı babanın farklı annelerin evlatlarıydılar.
Zeus tekrar Truvalıları güçlendirdi. Bu sefer üstünlük
onlara geçmişti. Yunanlıları geri kendi kazdıkları hendeğe doğru püskürttüler.
Hektor olanca gücüyle savaşıyor bir yandan da kendisinin hedef olduğunu bildiği
için dikkatli olmaya çalışıyordu.
Hera durumu gördü. Yunanlılar gemilerine kaçmıştı,
kurtulabilenler korkuyla dua ediyordu. Hera Athena’ya seslendi: Görüyor musun
Hektor’un yaptığını tek başına ne büyük zarar verdi. Ne yapacağız? Bu
zavallılara yardım etmeyecek miyiz?
“Hektor bin defa ölsün. Ben taktik veremiyorum artık, babam
Zeus mâni oluyor. Hep Aşil ’in annesi Thetis’in gelip Zeus’la konuşmasından
dolayı oldu bunlar” dedi Athena.
Sonra birlikte tapınağa gittiler. Athena savaş kıyafetlerini
giyindi.
Bunlar gören Zeus hiddetlenerek haberci tanrı İris’i
çağırdı. “Git bunlara mâni ol yoksa sonları kötü olacak. Athena’ya bana karşı
savaşmak neymiş öğreteceğim. Hera’ya o kadar kızmadım. O hep ben ne dersem
tersini yapar zaten” dedi.
İris Hera ve Athena’ya yetişti “Ne yapıyorsunuz? Delirdiniz
mi siz?” dedi Zeus’un tehditlerini sıraladı.
Hera “Bırakalım artık. Zeus ne isterse yapsın” dedi.
Kalpleri kırgın geri döndüler. Zeus da arabasına binip Olimpos’a geldi. Hera ve
Athena sessizdi. “Niye bana karşı geldiniz. Size yıldırım göndersem, perişan
olurdunuz, bir daha bu dağa çıkamazdınız” dedi.
Athena sesini çıkarmadı, Hera dayanamadı “Biz Argoslulara
yardım etmek istiyoruz sen mâni oluyorsun. Zavallılar ölüyor” dedi.
Zeus “Yarın sabah şafak vakti savaş yine başlayacak yine
Argoslular ölecek. Bu savaş Aşil gelene kadar bitmeyecek. Senin ne söylediğin
benim için önemli değil. Zaten hep kötülük düşünürsün” dedi.
Bu azar karşısında Hera tek bir söz söyleyemedi. Gece
olmuştu. Truvalılar henüz gecenin olmasını istemiyorlardı ama Argoslular
gecenin indiğine sevindiler.
Truvalılar geri çekildi. Hektor adamlarına “işimizi
bitiremeden gece oldu maalesef, çekilelim. Şimdi yemek hazırlansın, yemeğimizi
yiyip, dinlenelim ama her yere ateş yakılsın. Düşmanın gemilere binip kaçması
önlensin. Bunlara haddini bildirelim ki bir daha gelmesinler” dedi. Sonra şehre
haberci gönderdi. Şehirde kulelerde gözcüler, her evde nöbetçiler, gece boyu
yanan lambalar olmasını emretti. “Biz dışarıdayken yokluğumuzu fırsat bilip,
kimse şehre girmeye kalkmasın. Sabah erkenden hareket emri vereceğim. Zeus’un
bize zafer vereceğine, düşmanı kovacağımıza inancım tam. Yarın Diomedes ile
karşı karşıya geleceğiz. Ya ben ya o kazanacak.” dedi.
Askerler atları saldılar, yemlerini verip bakımlarını
yaptılar. Ateşler yakıldı her ateşin etrafına elli asker toplandı, ova
aydınlandı. Herkes sabahı beklemeye başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder