18 Aralık 2023 Pazartesi

Hector Saray'da

 




Hektor Truva’nın meşhur kapısından içeri girip de meşe ağacını geçtiğinde kadınlar koşuşturdular hepsi akrabalarını tanıdıklarını soruyor haber almak istiyorlardı. Kimi oğlunun, kimi babasının kimi kardeşinin akıbetini merak ediyordu. Hektor onlara sadece “dua edin” dedi geçti. Ağır bir hüzün kapladı havayı.

Hektor saraya girdi doğru annesinin odasına gitti. Annesi ve kız kardeşi oturuyorlardı.  Annesi hemen kalktı haber sordu. “Ne oldu niye geldin? Savaşı bıraktın bu lanet Yunanlılar surlarımızın dibinde. Herhalde Zeus’a dua etmek için geldin. Dur otur şöyle sana bir kadeh şarap vereyim dinlen biraz” dedi.

Hektor, “Şarap içilecek zaman değil anne. Şarap zihnimi bulandırır. Kaslarımı gevşetir, savaşamam sonra. Dua etmek için de durumum müsait değil kan ter içindeyim savaşın tozu kiri üzerimde. Önce yıkanıp temizlenmem gerekir. Ama sen dua et. Onun için geldim. Truvalı yaşlı kadınları topla Athena tapınağına gidin. Truva’da bulunan en güzel işlemeli elbise hangisiyse bul onu, Athena heykelinin dizlerinin üzerine koy, söyleyelim tam on iki adet kurban adansın. Zeus’ a Athena’ya dua edilsin. Truva’ya kadınlara çocuklara bir zarar gelmesin diye yakarılsın. Diomedes’ i diğer düşmanları şehrimizden uzak tutsun. Şimdi sen tapınağa git, ben Paris’i bulacağım hangi cehennemdeyse. Benimle birlikte savaş meydanına gelsin. Geberip gitsin. Biz de kurtulalım bu işten” dedi annesine.

Annesi bir şey söylemden kalktı hemen görevlileri çağırdı. Truvalı kadınlara haber yollattı. Dolaplar açıldı. Paris’in Helen’i kaçırırken Yunanistan’dan beraberinde getirdiği hediyeler çıktı ortaya. En güzel elbise seçildi Athena’ya sunmak için. Sonra tapınağa gittiler.

Athena’nın kulakları bu dualara kapalıydı. Truva’lı kadınların çocukların akıbeti onu ilgilendirmiyordu. O Yunan tarafının kazanması için herşeyi yapacaktı.

Paris, Priam ve Hektor’un saraylarının yanında kendisine görkemli bir saray yaptırmıştı en iyi ustalara. Hektor sarayın kapısından içeri elinde mızrağı kafasında miğferi hışımla girdi. Paris yatak odasında zırhlarını parlatıyordu. Helen ve emrindeki kadınlar işlemeler yapmakla meşguldü. Paris’in yatak odası yükseltilmiş. Priam ve Hektor’un odalarıyla aynı seviyede inşa edilmiş. Bu da onun had bilmezliğinin bir başka göstergesiydi.

Hektor Paris’i yayını bir sağa bir sola çevirip oyalanırken görünce gürledi: “Ne yapıyorsun sersem? Aşağıdan gelen savaşın uğultusunu duymuyor musun? Millet senin için ölüyor. Senin herkesten önce savaş meydanına gitmen gerekiyordu. Kalk fırla. Oturduğunu görmeyeyim. Truva yakılıp kile dönmeden kalk git savaş meydanına” dedi.

Paris “Haklısın beni azarlamakta ama ben üzüntümden burada duruyorum. Demin de aynı şeyleri Helen söyledi, ben de hazırlanıyordum, gidecektim. Zaten savaş bu belli olmaz bir o kazanır bir bu. Bekle geliyorum.” dedi

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder